Amirli’den Tazehurmatu’ya: Türkmenler Direniyor

Irak’ta yıllardır çeşitli katliamlara maruz kalan Türkmenler, yeni bir katliamla karşı karşıya kalmış durumdadır. Irak’ta 2003’te ABD’nin müdahalesiyle yaşanan rejim değişikliğinden sonra ortaya çıkan yeni devlet yapısının ana kaybedeni olan Türkmenler, IŞİD sonrası süreçte de en fazla zarar gören taraf olmuştur. IŞİD’in 2014’te Musul’a girmesiyle birlikte başlayan süreç içerisinde, IŞİD’in neredeyse bütün Türkmen bölgelerinde etkinlik göstermesi ve kontrol sağlaması nedeniyle, başta Telafer, Musul, Tuzhurmatu ve çevresi ile Diyala’dan 600 binden fazla Türkmen’in göç etmek durumunda kaldığı bilinmektedir. Bunların büyük kısmı ülke içerisinde yer değiştirirken, bir kısmı da Türkiye’ye göç etmiştir.

 

Diğer taraftan pek çok Türkmen bölgesi de IŞİD’in işgaline uğramakla birlikte, IŞİD’in bulunduğu noktalardan Türkmenlerin yaşadıkları yerlere saldırılar devam etmektedir. Bilindiği gibi Musul ve Telafer’in yanı sıra Türkmenlerin yaşam alanları olan Selahaddin vilayetine bağlı Tuzhurmatu ve Amirli çevresi, Diyala’ya bağlı Karatepe, Şehreban, Beledruz, Mikdadiye, Celevle gibi yerleşim yerleri ile Kerkük’e bağlı köyler ile Dakuk (Tavuk), Tazehurmatu gibi yerleşim yerleri IŞİD’in baskısı altında kalmıştır. Zira IŞİD’in Musul saldırısı sonrası kapanan Kerkük-Bağdat yolu üzerinde bulunan ve çok stratejik bir konuma sahip Tuzhurmatu’ya bağlı Amirli’deki Türkmen direnişi uluslararası kamuoyunun dahi dikkatini çekmiştir. IŞİD, 86 gün boyunca Amirli’yi abluka altına almasına rağmen düşürememiştir. Amirli’de, IŞİD ablukasının Haşdi Şaabi ve Şii milis grupların yardımıyla kırılması sonrası ancak Kerkük-Bağdat yolu kullanıma açılabilmiştir. Aynı şekilde, IŞİD, Tuzhurmatu’ya da pek çok kez saldırılar düzenlediyse de ele geçirmeyi başaramamıştır. Amirli-Kerkük arasındaki bölgede yaşayan Türkmen halkının çoğunluğunun Şii olması ve bu bölgelerin IŞİD’le mücadele açısından son derece stratejik noktaları barındırması, özellikle Haşdi Şaabi ve Şii milis güçlerin Türkmenlere destek vermesine sebep olmuş, Türkmenler de bu sayede bölgelerini korumayı başarabilmiştir.

 

Ancak son birkaç gün içerisinde Kerkük’ün güneyindeki IŞİD’in elinde bulunan Türkmen köyü Beşir’den yaklaşık 5 km uzaklıktaki sadece Türkmenlerin yaşadığı Tazehurmatu nahiyesine havan saldırıları düzenlenmektedir. Türkmen Kurtarma Örgütü’nün verdiği bilgilere göre, IŞİD’in son üç gün içerisinde, Kerkük’ün yaklaşık 12 km güneyindeki Tazehurmatu nahiyesine, 200’den fazla havan ve katyuşa füzesi atmıştır. Saldırıların büyük kısmı cephe hattına yönelik olmakla birlikte, sivillerin yaşadığı alanlara da havan ve füze atıldığı bilinmektedir. Bununla birlikte IŞİD tarafından yapılan bu saldırılarda klor gazı kullanıldığı tespit edilmiş ve etkilenen siviller hastane ve sağlık kuruluşlarında tedavi altına alınmıştır. Tazehurmatu’daki Türkmen gücü bildiri yayınlayarak, Türkmenlerin evlerinden çıkmamasını, boş arazilerde dolaşmamasını, havan ve füze atılan bölgelerde ıslak bezlerle ağızların kapatılarak, doğrudan nefes alınmaması gerektiğini açıklamıştır.

 

Türkmenler yeniden IŞİD’in hedefi haline gelirken, ne Irak Ordusu, ne ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri ne de Kerkük’ü kontrol altında tutan peşmergeler, bu konuda bir adım atmamaktadır. Burada temel problemi IŞİD’in elinde bulunan Beşir Köyü oluşturmaktadır. IŞİD’in Musul’u ele geçirmesi sonrasında Kerkük etrafındaki kontrol ettiği bölgelerden biri olan Beşir Köyü, aylardır kurtarılmayı beklemektedir. Zaman zaman Beşir’in kurtarılmasına yönelik operasyon hazırlıkları yapılırken, Irak merkezi hükümetinin bu konuda inisiyatif almaması, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava desteğini vermemesi ve peşmergelerin şartlı destek sözleri nedeniyle henüz Beşir için bir operasyon yapılmamıştır. Bu nedenle IŞİD, Beşir üzerinden devamlı olarak Kerkük’ü tehdit etmektedir. Nitekim Beşir-Kerkük arasında yaklaşık 20 km’lik bir mesafe bulunmaktadır. Beşir, IŞİD’den geri alınamamakla birlikte, IŞİD’in bu bölge üzerinden Tazehurmatu’ya sürekli olarak saldırması, Türkmenleri bir katliamla karşı karşıya bırakırken, Kerkük’teki IŞİD tehdidini de arttırmaktadır. Zira Tazehurmatu, IŞİD ve Kerkük arasındaki direnç noktasıdır. Tazehurmatu’nun IŞİD tarafından düşürülmesi durumunda, IŞİD’in Kerkük’e girmesi işten bile değildir. Aynı zamanda Tazehurmatu’nun IŞİD’in eline geçmesi durumunda Kerkük-Bağdat yolunun yeniden kapanması ve IŞİD’in etkinlik alanının yeniden kuzey-güney boylamında genişleme ihtimali oldukça yüksektir. Bu durum Irak’ta gittikçe gerileyen IŞİD’in yeniden zemin kazanmasına yol açacağı gibi, IŞİD’le mücadele sürecini sekteye uğratmaktadır. Bununla birlikte, Tazehurmatu’da bir elektrik dağıtım santrali bulunmakla birlikte, Tazehurmatu’nun hemen dışında bir doğalgaz istasyonu yer almaktadır. IŞİD’in bu iki güç merkezini ele geçirmesi ya da bu güç merkezlerine saldırı düzenlemesi durumunda Kerkük ve çevresi için büyük bir yıkım ve felaket getirebilir. Bu nedenle Tazehurmatu’nun ayakta tutulması ve IŞİD’in bertaraf edilmesi, IŞİD’le mücadele süreci ve ülkedeki terörün bitirilmesi açısından da son derece önemlidir.

 

Ancak Tazehurmatu’daki Türkmenler, kendi topraklarını, canlarını, evlerini, namuslarını korumak için güçlü bir biçimde direnmektedir ve hiçbir taraftan yeterli desteği alabilmiş değildir. Bilindiği kadarıyla Haşdi Şaabi içerisindeki yer alan 16. Türkmen Tugayı olarak ifade edilen Türkmen gücünden 1400 civarında savaşçı Tazehurmatu’da IŞİD’e karşı direnmektedir. Bu güç içerisinde Necef’teki dini merci tarafından gönderilen ve Ebu Fadıl Abbas, Ketaib İmam Ali ve Ebna El-Karar isimli milis grupların üyeleri de yer almaktadır. Ancak bu güç bile Tazehurmatu’nun korunması için yeterli değildir. Irak hükümeti Tazehurmatu ve Beşir konusunda sessiz kalırken, peşmergeler, Tazehurmatu ve Beşir’in kontrolünün kendilerine verilmesi durumunda Beşir operasyonuna katılacaklarını söylemektedir. Irak’taki IŞİD’le mücadeleye havadan destek veren ABD’nin de Haşdi Şaabi ve Türkmen güçlerinin tek başlarına Beşir’e bir operasyon yapması durumunda hava desteği sağlamak istemediği, Haşdi Şaabi ve peşmergelerin ortak müdahalesinden yana olduğu söylenmektedir. Bu nedenle bir anlaşma sağlanamamakta ve Beşir’e yönelik bir operasyon yapılamamaktadır. Burada en büyük zararı Türkmenler çekmektedir. Irak’taki siyasi, idari, askeri gerginlik ve uzlaşmazlık, Türkmenleri vurmaktadır. Mevcut haliyle Türkmenler, Tazehurmatu’da IŞİD tehdidiyle baş başa kalmıştır. Türkmenler teslim olmaya zorlanmaktadır. IŞİD’e teslim olmasalar bile, Tazehurmatu’yu tek başlarına savunmaları zor görünmektedir. Bu nedenle en yakın yardım alabilecekleri taraf olarak, Kerkük’ü ve çevresini kontrol eden, Kürtler (peşmergeler) oön plana çıkmaktadır. Bu noktada ABD de Kürtlerden yana tavır almaktadır. Zira 9 Mart günü sabah saatlerinde ABD’li ve Kürt yetkililerin Tazehurmatu’daki Türkmen yetkililerle Beşir operasyonu için görüşme yaptıkları ve peşmergelerin bölgeyi kontrol etmesi için baskı uyguladıkları söylenmektedir. Kürtlerin Beşir ve Tazehurmatu’daki kontrolü almaları durumunda, Kerkük’teki kontrollerini pekiştirmekle birlikte uzun süreden beri almak istedikleri ve bu nedenle Türkmenler çatıştıkları Tuzhurmatu üzerindeki baskıyı da arttırmaları mümkündür. Böylece Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Irak Anayasası’nda belirtilen Erbil, Süleymaniye ve Duhok dışında belirledikleri alanlara hakim olmasının da yolu açılmış olacaktır.