Basra, Irak’ın Kaderini Değiştirir mi?

Basra, Bağdat ve Musul’dan sonra Irak’ın en büyük üçüncü şehri olarak biliniyor. Ancak 2014’te terör örgütü IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin ardından Musul’daki nüfusun çoğunluğu göç etti. Her ne kadar IŞİD’e karşı kazanılan zaferin ardından Musul halkının bir kısmı geri dönmüş olsa da IŞİD’le mücadele sırasında Musul’un büyük hasar görmesi nedeniyle nüfusunun yarısına yakını hâlen dönebilmiş değil. Bu nedenle Basra, Bağdat’tan sonra en büyük ikinci şehir konumunu almış durumda.

Öte yandan Basra ve çevresinde çıkarılan petrolün yanı sıra Basra’daki limanların Irak’ın denize açılan tek kapısı olması da Basra’yı ekonominin zirvesine oturtuyor. Bilindiği kadarıyla Basra merkezli ekonomik kalemler, ülke bütçesinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyor. Basra ve çevresinde çıkan petrolün yanı sıra, ülke ticaretinin denize açılan tek kapısı olan Basra’daki limanlar da Irak’ın can damarı. Buna rağmen Basra’daki potansiyelin kullanılabildiğini söylemek çok zor. Ülkede siyaset ve güvenlik noktasındaki krizlerin yanı sıra, etnik, mezhepsel ve hatta aşiretler arasındaki gerilimler de hem Basra’nın hem de genel olarak ülkenin potansiyelinin ortaya çıkmasının önüne geçiyor. Nitekim Irak bu potansiyelini ortaya çıkarabilmek için yeni bir projenin heyecanı içerisinde. Uzunca bir süredir “hayal” olarak tasarlanan “Büyük Fav Limanı” projesinin, Irak’taki tüm olumsuz şartlara ve siyasi çekişmelere rağmen 2021’de dönemin Başbakanı Mustafa el-Kazımi döneminde temelleri atıldı. 2022 itibarıyla limanın yapımının yüzde 7’si tamamlanmış durumda. 2028 itibarıyla limanın yapımının tamamlanması bekleniyor. Söz konusu liman 54 kilometrekarelik alan ile Ortadoğu’nun en büyük limanı olma hedefini taşıyor. Bu limanının başka bir özelliği de Irak’ın ilk açık denizlere açılan limanı olacak olması. Irak’taki diğer limanlar tali sular üzerine kurulmuş durumda ancak Fav Limanı’nın büyük yük gemilerini dahi alabilecek derinliğe ulaşması planlanıyor. Zira Koreli Daewoo tarafından yapımı üstlenilen projede yapılan dalgakıran uzunluğu yaklaşık 14.523 km ile dünyanın en uzun dalgakıranı olarak Guinness Dünya Rekoru olarak onaylanmış durumda. Bu bile limana ilişkin fikir vermeye yeter.

Irak’ın Gelecek Projesi: Kuru Kanal
Ancak Fav’ın ötesinde Irak’ı uluslararası ticaret ağlarının en önemli parçalarından biri hâline getirecek daha büyük bir planlama var. “Kuru Kanal” olarak adlandırılan bu söz konusu proje, Basra’dan Türkiye sınırına uzanacak ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanacak bir ticaret hattını öngörüyor. Bu ticaret hattının birbirine paralel demir yolu ve kara yolu olmak üzere iki aşaması var. Basra’dan başlayan söz konusu demir yolu ve kara yolu projelerinin, Irak’ın Nasıriye, Divaniye, Necef, Hille, Kerbela, Bağdat, Selahaddin (Tikrit), Beyci ve Musul’u takip ederek Türkiye sınırına ulaşması planlanıyor. 2038’de tamamlanması öngörülen proje, Irak’ın geleceği olarak adlandırılıyor. Bu projenin gerçekleşmesi sadece Irak’ın geleceğini değil, bölgesel ve küresel dinamikler üzerinde de etkili olabilir. Özellikle Basra Körfezi üzerindeki ticari ve ekonomik faaliyetlerin yönünü değiştirebileceği gibi, daha da ötesinde ABD-Çin rekabeti açısından da kritik olabilir. Zira söz konusu projenin gerçekleşmesi durumunda Çin’in “yeni İpek Yolu” olarak adlandırdığı “Kuşak ve Yol Projesi”nin bir parçası hâline gelmesi söz konusu olacak.

Nitekim Çin’in son dönemde Irak’a ciddi bir önem verdiği biliniyor. Hatta 2019’da protestolar sonucu istifa etmek zorunda kalan dönemin Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’nin Çin ziyareti sonrası ABD ile ilişkilerinin bozulması sonrasında koltuğunun sallandığı konuşuluyor. Çin 2021 yılında Irak petrollerine ilişkin 10,5 milyar dolarlık yatırım sözü verdi ve en önemli alıcılarından biri konumuna geldi. Irak petrollerinin yaklaşık yüzde 45’inin Çin’e gittiği biliniyor. Çin, Irak’taki her alanda aktivitesini arttırmaya çalışıyor ve 2022 yılında Irak’ta 1.000 okul hibe sözü verdi. Nitekim bu durum ABD’nin baskısı altındaki Irak için bazı zorluklar ortaya çıkarsa da son birkaç yıllık süreç içerisinde dengeli bir dış politika yürütmek isteyen Irak’ı ABD karşısında rahatlatıyor. Bu durum Çin ile iyi ilişkilere sahip İran’ın Irak’ta ABD karşısında elini de güçlendiriyor. Zira Irak, ABD-İran çekişmesinin oyun sahasına dönmüş durumda. Bu noktada Irak’ın bağımlılıktan kurtulmak için denge arayışında söz konusu “Kuru Kanal” projesi son derece kritik. Geçtiğimiz haftalarda Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Arap-Çin zirvesine Irak’ın yeni Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin de katılmış olması, Irak’ın “Kuşak ve Yol” projesine verdiği desteği göstermesi açısından önemli. Nitekim Sudani burada yaptığı açıklamada, Irak’ın “yeni İpek Yolu”nun bir parçası olma konusunda istekli olduğunu dile getirdi.

Irak’ın söz konusu projesini gerçekleştirebilmesi için Türkiye ile ilişkilerini de geliştirmesi şart. Zira Irak’ın Avrupa’ya bağlanabilmesi için en direkt yol Türkiye. Türkiye’nin de “Kuru Kanal” projesinin gerçekleştirilmesi konusunda istekli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Nitekim söz konusu proje için Türkiye ve Irak’ın ulaştırma bakanlıkları arasında görüşmeler başladı bile. Zira Türkiye, Irak ile ticari ilişkilerini geliştirmek için uzun zamandır istekli ve alternatiflerini ortaya koyuyor. Irak ile açılması planlanan ikinci sınır kapısı “Ovaköy”ün Türkiye tarafında hazırlıklar neredeyse tamamlanmış durumda. Bu noktada Irak’ın da kendi iç sorunlarını bir an önce çözmesi gerekiyor. Özellikle Erbil-Bağdat ilişkilerinin bir düzene oturması önemli. Diğer taraftan “Kuru Kanal” projesinin geçeceği hat üzerinde bulunan Sincar’da terör örgütü PKK varlığı da projenin gerçekleştirilmesi noktasında hâlen önemli bir tehdit. Bu noktada Irak’ın da PKK’yı elimine etme noktasında Türkiye ile daha fazla iş birliği yapma ve somut adımlar atmaya ihtiyacı olduğu açık. Söz konusu bölgede güvenlik sağlanmadığı ve terör unsuru ortadan kalkmadığı takdirde Irak’ın geleceği olarak görülen projenin gerçekleşmesinin hayalden öteye gitmesinin zor olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz.

Bu makale 31 Aralık 2022 tarihinde Milliyet internet sitesinde "Basra, Irak’ın Kaderini Değiştirir mi?” başlığıyla yayımlanmıştır.