Beşşar, Moskova destekli İran planını Şam’da açıkladı

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Kasım 2012’den beri ilk defa halka sesleniş konuşması yaptı. Şam opera evindeki konuşması devlet televizyonu tarafından canlı olarak verildi. Konuşması sırasında arkasında bulunan Suriye bayrağı fonu Mart 2011’den beri süre gelen adı konulmamış iç savaşta hayatını kaybeden Suriyelilerin fotoğraflarından oluşmuştu.
 
Beşşar’ın sözlerinde yeni bir şeyler aradım ve halka neden 6 Ocak’ta seslenme gereği duyduğunu kendime sordum. 7 Ocak Rusya Federasyonu’nda Noel’dir. Ortodoks inanışa göre 7-19 Ocak arası fala bakmanın en uygun olduğu günlerdir. Noel tatilinde insanlar iyi olmaya, yenilenmeye çalışır. İyi görüşmelerin, barışın ve mucizelerin beklendiği zamandır. Beşşar’ın halka sesleniş için Ortodoks Noel’i için kiliselerde ayinlerin başladığı bir tarihi seçmesi sadece tesadüf müdür? Bilmiyorum. Ama konuşmasında Çin, İran ve Rusya’ya teşekkür etmesine rağmen bu ülkeler de birinci haber olmayı başaramamış olması bir gerçektir. Örneğin, Rusya’da haber bültenlerinde Beşşar’ın halka seslenişi yedinci sırada haber oldu. Haberlerde birinci sırada Rus vatandaşlığına geçen Fransız oyuncu Gerard Depardieu’nun Putin ile görüşmek için Soçi’ye gelmesi vardı. Türk kanallarının konuşmayı canlı vermemesi ise ilgisizliğin ayrı bir boyutu oldu.
 
Beşşar’ın halka seslenişi “eski tas eski hamam” tipi bir konuşmaydı. Yandaşlarının çözülmemesi için güçlü bir görüntü vermeye çalışsa da Suriye’de umutsuzluğu daha da fazla artırdı. “Her şeyden önce terörizme para ve silah yardımının durdurulması” sonrası ateşkes ilan edilmesini önerdi. Muhalefet ile siyasi müzakere ve ortak diyalog konferansının düzenlenmesini, konferans sonrası barış planının oluşturulmasını, geniş tabanlı geçiş hükümetinin kurulmasını, genel af ve yeni anayasanın yapılmasını önerdi. Yeni anayasaya göre de parlamento seçimleri yapılacak ve yeni hükümet oluşturulacak.
 
Beşşar, Şam’dan gerçekleştirdiği belki de son halka sesleniş konuşmasında Moskova destekli İran planını Şam’da açıklamış oldu. Plan, İran malıdır. Çünkü İranlılar bu planı koltuklarının altına alıp son bir aydır kapı kapı dolaşıyorlardı. Beşşar farkında mı bilmiyorum ama İranlılar için Beşşar kırmızı çizgi değil.
 
Tahran’a göre “Önemli olan Beşşar değildir. Suriye’deki gelişmeler İsrail’in oyunudur. Suriye’nin güçten düşmesi, parçalanması İsrail’in işine gelecektir. İran için önemli olan Direniş Cephesi’dir. İran, Yeni Suriye’de Batı’nın başa geçirdiği İsrail’e yakın bir yönetim olmasını istemiyor. Suriye’nin bir bütün ve güçlü bir şekilde var olmasını istiyor. Sorunun temelinde Beşşar ya da rejim yatmamaktadır. İran’ın çıkarları Suriye’nin demokratik olmasıdır. Çünkü sandıktan kim çıkarsa çıksın, İsrail’e karşı olacaktır. Ancak İran, Suriyeli muhaliflerden İsrail karşıtı bir söylem hiç duymadı. Suriye’nin bir bütün ve güçlü bir şekilde var olması gerekiyor. Beşşar geç kalmıştır. Suriye’de yeni bir kadro gelmeli. Reform yapılmalı ya da şu anki hükümet yeniden halkın desteğini almalıdır. Suriye’de değişim olmak zorundadır. Suriye’de halkın önemli bölümü Beşşar’ı istemiyor. Ama sandık ve seçim olmadan halkın ne kadarının Beşşar’ı istemediği anlaşılamaz. Beşşar’ın şiddeti yanlış ve illegaldir. Ama bu durum muhalefetin silahlı mücadelesini haklı yapmaz. Suriye’deki mücadeleden demokrasi çıkmaz. Suriye’deki savaşın kazananı olmayacaktır. Beşşar gitse bile savaş devam edecek ve bu savaşta herkes kaybedecektir. Suriye’de Beşşar’ın meşru ya da gayrı meşru olduğuna ancak Suriyeliler karar verebilir. Suriye’nin nüfusu 23 milyon. Bu nüfusun ne kadarının Beşşar’ın karşısında yer aldığı bilinemez. 200 bin silahlı muhalif olsa bile 23 milyon karşısında 200 bin muhalif önemli değildir. Suriye halkının önemli bir kısmı Beşşar’ı desteklemektedir. Ancak sonuçta ne olursa olsun ülkeyi kimin yöneteceğine ancak halk karar verebilir. Herkes siyasi çözümü istiyor. Beşşar da bunu istiyor. ‘Ben bu ülkenin devlet başkanıyım’ diyor ve ‘2014 yılında yapılacak seçimlere kadar görevimin başındayım’ diyor. 2014 yılında seçimler yapılır ve halk neye karar veriyorsa ülkeyi o yönetir. Beşşar sadece ‘halk seçimlerde bana git derse, giderim.’ diyor. İran’da bu seçimin demokratik olması konusunda son derece hassastır. Suriye’deki muhalefet örgütlenmiş, dışarıya bağlı bir muhalefettir. Suriye’deki ayaklanmanın ana kaynağı da dış destektir. İran’a göre Türkiye’nin sınırları kapaması durumunda Suriye’deki olaylar çok kısa süre içinde bastırılır. Türkiye ve İran Suriye’de demokrasi istiyor. Ancak ‘Önce Beşşar’ı yıkalım ondan sonra demokrasi olsun’ denirse bu savaş anlamına gelir. Bu durumda karşı tarafa da savaş yöntemlerini kullanmaktan başka çare kalmaz. Bu savaş ortamından çıkıp siyasi alana girilmelidir. Bunu yapmak halen mümkündür. İran, savaşın bitmesini ve BM gözetiminde ateşkes yapılmasını istiyor. İran, geçiş hükümetinde ve seçimlerde hiçbir grup ya da kimse dışarıda kalmasın istiyor. Seçim mekanizması kurulsun ve ardından Suriye’yi kimin yöneteceğine Suriyeliler karar versin. Eğer muhalefetin arkasındaki Katar ve Suudi Arabistan merkezli batıl irade çekilirse ateşkes sağlanabilir. İran’a göre Türkiye bu ülkelerden farklıdır. Suudi Arabistan ve Katar bölgede demokrasinin yayılmasını kendilerine tehdit olarak görmektedir. Suriye’deki savaşın kazananı olmayacaktır. Beşşar gitse bile savaş devam edecek ve bu savaşta herkes kaybedecektir. Kürtler, ‘Bize özerkliği Beşşar veriyorsa Beşşar ile; Muhalifler veriyorsa muhaliflerleyiz’ diyorlar. Sonuçta Kürt sorunu Türkiye’ye de sıçrayacaktır. Bu sadece Türkiye’ye değil İran’a da sıçrar. Yeni Ortadoğu planını çizenlerin, Kürdistan projesi çizenlerin yarattığı yangın herkesi ilgilendirmektedir. Suriye’de rejim yıkılışı sonrasında Alevi ve PKK konusu ortaya çıkacaktır. Beşşar giderse Alevilere yönelik bir katliam olabilir. Bütün bunları dikkate almak gerekmektedir. Rusya ya da İran isterse Beşşar iktidardan çekilmez. Böyle bir durum söz konusu değildir. Beşşar Suriye’nin devlet başkanıdır. ‘Bu topraklarda doğdum ve bu topraklarda öleceğim’ diyor. Lavrov dahi Beşşar’ın gitmesini istiyor. Ancak Beşşar gitmeyecektir. Beşşar mevcut ayaklanmayı halk direnişi olarak görmüyor. Dışarıdan örgütlenmiş bir savaş olarak görüyor. Beşşar devlet başkanlığını bırakmaz ve bırakamaz. Beşşar siyasi bir çözüme ikna edilebilir. Suriye’de değişim olmak zorunda. İran, halkın önemli bölümünün Beşar’ı istemediğini kabul ediyor. Ama sandık ve seçim olmadan halkın ne kadarının Beşşar’ı istemediği anlaşılmaz. Beşşar’ın şiddeti yanlış ve illegaldir. Bu durum muhalefetin silahlı mücadelesini haklı yapmaz. Beşşar, ‘Ben gitmeye hazırım ama gitmemi halk istesin’ diyor. Türkiye sürekli time table ortaya koyarak yanlış yapıyor. Türk yetkililer İran’ın önerilerini desteklemiyor.”
 
İran’ın Suriye için barış ve çözüm planını özetlemeye çalıştım. Boş ve kullanım tarihini doldurmuş vaatler savaşın devamını ve siyasi çözümün gecikmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir.
 
Beşşar, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun dediği gibi “Açıklamalarını kapalı bir salonda değil, halkın arasında yapabiliyor olması gerekirdi”. Görevi bırakmaktan söz etmeyen Beşşar ithal çözümler sunacağına ve siyasi çözümü baltalayacağına bir an önce iktidarı terk etmelidir.