Cezayir’de Hirak Protestolarının Gölgesindeki Erken Seçim Kararı

Hirak protestolarının ikinci yıl dönümü olan 22 Şubat 2021’de binlerce Cezayirli farklı şehirlerde yeniden sokaklara döküldü ve Cezayir sisteminin değişimi için yolsuzlukla mücadele, gelirlerin adil paylaşımı, ordunun siyasete müdahil olmaması gibi taleplerini yeniden dile getirdi. Protestoların yıl dönümünden önce Almanya’daki Covid-19 tedavisinden dönen Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, 1 Kasım’da kabul edilen yeni anayasa çerçevesinde seçimleri gerçekleştirmeyi amaçlayarak kabine revizyonu yaptı ve parlamentoyu feshederek erken seçime gidileceğini duyurdu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Tebbun, Hirak Hareketi aktivisti 33 kişinin cumhurbaşkanlığı affı kapsamında serbest bırakıldığını kamuoyuna açıkladı. Tebbun’un, aktivistleri serbest bırakmasına, şeffaf bir şekilde aday listelerinin açık liste hâlinde ilan edileceği erken seçim sürecini duyurmasına ve Covid-19 salgınına rağmen binlerce Cezayirli, Hirak Hareketi’nin ikinci yıl dönümünde başlangıçtaki reform taleplerini dile getirerek Cezayir iç siyasetindeki etkisini sürdürmeye devam etmektedir.

Hirak Hareketi, Şubat 2019’da Abdülaziz Buteflika’nın sağlığının kötü olmasına rağmen beşinci dönem cumhurbaşkanlığı için tekrar aday olmasıyla başladı. Şiddetten uzak, barışçıl bir şekilde protestolarını sürdüren Cezayirliler her hafta Cuma namazı sonrasında Cezayir’in farklı şehirlerinde binlerce kişinin katıldığı kitlesel gösterilerle Abdülaziz Buteflika’nın adaylığını ve yolsuzlukları protesto ederek şeffaf ve demokratik seçimler ile ekonomik reform taleplerinde bulundular. Herhangi bir siyasi organizasyon veya bir lider grubu olmaksızın başlayan ve devam etmekte olan Hirak protestoları; siyasi, ekonomik ve toplumsal alanda köklü değişimler talep etmektedir. Ayrıca göstericiler, Cezayir İç Savaşı’nın (1991-2002) aktörlerinin hâlen iktidarda olmasına ve Buteflika rejimi etrafında devletin kaynaklarını sömürmesine şiddetle karşı çıkmaktadır.

Öte yandan hidrokarbon kaynaklarına bağımlı olan Cezayir ekonomisinin petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki dalgalanmalardan kolayca etkilenmesi sonucunda ortaya çıkan ekonomik problemler ve genç nüfustaki artan işsizlik, Cezayirlilerin değişim taleplerinin sosyo-ekonomik boyutudur.  Yolsuzluk, rüşvet iddialarının yaygın olması ve ekonomik gelirlerin dağılımındaki eşitsizlik birçok Cezayirlinin siyasi ve ekonomik reform talebinin temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda protestolarını her Cuma namazı sonrasında ısrarlı bir şekilde sürdüren Hirak Hareketi, 2 Nisan 2019’da ilk başarısını elde etmiştir. Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, Genelkurmay Başkanı Ahmed Gaid Salah’ın çağrısı sonrasında adaylığını geri çektiğini ve cumhurbaşkanlığından istifa ettiğini duyurmuştur.

Geçiş Sürecinde Ordunun Rolü ve 12 Aralık 2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Genelkurmay Başkanı Salah’ın çağrısıyla Abdülaziz Buteflika’nın istifa etmesi, Cezayir sistemindeki iktidar mücadelesinin bir izdüşümüdür. Zaten istifanın ardından Buteflika’ya yakın isimlerin ve eski rejimin önemli asker ve istihbarat mensuplarının yolsuzluk iddiasıyla tutuklanması, General Gaid Salah’ın “çete” diye tanımladığı kadroları temizleme planıydı. Burada belirtmemiz gerekir ki Hirak protestoları ile başlayan süreçte Buteflika’ya yakın isimler ve kardeşi Said Buteflika, eski rejimin aktörleri olan General Tevfik lakaplı eski istihbarat servisi DRS’nin şefi Muhammed Mediene, iç savaş döneminin Savunma Bakanı Halid Nezzar gibi isimlerle ittifak yapmak suretiyle Genelkurmay Başkanı Ahmed Gaid Salah’ı ve ekibini ekarte etmeyi amaçlıyordu. Ancak bu iktidar mücadelesinde başarılı olan ulusalcı kimliği ile bilinen Gaid Salah ve ekibi oldu. 2004’ten beri Cezayir Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan Gaid Salah, bağımsızlık sonrası SSCB’de eğitim gören subaylardan olması hasebiyle Cezayir ordusunun ulusalcı ekibi olarak biliniyor. Öte yandan iç savaşın mimarlarından eski Savunma Bakanı Halid Nezzar gibi isimler ise Fransız askerî okullarından kaçıp bağımsızlık savaşına katılan isimler olduğu için Fransa’yla daha yakın bağlara sahip olduğu iddia edilen diğer bir kanadı temsil ediyor. Hirak protestoları sürecinin arka planında Buteflika çevresindeki eski aktörler ile Gaid Salah öncülüğündeki ulusalcı ekip arasında bir çatışmasının yaşandığını söyleyebiliriz.

Abdülaziz Buteflika’nın istifasının ardından kardeşi Said Buteflika ve Buteflika hükûmetlerinde görev almış bazı isimler ile eski istihbarat şefleri Muhammed Mediene, Athmane Tartag yolsuzluk ve rüşvet iddiası ile yargılanmaya başlamıştı. Halid Nezzar ise yurt dışına sürgüne gitmişti. General Gaid Salah, Cezayirlilere eski rejimin kalıntılarının temizlendiği, şeffaf ve demokratik siyasi sürecin başladığı yeni bir dönem vaadinde bulundu. Bu amaçla 12 Aralık 2019’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağını ilan etti. Ancak Hirak Hareketi, Buteflika’nın istifasını ve eski aktörlerin yargılanmasını memnuniyetle karşılamasına rağmen ordunun siyasete müdahil olmamasını, köklü reformların yapılmasını ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aceleyle yapılmamasını talep ediyordu. Fakat Cezayir ordusu ülkedeki siyasi krizin bir an önce sona ermesini ve 90’lı yıllardaki gibi yeni bir kaosun ortaya çıkmamasını amaçlıyordu. Bu sebeple 12 Aralık tarihinde beş adayın kabul aşamasını geçtiği cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Düşük katılıma rağmen Abdülmecid Tebbun, oyların %58’ini alarak cumhurbaşkanı seçildi. Buteflika hükûmetlerinde başbakanlık yapmış olan Tebbun, rejimin iş adamlarıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle istifa etmiştir ve Buteflika’yı kamuoyunda eleştiren isimlerden biri olarak bilinmektedir.

Anayasa Değişikliği Referandumu
Abdülmecid Tebbun’un cumhurbaşkanı seçilip göreve başlamasının ardından Cezayirlilerin reform taleplerini karşılamak amacıyla hukukçulardan oluşan bir ekibe anayasa değişikliği için görev verildi. Böylece Fransız sömürgeciliğine karşı bağımsızlık savaşının başladığı tarih olan 1 Kasım’da anayasa referandumuyla geçiş sürecinin tamamlanması amaçlandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir müddet sonra 23 Aralık 2019’da Genelkurmay Başkanı Ahmed Gaid Salah vefat etti. Onun yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Said Chengriha, Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun tarafından atandı. Geçiş sürecinin mimarı General Salah’ın ölümüyle Cezayir ordusu ve siyasetinde yeni bir sayfanın açıldığını söyleyebiliriz. Artık ordu ve cumhurbaşkanlığı arasındaki denge ve tutumlar Cezayir sisteminin geleceğini belirlemektedir.

Tebbun’un reform taleplerini karşılamak için duyurduğu anayasa referandumu, 1 Kasım 2020 tarihinde Covid-19 salgınının gölgesinde gerçekleştirilmiştir. Hatta bu dönemde Cumhurbaşkanı Tebbun, Covid-19 tedavisi için Almanya’da bulunmaktaydı. Cezayir yönetimi referandumu, bağımsızlığın yıl dönümünde değişimin başlangıcı olarak tanımlarken muhalefet ve Hirak aktivistleri vitrin değişikliği olarak yorumluyordu. Kayıtlı seçmenin %23,7’sinin oy kullandığı ve %66,8 ile kabul edilen anayasa taslağında, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği görevini iki dönemle sınırlandırma, hükûmetin kurulabilmesi için meclisin 2/3 çoğunluğunun oyunu alma, anayasa konseyinin yerine anayasa mahkemesinin kurulması ve cumhurbaşkanının başbakanı görevden alma hakkı ile birlikte yargı konseyine başkanlık etmesi gibi maddeler yer almaktadır. En önemlisi ise eski anayasada Cezayir ordusunun sınır ötesi operasyon yapmasına izin verilmezken anayasa değişikliği orduya sınır ötesi operasyon yetkisi verilmiştir. Bu maddenin konulmasındaki amaç, Libya ve Sahraaltı Afrika’da devam eden iç savaş ve istikrarsızlıklara karşı gerektiğinde müdahale edebilme yetkisini bulundurmaktır. Çünkü Cezayir iç siyasetinde devam eden istikrarsızlıklar, Cezayir’in komşu bölgelerinde devam eden sorunlarla ilgilenememesine ve Cezayir’in yokluğunda bölgede farklı sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Anayasa referandumu düşük katılımla kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un Covid-19 tedavisi için Almanya’da bulunması iç siyasetteki geçiş sürecinin tamamlanmasını engellemiştir. Tebbun’un Almanya’da uzun süren tedavi süreci, Cezayir kamuoyunda merak konusu olmuş ve ülkenin lidersiz kalması tepkiye sebep olmuştur. Şubat başında tedavisi bitip Cezayir’e dönen Cumhurbaşkanı Tebbun, ilk iş olarak erken seçimlerin yapılması için parlamentonun feshedileceğini ve erken seçime giden süreçte kabine revizyonunun yapılacağını duyurdu. Ayrıca Hirak protestolarının yıl dönümünün yaklaşması sebebiyle 33 Hirak aktivistinin cumhurbaşkanlığı affıyla serbest bırakılmasını sağlamıştır. 21 Şubat’ta parlamento feshedilmiş, 22 Şubat’ta ise kabine revizyonu gerçekleştirilmiştir. Yeni kabinede Buteflika dönemindeki bazı isimlerin yer alması dikkat çekmektedir. Ayrıca Tebbun Almanya’da tedavideyken yargılaması yapılan eski İstihbarat Şefi General Tevfik ve bazı görevlilerin serbest bırakılması ve Halid Nezzar’ın ülkeye geri dönmesi Cezayir kamuoyunda büyük tepkiyle karşılanmıştır. Öte yandan Hirak protestosuna katılan Cezayirliler, iki yıldır geçen süreçte reform taleplerinin gerçekçi bir şekilde karşılanmadığını düşünerek başlangıçtaki taleplerini sokaklarda sloganlar eşliğinde yeniden duyurmaktadır.

Sonuç olarak Cezayir, Hirak Hareketi ile yeni bir sürece girmiş ve bu süreçte ordunun ulusalcı kanadının yüklendiği misyonla siyasi krizleri aşmayı ve ülkedeki reformları zaman içerisinde gerçekleştirmeyi amaçlamıştır. Cumhurbaşkanı Tebbun’un iktidara gelmesi, anayasa referandumu ve erken seçimi kararının açıklanması zamana yayılan bir değişimin göstergeleridir. Öte yandan arka planda devam etmekte olan ordu-istihbarat ve siyaset arasındaki iktidar mücadelesinin Hirak Hareketi’nin taleplerini ve kaderini nasıl etkileyeceği merak konusudur. Bilhassa on yıllık iç savaşı başlatan eski aktörlerden kurtulmak isteyen Cezayirliler, artık siyasette ve iktidarda yeni isimler görmek istemektedir ve ekonomik gelirlerin adil paylaşıldığı, yolsuzluk ve rüşvetin engellendiği, siyasette ordunun ve iş adamlarının ağırlığının olmadığı, ekonomik ve siyasi açıdan bağımsız bir Cezayir görmeyi arzulamaktadır. Cezayir sisteminin orduya dayalı olması bu taleplerin gerçekleşmesini pek mümkün kılmayacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı Tebbun’un gerçekleştirmeye çalıştığı tedrici süreçle birlikte Hirak Hareketi, taleplerinde samimi bir şekilde ve radikalleşmeksizin devam ederse Cezayir siyasetinde ve geleceğinde önemli değişikliklerin görüleceği söylenebilir.