Dikkatle Ele Alınız! Tabka Barajı Trajedisi

Büyük yapılar, büyük başarılar için olduğu kadar büyük başarısızlıklar için de mükemmel adaylardır. Tabka Barajı, Suriye'nin en büyük barajı; Ortadoğu'nun ise en büyük barajlarından bir tanesidir. Baraj şu anda, bölgedeki su yönetimi politikaları hususunda önemli merkezlerden birisi haline gelmiştir. DAEŞ’in peşinde olan Amerika liderliğindeki koalisyon Mart ayı sonlarında Tabka Barajını da hedef alan hava saldırıları düzenledi.

Barajın arkasında yaklaşık 9 milyar metreküplük su kapasitesiyle Suriye'deki en büyük hazneye sahip olan Esad Gölü (şu anda‘Devrim Gölü’ olarak da anılmakta) bulunmaktadır. Tabka Barajı,1968-1973 yılları arasında Sovyetler Birliği'nin yardımıyla tamamlandı. Açıldığı tarihte Esad rejiminin yalnızca zorlu coğrafya değilaynı zamanda yoksulluk ve rejim muhalifleri karşısında bir zaferi olarak değerlendirildi. Ortadoğu'da "hidrolik misyon" döneminin mükemmel bir örneğiydi: Su devasa bir mühendislik yapısı ile biriktirildi ve halkın refahı için kullanıldı. Her ne kadar baraja yönelik beklentiler çok büyük olsa da, baraj potansiyelinin tamamına ulaşamadı.

Barajne tahmin edilen hidro-elektrik miktarını üretebildi ne de sulama ile ilgili hedeflerine ulaşmak amacıyla ilave çalışmalarca desteklendi. Tabka çevresinde önerilen sulama sistemleri topraktaki yüksek alçı taşı (jips) ve tuzlanma sorunundan da olumsuz etkilendi. Böylece, Tabka Barajı ‘yarı ölü’ olarak doğdu. Tabka Barajının yetersizliklerini telafi etmek amacıyla Suriye rejimi BaasBarajı ve Teşrin Barajı gibi birden fazla baraj inşa etti.

Ayrıca, Irak, barajın doldurulması sırasında Fırat'tan salınanoldukça sınırlı miktardaki suyu protesto edince bu durum diplomatik bir krizi de beraberinde getirdi. Kriz daha da tırmandı ve bir ân iki ülke savaşın eşiğine geldi. Olası bir savaş Suudi Arabistan'ın -ve bir dereceye kadar da Sovyetler’in- arabuluculuğuyla önlendi.

Teknik açıdan baraj, buharlaşma nedeniyle su kaybı açısından oldukça verimsizdir. Google Haritalar'abakıldığında Tabka Barajı ve Türkiye’deki Atatürk Barajı rezervuarlarının benzer kapasitelere sahip olduğu düşünülebilir. Ancak, Atatürk Barajı 817 kilometre karelik bir alana yayılan 48 milyar metreküp suya sahipken Tabka Barajı 615 kilometrekarelik bir yüzölçümü ile sadece 9 milyar metreküplük hacme sahip. Bu nedenle, Tabka Barajı rezervuarı çok sığdır ve yoğun buharlaşma karşısında oldukça hassastır; bu durum Suriye'deki Fırat Vadisi ile güneydeki Suriye çölü boyunca yaşanan yüksek sıcaklıklar da dikkate alındığında daha da kötüleşiyor. Tezatlık daha kuzeydeki barajlarda daha da büyük. Örneğin, Tabka Barajı rezervuarında yıllık buharlaşma miktarı 1,3 milyar metreküp iken Tabkanınki ile neredeyse aynı yüzey alanına sahip olan Keban Barajı rezervuarında bu miktar yılda sadece 0,48 milyar metreküp.

Tabka Barajı özellikle DAEŞ’in yükselişi ile birlikte Suriye'deki iç çatışma esnasında bir savaş bölgesi haline geldi. DAEŞ’in fiili başkenti Rakka'nın sadece kırk kilometre batısında yer alan barajtüm orta Suriye için oldukça stratejikti. Baraj 2014'te DAEŞ tarafından işgal edildi. DAEŞ'in barajıişletimi kesinlikle standartların gerisinde kaldı. Bununla birlikte, bugünün risklerinin bir önceki döneme göre daha ciddi olabilir.

Barajın, bombalandıktan sonraki kötü fiziksel durumu çeşitli haber ajanslarında yerini aldı. Kumanda kulelerinden birinin tamamen yakıldığı iddia edildi. Bazı uzmanlara göre baraj kısa süre içerisinde onarılmalı. Söz konusu uzmanlar bu acil onarım ihtiyacı yerine getirilmediği takdirde barajın, güneyindeki tüm Fırat Vadisi için muazzam bir felakete neden olacak şekilde yıkılabileceği konusunda uyarıyorlar. Diğer risklerden birisiyse baraj gövdesine baskı uygulayan yüksek su seviyesi ve kuzeyden devam eden su akışı. Kuşkusuz bu gözlemler, Türkiye aleyhinde iddiaları çürütmektedir. Türkiye, Fırat'ın suyunun Suriye topraklarına akışını engellemekle suçlanıyordu. Son olarak, başka bir risk ise baraj yerinde savaşın sürmesiki bu da onarım çalışmalarını zorlaştırmaktadır. Öte yandan, kimi uzmanlar barajın küçük bir yanlışlıkla gerçekleşen bombardımana karşı sağlam duracak kadar büyük olduğunu belirtiyorlar. Aslındabaraj, 4 kilometreden daha uzun ve 20 ile 510 metre arası genişliktebir toprak dolgu barajıdır.

ABD’nin Kaliforniya Eyaletindeki Oroville Barajının son dönemlerdeki kısmi çöküşü, Tabka’da meydana gelebilecek böylesi bir tahribatın ne kadar korkunç olabileceğinin bir hatırlatıcısı. Bu yılın başlarında Oroville Barajı olayında yaklaşık ikiyüz bin kişinin zorunlu olarak tahliye edilmesiyle hasarın en aza indirilmesi için çaba sarf edildi. Bir ara barajdan çıkan suyun ortalama debisi saniyede 3000 metreküpe yaklaştı. Tabka Barajı, Oroville Barajının yaklaşık 1,5 katı büyüklüğünde. Tahminler, ilk seldalgasının 50 metre yüksekliğe ulaşabileceğini belirtiyor. Ayrıca, DAEŞ kontrolündeki Rakka kentinde yaşayanların uyarılara zamanında erişip erişemeyeceği konusunda makûl şüpheler var.

Sonuç olarak, DAEŞ ile savaş özellikle su sorunları açısından çelişik durumlar ortaya koydu. Bu noktada ilk yer Musul idi: Burada kentin kuşatılması, insanların yiyecek ve su erişimini sınırladığı için yüz binlerce kişinin yaşamını tehdit etti. Şimdi Tabka yakınlarında DAEŞile mücadele başka bir "bumerang etkisi" yaratıyor. DAEŞ’a karşı savaşan kuvvetler kritik su altyapısının idâmesi konusunu dikkatle ele almalıdırlar.