Söyleşi

ERBİL VALİSİ NEVZAT HADİ: “KÜRTLERİN İLİŞKİLERİNDE EĞİLİM TÜRKİYE’YE DOĞRUDUR”

Erbil Valisi Nevzat Hadi, Irak parlamentosu seçimleri sonrasındaki siyasi atmosferi ve Ankara-Erbil hattındaki gelişmeleri değerlendirdi. Hadi, Türkiye’nin Iraklı Kürtler için tüm dünyayla bağlantıyı sağlayan ve 1991’den bu yana nefes almalarını sağlayan bir kapı olduğunu söyledi. Hadi, “Kürtlerin ilişkilerinde eğilim Türkiye’ye doğrudur” dedi.   7 Mart 2010 Irak Parlamento Seçimleri’nin sonuçlarını Irak ulusal siyaseti ve Kürt partileri açısından değerlendirir misiniz?   Saddam döneminde ülkede bir güç gösterisi vardı. Güce dayanılarak yaşatılmak istenen bir siyasal sistem vardı. Bu sisteme Irak’ın gerçeklerini göz ardı eden bir anlayış hâkimdi. Saddam sonrası Irak’ta çoğunluğu oluşturan Şiiler başta olmak üzere birçok kesim sisteme girdi. Şimdi herkes kendi gerçekliğini ifade etmeye çalışıyor. Şiiler Şii partilerine, Kürtler Kürt partilerine oy veriyor. Kürtler içerisinde değişik liste ve partiler olabilir. Ama bütün bunları ulusal Kürt gücü olarak adlandırmaktayız. Öte yandan Kürtler çoğunluğa tahakkümde bulunacak güçte değildir. Bizim açımızdan en önemli sorun Irak Anayasası’nın uygulanmamasıdır. Madde 140’ın işletilmesi gerekmektedir. Bizim perspektifimizle Bağdat’ınki farklıdır. Biz bölgemizde petrolü üretebilecek duruma geldik. Yeni Irak hükümetinin bizim taleplerimizi hayata geçirmesini istiyoruz. Çünkü Peşmerge’nin durumu gibi birçok sorun halen çözümsüzdür. Sünniler başbakanlığı istemekte, Şiiler ise çoğunluk oldukları gerekçesiyle aynı makama taliptir. Sünnilerin Arap ülkeleriyle, Şiilerin de İran’la güçlü bağları vardır. Biz kendi bölgemizde yeniden yapılanma sürecindeyiz. Komşularımızla iyi geçinmek istiyoruz. Kürdistan içinde hiçbir etnik ya da mezhepsel grupla problemimiz bulunmamaktadır. Kürt partiler arasında rekabet vardır ama bu rekabet Bağdat’a taşınmayacaktır.   Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Türkiye ile ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yakın zamanda Mesut Barzani’nin ziyareti bekleniyor…   Türkiye bizim için çok önemli. Sayın Mesut Barzani’nin Ankara ziyareti Kürt halkı için de büyük önem taşımaktadır. Türkiye bizim için tüm dünyayla bağlantı kapısıdır. 1991’den bu yana bizim için nefes alacağımız bir kapı oldu. Gerek Hükümet gerek halk nezdinde Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği görüşü hâkimdir. Kürdistan bölgesinde çok sayıda Türk şirketi iş yapmaktadır ve ekonomik ilişkiler çok gelişmiştir. Bu anlamda Erbil ve Dohuk’ta Türk izleri çok rahat görülebilir. Olumsuz sayılabilecek bazı şeyler de vardır. Ama Türk yetkililerin bölgemizi ziyareti çok anlamlı olmuştur. Halkımızın beklentileri çoktur. Burası Türkiye ekonomisi için de büyük fırsatlar sunmaktadır. Yeraltı zenginliklerinin çıkartılması için Türkiye’ye ihtiyaç vardır. Türkiye’den beklentilerimiz daha fazladır. Sayın Barzani’nin ziyareti bu açıdan çok önemlidir. Türkiye’nin Irak Kürdistanı’na bakışında değişim olmuştur. Türkiye’nin kendi gündemine müdahale hakkımız elbette yoktur ama Türkiye kendi içerisinde çok önemli değişimler geçirmektedir. Türkiye’deki istikrardan biz de çok yararlanıyoruz.   Sizce önümüzdeki dönemde Kürtlerin Bağdat’taki durumları kolaylaşacak mıdır, yoksa zorlaşacak mıdır?   Aslında Kürtlerin ilişkilerinde eğilim Türkiye’ye doğrudur. Şu anda Irak’ın gerçekliği ortaya çıkmıştır. Önceki tecrübeler yeniden yaşanmayacaktır. Şu anda Irak’ta bir denge grubu söz konusudur. Herkes gücü nispetinde tutum takınmaktadır. Kimsenin kimseye karışacak durumu yoktur. Şiiler ve Sünnilerin 140. maddeye ve petrol yasasına bakışlarında farklılık vardır. Bağdat’ın eskiden Kürtlerle kurduğu ilişki modelinin yeniden canlanması mümkün değildir. Radikal Basçılar eski dönemlerini yaşama özlemine kavuşamayacaktır. Dolayısıyla Kürtlerin Bağdat’la ilişkilerinin eskiye dönmesi mümkün değildir. Biz Türkiye ile ilişkilere stratejik bir ilişki olarak bakıyoruz.   Sizce Türkiye ile ilişkilerinizin gelişmesinin nedeni nedir? İlişkileri tehdit eden etkenler var mıdır?   Türkiye’de çok önemli gelişmeler yaşandı. İlişkilerin gelişmesinin nedeni bu değişim sürecidir. Örneğin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün son zamanlardaki söylemleri çok önemlidir. Irak’ta bütün oluşumlara eşit baktıklarını ifade etmiştir. Oysa Türkiye’nin daha önce Sünnilere daha yakın bir pozisyonu vardı, Kürdistan bölgesi Türkiye’nin Irak’a açılan kapısıdır. Türk yetkililer de bunun farkındadır.   Türkmenler ve Kürtler, Saddam Hüseyin rejimi dönemindeki baskıcı politikalardan çok etkilendiler. Bir noktada, daha demokratik bir yönetime kavuşulması için yapılan mücadelede aslında aynı saftalardı. Fakat 2003’ten hemen sonra, özellikle ihtilaflı bölgelerde Türkmenler ve Kürtler arasında hızlı bir çatışma, buna mukabil Türkmenler ve Araplar arasında hızlı bir yakınlaşma oldu. Sizce Türkmenler ve Kürtler arasında ilişkileri iyileştirmek için ne yapılmalı? Bu konuda atılabilecek adımlar var mı?   Kürdistan bölgesinde yaşayan Türkmenlerin hiçbir problemi bulunmamaktadır. Eski Baas hükümeti Türkmenler ve Kürtler arasında ayrışıma neden olmuştur. İki tarafı birbirine düşman etmiştir. Erbil’de bu sorunlar yaşanmamaktadır. Arapların yaptığı baskıyı Kürtler yapmayacaktır. Türkmenler arasında Sünnilik Şiilik ayrışımı nedeniyle önemli bir problem vardır.
   
*Bu röportaj 13 Mayıs 2010'da ORSAM Araştırmacıları Oytun Orhan ve Ogün Duru tarafından Erbil'de gerçekleştirilmiştir.