Analiz

Filistin Siyaseti: Çok Seslilik mi Çok Başlılık mı?

Filistin toplumunun siyasal olarak bölündüğü düşüncesi, çeşitli mecralarda çokça dile getirilen bir husustur. Bu noktada Hamas ve el-Fetih arasındaki ihtilaflar ön plana çıkarılarak kendi içinde bir araya gelemeyen ve uzlaşmaz tavır sergileyen bir Filistin halkı algısı yaratılmaktadır. Bu söylem, “kendi içinde uzlaşmaz tavırlar sergileyen, tutarsız ve güvenilmez Filistinli” imajı yaratmak için oldukça kullanışlı bir araçtır. Dolayısıyla kendi içinde derin çatlaklar barındıran ve çatışmacı bir karakteri olan Filistin halkının, İsrail ile uzlaşmamasının doğal olduğu ve barış için uygun bir ortak olamayacağı iddiası için de uygun bir argüman olarak kullanılmaktadır.

Diğer yandan kendi arasında birlik olamayan Filistin halkına nasıl ve hangi grup üzerinden yardım sağlanacağının belirsizleştiği bir ortamda, uluslararası yardımların azalması veya uzun vadede tamamen kesilmesi mümkündür. Ayrıca verilen yardımların çatışmada mı yoksa Filistin’i imar etmede mi kullanılacağının bilinmemesi ileride sadece devletler aracılığıyla değil, sivil toplum kuruluşları tarafından veya bireysel olarak yapılan desteklerin de kesilmesi sonucunu doğurabilir.

Üstelik uluslararası mecralarda sürekli “bölünmüş bir Filistin” algısına maruz kalan Filistin halkının bir süre sonra bu algıyı kabullenmesi ihtimal dâhilindedir. Ya da en azından enerjisinin büyük bir kısmını bu resmin doğru olmadığını ispat etmek için harcaması gerekebilir. Bu da zaten kendi ayakları üzerinde durmak ve bağımsız bir devlet olarak uluslararası anlamda kendini kabul ettirmek için yıllardır çaba gösteren Filistin halkının mücadelesine yeni bir darbe vuracaktır.

Tüm bu ihtimaller ve sorunlar göz önüne alındığında Filistin toplumunun gerçekten bölünmüş bir yapıda olup olmadığını tespit etmek önem kazanmaktadır. Elbette bu tespiti yapmak ancak bölünmüşlük söylemine kaynaklık eden süreci incelemek ve bu sürecin zamansal boyutları ile derinliğini ölçmekle mümkün olacaktır.