IFYM’nin Seçim Kararı: IKBY Siyasetinde Türkmenler İçin Yeni Dönem

Irak Federal Yüksek Mahkemesi (IFYM), 21 Şubat 2024 tarihinde yaptığı 12. oturumun sonunda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) parlamentosunun sandalye sayısının 100 olması gerektiğine karar verdi.  Buna gerekçe olarak IKBY’nin 2013’te IKBY seçim yasasına dair yaptığı düzeltmenin/eklemenin hukuki olmadığını ortaya koydu. Bu kararla IKBY’de oluşumlara/azınlıklara tahsis edilen 11 kota sandalyesi de iptal edilmiş oldu. Böylece 2024’ün mayıs ayında yapılması planlanan IKBY Parlamentosu seçimlerinde 5’i Türkmenlere, 5’i Hristiyanlara ve 1’i de Ermenilere ait olan kota sandalyeleri kaldırıldı. Bu grupların kendi adayları arasında değil genel oylama ile yarışa girme zorunluluğu ortaya çıktı. Bu kararla 1500-2000 civarı oylarla parlamentoya girebilen ve kota olarak temsil edilen grupların, milletvekilliği elde edebilmesi için genel oylamada ortaya çıkacak oy oranlarını yakalaması gerekmektedir. Bu durum özellikle Türkmenler için oldukça zorlayıcı olacak. Karara karşı çıksalar bile Türkmenlerin IKBY parlamentosunda temsil edilebilmesi için yeni bir stratejiye ihtiyacı olacağı açık.

Yeni seçim sürecinde Türkmen temsilinde net bir azalma beklemek mümkün. Bu durum IKBY’de yaşayan Türkmenlerin sosyo-psikolojisinde çöküntü ortaya çıkarabileceği gibi şimdilik Türkmen siyasetçilere de olumsuz yansıdığı görülmektedir. Nitekim Türkmenlerin Erbil dışında ittifak yapmadan seçimlere katılacakları herhangi bir bölgede milletvekili çıkarmaya güçleri yetmesi pek mümkün görünmüyor. Erbil’de bile bütün Türkmen partiler ve adaylar birleşse bile geçtiğimiz seçim tecrübeleri göz önüne alındığında bugüne kadar 20 bini geçmeyen bir oy potansiyeli var. Bu rakam eğer Türkmenler bir araya gelip organize olamazsa bir milletvekili çıkarmaya dahi yetmeyebilir. Bu durum uzun zamandır farklı yapılar içerisinde hareket eden Türkmenlerin bir araya gelmesi için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu noktada en örgütlü ve bilinen yapı olarak ITC bayrağı altında birleşmesi söz konusu olabilir. Diğer parti, grup ve adaylar bu konuda verilecek destekle ikna edilebilir.

Ayrıca Irak Federal Yüksek Mahkemesi'nin aldığı kararla IKBY'nin dört seçim bölgesine bölünmesinin, Türkmenler için bir dezavantaj yarattığı söylenebilir. Zira Türkmenlerin Erbil dışında az da olsa Duhok ve Süleymaniye’de (özellikle Kifri) bir nüfusu bulunuyor. IKBY’nin 4 seçim bölgesine bölünmesi Türkmen oylarının da bölünmesine sebebiyet verecektir. Bu da Türkmenlerin temsil imkânını zayıflatıcı bir etken olacaktır. Bu noktada Türkmenlerin temsil için ittifak arayışına girmesi muhtemeldir. Burada Türkmen nüfus yoğunluğu ve Türkiye ile ilişkiler de düşünüldüğünde özellikle Erbil ve Duhok merkezli olarak KDP ile ittifak arayışı söz konusu olabilir. Öte yandan Kifri’deki Türkmen varlığının korunması için de Süleymaniye bölgesinde bir seçim stratejisi geliştirilmelidir. Hem PKK ile ilişkiler hem de Kerkük temelli problemlerden dolayı Türkmenlerin, Süleymaniye’nin en etkin gücü KYB ile ittifak yapması zor görünmektedir. Ancak burada KDP’nin de zayıf olduğu düşünüldüğünde güçlü KYB yapısına karşı KDP ve Türkmenlerin iş birliği yapması, Kifri merkezli olarak Süleymaniye’deki KYB’ye karşı etkinliği arttıracak bir faktör olabilir.

Ancak burada Türkmenler açısından bir risk de ortaya çıkmaktadır. Her büyük partinin kendi içerisinde Türkmen aday gösterip seçtirebilmesi imkân dâhilindedir. Böylece özellikle KYB’nin Türkmenler adına söz söyleme hakkı elde etmeye çalışmasını beklemek mümkündür. Zira kota sandalyelerine en fazla itiraz eden taraf da KYB’ydi. Bu durum Türkmenlerin söylem kontrolünün başka güçlere geçmesine imkân verebilir.

Erbil dışında her ne kadar Türkmen yaşam alanı olmasa da Halepçe ve Süleymaniye’de oluşturulacak ittifaklar temsil anlamında Türkmenler için bir başarı getirmese bile Türkmenlerin siyaset üretme alanının genişlemesi muhtemeldir. Bu noktada Türkiye’nin KDP ile ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda ITC’nin güçlü bir aktör mahiyetinde KDP ile iş birliği yapması da ihtimal dâhilindedir. KDP’nin de Irak ve IKBY siyasetindeki yaşadığı baskı ortamı düşünüldüğünde, KDP’nin de Türkiye’nin desteği gibi görünecek ITC ile iş birliğine sıcak bakması söz konusu olabilir. Nitekim Türkmenlerin büyük bölümü KDP’nin Türkmenleri bir “kukla” hâline getirdiği yönünde eleştirel bir tutum içerisindedir. Bu nedenle KDP’nin de “arka yollardan” değil doğrudan bir iş birliği ve ittifak geliştirmeyi tercih etmesi söz konusu olabilir. Bu tavır KDP’yi de Türkmenlerin gözünde “temizleyecek”tir.

Ancak bu karar Türkmen siyaseti için bir dönüm noktası da olabilir. Zira tarihsel olarak Kürtler ve Türkmenler arasında zaman zaman çatışma boyutuna varan bir karşıtlık durumu olduğu göz ardı edilemez. Bu durum her ne kadar IKBY’de diğer bölgelere göre daha sınırlı olsa da tamamen yok saymak mümkün değildir. Bu noktada söz konusu kararın ardından Türkmen siyasi organizasyonları ve Kürt partileri arasında bir yakınlaşma olması ihtimal dâhilindedir. Bu noktada IKBY seçimlerinde Kürt gruplarla yapılacak iş birliği ve ittifak çalışmalarının yıllardır süregelen Kürtler ve Türkmenler arasındaki rekabeti yumuşatabilir. IKBY dâhilinde Türkmenlerle Kürtler arasında bir ittifak ya da iş birliği ortaya çıkması durumunda, sadece IKBY’de değil diğer vilayetlerde de Türkmenler ve Kürtler arasındaki ilişkilerin yumuşaması, hatta iş birliği oluşmasına fayda sağlayabilir.

Bu makale 26 Şubat 2024 tarihinde Rudaw web sitesinde “IFYM’nin Seçim Kararı: IKBY siyasetinde Türkmenler için yeni dönem” başlığıyla yayımlanmıştır.