Irak Başbakanı Kazımi’nin Ankara Ziyareti ve Türkmenler İçin Önemi

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, üst düzey bir heyetle 17 Aralık 2020’de Türkiye-Irak ilişkilerinin güçlendirmek ve iki ülkeyi ilgilendiren sorunları görüşmek üzere Ankara’yı ziyaret etmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Ekim 2020 daveti üzerine gerçekleştirilen bu ziyaret, koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı aşıların geliştirildiği ve dünya ticaretinin tekrar canlanmaya hazırlandığı bir dönemde gerçekleşmesi dolayısıyla iki ülke için ilişkilerin geleceğinin belirlenmesi açısından kritik bir ziyaret olarak yansımıştır. Kazımi’nin ziyaretiyle güvenlik, ekonomi, yatırım, enerji, su, iki ülkenin demir yoluyla birbirine bağlanması, vize, dondurulmuş mal varlıkları ve yeni sınır kapısı olmak üzere dokuz meselenin görüşüldüğü belirtilmektedir. Bu meselelerin yanı sıra Irak’taki Türkmen varlığı ve Türkmenlerin Irak hükûmetinde temsil edilmesi, Türkiye ve Irak arasındaki önemli meselelerden biri olarak kendini göstermiştir. 

Irak’ın genelinde üçüncü asli unsur olmalarına rağmen Türkmenler, Irak siyasetindeki nüfus oranlarının kendilerine sağlaması gereken siyasi haklarını elde edememiştir. Irak’ın ana unsuru olan Türkmenler yaşadıkları coğrafya gereği, ülkenin farklı dönemlerinde Arap-Kürt ve Sünni-Şii çatışmasının hafifletilmesinde önemli rol üstlenmiştir. Irak halkı arasında barışın sağlanmasındaki rollerinin yanı sıra ülkedeki çeşitliliğin ve demokratik değerlerin korunması açısından merkezî, bölgesel ve yerel hükûmetlerde ortak yönetim anlayışının uygulanması için sarf ettikleri çaba, ülkede demokrasinin yol alması açısından oldukça önemlidir. Türkmenlerin, ülkenin birliği ve halk arasında çeşitliliğin zenginleştirilmesi bağlamında önemli bir rol üstlenmelerine rağmen modern Irak döneminde yönetim dışı kaldıklarını söylemek yanlış olmayacaktır.

2003 yılından sonra Şii, Sünni ve Kürt denklemi üzerine inşa edilen Irak siyasetinde Türkmenlerin hükûmetteki temsili ya gerektiği gibi sağlanmamış ya da hiçbir şekilde gerçekleşmemiştir. 2005-2014 yılları arasında Türkmenlerin Irak hükûmetlerindeki temsilleri bir ila üç bakanla sağlanmış olsa da bu bakanlıklar Şii veya Sünniler adına verilen Türkmen bakanlıklar şeklinde olmuştur. 2014 yılında kurulan Haydar el-İbadi hükûmeti ve 2018-2019 yıllarında Adil Abdulmehdi hükûmeti kabinelerinde Türkmenlerin temsili hiç sağlanamamıştır. 6 Mayıs 2020 tarihinde kurulan Mustafa el-Kazımi hükûmetinde Türkmenlerin temsilinin sağlanması için Irak Parlamentosu, 7 Haziran 2020 tarihinde Kazımi’ye devlet bakanlığı teşkil etme yetkisi vermiştir. Türkmenlerin gösterdiği ve parlamentoya sunulan bakan adayı Hasan Özmen vefat etmiş ve yerine Irak Türkmen Cephesi Yürütme Kurulu Sekreteri Murat Gedik aday gösterilmiştir. Ancak Murat Gedik de trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. 

Hasan Özmen sonrası, Murat Gedik’le birlikte iki adaydan biri olan Hiyam Nimet Köprülü’nün ismi sürpriz bir biçimde Kazımi’nin Ankara ziyaretinden sadece 2 gün önce parlamentoya gönderilmiş ve parlamentodan bakan olarak onay almıştır. Bu onayın ardından Kazımi’nin ziyareti daha önce açıklanmış olmasına rağmen Türkmen Bakan Hiyam Nimet Köprülü, Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi ile birlikte Kazımi’nin Türkiye’yi ziyaret eden heyetinde yer almıştır. Kazımi’nin Türkiye ziyareti öncesinde attığı bu adım ve Türkmen yetkililerin ziyarete dâhil edilmesi, Kazımi hükûmetinin Türkiye ile ilişkilerin güçlendirilmesi ve iki ülke arasındaki sorunların çözülmesi için mesaj olarak değerlendirilebilir. Bu şekilde Kazımi’nin, Türkiye’nin Irak politikasının öncelikleri arasında yer alan Türkmenler üzerinden Türkiye’nin Irak’a dair önceliklerini dikkate aldığını göstermeye çalıştığını söylemek mümkündür.

Nitekim Kazımi’nin ziyaretinden 2 gün önce Türkmen Bakan’ın Irak Parlamentosunda güvenoyu almasının tesadüf olduğunu söylemek zordur. Yine, IKBY Bakanı Aydın Maruf’un devlet bakanı olarak atanmasında Mevlut Çavuşoğlu’nun Nisan 2019’daki Irak’ın Bağdat, Basra ve Erbil ziyareti etkili olmuştur. Çavuşoğlu’nun, Irak Parlamentosundaki Türkmen Grubu’na ve Irak Türkmen Cephesi Erbil İl Başkanlığına yaptığı ziyaretler, Türkiye Cumhuriyeti’nin Irak Türkmenlerinin siyasi haklarının elde etmeleri için gösterdiği çaba açısından önemli mesajlar içermiştir. 17 Aralık 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mustafa el-Kazımi’nin düzenlediği basın toplantısında Erdoğan’ın “Mezhebî veya etnik, hiçbir ayrım yapmadan Türkmeni, Kürdü, Arabı, Şiisi ve Sünnisi ile Irak halkının tamamını öz kardeşimiz olarak görüyoruz. Irak hükûmetinin de kapsayıcı ve kuşatıcı politikalarla tüm Irak halkının huzurunu temin edeceğine inanıyoruz. Başbakan Kazımi’nin uzun bir sürenin ardından Irak kabinesinde tekrar bir Türkmen bakana yer vermesi, bu inancımızı pekiştirmiştir. Sayın Başbakan’ı milletimiz ve Irak Türkmenleri için oldukça anlamlı bu kararından dolayı bir kez daha tebrik ediyorum” açıklaması Irak Türkmenlerinin Irak’taki siyasi haklarını elde etmeleri ve Irak yönetiminde üçüncü asli unsur olarak muamele edilmeleri gerektiği yönünde Türkiye desteğinin devam ettiğini ve öncelediğini göstermektedir. Hatta Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak halkını tanımlarken sözlerine önce “Türkmenlerle” başlayarak daha sonra Irak’ta yaşayan diğer gruplara değinmesinin de Kazımi’ye verilen ince bir mesaj olduğu ve böylece Türkmenlerin Türkiye için öneminin bir kez daha vurgulandığı düşünülmektedir.

Salihi’nin Kazımi ziyaretinin ilk gününde sosyal medya üzerinden “Irak Türkmenleri, Türkiye ile Irak arasındaki bağı güçlü tutmak için sürekli çabalayacaktır. Bugünkü Türkiye ziyaretimizde de bu bağı güçlendirmek için çalıştık. Ovaköy Sınır Kapısı, ticari anlaşmalar, vizelerin kaldırılması gibi önemli konular bugün tartışıldı” açıklamasından hareketle Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde, Türkmenlerin her iki ülke için güven kaynağı olduğunu ve ilişkilerin geliştirilmesinde kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini göstermektedir. Türkiye, Irak Türkmenlerini göz ardı ederek Irak’a yönelik siyaset geliştirmediği gibi Irak hükûmeti de Türkmenleri dışlayarak Türkiye gibi önemli bir ülkeyle sorunlu ilişkiler kurmak istemediğini göstermektedir. Salihi’nin açıklamasından anlaşıldığı üzere Türkmenlerin, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde her iki ülkenin dış politikasında dengeleyici siyaset izlemeye çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Öte yandan Kazimi ziyareti dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkmen Bakan Hiyam Nimet Köprülü, Türkmen Sanatçı Ahmet Tuzlu ve Irak Başbakanı Kazımi ile verdiği poz, Türkiye’nin Irak Türkmenlerine yönelik gösterdiği ilgi açısından oldukça manidar bir mesajdır. Diğer yandan törende Tuzhurmatu kökenli Ahmet Tuzlu’nun, Türkmence ve Arapça Türkmen ve klasik Irak şarkılarını okuması ile Türkmenlerin, Irak halkının ülkede bin yılı aşkın zamandır yaşayan köklü unsurlarından biri oldukları gösterilmeye çalışılmıştır.

Kazımi ziyareti Türkmenler açısından değerlendirildiğinde bir diğer önemli mesele Salihi’nin işaret ettiği Ovaköy Sınır Kapısı ve Irak Ulaştırma Bakanı Nasır Bender’in açıklamış olduğu Türkiye’den Basra’ya ulaşacak demir yolu projesidir. Nitekim Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Telafer’de, ticaretin geliştirilmesi ve bu bölgelerde kalkınmanın gerçekleşmesi açısından kritik öneme haiz olan Telafer’in kuzeyinde kalan Ovaköy Sınır Kapısı’nın açılması yönünde görüşmelerin yapıldığı belirtilmiştir. Irak’ı, Türkiye ile Basra Körfezi ülkelerine bağlayan ticari bir köprü hâline getiren ve Körfez ile Türkiye’yi birbirine bağlayan Ovaköy Sınır Kapısı kilit bir öneme haizdir. Sınır kapısının açılması Ovaköy’ü, Telafer ve Musul’un ticaret yolu üzerinde uğrak noktalarından biri hâline getirebilir; bölgenin kalkınmasına katkı sağlayabilir ve terör örgütü IŞİD’den kaçan ancak işsizlik nedeniyle geri dönmek isteyenlerin geri dönüşünün önünü açabilir. Ayrıca terör örgütü PKK’nın bölge halkının zayıf ekonomik durumunu değerlendirerek eleman temin etme sebebi olan işsizlik sorununa bir çözüm getirebilir. 

Diğer taraftan 2014-2020 yılları arasında Irak merkezî hükûmetinde temsil edilmeyen Türkmenlerin, Kazımi’nin Türkiye ziyareti öncesi Hiyam Nimet Köprülü’nün atanması ile gelecek Irak merkezî hükûmetinde cumhurbaşkanı yardımcılığı, başbakan yardımcılığı ve nitelikli bakanlık görevleri almasının önü açılabilir. Öte yandan Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin gelişmesiyle birlikte Türkmenler iki ülke arasında köprü rolü oynayabileceği gibi Türkiye’nin Irak’taki etkisinin artmasıyla Türkmenlerin de Irak’ta haklarına kavuşmasının kolaylaşacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Zira Türkmenler ve Türkiye arasındaki organik ilişki Osmanlı Devleti sonrasında da devam etmiş ve hiçbir dönemde Türkiye ve Türkmenler arasındaki irtibat kopmamıştır. Hatta 1980-1988 Irak-İran Savaşı, 1991 Körfez Krizi, 2003 ABD işgali ve sonrasında yaşanan süreçler, 2014’te terör örgütü IŞİD’in Irak’ta özellikle Türkmen bölgelerinde hâkimiyet kurması gibi dönemlerde Türkiye’ye yönelik kitlesel Türkmen göçleri de yaşanmıştır. Bu nedenle on binlerce Iraklı Türkmen hâlen Türkiye’de yaşamaktadır. Türkiye ve Irak’ın yakınlaşmasıyla Türkiye’nin Irak’ta özellikle Türkmen bölgelerine yapacağı yardım ve yatırımlar Türkiye’ye göçen Türkmenlerin geri dönüşünü kolaylaştırabilecek ve bu sayede Türkmenlerin iki ülke arasındaki yakınlaştırıcı ve hatta bütünleştirici bir rol üstlenmeleri mümkün olabilecektir.