Irak Parlamentosu Seçimlerinde Kerkük Gözlemleri

2003’te Baas rejiminin güçten uzaklaştırılması sonrasında, 2018 Irak Parlamentosu seçimlerinin ardından hükûmeti kuran Adil Abdulmehdi, görev süresini tamamlayamadan görevinden ayrılan ilk başbakan olmuştur. İstifaya yol açan Ekim Gösterileri ve derinleşen siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle Muhammed Tevfik Allavi ve Adnan Zurfi’nin yeni hükûmet kurulması önerileri güvenoyu alamamıştır. Bunun üzerine Irak İstihbarat Servisi Başkanı Mustafa el-Kazımi, erken parlamento seçimlerinin de yapılmasını hükûmet programına alarak güvenoyu almayı başarmıştır. Kazımi önderliğindeki kabine öncelikle erken seçim tarihini 6 Haziran 2021 olarak duyurmuş ancak Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği (IBYSK), 9 Kasım 2020 tarihinde Irak Resmî Gazetesi’nde yayımlanan yeni seçim yasası doğrultusunda seçim hazırlıklarının yetişmeyeceğini açıklamıştır. Bu durum üzerine hükûmet, seçimleri 10 Ekim 2021 tarihine ertelemiştir.

Seçim Öncesinde Kerkük’te Genel Görünüm
Seçim yarışı rekabet ortamında geçen Kerkük vilayeti 9 genel, 3 kadın kotası ve 1 Hristiyan kotası olmak üzere toplam 13 sandalyeyle Irak Parlamentosunda temsil edilmektedir. Buna ek olarak, önceki seçimlerde tek bir seçim bölgesi olan Kerkük yeni seçim yasasıyla birlikte üç seçim bölgesine bölünmüştür. Bu bölgeler Kürt nüfus yoğunluğuyla birlikte düşük Türkmen ve Arap seçmene sahip 1. Seçim Bölgesi 5 sandalye (4 genel ve 1 kadın kotası), Türkmen nüfus yoğunluğuna rağmen Kürt ve Arap seçmene sahip 2. Seçim Bölgesi (3 genel ve 1 kadın kotası) ve neredeyse tamamen Arap seçmenden oluşan 3. Seçim Bölgesi (2 genel ve 1 kadın kotası) olarak belirlenmiştir.

Seçim öncesi propaganda süresinin 30 günle sınırlı olması nedeniyle önceki dönemde adaylar seçimlere yönelik faaliyetlerini üstü kapalı yürütmek zorunda kalmışlardır. Ancak propaganda süresinin başlamasıyla birlikte sokak ve binalara asılan aday afişler ve seçimlerin yaklaştığını gösteren manzaralar ortaya çıkmıştır. Bu noktada Türkmen, Arap ve Kürt milletvekili adaylarının reklam materyali olarak ortak listeler yerine listenin logosunun da yer aldığı ve adayları ön plana çıkaran materyallerin kullanıldığı görülmüştür. Buna ek olarak, 1. ve 2. Seçim Bölgelerinde Irak Türkmen Cephesi, Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan İttifakı (KYB ve Goran Hareketi) flamaları sokaklarda yer almıştır.

Bununla birlikte 1. Seçim Bölgesi’nin Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi adaylarından Mardin Gökkaya’ya ait seçim afişlerinin sistematik bir şekilde hedef alınması propaganda süresindeki adaletsizliğe bir örnek olmuştur. Bununla birlikte 2. Seçim Bölgesi’ndeki Türkmen adaylara ait afişlerin de tekil örneklerle hedef alındığı görülmüştür. Buna rağmen, seçim öncesi dönemde basit asayiş olaylarının dışında güvenliği tehdit eden gelişmeler yaşanmamıştır.

Kerkük’te Seçim Günü
Irak Parlamentosu seçimlerinde oy verme işlemi sandık görevlileri için saat 7 itibarıyla başlamıştır. Bir saatlik zaman diliminin ardındansa sandıklar bütün seçmenlerin oy verebilmeleri için açılmıştır. Bu noktada seçim merkezlerine çıkan bütün sokakların trafiğe kapatılarak olası saldırıların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Seçimlerin bu boyutunun gayet başarılı olduğu ve güvenlik sorunlarının yaşanmadığı kanıtlanmıştır. Nitekim seçim öncesi süreçte özellikle IŞİD’in Kerkük çevresindeki etkinliğini kullanarak Kerkük’te saldırı yapabileceğine dair söylemler halkı tedirgin etmiştir. Bununla birlikte daha önceki seçimlere göre oy verilen seçim merkezlerinin etrafındaki güvenlik çemberlerinin de daha geniş tutulduğu, araçla sokağa çıkma yasağı uygulanmamasına rağmen özellikle seçim merkezlerinin yakınına araçlı girişlerin önemli ölçüde kısıtlandığı görülmüştür. Oluşturulan bu güvenli bölgelerden seçim merkezlerine girilirken seçmenlerin üstleri aranmıştır.

Gözlem yapılan okullarda seçimlere katılımın 2018 seçimlerinden de düşük bir oranda kaldığı görülmüştür. Hatta Türkmenlerin katılımının, birbirine yakın oranda seçime katılan Arap ve Kürtlerden düşük kaldığı söylenebilir. Bu noktada, Türkmen katılımının düşük kalmasının başlıca nedeni olarak elektronik seçim cihazlarında yaşanan arızalar ön plana çıkmıştır. Hatta cihazlarda yaşanması muhtemel sorunlara karşılık seçim merkezlerine birer tane yedek parmak izi okuyucu ve elektronik sandık temin edilmesine rağmen Türkmen seçmenlerin yoğun olduğu merkezlerin bir kısmında hiç yedek cihaz bulundurulmadığı söylenmiştir. Dolayısıyla yaşanan sorunlar kimi sandıklarda üç saate kadar oylamanın durmasına neden olmuştur.

Elektronik seçim cihazlarında yaşanan sorunlara ek olarak seçmenlerin parmak izlerinin okunmasında da sorunlar yaşanmıştır. Sandık görevlileri parmak izlerinin okunabilmesi için limon ve sirke gibi asitli sıvıları sandık başlarına temin ederek seçmenlerin oy kullanmasını sağlayamaya çalışmıştır. Ancak buna rağmen bazı seçmenlerin parmak izlerinin okunamaması nedeniyle oyunu kullanamadığı görülmüştür. Diğer yandan, oy merkezlerine asılan seçmen listelerinde yer almasına rağmen elektronik seçmen kayıt cihazında isimleri çıkmayan bazı seçmenlerin oy kullanamadan döndükleri görülmüştür.

Seçim gününde yaşanan aksaklıkların haricinde sistemsel olarak seçmen üzerinde baskı oluşturulması da oy verme motivasyonu üzerinde etkili olan bir diğer dinamik olmuştur. Zira seçim öncesinde seçmenlerin parmak izi gibi biyometrik verilerinin yüklü olduğu kartın, parmak izi okuyucuya takılmasıyla birlikte seçmenin gerçekliği teyit edilmektedir. Bunun ardından seçmene kullanması için verilecek oy pusulasının üzerindeki karekod cihaza okutularak seçmen bilgileriyle eşleştirilmektedir. Bu noktada hangi seçmenin hangi oy pusulasında hangi adaya oy verdiği bilgisine erişilmesinin önü açılmaktadır. Bu nedenle bu verilere erişimi olan grupların baskı oluşturmak üzere bunları kullanma ihtimalinin bile olması seçimlerin adilliğine ve tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Bununla birlikte 2018 seçimlerinde de kullanılan elektronik oylama sonucu özellikle Kerkük’te hile ve usulsüzlüklerin yapıldığının ortaya çıkması, Kerkük halkında seçimlerin bir sonuç vermeyeceğine dair inancın oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenle birçok seçmenin oy kullanmaya gitmediği görülmüştür.

Elektronik oylamanın verdiği avantajla bütün vilayetlerde olduğu gibi Kerkük’e ilişkin ön seçim sonuçları da seçimin yapıldığı günü izleyen gece yarısında açıklanmıştır. Ancak Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği, itirazlardan dolayı birkaç kez seçim sonuçlarını yayımlayıp geri çekmiş, bu durum Kerkük’te infiale neden olmuştur. Her ne kadar nihai olmayan seçim sonuçlarına göre, Kerkük’teki katılım oranı yüzde 44 olarak açıklanmış olsa da gözlem yapılan farklı bölgelerdeki katılımın nispeten bu rakama göre daha düşük olduğu görülmüştür. Özellikle Türkmen bölgelerindeki katılımın Kürt ve Arap nüfus yoğunluklu yerleşim yerlerine göre daha sınırlı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim ilk açıklanan oy verme rakamlarına ilişkin geçerli oyların yüzde 42’si Kürt adaylara, yüzde 40’ı Arap adaylara ve sadece yüzde 17’sinin Türkmen adaylara verildiği ortaya çıkmıştır. Bu durum Türkmenlerin Kerkük’te sandığa gitmekten imtina ettiğinin bir göstergesi olmuştur.

Öte yandan ilk seçim sonuçlarına göre KYB 3, Birleşik Türkmenler Cephesi 2, KDP 2, Yeni Nesil Hareketi 1, Arap listeleri ise 4 sandalyeye sahip olmuştur. Ancak IBYSK’nın birden fazla sonuç açıklaması, Kerkük’te elektronik sayıma ek olarak bazı sandıkların elle sayılması sonucu açıklanan oyların değiştirilmesiyle milletvekili adayları ve halk arasında gerginliklerin yaşanmasına neden olmuştur. Nitekim özellikle ikinci bölgedeki Türkmen adaylar arasında yoğun bir çekişme ortaya çıkmıştır. Kerkük ikinci bölgeden Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi milletvekili adayı olan Sevsen Cedu ile yine aynı bölgeden aday olan Garib Tazeli arasında kıyasıya bir rekabet yaşanmıştır. IBYSK tarafından yapılan ilk açıklamada Sevsen Cedu’nun Garib Tazeli’yi geçerek 4. sırada milletvekili seçildiği açıklanmış olsa da daha sonra yeniden yapılan sayımla Garib Tazeli’nin aldığı oyların Sevsen Cedu’nun üzerine çıktığı açıklanmıştır. Ancak son olarak bazı sandıklarda elle sayım gerçekleştirildiği ve Sevsen Cedu’nun iki (2) oy ile Garib Tazeli’yi geçtiği açıklanmıştır. IBYSK’nın son açıklaması bu şekilde olmuştur. Garib Tazeli’nin sonuçlara itiraz ettiği bilinmektedir. Nitekim Irak Federal Yüksek Mahkemesi sonuçların tamamını hâlen onaylamamıştır. Zira özellikle ilk açıklanan seçim sonuçları itibarıyla düşük bir milletvekili sayısına sahip olan bazı Şii gruplar, Bağdat merkezli protesto gösterilerine başlamış ve sonuçları kabul etmediklerini açıklamıştır.

Kerkük’te Sevsen Cedu ya da Garib Tazeli’nin vekil seçilmesinden bağımsız olarak ilk sonuçlar itibarıyla milletvekili dengesinin değiştiği görülmektedir. Kerkük’te yaşayan farklı etnik ve dinî gruplar arasındaki dengenin değişmesinin yanı sıra, özellikle Kürt gruplar arasındaki dengelerde de ciddi bir farklılık ortaya çıkmıştır. 2018 seçimlerinden sonra Kerkük’te doğal bir denge durumu olduğundan bahsetmek mümkündür. Kerkük’te Hristiyan kotası haricindeki 12 milletvekili 6 Kürt (KYB), 3 Türkmen ve 3 Arap olacak şekilde dağılmıştır. Ancak 2021 seçimlerinden sonraki ilk tabloya bakıldığında, Kürtlerin sandalye sayısını (6) koruduğu, Arapların ise sandalye sayısını bir arttırarak 4 sandalyeye ulaştığı görülmektedir. Türkmenler ise bir sandalye aşağı düşerek 2 sandalyenin sahibi olmuştur. Öte yandan, Türkmen adaylar sadece Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı ikinci seçim bölgesinden milletvekili çıkarabilirken, Kürt adaylar Kürt nüfusun yoğun olduğu birinci bölgeyle Türkmenlerin yoğun olduğu ikinci bölgeden, Arap adaylar ise Arap nüfusun yoğun olduğu üçüncü bölgeyle birinci bölgeden vekil çıkarabilmiştir. Bu noktada Arap nüfus yoğunluğunun olduğu üçüncü bölgeden Arap adaylar dışında milletvekili çıkmadığı ve Arapların kendi bölgelerini dış etkiye kapattığı görülmektedir. Bununla birlikte Arapların, Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgeden milletvekili çıkarması da dikkat çekici olmuştur. Buradan hareketle 2017’de IKBY’nin yapmış olduğu bağımsızlık referandumu sonrası Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerdeki idarenin Irak merkezî hükûmetinin kontrolüne geçmesinin ardından valilik makamını vekâleten yürüten Arap asıllı vali yardımcısı Rakan Sait’in söz konusu göreve geldikten sonra Kerkük’teki Araplara avantaj sağlama adımlarının etkili olduğunu söylemek yerinde olacaktır.

Diğer taraftan, Kerkük’teki Kürt gruplar arasındaki dengenin değişmesi de Kerkük açısından son derece önemlidir. Zira 2003’ten bu yana Kerkük’teki en etkili Kürt siyasi partinin KYB olduğu bilinmektedir. Ancak KYB’nin tarihî lideri Celal Talabani’nin hayatını kaybetmesinden sonra KYB’de yaşanan liderlik problemi ve bunun son dönemde silahlı gerginliğe kadar ulaşacak boyuta gelmesi, KYB’nin siyasi gücünde olumsuz etkiler ortaya çıkarmıştır. Nitekim KYB’nin genel itibarıyla bir önceki seçimlere göre daha düşük bir milletvekili sayısı elde ettiği ve KYB’yi önemli kılan unsurlardan biri olan Kerkük’teki gücünün de kırıldığı görülmektedir. Zira KYB’nin siyaseten etkili olduğu bölgelerde önemli rakiplerinden biri olarak ortaya çıkan Yeni Nesil Hareketi de Kerkük’te 1 milletvekili çıkarabilirken, KYB’nin tarihî rakibi KDP 2 milletvekili elde etmiştir. Ayrıca Yeni Nesil Hareketi, bugüne kadar KDP ve KYB haricinde Kerkük’ten milletvekili çıkarabilen tek Kürt partisi olmuştur. Bu noktada hem genel Kürt siyaseti hem de Kerkük’teki Kürt siyasi partilerin pozisyonu düşünüldüğünde, Kürtlerin Bağdat siyasetinde ortak bir yön izleyip izlemeyeceği, Kerkük’ün geleceği açısından önemli olacaktır. Zira önümüzdeki süreçte tüm Irak’ta olduğu gibi, yapılması planlanan vilayet meclisi seçimleri öncesi Kerkük’te de dengenin değişmiş olması, yeni ittifaklar ortaya çıkarabilir ve statüsü tartışılan Kerkük’ün geleceğinin belirlenmesinde başta Türkmenler olmak üzere diğer grupların da yeni stratejiler belirlemesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Bu Görüş 24 Ekim 2021’de Rudaw internet sitesinde “Irak’ta Parlamento seçimleri ve Kerkük’te değişen dengeler​” başlığıyla yayınlanmıştır.