Irak'ta Genel Seçimler Öncesi Siyasi Fırtına

Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı
Irak’ta seçim yasasının çıkması sancılı geçmiştir. Uzun çekişmelerden sonra yasa 9 Aralık 2009 tarihinde çıkmış ve seçimlerin yapılması için 7 Mart 2010 tarihi tespit edilmiştir. Irak Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Farac El- Haydari, 2 Ocak tarihinde yaptığı açıklamada, seçime 275 oluşumun katılacağını ve seçim propagandasının bir hafta sonra başlayacağını ilan etmiştir. Buraya kadar her şey normal seyretmiş, ancak 7 Ocak tarihinde bir haber siyasi ortamı karıştırmaya yetmiştir. ‘’Baas Partisi’nin kökünü kazıma’’ yasasının yerine geçen ‘’Sorgulama ve Adalet’’ yasası gereğince kurulan Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin Uygulamadan Sorumlu Müdürü Ali Faysal El- Lami, bir demecinde 400 adayın ve 14 oluşumun bu yasa kapsamına girdiğini, bu kişi ve oluşumların aday listelerinden çıkarılabileceğini açıklamıştır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Farac El- Hayderi de aynı günlerde Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin bazı siyasi oluşumların seçime katılma onayının iptal edilmesi talebi üzerine konuyu Federal Mahkemeye sorduklarını ve Federal Mahkemeden ‘’Başkanı, Baas Partisinin kökünü kazma icraatı kapsamına giren veya terör olaylarına veya Enfal operasyonlarına katılmış olan ve seçime katılma onayını almış olan siyasi oluşumların anayasanın 7. maddesine göre kayıtlarının iptal edilmesi gerektiği’’ doğrultusunda cevap aldıklarını açıklamıştır. Federal Mahkeme’nin atıfta bulunduğu anayasanın 7. Maddesinin 1. Fıkrasında, “Saddam baasçılığı ve bütün sembolleri başta olmak üzere ırkçı, terörist, kökten dinci veya etnik ayrımcılığını benimseyen, ona teşvik eden, önünü açan, propagandasını yapan veya gerçeklendiren herhangi program veya doktrin hangi ad altında olursa olsun yasaktır ve Irak’taki siyasi çoğulculukta yer alamaz. Bu durum yasayla düzenlenir”, ifadeleri yer almaktadır.   Bu doğrultuda, Irak Yüksek Seçim Kurulu 7 Ocak tarihinde, seçimlere katılmalarını yasaklama talebiyle Sorgulama ve Adalet Heyeti’nden 3 liste aldıklarını ve bu listelerin 14 siyasi oluşumu kapsadığını açıklamıştır. Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin seçimlerden uzaklaştırma talebinde; başta Salih El-Mutlak liderliğinde Irak Ulusal Diyalog Cephesi olmak üzere 12 adet Arap siyasi oluşumu, 2 Kürt siyasi oluşumu ve birçok bağımsız adayın ismi geçmiştir.   Salih El- Mutlak’ın ve oluşumunun seçilmeden uzaklaştırma kararı, Irak’ta değişik siyasi çevrelerden olağan üstü bir tepki almıştır. İlk tepki El- Mutlak’ın kendisinden gelmiştir. El- Mutlak bir açıklama yaparak bu kararı tanımadığını, politikaya devam edeceğini ve seçimlere katılacağını vurgulamıştır. Ardından El-Mutlak oluşumunun da içinde bulunduğu Irak Ulusal Listesinden ağır bir açıklama gelmiştir. Irak Ulusal Listesi’ne katılan siyasi oluşumların başkanları 8 Ocak tarihinde olağanüstü bir toplantı yapmış ve ortak basın toplantısı düzenleyerek bir bildiri yayınlamıştır. Açıklamada, bu kararın hiçbir yasal veya anayasal dayanağının olmadığı öne sürülerek, siyasi alanda olumlu atmosferi koruma uğruna tüm tarafların bu ağır ve tehlikeli kararın telafi edilmesi talebinde bulunulmuştur.  Ayrıca, bu yanlış tutumun devam etmesi ve bu kararın uygulanması halinde, Irak Ulusal Listesine katılan tüm lider ve oluşumların seçime karşı tutumlarını gözden geçireceklerini, bunun da Irak’ta siyaseti tehlikeye uğrayacağını açıklamışlardır. Açıklamada, Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin bu kararının Irak’ta demokrasiye zarar vereceği savunularak, heyetin feshedilmesi ve sorumlularının yargı önüne çıkarılmaları talebinde bulunulmuştur.   Bilindiği üzere, başkanlığını eski başbakan İyad Allavi’nin yaptığı Irak Ulusal Listesinde, Tarık El-Haşimi, Usame El-Nuceyfi, Rafi El- İsavi, Zafır El-Ani, Salih El-Mutlak gibi Irak siyasetinin önde gelen isimleri yer almaktadır. Irak Türkmen Cephesi de seçime bu listenin bünyesinde girmektedir.   Özellikle Salih El- Mutlak’ın seçime katılması konusunda çıkan yasak kararı, Irak’ta ve birçok ülkede büyük tepkiyle karşılanmıştır. Siyasetçiler ve bürokratlar bu konuda art arda demeçler vermiştir. El-Mutlak bir demecinde, kararı yargıya taşıyacağını belirterek, ‘’O zaman Irak’ta adalet var mı yok mu göreceğiz’’ şeklinde ifadede bulunmuştur. Allavi ise, ‘’ Siyasetçileri saf dışı bırakmak Irak’ta siyaseti felce uğratabilir’’ şeklinde konuşmuştur. Salih El-Mutlak’ın başkanlığını yaptığı Irak Ulusal Diyalog Cephesi sözcüsü Haydar El-Molla, Irak Haber Ajansı’na yapmış olduğu bir açıklamada kararı şiddetle eleştirerek, ‘’Oluşumumuzu ve başkanını seçimden uzaklaştırma kararı bize henüz resmen tebliğ edilmemiştir. Bizim bu karara itiraz etme hakkımız saklıdır. Yeryüzünde hiçbir güç El-Mutlak’ı siyasetten uzaklaştıramaz. Irak’ta siyaseti yürütenler siyasette ortak istemiyorlar, onlar Irak’ı milis güçlerinin yürütmesini istiyorlar. Bu karar Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Millet Meclisi Başkanı için de bir sürpriz olmuş, onlar bizden yanadır”, diye konuşmuş ve bu kararın
İran’a yarayacağını sözlerine eklemiştir.   Diğer taraftan, Irak Yüksek Seçim Kurulu’nun Irak Anayasanın 7. maddesi gereğince seçimlerden uzaklaştırılması istendiği siyasi oluşumlar içinde, Saddam zamanında bir ara Erbil valiliği ve devlet bakanlığı yapmış olan Erşat Zibari başkanlığında ‘’Irak Kürdistanı Adalet Partisi’’, Kürt siyasetçi ve Kürt Herki aşireti başkanlarından Cevher Herki’nin başkanlığındaki “Tüm Irak Oluşumu’’ ve Nehro Kesnezani başkanlığındaki bir Kürt oluşumu da yer almaktadır.   Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin 15 siyasi oluşumu 7 Mart tarihinde yapılacak olan Irak Parlamento seçimlerinden uzaklaştırma talebi açıklanır açıklanmaz başkent Bağdat’ta siyasi atmosfer gergin bir havaya girmiştir. Gerginliğin artması üzerine Irak Parlamentosu soruna bir çözüm bulmak amacıyla, yasaklı Baas Partisi’nin propagandasını yapmakta oldukları gerekçesiyle 15 siyasi oluşumun seçimlerden uzaklaştırma kararının yasal olup olmadığını araştırmak üzere 3 milletvekilinden oluşan bir komisyon kurma kararı almıştır. Kurulan komisyonun üyelerinden biri olan milletvekili Felah Şenşel, komisyonun meclise bir rapor sunacağını, meclis de bu rapor ışığında Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin kararını onaylayacağını ya da bu kararı iptal edeceğini açıklamıştır. Parlamento buna paralel olarak 11 Ocak tarihindeki oturumunda Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin kararlarına yapılacak olan itirazları hukuki yönden karara bağlamak üzere 7 hâkimden oluşan bir temyiz heyeti kurma kararı almıştır. Sorgulama ve Adalet Heyeti başkanlığı da bir açıklama yaparak, heyetin almış olduğu son kararlardan etkilenen tarafları yasanın ön gördüğü yargı yoluna gitmeye davet etmiştir.   Bu bağlamda son günlerde karar krizini atlatmak üzere siyasi çevrelerde çabalar harcanmış, arabuluculuklar, kapalı kapılar ardında birçok görüşme ve toplantı yapılmıştır. Bütün bu çabalardan sadece durumu yatıştırmaya krizi siyasi yönden tırmandırmamaya yönelik temenniler ve talepler çıkmıştır, ancak sorunun ortadan kaldıracak çözümlere varılamamıştır. Bu çabalara paralel olarak Irak Ulusal Listesi Başkanı İyad Allavi’nin Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa’dan konuya müdahale etmesi talebi üzerine, Arap Birliği çözüm yolları aramaya başlamıştır. Arap aleminde yüksek tirajlı El- Şark El- Avsat gazetesinin 12 Ocak tarihli sayısında bildirdiğine göre Amr Musa, soruna çözüm bulma amacıyla, yardımcısı Ahmed Bin Hilli’yi Bağdat’a göndermiştir. Ancak henüz bir sonuç ortaya çıkmamıştır.   Bu gelişmeler üzerine Birleşmiş Milletler devreye girerek, Yüksek Seçim Kurulu’nu, Sorgulama ve Adalet Heyeti’nin vermiş olduğu yasaklama kararlarını incelemeden ve bu kararlara dayanak gösterilen belge ve kanıtların yeterli olduğundan emin olmadan seçime katılmalarının yasaklanması istenen siyasi oluşumlar hakkında bir karar vermemeye davet etmiştir.   Seçime iki aydan az bir süre kalmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu hala seçimden uzaklaştırılmaları istenen siyasi oluşumlar ve kişiler hakkında son kararını vermemiştir. Bu süre zarfında kararların çıkması, karardan etkilenen ilgili oluşum ve kişilerin karara Temyiz Heyeti önünde itirazlarını sunmaları, heyetin toplanıp her konu hakkında gereken kararını vermesi gerekmektedir. Üstelik ilgili siyasi oluşumlar, adaylığı iptal edilen kişilerin yerine yeni adaylar gösterip isimlerini Yüksek Seçim Kurulu’na bildirmeleri ve bu kurulun da yeni isimleri inceleyip haklarında kararını vermelidir. Uzaklaştırılan isimlerin sayısı 650’ye ulaştığı dikkate alınırsa, bu işlemlerin kalan süre zarfında nasıl sonuçlandırılacağı merak konusudur. Yeni sürprizler ortaya çıkmazsa ve sorunun üstesinden gelinirse, 7 Mart tarihinde Irak vatandaşları sandık başına gidecek ve 4 yıl için kendilerini parlamentoda temsil edecek isimleri seçebilecektir.