Irak’ta IŞİD’le Mücadelede Mevcut Durum ve Olası Musul Operasyonu

Haziran 2014’ten sonra Irak’ta ciddi bir kontrol sağlayan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele tüm hızıyla sürmektedir. Geçtiğimiz günlerde Irak uçaklarının IŞİD kontrolündeki Musul üzerinden uçarak, yakında Musul’a yönelik bir operasyon yapılacağı ve halkın buna hazırlıklı olması yönünde bildiri dağıttığına ilişkin çıkan haberler, daha önce Ramazan ayı sonrasında yapılacağı söylenen Musul operasyonunu yeniden gündeme getirmiştir. Ancak mevcut durum itibariyle IŞİD’in ve Irak’ta IŞİD’e karşı mücadele veren Irak ordusu, Haşdi Şaabi (Millet Yığınları) ve Şii milis gruplar ile peşmergelerin pozisyonu düşünüldüğünde, IŞİD’e yönelik yapılacak olası bir Musul operasyonu öncesinde mevcut durumun iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.
 
Öncelikle IŞİD’e karşı mücadele Felluce (Tikrit), Beyci (Tikrit) ve Ramadi (Anbar) olmak üzere üç bölgede doğrudan savaş biçiminde devam etmektedir. Yani IŞİD’le mücadelede üç cepheli bir savaş yapılmaktadır. Ayrıca IŞİD zaman zaman Sincar, Kerkük ve çevresi, Diyala ve Bağdat’ta saldırılar düzenlemekte, bu saldırılar bombalı terör saldırılarının yanı sıra bu bölgelerde kontrolü sağlayan güçlere yönelik olarak da gerçekleştirilmektedir. Burada hem cephe savaşları hem de Musul operasyonu açısından düşünüldüğünde, IŞİD’e karşı savaşan güçlerin büyük bir ilerleme sağlayabildiğini söylemek zor olacaktır. Özellikle IŞİD’in tamamen kontrol altına aldığı Anbar, Irak güvenlik güçleri ve Haşdi Şaabi açısından çıkmaz bir nokta haline gelmiştir. Irak güvenlik güçleri ve Haşdi Şaabi tarafından 26 Mayıs tarihinde başlatılan Anbar operasyonunda mevcut durum itibariyle büyük bir ilerleme sağlanabilmiş değildir. Bununla birlikte Mart ayında başlayan ve 1 ay süren bir operasyonla Tikrit’in IŞİD’in elinden alınmasına rağmen, Tikrit’e bağlı Felluce henüz düşürülebilmiş değildir. Bu durum devam eden Anbar operasyonu ve olası Musul harekatını zora sokmaktadır. Zira 2003 sonrası Sünni direnişinin ana ekseni olan ve El-Kaidenin büyük oradan etkin olduğu Felluce, Hit ve Ramadi üçgeni arasındaki bağlantı halen kesilebilmiş değildir. IŞİD için lojistik destek ve direniş hattı olan bu bölgeler arasındaki bağlantının kesilememesi, IŞİD’le mücadeleyi zorlaştırmakta, Irak güvenlik güçleri ve Haşdi Şaabi’nin ilerlemesini engellemektedir.
 
Felluce, Hit, Ramadi hattından daha kuzeye çıkıldığında Musul yolu üzerindeki Tikrit’e bağlı Şirgat’ta da IŞİD varlığı devam etmektedir. Şimdiye kadar Şirgat’a yönlik olarak büyük bir operasyon yapılabilmiş değildir. Bu yol aynı zamanda Kerkük-Tikrit yolu üzerindeki Kerkük’ün IŞİD kontrolündeki ilçesi Havice’yi de bağlamaktadır. Nitekim halen Kerkük’ün güneyinde başta Tazehurmatu’ya bağlı Beşir Köyü olmak üzere Dakuk’un çevresindeki Arap köyleri de IŞİD’in elindedir. Mevcut durum itibariyle IŞİD, Tikrit yolu üzerindeki Kerkük’e yaklaşık 12 km’ye kadar hakim durumdadır.
 
Daha da ötesinde Irak ve Suriye sınırında da tam anlamıyla bir IŞİD kontrolü olduğunu söylemek mümkündür. Irak’ın kuzeyindeki Fişhabur hariç Irak ve Suriye arasındaki sınır kapılar IŞİD’in kontrolündedir. Irak ve Suriye arasındaki en büyük sınır hattını oluşturan Suriye’deki Rakka vilayeti ve Irak’ta Anbar vilayeti, IŞİD’in en güçlü olduğu şehirler konumuna gelmiş ve iki taraf arasındaki sınır ortadan kalmıştır. Her iki vilayet de IŞİD’in ilan ettiği “İslam Devleti” sınırları içerisine alınmıştır. Bu durum hem Irak hem Suriye açısında IŞİD’le mücadeleyi zorlaştırmakta ve IŞİD’in mobilize bir güç olarak hareket etmesine imkan tanımaktadır. Her ne kadar Irak hava kuvvetleri ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri hava operasyonları düzenlese de halen yeterli düzeyde operasyonel bir destek sağlanabildiğini söylemek mümkün değildir.
 
Ayrıca Iraklı yetkililerin de açıkladığı üzere halen Irak güvenlik güçlerinin lojistik, eğitim ve insan kaynağı desteğine ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Nitekim Irak’taki en büyük Şii dini merci Ayetullah Ali El-Sistani geçtiğimiz haftalarda bir fetva yayınlayarak, okulları biten tüm üniversite öğrencilerini IŞİD’e karşı silah almaya ve mücadeleye katılmaya davet etmiştir.
 
Diğer taraftan IŞİD’e karşı savaşan güçler arasındaki koordinasyon eksikliği de IŞİD’e karşı ilerleme sağlanmasının önüne geçmektedir. Özellikle olası bir Musul operasyonu dikkate alındığında, Musul’u geri almak isteyen Sünni güçler, Irak hükümeti ve Kürtler arasında da bir çekişme olduğu ortadadır. Sünniler, İran’ın desteğindeki Haşdi Şaabi ve Şii milislerin Musul’a girmesine karşı çıkarken, Sünniler de Musul’u tekil olarak IŞİD’den geri alabilecek yeterli güce ve desteğe ulaşabilmiş değildir. Bununla birlikte her ne kadar Kürtler de Musul’dan pay isteseler bile başta Sincar, Kerkük çevresi ve Hanekin’de yürütülen mücadele Kürtlerin gücünü bölmektedir. Bununla birlikte Kürtler arasındaki siyasi çekişme de bu bölünmeyi derinleştirmektedir. Musul çevresinde hakim konumda olan KDP, KYB’nin bu bölgeler peşmerge göndermesine karşı çıkmaktadır. Bunun yanı sıra Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) iç siyasetindeki tartışmalar da kısa vadede yapılacak olası bir Musul operasyonunda Kürtlerin desteğinin alınıp alınamayacağına ilişkin soru işaretleri ortaya çıkarmaktadır.  Zira IŞİD’e karşı mevcut konumunu korumaya çalışan Kürtler, diğer taraftan da IKBY başkanlığı meselesine kilitlenmiş durumdadır. İki yıl önce süresi uzatılan Mesut Barzani tekrar aday olmak istese de diğer gruplar buna karşı çıkmakta ve IKBY’deki siyasi kriz derinleşmektedir. Başkanlık seçimleri için 20 Ağustos 2015’in tarih olarak gösterilmesi, Kürtleri iç politikaya yoğunlaştırmıştır. Bu nedenle açıklandığı gibi ramazan ayı sonrası olası bir Musul operasyonunun yapılması durumunda Kürtlerin operasyon desteğinin sınırlayabilecektir.
 
Tüm bu şartlar düşünüldüğünde kısa vadede Musul’a yönelik bir operasyon için halen şartların oluşmadığı görülmektedir. Halen IŞİD’le mücadele edilen diğer bölgelerde savaşın bitirilemediği görülmektedir. Bununla birlikte her an yeni cephelerin açılma ihtimali bulunmaktadır. Irak güvenlik güçlerinin organizasyon, teçhizat ve destek açısında böyle bir operasyona hazırlıklı olmaması da operasyon ihtimallerini düşürmektedir. Aynı zamanda halen Musul’da 1 milyon’dan fazla kişi yaşamaktadır. Mevcut şartlar altında bir operasyon başlatıldığında savaş durumunda Musul’da yaşayan halk açısında ciddi bir insani kriz de ortaya çıkacaktır. Buradan hareketle Irak güvenlik güçleri tarafından Musul’a operasyon başlayacağını yönelik açıklamalar olsa da mevcut şartlar altında yapılacak bir operasyonunun başarı şansının düşük olduğu söylenebilir.