Irak’ta Yeni Hükümetin Şifreleri

Bilgay Duman, Araştırmacı, ORSAM
Irak’ta 30 Nisan 2014 tarihinde yapılan genel seçimlerin ardından yaklaşık beş buçuk ay sonra Haydar El-Abadi başbakanlığında beklenen tarihten önce bir hükümet kurulmuştur. Genel kanı ve daha önceki hükümet örnekleri göz önünde bulundurularak anayasa sürenin aşılabileceği söylentilerine rağmen yeni hükümet anayasal sürenin dolmasından bir gün önce 8 Eylül 2014’te tarihi itibariyle Irak Parlamentosunda yapılan toplantıda 289 milletvekilinin katılımıyla güvenoyunu almıştır. Hükümet programına 177 milletvekilinin olumlu oy vermiş olması dikkat çekicidir. Bununla birlikte Başbakan Yardımcıları için yapılan oylamada Salih El-Mutlak 149, Hoşyar Zebari 164 oy almış, diğer Başbakan Yardımcısı Baha El-Araci için sayımın uzun sürdüğü gerekçesiyle oylama yapılmamış ve daha sonra hiçbir bakan için sayım yapılmadan oylama devam etmiştir. Başbakan yardımcılarının hükümetin kurulması için gerekli olan 165 milletvekilinin oyunu bile alamamalarına rağmen seçilmiş olması, hükümetin hassas dengeler üzerine kurulduğunu gösterir nitelikte olmuştur. Ancak kabinedeki isimlerin nitelikleri dikkate alındığında daha önceki hükümetlerden çok da farklı olmadığı söylenebilir. Daha önceki hükümette kritik görevler alan bazı isimlerin sadece görevleri değişmiş, hükümet içerisindeki yerleri sabit kalmıştır.
 
Ayrıca 23 bakanlıktan oluşan kabinede 20 bakanın ismi belirlenmiş, ancak Başbakan Haydar El-Abadi, Savunma ve İçişleri Bakanlarının 1 hafta içerisinde parlamentoya sunulacağını açıklamıştır. Bununla birlikte Başbakan ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevleri de belirlenmiş ve daha önce 2’şer kişi olan her görev için 3’er kişi atanmıştır. Bu görevlere partilerin etkili ve lider kişilerin getirilmesi, hükümet içinde dengenin sağlanmasına yönelik bir adım olarak değerlendirilebilir. Zira Haydar El-Abadi hükümet kurma görevini aldığında yaptığı açıklamada dengeli bir hükümet kurmaya çalışacağından bahsetmiştir. Ancak kurulan yeni hükümetin dengesinin de son derece kritik olduğu gözükmektedir.
 
Öncelikle İçişleri ve Savunma Bakanlıklarının belirlenememiş olması hükümet açısından olumsuz bir başlangıç olarak nitelendirilebilir. Irak’ın en büyük problemi olan güvenlikle ilgili bakanlıklar açıkta bırakılarak, IŞİD terörüyle mücadele edilen dönemde güvenlik boşluğu en azından makamlarla da olsa doldurulamamıştır. Bilindiği gibi bir önceki hükümette de 2012’den bu yana güvenlikle ilgili bakanlıklara atama yapılamamış ve eski Başbakan Nuri El-Maliki vekaleten yürütmüştür. Bu durum güvenlik kurumlarının tekelleşmesine ve Nuri El-Maliki’nin baskın kontrolüne yol açmıştır. Maliki’nin bu tavrı Şii partiler dahil bütün kesimlerden ciddi eleştiri almış, hatta bugün IŞİD’in Irak’taki etkiliğinin nedenlerinden biri olarak gösterilmiştir. Bu açıdan Haydar El-Abadi’nin ilk iş olarak bir an önce güvenlikle ilgili bakanlıklar konusunda adım atması, hükümetin istikrarsız olarak göreve başlamasının önüne geçmesi noktasında önemli olacaktır. Bununla birlikte bu görevlere getirilecek kişinin dengeli, mezhepsel ve kimlik siyasetinden uzak kişiler olması da önemlidir. Örneğin İçişleri Bakanlığı için adı geçen Bedir Örgütü lideri Hadi El-Amiri gibi kimlik açısından uç noktalarda yer alan bir kişinin güvenlikle ilgili bir bakanlığa getirilmesi Irak’taki dengeleri olumsuz yönde etkileyecek ve ayrılıkları derinleştirebilecektir.
 
Öte yandan hükümetin genel yapısına bakıldığında etnik ve mezhepsel anlamda da dengenin sağlanmaya çalışıldığı ancak özellikle mezhepsel kimlikleri güçlü kişilerin hükümet içerisinde yer aldığı görülmektedir. Şiiler açısında bakıldığında, Sadr Grubunun önemli isimlerinden Başbakan Yardımcısı Baha El-Araci, Irak İslam Yüksek Konseyi’nin önemli isimlerinden ve eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Petrol Bakanı Adil Abdülmehdi, bir dönem başbakanlık için bile ismi geçen Ulaştırma Bakanı Bayan Cabir Solak, Türkmen olmasının yanı sıra Bedir Örgütü’nün Kuzey Sorumlusu olan İnsan Hakları Bakanı Muhammed Mehdi Beyati kabinede yer almıştır. Ayrıca eski Başbakan Nuri El-Maliki Cumhurbaşkanı Yardımcısı olurken, Irak İslami Yüksek Konseyi’nin fikir adamlarından Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olan Humam Hammudi de Parlamento Başkan Yardımcılığına seçilmiştir. Sünniler açısından bakıldığında da Salih El-Mutlak Başbakan Yardımcılığı’na devam ederken, Muttahidun Listesi’nin önemli isimlerinden Selman El-Cumeyli Planlama Bakanı, Selahattin eski Valisi Ahmet Abdullah El-Cuburi Vilayetlerden ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlıkları, Beyaz Irakiye’den Kuteybe Cuburi Çevre Bakanı, Anbar eski Valisi Kasım Fehdavi Elektrik Bakanı, Irak İslam Partisi’nden Muslüman Kardeşler çizgisindeki Muhammed İkbal Ömer Eğitim Bakanı ve Maliki döneminde görevden alınan Maliye eski Bakanı Ravi İsavi’nin akrabası olan Nasir İsavi de Sanayi Bakanı olmuştur. Kürtlerden ise Dışişleri eski Bakanı Hoşyar Zebari Başbakan Yardımcısı olurken, Başbakan eski Yardımcısı Roj Nuri Şavis de Maliye Bakanılığına getirilmiştir. Kabinenin bu yapısı dikkate alındığında hükümet içi tartışmaların sert geçeceğini söylemek mümkündür. Bakan olan Sünnilerin daha çok Selahaddin ve Anbar’dan olması, özellikle Anbar’daki hükümet karşıtı tepkileri azaltmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte Anbar’daki IŞİD hakimiyeti düşünüldüğünde IŞİD’le verilen mücadelede Anbar’ın desteğini almak da önemli bir faktördür. Ancak eski hükümette Maliki ile iyi ilişkileri olduğu bilinen Kuteybe Cuburi ve Ahmet Abdullah El-Cuburi gibi isimlerin bakanlık almaları da Sünniler arasında eleştiri konusu olmaya açıktır.
 
Diğer taraftan bakanlıkların niteliklerine göre dağılımı da dikkat çekicidir. Sağlık, elektrik, vilayet işleri, imar ve iskan, ulaştırma gibi hizmet bakanlıklarının paylaşımı konusunda dengeli bir dağıtım sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Ancak maliye, petrol, eğitim, adalet, planlama gibi stratejik bakanlıklarındaki paylaşımlarında farklılıklar yaşandığı söylemek mümkündür. Bu bakanlıkların tamamında gruplar arasında geçiş olduğunu söylemek yanlış olsa da bakanların değişmesi önemli olmuştur. Bu açıdan maliye ve petrol bakanlıkları konusundaki değişiklikler dikkat çekmiştir. Özellikle Roj Nuri Şavis’in Maliye Bakanı olmasıyla Irak iç siyasetindeki en önemli tartışma konularından biri olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bütçesi konusunda Kürtlerin bir rahatlama sağlayabileceğini söylemek mümkündür. Bununla birlikte Hüseyin Şehristani’ye göre daha ılımlı bir siyasetçi olarak bilinen Adil Abdülmehdi’nin Petrol Bakanı olması da önemlidir. Adil Abdülmehdi’nin ılımlı kişiliğinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcılığı döneminde Kürtler iyi ilişkilere sahip olması nedeniyle IKBY ile Bağdat arasında yürütülen petrol pazarlıklarında daha müzakere edilebilir bir ortam oluşmasını beklemek mümkündür.
 
Tüm iyimser yorumlara rağmen Haydar El-Abadi hükümeti kurmuş olsa bile hükümetin önünde aşılması gereken pek çok sorun bulunmaktadır. Irak’taki etnik ve mezhepsel çizgide ilerleyen siyasetin önüne geçilmesi ve devlet yönetim aygıtlarının bu siyasetten uzak tutulması, devletin kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi ve kurumsallaşmanın sağlanması, yolsuzlukların önüne geçilmesi, bütçenin adaletli dağıtımı ve halkın refahının arttırılması, yerel siyasetteki olumsuzlukları genel siyasete yansıması, milis güç ve kontrolsüz silahlanma gibi pek çok faktör Haydar El-Abadi’nin kurması öngörülen hükümetin temel problemleri olarak devam edecek ve hükümetin geleceğini belirleyecek nitelikte olacaktır.
 
Yeni Hükümetin listesi