Irak’ta Yaklaşan Seçimler: Türkmenlerin Tek Liste Kararı

Irak Parlamentosunun aldığı kararla 10 Ekim 2021’de yapılması planlanan erken seçimler yaklaşmakta ve siyasi partilerin seçimlere yönelik hazırlık süreci gittikçe hız kazanmaktadır. Bu kapsamda Türkmen siyasi partileri de 2021’in başından itibaren bir taraftan merkezî hükûmetten erken seçimlere dönük taleplerini dile getirirken, diğer yandan parlamentoda güçlü bir Türkmen temsili elde edebilmek amacıyla seçim hazırlıklarını başlatmışlardır.

Irak Parlamentosunun 29 Ekim 2020 tarihindeki oturumunda Kerkük’ün üç seçim bölgesine ayrılmasına yönelik aldığı karar, Türkmen siyasi partilerinin de yeni karar ile birlikte seçim stratejilerini ortaya koymasını gerekli kılan önemli faktörlerden biri olmuştur. Söz konusu karara göre Kerkük üç bölgeye ayrılmış, parlamentodaki 12 sandalyenin dağılımı il merkezinde 4, Kerkük’ün doğusunda 5 ve Havice ile Riyad’ı kapsayan bölgede ise 3 olacak şekilde belirlenmiştir. Bu yeni karar ile birlikte Türkmen partileri Kerkük başta olmak üzere seçim hazırlıklarını hızlandırırken, Türkmenlerin olarak ortak bir çatı altında seçimlere girmesine yönelik istişare toplantıları da başlamıştır. Bu anlamda 2021’in Ocak ve Şubat ayları içerisinde Türkmen siyasi partiler arasında seçimlere tek liste hâlinde girilmesi amacıyla toplantılar gerçekleşmiş fakat bilhassa liste başı olacak ismin belirlenmesi noktasında yaşanan tartışmalar neticesinde arzu edilen ortak tavır tam anlamıyla sergilenememiştir. Ancak partiler arasında devam eden müzakere süreci seçimlere tek liste girilmesi yönünde ortak karar ile sonuçlanmıştır. 8 Nisan tarihinde ITC’nin Kerkük’teki genel merkezinde Türkmen siyasi parti temsilcilerinin gerçekleştirdiği toplantının ardından yapılan basın toplantısında, toplantıya katılan dokuz siyasi partinin seçimlere tek liste olarak katılacağı açıklanmıştır. ITC Başkanı Hasan Turan liste başı olarak seçilirken listenin isminin “Irak Türkmenler Cephesi Koalisyonu” olarak belirlendiği bildirilmiştir. ITC, Türkmeneli Partisi, Türkmen İrade Partisi, Türkmen Milliyetçi Hareketi, Türkmen Adalet Partisi, Türkmen Karar Partisi, Türkmen İrade Partisi, Türkmen Hak Partisi, Türkmen Vefa Hareketi ve Türkmen İslami Birliği açıklanan listede yer alan siyasi partiler olmuştur.

Dokuz partinin koalisyon kararı, bahsi geçen Türkmen partilerinin herhangi bir ayrışmadan uzak, parlamentoda elde edilecek en fazla vekil sayısına odaklanma noktasında ortak bir iradeyi temsil etmesi bakımından önem taşımaktadır. Böylece Türkmen siyasiler, sergilenen ortak tavır ile birlikte Türkmen halkının ve Türkmen bölgelerinin geleceğini partilerin tekil çıkarlarının üstüne konumlandırdıklarını gösterme yönünde önemli bir adım atmışlardır. Özellikle bu adımın, Türkmen seçmenin oy kullanma motivasyonu üzerinde de etkili olabileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu noktada Türkmen seçmenin, seçimlerde oy kullanabilmek için vilayetlerde belirlenen noktalardan seçmen kartlarını teslim almaları büyük önem taşımaktadır. Irak’ta seçimlere katılım oranlarının düşüklüğünün Türkmen nüfusu üzerinde de etkili olması Türkmen siyasetinin seçimlerde hedeflenen başarıyı elde edememesini de beraberinde getirebilecektir. Zira 2018 yılındaki seçimlerde ismi pek çok seçim şaibesi ile anılmış olan dönemin Irak Yüksek Seçim Komiserliği Kerkük Ofisi Müdürü Sevsen Tayyip’in Kerkük’te tekrar aynı göreve atanması gibi hadiseler Türkmen kamuoyunda gelecek seçimlerin güvenliğine dair endişeleri artırmıştır. Öte yandan Türkmenlerin 2018’deki seçimlerin ardından Mavi Bayrak Direnişi gibi başlattığı protesto gösterilerinin sonuçsuz kalması, seçimlerdeki hilelerin önüne geçilmediği yönünde yine olumsuz bir hafızanın filizlenmesine neden olmuştur. Bu açıdan bakıldığında, Türkmen siyasi partilerin kendi aralarında çekişme ve ayrışmalardan uzak bir tablo çizerek Türkmen halkına tek liste hâlinde birlik mesajı vermeleri, seçmen motivasyonu için hayati önem arz etmektedir. Bu tutumun devamı, bilhassa tartışmalı bölgeler gibi siyasi meselelerin yanı sıra Türkmenlerin ekonomik ve sosyal alanda hayat standartlarının iyileştirilmesine hizmet edecek politik söylemlerin ve yol haritalarının, kamuoyuna partiler arası ortak bir tutumla sunulması birlik mesajlarının seçmen nezdinde oluşturacağı olumlu havaya katkıda bulunacaktır.

Irak Türkmenler Cephesi Koalisyonunun, seçimlere kadarki yedi aylık dönemde hem Kerkük’te hem de Türkmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı Musul, Diyala ve Selahaddin gibi diğer vilayetlerde, seçmenlerin kendilerinden çözümünü talep edeceği uzun bir liste bulunmaktadır. Ekonomik ve sosyal açıdan bakıldığında söz konusu vilayetlerin birçok sorun ile karşı karşıya olduğu görülmektedir. Mevcut işsizlik sorununa ek olarak, Kerkük Valiliği tarafından yapılan açıklamada salgın nedeniyle kentte 325 imar projesinin durdurulduğunu, projelerin durdurulmasıyla birlikte yaklaşık 10 bin kişinin işsiz kaldığını açıklamıştır.  Öte yandan yine Kerkük’teki resmî kaynaklar, kentin yalnızca güney kısmında IŞİD nedeniyle yıkıma uğrayan 138 köyün hâlen imara muhtaç durumda olduğunu bildirmiştir. Keza Türkmen nüfus yoğunluğuyla bilinen Musul’un Telafer ilçesine bakıldığında IŞİD sonrası yeniden inşa faaliyetlerinin çok daha yetersiz bir durumda olduğu gözlemlenmektedir. Ayrıca söz konusu bölgelerde halkın temel sorunlarından birini güvenlik tehditleri oluşturmaktadır. Bugün hâlen Kerkük, Diyala ve Selahaddin vilayetleri terör örgütü IŞİD hücrelerinin en aktif olduğu vilayetler olarak göze çarpmaktadır. Özellikle 2021’in başından bu yana Kerkük’ün Dibis, Havice; Diyala’nın Hanekin ve Kifri; Selahaddin’in ise Tuzhurmatu gibi bölgelerinde sivillerin IŞİD militanları tarafından kaçırılma vakalarında önemli bir artış bulunmaktadır. Öte yandan başta Kerkük olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı bölgelerde terör örgütü PKK’nın da faaliyetlerini arttığı, hatta Türkmenlere yönelik terör eylemleri gerçekleştirdiği bilinmektedir.

Tüm bu sorunlar, ekim ayındaki seçimlerde Türkmen siyasetinin başarısı için oluşturulan koalisyonun, seçmen nezdinde karşılık bekleyen taleplerinin önemli bir kısmını ihtiva etmektedir. Diğer yandan bu sorunları yalnızca Türkmenlerin sorunu olarak sunmak da yanlış olacaktır. Zira bölgedeki Arap, Kürt ve Hristiyan nüfusun tümünün sorunlarını da kapsayan bu hususların çözümüne dair siyasi söylemler üretmek, çözümlere yönelik somut yol haritaları oluşturmak, bölgenin huzur ve istikrarına katkıda bulunacak ve bunun Türkmen siyasetinin başarısı üzerinde olumlu yansımaları olacaktır.

Tek liste kararı ile birlikte kamuoyuna açıklanan esaslar, koalisyon çatısı altında bir araya gelen siyasi partilerin yalnızca seçim odaklı bir bakış açısı ortaya koymak yerine, seçimleri de kapsayan ancak seçim sonrası Türkmen siyasetinin temel çizgisini oluşturabilecek daha geniş bir bakış açısı ile yola çıkmak istendiğini göstermektedir. Bilhassa açıklamada Irak’ın toprak bütünlüğünün savunulması çerçevesinde ulusal prensipler doğrultusuyla hareket edileceğine dair yapılan vurgu, koalisyonun ortaya koyacağı programın Irak siyasetini ve Irak halkını kapsayıcı bir nitelik taşıyacağına da işaret etmektedir.

Öte yandan Ekim 2017’de Kerkük’e yönelik düzenlenen askerî operasyon ile kentin kontrolünün IKBY’den merkezî hükûmete geçmiş olması ve bu kontrolün güçlenerek istikrarlı şekilde sürdürülmesi, Türkmen partilerin ortak beyanı olarak kamuoyuna duyurulmuştur. Nitekim Kerkük’ün geleceği noktasında, Peşmerge’nin tekrar Kerkük’e dönme olasılığı ile 2014’te IŞİD’in güçlendiği dönemde olduğu gibi kentte yaşanabilecek bir oldu bitti neticesinde Kerkük’ün tekrar IKBY kontrolüne girme olasılığı hem Kerkük’teki Türkmenlerin hem de Arapların temel endişelerinden birini oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu endişelerin giderilmesine dönük olarak üretilecek ortak politikaların, Türkmen koalisyonunun izleyeceği seçim sırası ve sonrası siyasetin temel dinamiklerini de inşa edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Irak Türkmenler Cephesi Koalisyonunun, Irak’ın ulusal kimliği kadar diğer etnik ve mezhebî kimlikleri yakından ilgilendiren sorunların çözümüne dair söylemler üretmesi de kritik önem taşımaktadır. Dolayısıyla partilerin koalisyon olarak bir araya gelişinin doğurabileceği olumlu neticelerden birinin de bu husus çerçevesinde şekillenebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Zira koalisyon içerisinde yıllardır Irak siyaset sahnesinde yer alan, dolayısıyla Irak’ın ve Iraklıların yaşadığı siyasi, ekonomik ve sosyal sorunları da yakından gözlemleyebilmiş, oldukça tecrübeli siyasi figürler yer almaktadır. Irak’ta uzun süredir siyaset yapan söz konusu Türkmen siyasetçilerin tek bir çatı altında gerek Türkmenlere gerekse Irak’ın diğer tüm bileşenlerine yönelik üreteceği politikaların seçim sürecinde ve sonrasında Irak’taki Türkmen siyasetinin güçlenmesine de önemli katkıları olacağı söylenebilir.