Irak’ta Yaklaşan Seçimler ve Türkmenlerin Talepleri

Irak’ta Ekim 2019’da başlayan hükûmet karşıtı protestolarla sokağa dökülen eylemcilerin temel taleplerinden biri, protestolar neticesinde istifa eden Adil Abdülmehdi hükûmetinin yerine kurulan yeni hükûmetin erken seçimlere gitmesi olmuştur. Her ne kadar hükûmetin kurulması gecikse ve kurulan hükûmetin erken seçim tarihini belirleme süresi oldukça uzasa da ilk aşamada seçimlerin 6 Haziran 2021’de yapılması karara bağlanmıştır. Fakat seçim sisteminde yaşanan aksaklıklar ve seçim komiserliklerinin hazırlık süreçlerinin uzaması öne sürülerek seçimlerin 10 Ekim 2021’e ertelendiği açıklanmıştır.

Her ne kadar erken seçimlere gidilmesi noktasında mevcut hükûmet tarafından bir irade ortaya konmuş olsa da Irak’taki mevcut pek çok sorun, seçimlerin belirlenen tarihte gerçekleştirilebileceği noktasında şüpheleri beraberinde getirmektedir. Ancak Irak üzerinde ABD ve İran mücadelesi sürerken yapılması planlanan seçimlerin taşıdığı önem, Irak’taki siyasi partilerin seçim çalışmalarına zaman kaybetmeden başlamasına neden olmuştur. Bu kapsamda Irak Türkmenleri de parlamentodaki vekil sayılarını ve Irak siyasetindeki güçlerini geçmiş dönemlere nazaran arttırabilmek için gelecek seçimleri hızlı bir şekilde gündemlerine almışlardır. Zira Türkmen nüfusun Irak’ta karşılaştığı problemlerin çözümünde etkin olabilmek ve özellikle Kerkük başta olmak üzere Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı tartışmalı bölgelerin geleceği üzerinde daha fazla söz hakkı alabilen bir aktör konumunda bulunmak için Türkmenlerin seçim sonuçlarında somut başarılar kazanması elzem görünmektedir. Bu anlamda Türkmen partiler, dokuz siyasi parti olarak seçimlere tek liste hâlinde “Türkmen Partileri Cephesi” adı altında girileceğini açıklamışlardır. Bu karar Türkmen siyasi partileri arasında her ne kadar uzun bir tartışma süreci sonunda gerçekleşmiş olsa da tartışmalar özellikle listeye hangi isimlerin liderlik yapacağı noktasında şekillenmiş ancak tek liste olarak Irak’taki milli birliğin sağlanması noktasında bir görüş ayrılığında olunmaması önemli bir husus olarak gözlemlenmiştir.

Seçimlerdeki Şaibelerin Ortadan Kaldırılması
Türkmenlerin seçimlere dair kaygılarının başında, merkezî hükûmetin seçimlerin güvenilirliğini zedeleyebilecek hadiseleri engellemek için gerekli adımları henüz atmamış olması gelmektedir. Türkmenler, bilhassa 2018 yılındaki seçimlerde ismi pek çok seçim şaibesi ile anılmış olan Irak Yüksek Seçim Komiserliği Kerkük Ofisi Müdürü Sevsen Tayyip’in aynı göreve tekrar atanmış olmasını büyük bir endişe ile karşılamışlardır. Müdür olarak atanan isim yalnızca Türkmenler tarafından değil, Kerkük’teki Arap siyasiler tarafından da tepkiyle karşılanmıştır. Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekilleri Erşat Salihi, Hatice Ali ve Ahmet Haydar tarafından konuya ilişkin yapılan ortak basın toplantısında, Mustafa Kazımi hükûmetinin programındaki “adil ve dürüst seçimlerin yapılması” hususuna dikkat çekilerek bu hususa rağmen 2018’deki parlamento seçimlerinde Kerkük’te gerçekleştirilen seçim hilelerinde parmağı olan kişilerin yeniden atanmasının şaşırtıcı olduğu bildirilmiştir. Türkmen milletvekilleri, ismi seçim hileleri ile anılan kişilerin tekrar göreve atanmasının yeni şaibelere kapı aralayacağını ve Irak Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonunun seçimlerde denetleyici rol üstlenmesi gerektiğini vurgulamışlardır.

Öte yandan, 2018’deki seçimlerde elektronik cihazların gerek seçmenlerin oy kullanma aşamasında gerekse oyların sayım aşamasında kullanılması, Irak gibi seçim sisteminin uygulanabilirliği noktasında altyapı olarak zaten pek çok eksiklikler barındıran bir ülkede yeni sorunları da beraberinde getirmiştir. Iraklı seçmenler, 2018 yılında oylarını, elektronik kimlik kartlarını kimlik tespit cihazına tanıtarak yine elektronik sandıklar aracılığıyla kullanmışlardır. Ancak oy verme esnasında pek çok kimlik tespit cihazının arızalandığı ve seçmenlerin oy kullanmadan sandık başlarından geri döndüğü gözlemlenmiştir. Diğer yandan kamuoyunda elektronik sandıklar üzerinde yer alan ve kullanılan oyların verilerini depolayan SD Ram ve hafıza kartlarının içeriğinin değiştirilmesi yoluyla seçimlere müdahale edildiğine dair genel bir kanının oluştuğunu da söylemek mümkündür. Nitekim Türkmen siyasiler, Güney Koreli bir şirketten sipariş edilen elektronik seçim cihazlarının gelecek seçimlerde tekrar kullanımı için aynı şirket ile merkezî hükûmetin bir kez daha satın alım sözleşmesi imzalamasını tepkiyle karşılamışlardır. Seçimlerin güvenliğine dair 2018’de yaşanan tüm bu olumsuz hadiseler ve bu hadiselerin giderilmesine yönelik atılması gereken adımlar, Türkmenlerin seçimlere dair merkezî hükûmetten taleplerinin genel çerçevesini oluşturmaktadır.

Güvenlik Tehditlerinin Ortadan Kaldırılması
Irak’taki Türkmen nüfusun yoğun olarak varlık gösterdiği bölgelerde terör örgütlerinin yarattığı güvenlik tehditleri, seçim öncesi birçok temel gündem maddesinin seçimlerden uzaklaşarak terörle mücadeleye kaymasına neden olmaktadır. Nitekim bilhassa Kerkük, ekimde yapılması planlan seçimlere aylar kala terör örgütü IŞİD’in Irak’ta en fazla saldırı düzenlediği vilayetlerden biri konumundadır. Örgüt, Dakuk ve Havice gibi ilçelerde hücre yapılanmalarıyla varlık gösterirken; bölgede yer alan güvenlik güçlerine önemli kayıplar verdirmekte ve bilhassa köylere yaptıkları ani baskınlarla çok sayıda sivil kayıplarına neden olmaktadır. Yalnızca Kerkük değil, Türkmen nüfusun yoğun olarak yaşadığı Selahattin ve Diyala da IŞİD hücrelerinin yaşam alanı bulduğu ve en fazla saldırı düzenlediği vilayetler arasındadır. Dolayısıyla Irak Türkmenleri için seçimler, hâlen IŞİD tehdidi altında yaşarken arka planda kalan bir gündem maddesi hâline de gelmektedir. Nitekim son dönemde örgütün Irak’taki saldırılarını arttırması ve 2021’in hemen başında Bağdat’ta 32 kişinin ölümüne neden olan bir intihar saldırısı düzenlemesi nedeniyle alevlenen “IŞİD yeniden mi diriliyor?” soruları, Türkmenlerin endişelerini artırmaktadır.

Bu kapsamda Türkmenler, merkezî hükûmetten özellikle 2019 yılından bu yana saldırılarını artıran terör örgütü IŞİD’in Irak’ın kuzeyindeki saldırılarını engelleyecek önlemlerin alınması taleplerini net bir şekilde dile getirmektedirler. Irak ordusunun başta Kerkük’ün güneyindeki kırsal alanlar olmak üzere IŞİD hücrelerinin güç kazandığı bölgelerde etkisini arttırması gerektiğini dile getiren Türkmenler; bu noktada özellikle terörle mücadelede daha az tecrübeye sahip Federal Polis güçlerinin değil, Irak ordusunun terörle mücadele birimlerinin aktif olarak rol alması gerektiğini ifade etmektedirler. Ancak merkezî hükûmet perspektifinden bakıldığında, Irak’ta her geçen dönem ivme kazanan ABD ve İran mücadelesi de Bağdat’ın IŞİD ile mücadelede zafiyet yaşamasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu noktada altı çizilmesi gereken husus, ABD ve İran’ın Irak’ı bir çatışma sahası hâline getirmesinin, ülkede terörün güçlenmesine ve seçimler öncesinde Kerkük başta olmak üzere Türkmen bölgelerinde istikrarsızlığın derinleşmesine neden olduğudur.

Irak’ta Türkmenlerin seçimlere yönelik taleplerinin hayata geçirilmesi, merkezî hükûmetin odak noktasını Irak’ın diğer sorunlarından seçimlere kaydırması ile mümkündür. Kerkük, Selahattin ve Diyala gibi IŞİD sonrası dönemde hâlen toparlanma sürecinde ve bugün dahi son derece kırılgan bir yapıya sahip olan vilayetlerde şaibelerden uzak bir seçim sürecinin hayata geçirilmesi yalnızca Türkmenler açısından değil, bölgede yaşayan diğer etnik ve dinî unsurlar açısından da hayati öneme sahiptir. Nitekim Yüksek Seçim Komiserliğinin yapısında ve işleyişinde düzenlemelerin yapılması noktasında özellikle Kerkük’teki Türkmen ve Arap siyasi partilerin büyük oranda ortak bir tavır sergilediği gözlemlenmektedir. Ancak seçim gündeminin geri planda kaldığı hatta seçimlerin parlamentoda onaylanan tarihte gerçekleştirilebileceğine dahi güvenin olmadığı ülkede “seçim güvenliğine” dair beklentiler yanıtsız kalmaktadır. ABD-İran mücadelesi, IŞİD sorunu, protesto gösterileri, Covid-19 salgını ve beraberinde getirdiği ekonomik kriz seçim gündeminin önüne geçmektedir.