Irak’ta Yeni Hükümet ve Temel Dinamikler

Mayıs 2018’de Irak’ta yapılan genel seçimlerin ardından Adil Abdülmehdi tarafından uzun uğraşlar sonucu kurulan hükümet, 1 Ekim 2019’da başlayan ve bugün halen canlılığını koruyan protesto gösterileri sonucu, 30 Kasım 2019’da Adil Abdulmehdi’nin istifasıyla sona ermiş ve yeni hükümeti kurmak için çalışmalar başlamıştır. Bu kapsamda önce İletişim eski Bakanı Muhammed Tevfik Allavi 6 Şubat 2020’de Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir. Tevfik Allavi, bir kabine listesi oluşturmuş, ancak oluşturduğu listeyi parlamento toplantısı öncesi siyasi gruplara sunan Allavi, gerekli desteği alamayınca parlamento oturumu yapılmadan 2 Mart 2020’de görevinden çekildiğini açıklamıştır. Bu durum Irak’ta yeni bir kriz ortaya çıkarırken, Berham Salih bu kez tamamen siyasi grupların iniyasifi dışında hareket ederek, Necef eski Valisi Adnan Zurfi’yi başbakan adayı olarak göstermiştir. Adnan Zurfi’nin siyasi gruplarla istişare etmeden çok kısa zamanda bir liste oluşturması üzerine, daha önce farklı yönde hareket eden Şii siyasi gruplar bir araya gelmiş ve ortak bir aday belirleme çabasına girişmiştir.

Yapılan görüşmelerin sonunda Irak Ulusal İstihbarat Başkanı Mustafa el-Kazımi, ortak aday olarak belirlenmiştir. Kazımi’nin diğer gruplar tarafından da destek görmesi, Berham Salih ve Adnan Zurfi üzerinde baskı oluşturmuş, bunun üzerine Adnan Zurfi hükümet kurma görevinden çekilirken, Berham Salih de 9 Nisan 2020 tarihinde Mustafa el-Kazımi’ye hükümeti kurma görevini vermiştir. Kazımi’nin görevlendirilmesine ilişkin yapılan törene Irak Parlamentosu’ndaki tüm grupların temsilcilerinin katılması, uzun süre sonra Kazımi üzerinden ulusal uzlaşının sağlandığı görüntüsünü verse de bakanların belirlenmesi aşamasında söz konusu uzlaşının kısmen de olsa bozulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.  Nitekim Kazımi, hükümeti kurması gereken 30 günlük süresi dolmadan 3 gün önce Petrol ve Dışişleri Bakanlarını belirleyemeden, 22 bakanlı kabinedeki 20 ismi parlamentoya getirmiştir. Irak Parlamentosu 6 Mayıs 2020’de, Kazımi’nin adaylığına başta destek veren Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu ve İyad Allavi liderliğindeki Vataniye Koalisyonu milletvekillerinin yanı sıra, bazı Kürt milletvekillerinin ve Basra’dan herhangi bir bakanın yer almaması nedeniyle Basralı milletvekillerinin de katılmadığı bir oturum gerçekleştirmiştir. Oturumda Irak Parlamentosu’ndaki 329 milletvekilinin 266’sı yer almıştır. Bu sayının hükümetin onaylanması için yeter sayıdan (milletvekili sayısının yarısından bir fazlası) fazlası olması Kazımi’nin hükümeti kurmasının önünü açmıştır. Ancak Irak’taki siyasal sisteme göre her bakanın parlamento tarafından  ayrı ayrı oylanıyor olması nedeniyle, bazı gruplar arasındaki çekişmenin sonucu olarak kabinedeki bazı adaylar parlamentodan onay alamamıştır. Kazımi’nin sunduğu bakan adaylarından 15 isim parlamentodan güvenoyu alırken, 5 bakan adayı ise reddedilmiştir. Nitekim bu durum Irak’ın alışkın olduğu bir yapı haline gelmiştir. Zira bu hükümetten önceki 4 hükümet de eksik kabine ile kurulmuş, eksik kalan bakanlıklar daha sonra tamamlanmıştır. Kazımi’nin parlamentoya sunduğu 11 Şii bakan adayından 9’u, 6 Sünni bakan adayından 5’i güvenoyu almıştır. Öte yandan parlamentoya sunulan 2 Kürt bakan adayından İmar ve İskan Bakanı güvenoyu alırken, Adalet Bakanlığı için sunulan Kürt asıllı Kerkük eski Valisi Abdurrahman Mustafa güvenoyu alamamıştır. Ayrıca Göç ve Göçmenlerden Sorumlu Bakan adayı olan Hıristiyan kökenli Sena Cercis güvenoyu alamazken, Türkmenlere kabinede yer verilmemiştir. Parlamentoya sunulan 20 isimden, Adalet, Kültür ve Turizm (Feyli Kürt – Şii listesi), Ticaret (Sünni), Tarım (Şii) ile Göç ve Göçmenler Bakanlıkları olmak üzere 5 isim güvenoyu alamamıştır.

Ayrıca Kazımi tarafından parlamentoya Dışişleri ve Petrol Bakanlıkları için aday sunulmamıştır. Daha önceki dönemde Maliye Bakanlığı’nı alan Kürt grupların bu kez daha önce de aldıkları Dışişleri Bakanlığı’nı talep ettiği, ancak aday üzerinde anlaşılamadığı bilinmektedir. Öte yandan Basralı milletvekilleri ve siyasi gruplar arasında aday konusundaki anlaşmazlık nedeniyle Petrol Bakanlığı için aday belirlenememiştir. Petrol Bakanlığı’nı alması beklenen Ammar el-Hekim liderliğindeki Hikme Hareketi’nin Basralı olmayan aday gösterdiği, ancak Irak gelirinin yüzde 90’dan fazlasını oluşturan petrolün yüzde 70’e yakının Basra’dan çıkarılması nedeniyle Basralı milletvekillerinin itiraz ettiği ve bu nedenle anlaşılamadığı bilinmektedir. Ancak güvenoyu alan bakanların kabine çoğunluğunu sağlaması nedeniyle Kazımi, Irak’ın 6. Başbakanı olarak yemin etmiştir. Parlamentoda onaylanan kabine listesinin gruplara göre dağılımı aşağıdaki gibi olmuştur:

Şiiler

Sünniler

Kürtler

Başbakan

Savunma Bakanlığı

İmar, İskan ve Belediyeler Bakanlığı

İçişleri Bakanlığı

Planlama Bakanlığı

 

Maliye Bakanlığı

Sanayi ve Maden Bakanlığı

 

Ulaştırma Bakanlığı

Gençlik ve Spor Bakanlığı

 

Elektrik Bakanlığı

Eğitim Bakanlığı

 

Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı

 

 

Su Kaynakları Bakanlığı

 

 

İletişim Bakanlığı

 

 

Sağlık ve Çevre Bakanlığı

 

 

Yüksek Öğretim ve Teknoloji Bilimleri Bakanlığı

 

 

 

Kazımi’nin hükümeti kurarak göreve başlaması, Irak’taki kırılgan siyaseti rahatlatmış görünmektedir. Başbakan seçilmesinin hemen ardından önce Iraklılık kimliğine vurgu yapan bir siyasi söylem benimseyen Hikme Hareketi lideri Ammar el-Hekim’i ziyaret etmesi ve hemen ardından eski Başbakan Haydar el-Abadi ile bir araya gelmiş olması dikkat çekmiştir. Bu noktada Kazımi’nin ABD – İran çekişmesinden uzak bir görüntü vermek istediğini söylemek yerinde olacaktır. Zira Kazımi’nin kurduğu hükümetin ülkeyi erken seçime götürmesi üzerinden hesaplar yapılırken, acil atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Öncelikle ülkedeki ekonomik kriz petrol fiyatlarının düşmesi ile daha da derinleşmiştir. Halen 2020 bütçesi parlamentodan geçmiş değildir. Diğer taraftan terör örgütü IŞİD’in özellikle Kerkük – Diyala hattında yeniden eylemlerini arttırması, Kazımi kabinesini güvenlik problemleriyle de karşı karşıya bırakmaktadır. Öte yandan Haşdi Şaabi’nin diğer güvenlik birimleri ile uyumunun sağlanması da önemli olacaktır. Bu noktada Kazımi’yi en fazla zorlayacak konulardan biri Haşdi Şaabi içerisindeki ayrışma olarak görülmektedir. Haşdi Şaabi’yi oluşturan gruplar arasındaki gerginlik hem ülke içi siyaseti etkilemekte hem de bölgesel denklemde problemler ortaya çıkarmaktadır. Özellikle 2019 yazından beri Irak’ta yükselen ABD – İran gerilimi, Kazımi açısından en büyük meydan okumalardan biri olarak görünmektedir. Zira hem ABD hem de İran, Kazımi kabinesine sahip çıkar bir biçimde söylem geliştirmektedir. Nitekim Kazımi’yi ilk tebrik eden ülke İran olmuştur. ABD de yeni hükümetten dolayı memnuniyetini dile getirmiş ve yeni hükümete destek olmak amacıyla İran’a uyguladığı yaptırımlardan Irak’ı muaf tuttuğunu, İran’dan doğalgaz ve elektrik alımına 4 ay daha müsaade edeceğini açıklamıştır. Öte yandan ABD’nin en önemli gazetelerinden biri olan New York Times’ta Irak’ta kurulan hükümete ilişkin yapılan haberde “ABD’nin desteklediği Kazımi hükümeti kurdu” gibi bir başlık atılmış olması önemli bir mesaj içermektedir.  Ayrıca ABD ile Irak arasında kalıcı işbirliği için haziran ayında stratejik işbirliği diyaloğu toplantılarının başlayacağı açıklanmıştır. Zira Irak’taki İran yanlısı grupların Kazımi hükümetine karşı kullanacağı en önemli kozlardan biri ülkedeki ABD askeri varlığı olarak görülmektedir. ABD’nin Irak’ta İran yanlısı Şii milis gruplar ile yaşadığı ve zaman zaman çatışmaya varan gerginlik, Kazımi açısından önemli bir sorunu teşkil etmektedir. Bu noktada Kazımi’nin ABD ve İran arasında denge sağlayıcı bir tutum izlemesi gerektiğini söylemek yerinde olacaktır. Ancak Irak’ın özellikle ekonomik alanda yaşadığı sıkıntılar ve ABD’nin Irak’a açabileceği alan, Kazımi’nin ABD’ye yakın bir pozisyon izlemesine de sebebiyet verebilir. Nitekim Irak’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ile kredi için görüşme yapacağına ve ABD’nin de Irak’ı ekonomik olarak destekleyeceğine yönelik çıkan haberler dikkat çekmektedir. Burada Irak’ta ekonomik problemler ve hizmet eksikliği nedeniyle 1 Ekim 2019’da başlayan protesto gösterileri akılda tutulmalıdır. Bu nedenle Kazımi’nin önce halkın tansiyonunu düşürebilmek ve desteğini alabilmek için ekonomik temelli politikalara yönelmesi, Irak’ın ABD ile işbirliğini arttırıcı bir pozisyon almasına sebebiyet verebilir. Aslında Kazımi’nin kurduğu hükümetin ülkeyi erken seçimlere götürmesi yönünde bir yol haritası çizilmiş olmakla birlikte, ekonomik problemler nedeniyle yeni seçimlerin olağan sürede (2022) yapılabileceğine yönelik beklentiler bulunmaktadır. Bu noktada Kazımi’nin kısa vadeli olmayan adımlar atabileceği, hatta başarılı olması durumunda, Irak’ta başbakan belirlenmesi konusundaki zorluk düşünüldüğünde, Kazımi’nin bir sonraki dönemde başbakan olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Bu noktada Kazımi’nin Irak dış politikasında da denge sağlayıcı adımlara ihtiyacı olacaktır. Bu durum Türkiye açısından bir fırsat ortaya çıkarabilir. Nitekim Kazımi hükümetine ilişkin TC Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “"bundan önceki Irak hükümetleriyle olduğu üzere, yeni hükümetle de ortak çıkarlar temelinde güvenlik, ticaret, yatırım ve yeniden imar konuları başta olmak üzere tüm alanlarda iş birliği anlayışıyla çalışmaya hazırız" ifadeleri kullanılmıştır. Bu noktada Kazımi’nin iç politikadaki desteğinin yanı sıra bölgedeki önemli ülkelerden de destek alması, hükümetin başarısı açısından son derece önemlidir. Buradan hareketle Kazımi’nin sağlayacağı başarı, hükümetin ortaya çıkarttığı olumlu hava dikkate alındığında, Irak’ın istikrarlı bir gelecek yakalaması açısından dönüm noktası niteliğinde olabilir.