Bakış

Irak’taki Seçim Sonuçları Musul İçin Ne İfade Ediyor?

Ekim 2019’da patlak veren hükûmet karşıtı protesto gösterileri ve gösterilerin bir sonucu olarak Başbakan Adil Abdülmehdi’nin istifası, 2020’nin hemen başında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Haşdi Şaabi Komisyonu Genel Sekreteri Ebu Mehdi Mühendis’in Bağdat Havalimanı’nda öldürülmesi gibi hadiselerin ardından erken seçimlere giden Irak’ta, Musul’un seçim öncesi ve sonrası dönemdeki durumu önem arz etmektedir. 2014 yılında terör örgütü IŞİD tarafından birçok bölgesi tahrip edilen Musul’un, özellikle merkezî otoritenin yetersizliği sebebiyle yeniden yapılanmasının henüz tamamlanamadığı görülmektedir. Nitekim Ninova vilayetinin valiliğini yapan isimler 2017’de vilayetin kurtuluşundan 10 Ekim 2021’de gerçekleştirilen seçimlere kadar 3 kez değişmiş, yerel yönetim anlamında da istikrarsız bir süreç yaşamıştır. Vilayetteki tahribatın giderilememesi, yetersiz altyapı sistemleri, ekonomik sorunlar seçime giden süreçte halk nezdinde önemli bir değişken olarak görülmektedir. Seçim süreci ve sonrasındaki atmosfer paralelinde, Irak’ın birçok bölgesinde olduğu gibi Musul genelinde de seçime katılım oranının düşük olmasının, halkın muzdarip olduğu konuların siyasi yöntemlerle çözülemediği inancından kaynaklandığı söylenebilir.

10 Ekim 2021’de erken seçime giden Irak’ta kesin olmayan ilk seçim sonuçları Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği (IBYSK) tarafından açıklanmıştır. Hem Irak’ın geleceği ve istikrarı hem de Irak ile komşu bölge ülkelerinin ilişkilerini yakından ilgilendiren seçimlerin açıklanan ilk sonuçlarının sürpriz unsurlar içerdiğini söylemek mümkündür. Açıklanan ilk sonuçlara göre Sadr Hareketi, toplam 329 milletvekili olan parlamentoda 73 sandalye kazanarak birinci parti olurken; Parlamento Başkanı Muhammed Halbusi’nin liderliğini üstlendiği Takaddum Koalisyonu 37 sandalye ile ikinci olmuştur. Diğer yandan İran’a yakınlığı ile bilinen ve önceki seçimlerde 48 milletvekili kazanabilen Fetih Koalisyonu’nun parlamentoda ciddi bir güç kaybederek bu seçimlerde 15 sandalyede kalması seçimlerin bir başka önemli neticesi olmuştur. Ayrıca IKBY’ye bağlı siyasi partilerin seçimlerde kazandıkları sandalye sayıları da hem Irak siyaseti hem de IKBY’nin kendi iç siyasetlerinde yeni dinamikleri ortaya çıkarması açısından önem taşımaktadır. Bu bağlamda KDP’nin Irak Parlamentosundaki sandalye sayısını 25’ten 33’e yükselterek yeni kurulacak hükûmette söz sahibi olacak başat aktörlerden biri olduğunu söylemek mümkündür.

Seçim sürecinde, koalisyon ve partilerin nasıl performans göstereceği ve olası terör saldırılarına karşı kentlerdeki güvenliğin nasıl sağlanacağı merak edilen hususların başında gelmiştir. Diyala’dan başlayarak Musul’a kadar uzanan bölgede terör örgütü IŞİD’in saldırılarının yoğunlaşması nedeniyle seçim atmosferini kötüleştirebilecek güvenlik zafiyetlerinin yaşanma olasılığı seçimler öncesi ciddi endişelere neden olmuştur. Ancak Türkiye’nin uluslararası seçim misyonu olarak gözlemlediğimiz Irak’ta, merkezî hükûmetin seçim güvenliğini önemsediğini, Ninova’daki güvenlik güçlerini ve kırsal bölgelerde devriye sayısını arttırdığını söylemek mümkündür. Ayrıca seçim merkezlerinde hem federal polis hem de Irak Ordusundan güvenlik güçlerinin görevlendirildiği ve güvenlik önlemlerinin sıkılaştırıldığı gözlemlenmiştir.

Irak’ta seçim sonuçlarının açıklanmaya başlanması ile birlikte bazı vilayetlerdeki sonuçların kazanan veya kaybeden koalisyonlar, partiler ve adaylar açısından sürprizler doğurduğunu söylemek mümkündür. Bu vilayetlerden biri, başkent Bağdat’tan sonra 31 milletvekili ile parlamentoda en çok sandalyeye sahip Ninova olmuştur ve burada ortaya çıkan sonuçların siyasi, askerî ve ekonomik meselelere nasıl yansıyacağı merak edilen hususların başında gelmektedir. Dolayısıyla Musul seçimlerinin Irak iç siyaseti açısından önemli sonuçlar doğurduğu ve tanınmış birçok siyasetçinin yerini yeni isimlerin aldığı gözlemlenmektedir.

31 sandalye için 858 adayın yarıştığı Musul’da en çok milletvekili çıkaran partiler, 30 sandalye ile KDP ve 8 sandalye ile Takaddum Koalisyonu olmuştur. Bu açıdan, önümüzdeki dönemde Kürtlerin ve Sünnilerin Musul’un geleceğini şekillendirecek gelişmelerde başat rol oynayacakları değerlendirilebilir. Öte yandan İran destekli siyasi oluşum olan Fetih Koalisyonu’nun Musul’da yalnızca bir milletvekili çıkarabilmesi ve özellikle Telafer’i de kapsayan 2. Seçim Bölgesi gibi güçlü oldukları bölgelerde milletvekili çıkaramamış olması, bölgedeki güç dengelerinin nasıl şekilleneceğine dair de önemli mesajlar verebilir. Zira Sincar meselesi gibi konularda hem siyasi ağırlığını hem de sahadaki askerî varlığını birer çarpan olarak elinde bulundurmak isteyen İran yanlısı Şii grupların Musul’da ve Irak genelinde uğradığı başarısızlık, bölge siyasetinde avantajı başta KDP olmak üzere Kürt siyasi partiler ile Sünni siyasi partiler tarafına kaydırabilir.