IŞİD'i Musul'dan Çıkarma Stratejisi

Bilgay Duman, Araştırmacı, ORSAM
Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün 6 Haziran 2014 tarihinde Musul'da başlattığı harekat ile birlikte Irak yeni bir sürece girdi. Ülkenin siyaset, güvenlik ve yönetim yapılanması yeniden tartışılır konuma geldi. Örgüt Irak'ta halen etkiliyken, IŞİD sonrası ülkede siyasetin yüzü ve ittifakların değişeceğini söylemek mümkün. IŞİD ortak bir tehdit algısı yaratsa da bütün kesimlerin IŞİD sonrası için pozisyon aldığı bir gerçek. Irak'taki tarafların tümü, IŞİD meselesinin bir şekilde sona ereceği düşüncesiyle, IŞİD sonrasına hazırlanıyor. Fakat bundan önce Musul'un nasıl geri alınacağı büyük bir sorun teşkil ediyor.
 
Musul, tam anlamıyla IŞİD'in kalesine dönmüş durumda. Nitekim Irak güvenlik güçleri, peşmergeler ve merkezi hükümet destekli Şii milis gruplarının şimdilik Musul merkeze yönelik bir operasyonu yok. ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Musul'a sadece hava operasyonları düzenlediği biliniyor. Mevcut durumda IŞİD'in Musul çevresiyle bağlantısını kesmeksizin bölgeye bir operasyon düzenleme olasılığı düşük görünüyor.
 
Irak'taki bütün kesimler için Musul bir muamma. O sebeple ancak çevresinde tam etkinlik sağlandıktan sonra Musul'a bir operasyon düşünülebilir. Lakin Musul dışındaki bölgelerde de tam etkinlik kurulduğunu söylemek zor. Kerkük çevresindeki IŞİD etkinliği, örgütün 29-30 Ocak 2015 tarihlerinde Kerkük'te gerçekleştirdiği saldırılarla kanıtlandı. Kerkük'te her ne kadar geriletilmiş olsa bile IŞİD'in saldırı gücünü koruduğu net biçimde ortaya çıktı.
 
IŞİD karşısında ne peşmergelerin ne Irak güvenlik güçlerinin ne de milislerin tek başına mücadele etme gücü olduğu IŞİD'in Kerkük saldırısıyla görüldü. Ayrıca havadaki sisten faydalanarak Kerkük saldıran IŞİD'e karşı düzenlenen hava operasyonlarının dahi tek başına yetersiz kaldığı ortaya çıktı. Bu nedenle olası bir Musul Operasyonu öncesinde dikkate alınması gereken konular var.
 
Musul Operasyonu öncesinde neler yapılmalı?
 
Daha önce de bahsedildiği gibi, Irak'taki hiçbir kesimin IŞİD'e karşı tek başına savaşma gücü yok. IŞİD ile mücadelede havadan ve karadan destek şart. Irak'taki siyasi ayrışmaların bir yana bırakılıp IŞİD ile ortak mücadele edilmesi tek yol. Ortak mücadele şüphesiz Iraklıların kendi aralarındaki dayanışmanın IŞİD'i bertaraf etmeye yeteceği anlamına gelmiyor. Uluslararası koalisyonun yanı sıra Irak'ın da tüm unsurlarıyla içerisinde yer aldığı bölgesel bir işbirliği mücadele konseptinin geliştirilmesi lazım. Ancak Irak'ta derinleşen siyasi ayrışma, buna pek izin vermiyor. Zira IŞİD sonrası Irak'ta demografik yapı ve saha hakimiyeti konusunda önemli bir dönüşüm yaşanıyor.
 
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) güvenlik gücü peşmergelerin, hakimiyet alanının genişlediği; Musul ve Diyala çevresindeki tartışmalı bölgeler olarak anılan coğrafyada etkinliğinin arttığı görülüyor. Diğer yandan Irak güvenlik güçlerinin IŞİD karşısında etkisiz kalmasıyla milisleşme de söz konusu. Haydar İbadi hükümeti, IŞİD’e karşı savaşan grupları destekleme politikası izlemeye başladı. Ayetullah Ali Sistani'nin fetvasının ardından Şiiler tarafından kurulan ve "Haşti Şaabi" (Millet Yığınları ya da Gönüllü Birlikler) olarak anılan silahlı güçlere destek verilerek Irak güvenlik güçlerine takviye birlikler oluşturuldu. Çok sayıda bölgede Irak ordusu yerine onlar IŞİD ile savaştılar ve Bağdat ile Kerkük arasındaki coğrafyada etkinlik kurdular.
 
Irak hükümeti, ABD'nin de desteğiyle, IŞİD'in etkinlik kurup kontrol sağladığı Anbar, Diyala ve Selahattin gibi vilayetlerde, örgüte karşı olan Sünni Arap aşiretleriyle anlaşma yoluna gitti. Örneğin; Selahaddin'de, başta Cuburi aşireti olmak üzere, Hamdani, Lıheyb, Kuveys, Ubeydi, İsravi, Habeş gibi aşiretler de IŞİD'e karşı birleşik bir cephe oluşturdu ve sonuç almaya başladı. Bundan doğan coğrafi ayrışmanın IŞİD sonrası dönemde gruplar arasında bir mücadeleye yol açmasını engellemek için farklı unsurlar arasındaki uyumun sağlanması son derece önemli.
 
IŞİD'in elinden alınan yerlerdeki güvenliğin net olarak sağlanması ve örgütün aynı bölgeleri tekrar ele geçirmesinin engellenmesi de IŞİD ile mücadelede kritik bir nokta. IŞİD'e karşı operasyonların sürekliliği ve devamlılığının sağlanması bir diğer zorunluluk. Operasyon sürekliliği, IŞİD ile savaşan taraflar arasında yüksek düzeyli bir koordinasyon gerektiriyor. Ama böylesi bir eşgüdümün sağlanabildiğini söylemek şimdilik zor. Aynı cephede savaşan farklı güçlerin bile hatları ayrışmış durumda.
 
IŞİD'in Kerkük saldırısında görüldüğü gibi, hava operasyonunun kısıtlı kaldığı durumlar ortaya çıkabiliyor. Bundan dolayı IŞİD ile mücadelede kara savaşının son derece önemli olduğu görülüyor. Bu ihtiyaç, IŞİD'le kara savaşının daha güçlü biçimde yürütülmesini de hayati kılıyor. IŞİD'in yerel desteğinin kesilmesi de örgütle mücadelede kritik adımlardan biri.
 
Musul Operasyonu mümkün mü?
 
Görüldüğü gibi IŞİD ile mücadelede kapsamlı bir stratejinin izlenmesi gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. IŞİD, mevcut durum itibarıyla Tikrit, Diyala, Bağdat ve Musul çevresinde geriletilmiş olsa bile hâlâ etkinliğini koruyor. Bilhassa Musul içerisinde halen son derece güçlü bir varlık barındırıyor. Musul, örgütün hem Suriye hem de Irak'taki etkinliği açısından lojistik üs niteliğinde. IŞİD'in Musul'daki kontrolünün zayıflatılabilmesi için Musul dışındaki etkinliğinin bitirilmesi önemli bir faktör. Nitekim IŞİD karşısında mücadele eden herkesin bu konuda hemfikir olduğunu söylemek mümkün. Bu tercih, Irak ordusu ve peşmergelerin yanında IŞİD ile savaşan diğer güçlerin de Musul'un geri alınması için yapılacak operasyona tam olarak hazırlanmasına dönük bir zaman kazanma hamlesi aynı zamanda.
 
Irak merkezi hükümeti, özellikle Irak ordusunun IŞİD'le kapsamlı bir savaşa henüz hazır olmadığının bilincinde. Irak Başbakanı İbadi, Irak güvenlik güçlerinin eğitimi için 1 yıla ihtiyaçları olduğunu zaten açıklamıştı. Irak güvenlik güçleri, bu süreçte hem eğitiliyor hem de yeniden yapılandırılıyor. Irak'taki görüştüğümüz bazı yetkililer, Musul dışındaki yerlerde IŞİD'in etkinliğinin bitirilmesi durumunda, örgütün çok direnmeden Musul'u da teslim edeceği kanısındalar. Nisan-Mayıs 2015 civarında IŞİD'e Musul'da operasyon yapılacağı konuşuluyor. Lakin Irak'ta bu konuda da bir görüş birliği yok. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Musul'a en erken 2015'in sonbaharında operasyon yapılabileceğini açıkladı. Öte yandan ABD'nin Eylül 2014'te IŞİD stratejini açıklayan Başkan Barack Obama da IŞİD'le mücadelenin 3 yıl sürebileceğini söylemişti. Bu nedenle kısa vadede Musul'un IŞİD'den geri alınması zor görünüyor.
 
Uzun vadede ise IŞİD'i Irak topraklarından çıkarmak pek mümkün gözükmüyor. En azından IŞİD zihniyetinin Irak'ta yerleştiğini söylemek mümkün. Zira IŞİD aslında bugünün meselesi değil. 2003 sonrası Irak'ta farklı isimlerde etkinlik kuran örgütün yerelden önemli ölçüde destek aldığı biliniyor. Bu noktada Sünnilerin siyasi sürece entegrasyonu son derece önemli. Bilindiği gibi mevcut durumda IŞİD'in hakimiyetindeki bölgelerde yaşayan Sünni halkın, IŞİD'in harekatı öncesi Irak merkezi hükümetine yönelik gösterileri ve talepleri dikkate alınmalı. Irak'taki Sünniler üzerinde Nuri Maliki hükümetlerinin yarattığı baskı, IŞİD'in yeniden yeşermesine sebep oldu. Bu nedenle IŞİD'i bertaraf etmek için onu ortaya çıkaran faktörlerin kaldırılması şart.
 
IŞİD'in Sünni bölgelerde etkinlik kazanmasında toplumsal, siyasal ve hatta ekonomik faktörlerin etkisi göz önüne alındığında, askeri tedbirler yanında toplumsal, siyasal ve ekonomik reformların yapılması da örgütle mücadelede büyük önem taşıyor. Bu noktada Irak'taki federalizm daha gevşek bir yapıya kavuşturularak Sünnilere, en azında hakim oldukları bölgelerde, daha fazla özerklik imkanı tanıyacak bir idari yapının ortaya konması yüksek sesle konuşuluyor.
 
Örneğin; Irak Başbakanı İbadi'nin hükümet programında açıkladığı üzere, her vilayetin kendi halkından oluşacak ve bulunduğu vilayeti korumakla sorumlu olacak "Ulusal Muhafız Gücü" kurulması planı bunu işaret ediyor. Fakat Irak'taki yeniden milisleşme eğilimi, Şiiler dışındaki kesimi tedirgin ediyor. Bu tedirginliğin güven bunalımına yol açtığı bir gerçek. Bu nedenle IŞİD'le mücadelede sistematik ve kapsamlı bir yaklaşımın sergilenmemesi durumunda, IŞİD bitirilse bile farklı çatışma dinamiklerinin ortaya çıkması işten bile değil.
 

Bu yazı "IŞİD'i Musul'dan Çıkarmanın Yolu Kapsamlı Stratejiden Geçiyor" başlığıyla Al Jazeera Türk internet sitesinde yayınlanmıştır.