IŞİD Lideri Kureyşi’nin Öldürülmesi ve Olası Sonuçları

Kureyşi Kimdir?
Hacı Abdullah, Emir Muhammed Said Abdurrahman el-Mevla ve Abdullah Kardaş takma adlarıyla bilinen Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi, 1976 yılında Musul’un batısında küçük bir kasaba olan Muhallabiya’da bir vaizin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Musul’daki üniversitede İslami çalışmalar öğrencisi olarak, IŞİD’in güvenlik ve askerî doktrininden ziyade daha çok dinî rehberlik ve İslam hukuku konularında uzmanlaşmıştır ancak askerî ve silahlı gruplara katılım yoluyla deneyim kazanmıştır. Irak güvenlik yetkilileri, geçmişte bir dönem Saddam Hüseyin’in ordusunda görev yaptığını ileri sürmektedir. Kureyşi, 2003 ve 2004 yılları arasında ABD’nin Irak işgaline karşı silahlı ayaklanmaya katılmıştır.[1] Kureyşi’nin IŞİD ile uzun bir geçmişi bulunmaktadır ve gruba Irak’taki el-Kaide’nin halefi olan Irak İslam Devleti örgütlenmesi döneminde katılmıştır. 2007’de gruba yeni katılanları eğitmek için görevlendirilmiştir ve Yezidi azınlığın soykırımını destekleyenler arasında yer almıştır.[2] 2008’de Musul’da Kureyşi’yi ele geçiren ABD güçleri, onu Bucca Kampı adındaki bir hapishanede gözaltına almıştır. Aralarında Bağdadi’nin de bulunduğu el-Kaide ve Irak İslam Devleti mahkûmlarını tutmasıyla ün salmış olan Bucca Kampı, IŞİD’in doğduğu veya “temellerinin güçlendirildiği” yer olarak da bilinmektedir.[3] Burada tutulduğu süreçte Kureyşi, IŞİD üyeleri ve bağlantılı aktörler hakkında nasıl göründükleri, nerede vakit geçirmeyi sevdikleri ve kimlerle sosyalleştikleri gibi konularda bilgi verdiği için yetkililer tarafından “örnek bir mahkûm” olarak nitelendirilmiştir. ABD Askerî Akademisi Terörle Mücadele Merkezinde araştırma direktörü olan ve Kureyşi’nin gizli sorgu raporlarını inceleyen Daniel Milton, Kureyşi’nin kendisini kurtarmak için arkadaşlarından vazgeçtiğini ifade etmiştir.[4] Kureyşi, 2009 yılında serbest bırakılmıştır. Bucca Kampı’ndan çıkan birçok kişi gibi, Kureyşi de serbest bırakıldığında Irak’ta Bağdadi’nin en güvenilir danışmanlarından biri hâline gelmiştir. 2014 yılında Kureyşi, Bağdadi’nin Musul kentinin kontrolünü ele geçirmesine yardım etmiştir. Üst kademelerin arasına yerleşen Kureyşi’ye “Profesör” ve Yok Edici” lakapları takılmıştır. IŞİD üyeleri arasında ise “acımasız bir karar alıcı” olarak saygı duyulan ve “Bağdadi’nin liderliğine karşı çıkanları ortadan kaldırmaktan” sorumlu kişi olmuştur. Ölümünün ardından ABD’li yetkililer, Kuzey Irak’ta azınlık Yezidilere yönelik 2014 yılındaki katliamın arkasındaki “itici gücün” Kureyşi olduğunu ve Kureyşi’nin Afrika’dan Afganistan’a kadar tüm IŞİD ağını denetlediğini ileri sürmüştür. 2017’de yenilgiye uğramasından sonra IŞİD’in rotası değiştirildiğinde Kureyşi, sınırı geçerek Suriye’ye kaçmıştır ve o zamandan beri uzak bölgelerde saklanmış ancak bu esnada IŞİD’i yeniden canlandırmaya çalışmıştır.[5] Kureyşi, Ebu Bekir el-Bağdadi’nin ölümünün ardından Ekim 2019’da IŞİD lideri olmuştur. Bağdadi’nin ölümünden dört gün sonra liderliği açıklanan Kureyşi’nin uzun süre liderlik için yetiştirilmiş olduğu, bu nedenle de savaş alanından uzak tutulduğu iddia edilmektedir.[6] IŞİD, Bağdadi’nin yerine Kureyşi’yi lider olarak ilan ettiğinde, isim Batılı istihbarat teşkilatları tarafından tespit edilememiştir. 2020 yılının Ocak ayında gerçek adı Emir Muhammed Abdurrahman el-Mevla es-Selbi olarak açıklanmıştır. Bununla birlikte son iki yıldır dünyanın en çok aranan adamlarından biri olmuştur.

IŞİD Liderine Yönelik ABD Saldırısı
ABD, 3 Şubat 2022 tarihinde Suriye'de IŞİD lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’yi yakalamak veya öldürmek amacıyla düzenlenen baskın sırasında, Kureyşi’nin yanındaki patlayıcıyı infilak ettirerek kendisini, eşini ve çocuklarını öldürdüğünü açıklamıştır. Yaklaşık 50 Amerikan özel kuvvetler personelinin helikopterlerle bölgeye indiği baskında, İdlib’in kuzeyinde ve Türkiye sınırının hemen doğusunda yer alan Atmeh kasabasında üç katlı bir mesken hedef alınmıştır.[7] İstihbarat raporları, Kureyşi’nin ailesiyle birlikte IŞİD’i Suriye ve başka yerlere gönderdiği kuryelerle yönettiği Atmeh’teki binanın ikinci katında yaşadığını ortaya koymuştur.[8] Pentagon basın sekreteri John F. Kirby, ABD özel kuvvetlerinin içeridekilerin binayı terk etmeleri için bir uyarı sesi kullandığını ve sivillerin ölümünü önlemek için Biden’ın hava saldırısı düzenlenmemesi yönünde bir karar aldığını aktarmıştır. Birinci katta terörist grupla bağlantısı olmayan ve Kureyşi’nin varlığından habersiz siviller binadan zarar görmeden çıkarılmıştır. Ancak Kureyşi’nin bir düzeneği patlatması sonucunda yerleşkedeki bazı siviller hayatını kaybetmiştir. Biden bunu “son bir korkaklık eylemi” olarak nitelendirmiştir.[9] ABD güçlerinin sekizi çocuk olmak üzere on kişiyi evden tahliye edebildiğini kaydeden Kirby, baskında öldürülenler arasında IŞİD’li bir vekille eşinin ve Kureyşi’nin bazı aile üyelerinin de bulunduğunu açıklamıştır. Kureyşi’nin havaya uçurma taktiği, 2019’da ABD güçleriyle karşılaştığında Ebu Bekir el-Bağdadi tarafından da kullanılmıştır. Bağdadi, ABD özel kuvvetlerinin düzenlediği baskın sırasında patlayıcı yelek kullanarak kendini ve üç çocuğunu öldürmüştür.[10] Baskının ardından, binanın etrafına dağılan parçalardan alınan parmak izleri ve DNA analizi yoluyla Kureyşi’nin cesedi tespit edilmiştir. Yaklaşık iki saatlik operasyonun sonuna doğru, yerleşkeye yaklaşan küçük bir gruptan iki kişinin öldürüldüğünü ve diğer kişilerin bölgeyi terk ettiğini ileri süren Kirby, Kureyşi’nin ölümüne rağmen IŞİD’in bir tehdit olmaya devam ettiğini vurgulamıştır. Operasyonda ABD tarafında can kaybı olmadığı, bir helikopterin mekanik bir sorunu olduğu ve imha edilmesi gerektiği açıklanmıştır.[11] Ancak yerel kaynaklardan, ABD özel kuvvetlerinin sert bir direnişle karşılaştığı ve araçlara monte edilmiş uçaksavar silahlarından isabet aldıkları şeklinde elde edilen bilgiler ışığında helikopterin bu nedenle de zarar görmüş olabileceği değerlendirilmektedir. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Kenneth F. McKenzie konuya ilişkin yapmış olduğu açıklamasında, IŞİD’in önceki lider Ebu Bekir el-Bağdadi gibi Kureyşi’nin de “ABD ve müttefiklerine saldırılar düzenlemeye kararlı ve şeytani biri olduğunu” ifade etmiştir. CENTCOM’un sorumluluk alanının bir parçası olan Suriye’deki baskın hakkında Kureyşi’nin teslim olmayı reddettiğini ve büyük bir patlamada kendini öldürdüğünü ileri süren McKenzie, “Bağdadi, IŞİD’de ikonik ve filozofken, Abdullah aslında çok daha fazla operasyonel bir planlayıcı ve operasyon direktörüydü. Başlarda Yezidilere karşı yapılanlar ve IŞİD’in Irak ve Suriye’deki terör idaresi de dâhil olmak üzere sayısız vahşetten doğrudan veya dolaylı olarak o sorumluydu” ifadelerini kullanmıştır.[12]

IŞİD artık gücünün zirvesinde olduğu dönemindeki gibi Irak ve Suriye’nin geniş bölgelerini kontrol edememektedir. Ayrıca başkalarını yaşadıkları yerlerde saldırılar düzenlemeye teşvik ettiği zamanlardaki gibi sosyal medya hâkimiyeti de azalmıştır. Ancak IŞİD’in Afganistan’daki kolu sözde Horasan vilayetinin ABD ve müttefikleri 26 Ağustos 2021’de çekilirken Kabil’deki Hamid Karzai Havalimanı’na düzenlediği intihar saldırısı sonucunda 13 ABD askeriyle 100’den fazla Afgan sivilin hayatını kaybetmesi ve akabinde yapılan bir dizi saldırı bazı kaygıları gündeme getirmiştir. Diğer taraftan, son aylarda örgütün Irak ve Suriye’de yeniden yapılanmaya ve daha fazla kapasite oluşturmaya çalıştığına dair bazı endişeler gündeme gelmektedir. Özellikle 20 Ocak 2022 tarihinde dünyanın en büyük IŞİD hapishanesi olarak bilinen kuzeydoğu Suriye’deki Guveyran Hapishanesi’ndeki mahkûmların serbest bırakılması amacıyla yapılan saldırı ve yenilenen propaganda girişimleri bu endişeleri destekler niteliktedir.

Bir lideri kaybetmenin örgüt mensuplarını daha da paranoyak yaptığı ve içlerinde hain aramalarına yol açtığı, bu nedenle IŞİD’in Kureyşi’nin ölümüyle zarar göreceği öngörülerine rağmen bu durumun IŞİD için bir son teşkil etmediği değerlendirilmektedir. Diğer bir ifadeyle, Kureyşi’nin ölümü IŞİD’e karşı önemli bir darbe niteliğindedir ancak uzun vadede bunun IŞİD hareketliliği üzerinde muhtemelen sınırlı bir etkisi olacağı değerlendirilmektedir. IŞİD’in Irak’ta sınır saldırılarını sürdürme yeteneği ve Suriye’deki varlığının yanı sıra Afrika’dan Asya’ya uzanan ağı göz önünde bulundurulduğunda, Bağdadi’nin ölümünden sonra olduğu gibi başlangıçta bir düşüş yaşasa bile toparlanması beklenmektedir. Ayrıca IŞİD’in Kureyşi’nin öldüğü senaryoya göre bir eylem planı yapmış olması, diğer bir deyişle yönetimi kimin devralacağına dair planlarla liderlerinin öldürülmesine hazırlıklı olması kuvvetle muhtemeldir. IŞID’in örgütsel yapısı karizmatik liderlikten ziyade fikrî zemine odaklanmaktadır.

Genel Değerlendirme ve Öngörüler: Lidersiz Bırakma, Terör Örgütleri, IŞİD ve Müzahir Kitle Üzerinde Olası Etkileri
Genel itibarıyla terörizmle mücadelede sahadaki aktif yapının lider ve/ya lider kadrosunun ortadan kaldırılmasının temel hedeflerden biri olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte mevcut lideri ve/ya lider kadrosu imha edildiği için gücünü önemli ölçüde kaybeden veya çöküşe geçen örgütler olduğu gibi bu kayıplar neticesinde gücünü koruyan hatta kimi vakalarda yeni atılımlar yapabilen örgütler de bulunmaktadır.

Bu noktada örgütün gücünün odağını oluşturan coğrafya, buradaki ülkeler ve bunların iç dinamikleri, insan kaynağı havuzunun genişliği ve geçişkenliği, yeni nesil bir lider kadro bulunup bulunmaması, sahadaki dinamiklerin örgüte yeni atılım imkânları verip vermemesi, örgüt liderinin hayattayken olası alternatif lider veya liderlerin ortaya çıkarılmış olup olmaması, örgütün ne denli keskin bir hiyerarşiye sahip olduğu ve örgüt içi bağlantıların derinliği önem arz etmektedir. Yeni terörizm kavramının ortaya çıkışı ve özellikle el-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerinin sahada aldıkları darbelerin ardından gevşek networklere dönüşebilmeleri nedeniyle bu örgütler, lider kaybı sonrasında da etkinliklerini belli ölçüde sürdürebilmektedir. Bölgedeki başarısız devletlerin radikalleşmeyi engelleme konusundaki başarısızlıklarıysa bu örgütlerin insan kaynağının sabit kalmasına ve/ya artmasına neden olmaktadır. Böylelikle örgüt, lider kadrosundaki değişimlerde hayatiyetini sürdürebildiği gibi liderin ortadan kaldırılması, gevşek bağlarla tasarlanan örgütün alt kadrolarında yıkım etkisi oluşturmayabilir. Böylesi bir durumda dahi sahada benzer yapılar için potansiyel veya fiilî insan kaynağı yeni örgüt veya örgütlerin ortaya çıkmasını sağlayabilmektedir. Dolayısıyla örgüt liderinin öldürülmesi akabinde en temel soru bahsi geçen şartlara dair değerlendirmenin sağlıklı yapılabilmesidir. Mevcut şartlarda IŞİD veya benzer motivasyonlarla hareket edebilecek yapılar içinse gerçekçi bir değerlendirmeyle gerek saha dinamiklerinin gerek insan kaynağının önemli bir meydan okuma ortaya koymadığını iddia etmek yanlış olmayacaktır.

İlaveten tüm tarihsel tecrübenin ötesinde yalnız IŞİD örneği dahi 2006 sonrası örgüt liderliğine yönelik pek çok başarılı etkisiz hâle getirme hamlesinin saha dinamikleri neticesinde ne örgütü uzun süre lidersiz bırakabilme ne de ortadan kaldırabilme sonucunu vermediğini göstermektedir. Üç liderin kısa aralıklarla etkisiz hâle getirilmesinin ardından örgütü devralan Bağdadi döneminin örgütün ana sıçrama dönemi olduğu unutulmamalıdır. Bağdadi döneminde Irak ve Suriye’deki konjonktür bugünkünden önemli ölçüde farklıydı. Günümüzde bölgesel devletlerin karşılaştığı kronik sorunlar bu örgütlerin faaliyetleri için benzer hatta daha uygun şartlar sunmaktadır. Bağdadi’nin öldürülmesi sonrası örgütün tamamen yenildiği argümanının geçen süre içerisinde örgütün azalan ancak süregelen saldırı haritası değerlendirildiğinde isabetli olmadığı açıktır. El-Kaide örneğinde Usame bin Ladin ve IŞİD örneğinde Bağdadi gibi örgüt içerisinde çok daha fazla kabul ve saygı gören, etkin bir liderlik sağlayan kişilerin ölümünün neticeleri dahi oldukça sorgulanabilir durumdadır. Bu nedenle, IŞİD geçmişindeki Masri dönemiyle kıyaslanabilecek çok daha zayıf, kısa süreli ve genel kabul noktasında vasat bir liderlik yapısının ortaya çıkmasının örgüte ve/ya örgüte müzahir potansiyel ve fiilî insan kaynağına nihai bir darbe vurmasını beklemek gerçekçilikten uzak görünmektedir.

Dolayısıyla terör yapılarına dair lidersiz bırakma operasyonlarının mutlak surette terörle mücadeleden terörizmle mücadele safhasına bir genişlemeyle birlikte ilerlemesi, başarısız devlet mekanizmaları ve sahadaki devlet dışı aktör yoğunluğunun ele alınması, sosyal ve ekonomik politikalarla desteklenmesi gereği açıktır. Öte yandan tüm bu değerlendirmelerde ön kabul örgütün yekpare bir biçimde Kureyşi’nin liderliğini tanıdığı ve şahsa biat içerisinde olduğudur ki bu durum başlı başına eksik bir okumadır çünkü bizatihi Kureyşi’nin HTŞ kontrol bölgesinde olması IŞİD-HTŞ gerilimi bağlamında pek çok örgüt mensubunca şahsa dair eleştirilerin kaynağı olmuştur. Dolayısıyla daha önce saldırılarda etkisiz hâle getirilen Zarkavi ya da Bağdadi’den farklı olarak Kureyşi’nin örgüt içerisinde bir konsensüsle ve keskin bir hiyerarşik zincir içerisinde lider olarak kabul gördüğünü de söylemek mümkün değildir. Öyle ki şahıs, örgüt içinde dahi ilk dönemlerden itibaren kendi saygınlığını temin için Kureyşi kökleri olduğuna dair sahte bir iddia sahibi olarak değerlendirilmiştir.

Bununla birlikte IŞİD’in ağırlık merkezi olan coğrafyalar itibarıyla terörle mücadelenin ne örgütün hareket alanını genişletmeyi amaçladığı Afrika ne de mevcut güç merkezi olarak kabul edilebilecek odaktaki Ortadoğu ülkeleri için etkin, uyumlu ve koordine bir yaklaşımla sürdürüldüğünü söylemek güçtür. Bu durumda örgüte hayati bir darbe vurmaktan ziyade operasyonun sadece kısa süreli bir paralize etkisine neden olabileceği göz önünde bulundurulmalı, sahada şartlar, insan kaynağına erişim ve mevcut finansal ve beşerî kapasitenin eritilmesi noktasındaki gelişmelerin kalıcı sonuçlar alınmasına imkân sağlayıp sağlamayacağı gözlemlenmelidir. Zira bölgede örgütün ortadan kaldırılması stratejik bir hedef ve bunun alt başlığı olarak lidersiz bırakmak bir taktik hedef olarak öne çıkarken bölgede müzahir beşerî sermayenin eritilmesi ve IŞİD’in darbe almış ancak varlığını koruyan YTS kapasitesi ve ekonomik birikimin ortadan kaldırılması stratejik hedeftir. Taktik hedeften stratejik hedefe ilerleyemeyen bir planlamanınsa taktik ve strateji arasındaki boşluğun örgütlere daha fazla alan açabileceği bir gri bölge bırakması mümkündür. Özellikle sahadaki mücadelede önde gelen IŞİD karşıtı koalisyon müttefiklerinin kendi beşerî ve finansal sermayelerini korumak amacıyla taşeron olarak kullandığı YPG gibi terör örgütlerini ön plana çıkarmasının coğrafyada bir kısır döngüye neden olduğu, yereldeki dinamiklerin devletin “başarısız” vasfının sürdürücü hatta derinleştirici bir etki yaptığı, bu yöntemin koalisyon içerisinde oluşturduğu çatlakların da uluslararası koordinasyon üzerinde negatif sonuçlar doğurduğu unutulmamalıdır.


[1] “Profile: Who was Abu Ibrahim al-Qurayshi?”, Al Jazeera, 2022, https://www.aljazeera.com/news/2022/2/4/abu-ibrahim-al-qurayshi-who-was-isil-killed-in-us-raid.
[2] Anchal Vohra, “Qurayshi Is Replaceable”, Foreign Policy, 2022, https://foreignpolicy.com/2022/02/04/qurayshi-islamic-state-syria-military-biden/.
[3] “Profile: Who was Abu Ibrahim al-Qurayshi?”
[4] Vohra, “Qurayshi Is Replaceable”.
[5] “Profile: Who was Abu Ibrahim al-Qurayshi?”
[6] “Islamic State leader Abu Ibrahim al-Qurayshi killed in Syria, US says”, BBC News, 2022, https://www.bbc.com/news/world-middle-east-60246129.
[7] Ghaith Alsayed vd., “IS leader blows up self, family as US attacks Syria hideout”, AP News, 2022, https://apnews.com/article/biden-says-us-raid-syria-killed-islamic-state-group-leader-ca598136de014e008f746a35f6f721b0.
[8] “Islamic State leader Abu Ibrahim al-Qurayshi killed in Syria, US says”.
[9] David Vergun, “Leader of ISIS Dead Following U.S. Raid in Syria”, U.S. Department of Defense, 2022, https://www.defense.gov/News/News-Stories/Article/Article/2922796/leader-of-isis-dead-following-us-raid-in-syria/.
[10] “Islamic State leader Abu Ibrahim al-Qurayshi killed in Syria, US says”.
[11] Vergun, “Leader of ISIS Dead Following U.S. Raid in Syria”.
[12] Terri Moon Cronk, “McKenzie Says ISIS Leader Who Died During U.S. Raid Was ‘Evil’”, U.S. Department of Defense, 2022, https://www.defense.gov/News/News-Stories/Article/Article/2923605/mckenzie-says-isis-leader-who-died-during-us-raid-was-evil/.