IŞİD Suriye Çölü’nde Yeniden Canlanıyor

Baghuz’un kaybı sonrası dönemde Suriye’de alan hâkimiyeti sona eren IŞİD’in yenilgiye uğradığı ve sonunun geldiğine dair iddialı ama gerçeklikten uzak beklentiler dile getirilmekteydi. Örgüt 2007-2011 arasında da sahada yenilgiler alırken lider kadrosundan kayıplar vermişti. O dönemde de kırsala ve yer altına çekilerek güç toplayan örgüt bugünlerde de aynı yolu izlemekte. Örgütün eski sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani’nin Mayıs 2016’da yayımlanan ses kaydı aslında bu sürece dair ipuçları içermekteydi. Adnani, önde gelen komutanlarını ve Irak’taki şehirleri kaybedip çöle çekildiklerinde savaşı kaybetmediklerini, Musul, Sirte ve Rakka başta olmak üzere tüm şehirleri kaybetseler de bu savaşın devam edeceğini belirtmişti. Adnani aynı açıklamada, örgütün eskiden olduğu gibi “alan hâkimiyeti olmadan ve çöle çekilerek” eylemlerini sürdüreceğinin sinyalini vermişti. 2019’un ilk aylarında Baghuz’un düşüşü sonrası IŞİD’in eylem tarzındaki dönüşüm bahsi geçen senaryoya paralel şekilde devam ederken Suriye özelinde bakıldığında IŞİD’in bu dönüşümünü kolaylaştıran Suriye’ye has etkenlerin varlığı göze çarpmaktadır.

IŞİD’in Suriye’de alan hâkimiyetini kaybettikten sonraki eylemlerine bakıldığında çoğunlukla rejim ve rejim yanlısı unsurları hedef aldığı görülmektedir. Bunun nedenleri, ABD destekli YPG/SDG’ye karşı gerçekleştirilen saldırıların getirisinin daha düşük olması kadar IŞİD’in orta vadede yayılma alanı olarak çöl alanlarını tercih etmesidir. Deyr ez-Zor şehir merkezi terör eylemleri ile hedef alınsa dahi şu şartlarda çöl bölgeleri kadar güvenli sığınak şartları sunmamaktadır. IŞİD’in konuşlanma ve sığınma konusunda Irak dâhil olmak üzere çöl bölgelerindeki tecrübeleri çöl ve çevresini örgüt için alan hâkimiyeti sonrası dönemin hedefi hâline getirdi.  Bunun sonucu olarak Nisan 2019’dan Ocak 2021’ye kadar olan dönemde Deyr ez-Zor ve Humus kırsalları IŞİD’in eylemlerinde en çok hedef alınan bölgeler oldu. Gregory Waters’ın derlediği verilere göre IŞİD, Aralık 2020 haricinde[1] son iki yıl içinde en fazla bu iki vilayette eylem düzenledi. Nisan 2019 ile Ocak 2021 arasında raporlanan 397 saldırının 101’i Hama, Rakka ve Halep kırsallarında gerçekleşirken 296 saldırı bir başka ifadeyle her 4 saldırıdan 3’ü Humus-Deyr ez-Zor hattında gerçekleşti.[2]

Temmuz’dan itibaren aylık 30 ve üzeri saldırı gerçekleşen ülkede bu dönemde en yoğun şekilde saldırı ve çatışmalara hedef olan bölgeler Meyadin, Şula, Kebacib, Dubaya Vadisi, Suhne, Ithriya, Tedmür ve Resafa mevkileri olarak gözükmektedir. Bölgede konuşlanan gizli IŞİD hücrelerince gerçekleştirilen saldırılarda başta yerel unsurlar olmak üzere rejim yanlısı çok sayıda farklı milis yapı hedef alındı. 2020’nin Ağustos ayıyla birlikte vites yükselten IŞİD, Humus kırsalında ve Mayadin’de Liva el-Kudüs milisleriyle birlikte Rus unsurları da hedefe koydu. Liva el-Kudüs ve Rusya’nın komuta kademesinden kayıplar verdiği büyük çaplı baskın ve pusular ile yakalanan ivme hız kesmeden devam etti.[3] Rejim hatlarının iç kısımlarına sızmak suretiyle tek bir hedefe baskınlar, birden çok hedefe eş zamanlı saldırılar, Deyr ez-Zor- Tedmür ve Ithriya-Suhne arası otoyolun ateş altına alınması, askerî konvoy ve grupların EYP kullanılan saldırılarla hedef alınması, rejime ait kontrol noktalarına saldırılar ve sahte kontrol noktaları kurarak rejime ait araç ve konvoyları pusuya düşürmek IŞİD’in Suriye harekâtındaki askerî stratejilerini oluşturmaktadır.

Bu saldırılarda Ulusal Savunma Güçleri (USG), Suriye Ordusu, Liva Fatımiyyun, Liva el-Kudüs, Cumhuriyet Muhafızları, Rus paralı askerler ve yerel milis güçler kayıplar verdi. Bu kayıpların büyüklüğü ve IŞİD’in bir türlü durdurulamamasında bölgenin coğrafi şartlarının sürekli bir savunma veya saldırı için zorlayıcı olması etkin durumda. Meyadin-Resafa-Ithriya-Tedmür arası bölgenin çöl ve tepelerden oluşan az nüfuslu yapısı IŞİD’in küçük hücreler üzerinden şekillendirdiği bölge yapılanmasının hayatta kalabilmesi için oldukça elverişliyken çok parçalı ve gerilla savaşı tecrübesi kısıtlı rejim unsurlarının faaliyeti için de bir o kadar elverişsizdir. Irak’ta 15 yıllık bir çöl konuşlanma geleneği olan örgütün, Suriye’deki yıllarında da Suriye’nin çöl bölgelerini olası bir çöküş senaryosu için analiz ederek kendisine geniş bir sığınak hâline getirdiği net şekilde gözükmektedir. Düşük maliyetli saldırılarla çölde rejim unsurlarına ciddi kayıplar verdiren örgüt, rejimin çok daha maliyetli karşı saldırılarında ise coğrafyanın yapısı sayesinde oldukça az kayıp vererek yeni saldırılar için güç topluyor.

IŞİD Suriye’de coğrafyanın sağladığı avantajları kullanırken kendi dezavantajlarının yarattığı engellerin de üstesinden geldi. Zira alan hâkimiyetinin kaybı aynı zamanda finans gücünün darbe yemesi anlamına gelmektedir. Bu da örgütü daha az maliyet ile daha fazla etkinliğe sahip olmaya zorladı. IŞİD’in bu soruna yönelik çözümü, daha koordineli ve hedefe yönelik saldırılar ile her bir eylemin tahribat gücünü yükseltmek oldu. Zarar verme gücü yüksek saldırıların ortalama içinde yoğunluğunun artması IŞİD’in en az kaynak ile rejime en fazla maliyet çıkarması anlamına gelmektedir. Hâlihazırda büyük bir ekonomik çöküş yaşayan rejimin önceliği IŞİD tarafından çıkarılan yeni maliyetlerin üstesinden gelmek değil. Bu yüzden IŞİD’in bu eylemselliği bölgede birbirleriyle de rekabet hâlinde olan İran ve Rusya için rekabette geri kalmamak adına ödenmesi gereken yeni maliyetler anlamına geliyor. Rejim unsurlarının çok parçalı yapısı merkezî bir komutayı zorlaştırırken koordinasyon eksiklikleri de IŞİD’e alan açıyor. Rejim ordusu ile USG arasında yaşanan harekât planlarına dair fikir ayrılıkları gibi pek çok hadise IŞİD’e manevra için zaman sağlamaktadır.[4] Buna ek olarak Deyr ez-Zor bölgesinde PKK destekli YPG/SDG ile yerel Arap unsurlar arasındaki anlaşmazlık ve bölge halkındaki hoşnutsuzluğu IŞİD çeşitli eylemlerle kaşıyarak büyütmeye çalışmaktadır.

Rusya’nın güney Suriye’deki etkinliğini tahkim etmek adına kullandığı ve donattığı 5. Kolordu haricinde Suriye ordusunun büyük kısmının hem kapasite hem de işlev olarak kısıtlı bir yapı olduğu bilinmektedir. İstihbarat zaaflarını azaltmak adına ülke genelinde binlercesi kurulan kontrol noktalarında binlerce askerî unsurun sabit olarak konuşlanması ise sahaya sürecek askerî unsur söz konusu olduğunda rejimin insan kaynağı sorunu yaşamasına yol açmaktadır. Ordu güçleri dışındaki milis yapılar ise aynı şekilde hem kapasite hem işlev olarak belli seviyenin üzerine çıkamazken ayrıca hukuksuz uygulamaları ile kimi bölgelerde yerel unsurlar ile sorunlar yaşamakta böylece yerel unsurların IŞİD ile olası iş birliklerine zemin hazırlamaktalar. Son tahlilde IŞİD’in son iki senedir artarak devam eden çöl hareketliliği, rejim yanlısı unsurların içinde bulundukları çok parçalı yapı ve düşük kapasiteli askerî varlıkları sebebiyle dönemsel yavaşlamalar gösterse de bir süre daha benzer şekilde devam edecektir.

Referanslar
1 Aralık 2020’de Hama vilayeti 10 IŞİD saldırısı ile ilk sırada yer aldı.
2 Gregory Waters, “ISIS Redux: The Central Syria Insurgency in December 2020”, The Counter Extremism Project, 4 Ocak 2021.
3 Gregory Waters, “ISIS Redux: The Central Syria Insurgency in August 2020”, The Counter Extremism Project, 1 Eylül 2020.
4 Gregory Waters, “ISIS Redux: The Central Syria Insurgency in September 2020”, The Counter Extremism Project, 1 Ekim 2020.