İsrail’de Siyasi Kriz: 23 Mart Knesset Seçimi

İsrail halkı, 23 Mart 2021’de 24. İsrail Meclisi (Knesset) seçimlerini gerçekleştirmek üzere seçim sandığına gitmiştir. Bu, son iki yılda ülke tarihinde ilk defa yaşanan peş peşe 3 sonuçsuz seçimin ardından gerçekleşen dördüncü seçimdir. 2018’in sonlarından itibaren İsrail’in gündemini meşgul eden Knesset seçimleri ve hükûmetin kurulması, iki yıldan daha fazla süredir çözüm bulamayan bir probleme dönüşmüştür ve yapılan son seçim sonuçları da dikkate alındığında bu açıdan iyimser olmak için elde yeterli sebep bulunmamaktadır.

Sonuçsuz Üç Seçim
17 Mart 2015’te yapılan 20. Knesset seçimlerinin ardından barajı geçen bir grup partinin oluşturduğu hükûmet koalisyonu, yaşanan siyasi sıkıntılar dolayısıyla Aralık’ta 2018 erken seçime gitme kararı almıştır. Bunun üzerine 9 Nisan 2019’da İsrail halkı 21. Knesset üyelerini seçmek için sandık başına gitmiştir. Ancak partiler arasındaki koalisyon görüşmeleri başarılı olmayınca aynı yılın 17 Eylül tarihinde 22. Knesset için seçimler yenilenmiştir. Ne var ki bu defa da hükûmet kurma konusunda önceki seçimden farklı tablo ortaya çıkmamıştır. Bunun üzerine seçimlerin yeniden yapılması zorunlu hâle gelmiştir. 2 Mart 2020’de gerçekleşen 23. Knesset seçimleri son 15 ayda yapılan üçüncü seçim olmuştur. Knesset’e girebilen partilerin elde ettiği koltuk sayısı bakımından, bu seçim sonucunun da öncekilerden farklı olmayacağına ve bu kez de koalisyon kurulamayacağına neredeyse kesin gözüyle bakılmaktaydı. Ancak 2020’de ortaya çıkan küresel Covid-19 salgını dolayısıyla ülkenin geçirdiği olağanüstü şartları dikkate alan Mavi-Beyaz Lideri Benny Gantz, kendi partisini oluşturan fraksiyonları dağıtma pahasına Likud Lideri Binyamin Netanyahu ile koalisyona girmeyi kabul etmiştir. Varılan anlaşmaya göre 14 Mayıs’ta göreve başlayan koalisyon hükûmeti 36 ay sürecek, başbakanlık görevi bu sürenin ilk yarısında Netanyahu, ikinci yarısında ise Gantz tarafından üstlenilecekti. Ancak birkaç ay sonra, hükûmetin bütçe görüşmeleri tıkanınca yasaya göre 23 Aralık’ta koalisyon çökmüş ve bu durumda seçimlerin 90 gün içinde yenilenmesi gerekli olduğu için 23 Mart 2021’de seçimler tekrar yapılmıştır.

Son Knesset Seçimi
120 sandalyeli Knesset’e girmek için partilerin %3,25 seçim barajını aşması gerekmektedir. İsrail Merkez Seçim Komisyonunun verilerine göre, son seçimlerde yarışmak için 39 parti kayıt yaptırmış ancak seçimlere birkaç gün kala Demokrasi, Özgürlük, Eşitlik ve Karşılıklı Garanti Partisi’nin üyelerinin istifası üzerine seçime 38 parti girmiştir. Seçim yasalarına göre iki parti seçimlere “fazla oyların paylaşımı sözleşmesi” ile girebilir. Seçime girerken Likud ile Dindar Siyonizm Partisi, Yeş Atid ile Yisrael Beytenu, Şas ile Birleşik Tora Yahudiliği, Mavi Beyaz ile baraj altında kalan Yeni Ekonomi Partisi (topladığı oy: %0,79), Yamina ile Yeni Umut, İşçi Partisi ile Meretz arasında bu sözleşme yapılmıştır. %67,44 katılım oranı ile neredeyse 3 seçmenden 2’sinin oy kullandığı son seçimde sadece 13 parti barajı geçerek Knesset’e girmeye hak kazanmıştır.

Seçimin 4 defa tekrarlanması ve bu süreç boyunca yaşanan gelişmeler sebebiyle 23 Mart seçimleri gergin bir atmosferde geçmiştir. Sürecin başından itibaren Netanyahu’nun 3 farklı suçlama ile yargılanması, rakip kamptaki partiler tarafından en sık dile getirilen konulardan olmuştur. Netanyahu’nun liderlik ve başbakanlık görevinden düşürülmesi rakiplerinin en büyük önceliği ve hatta partiler arası ittifak görüşmelerinde temel konu olmuştur. Buna karşılık Netanyahu yanlıları; pandemi sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesi, İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşme sürecini öne çıkararak “sol eğilimli siyasi elitlerin hırslarına” karşı Netanyahu’yu  savunmuştur.

23 Mart Knesset seçiminde barajı geçen partiler ve aldıkları koltuk sayısı şu şekildedir:

Parti İsmi

Parti Lideri

Mv.

Likud

Binyamin Netanyahu

30

Yeş Atid

Yair Lapid

17

Şas

Arye Deri

9

Mavi Beyaz

Benny Gantz

8

Yamina (Sağ’a Doğru)

Naftali Bennet

7

Yahadut ha-Tora ha-Meuhedet (Birleşik Tevrat Yahudiliği)

Yaakov Litzman ve Moşe Gafni

7

Yisrael Beytenu (İsrail Evimiz)

Avigdor Liberman

7

İşçi Partisi

Meirav Mikaeli

7

Dindar Siyonizm Partisi

Betsalel Smotriç ve İtamar Ben-Gvir

6

Yeni Ümit

Gideon Saar

6

Meretz

Nitzan Horovitz

6

Birleşik Liste (Arap)

Eymen Udeh

6

Ra’am (Arap)

Mansur Abbas

4

İsrail Cumhurbaşkanı Ruben Rivlin, resmî seçim sonuçlarının 31 Mart’ta kendisine ulaşmasının ardından, 5 Nisan’da yeni hükûmet koalisyonunu kurma hususunda milletvekillerinin tavsiyelerini alma sürecine başlamıştır. Üç gün sürecek bu tur sonucunda, 7 Nisan’da Rivlin’in hükûmet kurma yetkisini kime verdiğini açıklaması beklenmektedir. Bu görev, 61 milletvekilini organize edebilen siyasi parti liderlerinden cumhurbaşkanının uygun gördüğü birine verilir. Yasaya göre, koalisyon kurma yetkisini alan lider 42 gün içinde bu hükûmeti kuramadığı takdirde cumhurbaşkanı bu görevi başka bir lidere devreder. Cumhurbaşkanı ikinci defa koalisyon kurulamaması durumunda meclisten bu görev için bir milletvekili seçme talebinde bulunur. Şayet bu girişim de koalisyon kurmakla sonuçlanmazsa seçimlerin yenilenmesi kaçınılmaz hâle gelecektir.

Koalisyon Kurulabilecek mi?
Kazanılan koltuk sayısı bakımından, seçimin galibi açık ara ile Netanyahu’dur ve onu Lapid takip etmektedir. Ancak İsrail’deki yasalara göre hükûmet kurmak için 120 kişilik Knesset’te salt çoğunluk olan 61 milletvekilinin desteğini almak gereklidir. Bu durumda Netanyahu ve Lapid’in oyları hükûmet kurmak için yeterli değildir, dolayısıyla mutlaka diğer partilerin bir kısmı ile birlikte koalisyon oluşturulması gerekmektedir.

İsrail’in hep koalisyon hükûmetleri tarafından yönetildiğine işaret edilmelidir. Her parti, siyasi yelpaze içinde kendisine nispeten yakın partilerle bir araya gelerek koalisyon kurmuş; yeterli sayıya ulaşmadığı takdirde bazı tavizlerle rakip kesimlerden destek almış, fakat yönetim erkinin sadece Yahudilerde kalmasına hassasiyet gösterilerek hükûmette Araplara yer verilmemiştir. Öte yandan, koalisyonda yer alma hususunda Arapların da şartları zorladıklarını iddia etmek için elde yeterli veri bulunmamaktadır. Özetle İsrail’in parçalanmış sosyolojik yapısının yansıması olan söz konusu kamplaşma, siyasi arenada tıkanma sonucunu doğurmuştur. Bu durum, 2019 itibarıyla seçimlerin sonuçsuz kalmasının ve koalisyon kurulamamasının en temel sebebi olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, bizzat Netanyahu’yu hedef alan siyasi çatışmaların da bunda önemli etkisi vardır.

Sağ ve merkez sağ partilerin kazandığı koltuk sayısı (Likud 30, Şas 9, Birleşik Tevrat Yahudiliği 7, Dindar Siyonizm Partisi 6) toplamda 52’dir. Aynı yelpazede yer alan ve 7 sandalye kazanan Yamina’nın lideri Naftali Bennet bu koalisyona katılmaya ikna edildiği takdirde dahi toplam sayı 59’da kalmakta ve koalisyon için yeterli sayıya ulaşılmamaktadır. Bu durum, parti içinde Netanyahu’ya karşı bir süre mücadele vermesinin ardından 2020’in sonlarında Likud’dan ayrılıp Yeni Ümit Partisi olarak seçimlere giren ve 6 koltuk kazanan Gideon Saar’ı kilit konuma yerleştirmektedir. Ciddi bir Netanyahu karşıtı olan Saar’ın ikna edilmesi durumunda İsrail’de sağ/merkez sağ partilerden 65 milletvekili, koalisyon kurmak için yeterli sayıya ulaşılacaktır. Saar katılmadığı takdirde eksik kalan 2 milletvekilinin temini için ilk ihtimal karşı merkez sol içinde ılımlıların ikna edilmesidir. Önceki tecrübelerden dolayı Arap milletvekillerinin desteği ile bu eksiğin tamamlanması çok uzak ihtimal olsa da bunun tamamen ihtimal dışı olduğunu söylemek siyasetin doğası gereği uygun değildir.

Sol ve merkez sol partilerin kazandığı koltuk sayısı (Yeş Atid 17, Mavi Beyaz 8, Yisrael Beytenu 7, ha-Avoda/İşçi 7, Meretz 6) toplamda 45 olup koalisyon kurmak için 16 milletvekiline daha ihtiyaç duyulmaktadır. Netanyahu karşıtı Saar’ın bu koalisyonda yer aldığı durumda bile hükûmet kurmak için 10 milletvekiline ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda öne çıkan senaryo, Naftali Bennet’in de buraya dâhil edilmesi ve eksik kalan 4 milletvekilinin ya sağ kesimden ya da Araplardan temin edilmesi şeklindedir. Benzer şekilde, önceki tecrübelerden dolayı Arap milletvekillerinin desteği ile bu eksiğin tamamlanması çok uzak ihtimal olsa da tamamen ihtimal dışı değildir.

Sonuç olarak partilerin kazandıkları koltuk sayısı açısından 23 Mart seçiminin, önceki 3 seçim sonucundan pek farklı olmadığı dolayısıyla onlarla aynı akıbeti yaşayacağı ve seçimlerin yine tekrarlanacağı ifade edilmektedir. Ancak siyaset sahnesinin tabuların yıkıldığı bir alan olması dolayısıyla beklenmedik gelişmelerin ehemmiyetli değişikliklere yol açma ihtimali göz ardı edilmemelidir.