Bakış

İsrail’de Siyasi Uzlaşı Arayışı ve Bitmeyen Seçim Süreci

İsrail’de 9 Nisan’da yapılan erken genel seçim, seçimden kısa bir süre önce kurulan ve yakaladığı rüzgar ile iktidarın en önemli alternatifi haline gelen Mavi&Beyaz ittifak ile Benyamin Netanyahu liderliğindeki Likud’un 35’şer milletvekilliği kazanmasıyla sonuçlandı. Son ana kadar büyük bir çekişmenin yaşandığı seçim yarışı sonunda herhangi bir parti için matematiksel olarak bir zaferden bahsetmek mümkün olmasa da, diğer sağ parti liderleri tarafından yeniden başbakan olarak önerilen Netanyahu, teamüller gereği cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi.

Seçim barajı olan %3,25’lik sınırı aşarak meclise girmeyi başaran sağ ve muhafazakâr görüşlü altı partinin kazandığı milletvekili sayısının 120 sandalyeli Knesset’te salt çoğunluğun üzerinde bir rakam olan 65’e ulaşması nedeniyle yeni hükümetin rahatlıkla kurularak güvenoyu alınabileceği tahmin edilmekteydi. Ancak İsrail siyasi tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir olay vuku buldu. Netanyahu’nun kendisine tanınan 45 günlük yasal süre içerisinde özellikle sağ blokta yer alan partilerle yaptığı koalisyon görüşmeleri ve pazarlıklar başarısızlıkla sonuçlandı ve hükümet kurulamadı.

Bunun üzerine Netanyahu’nun başta Avigdor Liberman’ı ikna etmek için bir blöf olarak öne sürdüğü seçimin yenilenmesi önerisi Knessset’teki partiler tarafından hayata geçirilerek eylül ayında yeniden seçim kararı alındı ve meclis kendini feshetti. Dolayısıyla İsrail aynı yıl içerisinde iki seçim yapmak durumunda kaldı.

Bölgede sözde yüzyılın barışı gibi Ortadoğu’daki statükoyu kökten değiştirme potansiyeline sahip bir gelişmenin doğum sancıları yaşanırken ve Körfez ülkeleri ile İsrail’den müteşekkil blok ile İran arasındaki gerilim zirve yapmışken İsrail’de bir türlü siyasi oydaşmanın sağlanamaması nedeniyle art arda seçimlere başvurulması bazı bölge uzmanları tarafından İsrail’deki demokrasi kültürünün gereği olarak yorumlanırken, bazıları tarafından da son yıllarda yaşanan siyasal ve sosyal kutuplaşmanın sonucu olarak gösterilmektedir.

İsrail’de bir türlü siyasi oydaşma sağlanamaması nedeniyle özellikle son yıllarda seçimler planlandığı tarihlerde icra edilememiştir. İdeolojik olarak yakın görüşlü siyasi partilerin oluşturduğu koalisyonlar bile bazen kişisel çıkarlar bazen de ilkesel farklılıklar yüzünden bozulabilmektedir. Son dönemde yaşanan sorunların arkasında ise her iki sebebin de varlığı dikkat çekmektedir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, 9 Nisan’daki erken seçimi getiren koşuların incelenmesi ve ardından başlayan koalisyon görüşmelerinde sonuç alınamamasının sebeplerine bakılması faydalı olacaktır.