Libya’da 24 Aralık Seçimlerinin Akıbeti

Libya’da 24 Aralık tarihine iki gün kalmasına karşın seçimlerin akıbetine dair hükûmetten bir açıklama gelmemiş olması siyasi krizin derinliğini gözler önüne sermektedir. Seçim tarihine çok az bir vakit kalmasına rağmen herhangi bir hazırlık yapılmamış olması seçimlerin zımnen ertelendiğini dışa vurmaktadır. Libya Yüksek Seçim Kurulunun kendisine bağlı müdürlüklere olağan mesaiye dönme çağrısı, aslında seçimlerin 24 Aralık tarihinde yapılmayacağına dair resmî bir açıklamayı ihtiva etmektedir. Seçimlerin zamanında gerçekleşmemesi durumu ise siyasi taraflar ve onlara bağlı milisler arasında bir çatışma yaşanması ihtimalini barındırmaktadır. Bunun ilk emaresi dün Trablus kent merkezinde milisler arasında çıkan çatışmada görülmüştür.  Diğer taraftan güvenlik sorunu had safhada olan Libya’da, bu lahzada seçimleri gerçekleştirmek daha büyük çatışmalara sebep olabilir. Hafter kontrolü altındaki Bingazi ve doğudaki diğer şehirlerde seçim güvenliğini sağlamak mümkün görünmemektedir. Güneyde ise Seyfülislam Kaddafi seçim güvenliği için büyük tehlike arz etmektedir.

Seçimler Neden Gerçekleşemiyor?
2011 devrimiyle birlikte özgürlüğüne kavuşan Libya halkı, müteakip süreçte gerçekleşen seçimlerden istikrar ve huzura erişemediği gibi toplumsal kaos ve iç savaş ortasında kaldı. 2012 seçimleri devrimci milislerin ülkede daha fazla etkin olma istekleri sebebiyle toplumsal ihtilaflar ve siyasi bölünmelerle sonuçlanmıştı. 2014 seçimleri sonucunda ise Libya’da bir anda üç hükûmet ve iki parlamento ortaya çıkmıştı.  Ülke doğu-batı olmak üzere neredeyse ayrılma aşamasına gelmişti. Nitekim 2014 yılında başarısızlıkla sonuçlanan seçimler sonucunda yönetim boşluğunu da fırsat bilen Hafter, Onur Operasyonu olarak adlandırdığı darbe teşebbüsünü başlatmıştır.  Doğu şehirlerinde seçimle gelen yönetimleri deviren Hafter bu tarihten sonra seçim yapılmasına müsaade etmemiştir. Hafter’in seçim karşıtı bu politikası 2019 yılında Trablus’ta yaşadığı mağlubiyete kadar sürmüştür. Sahada ağır bir yenilgiye uğrayan Hafter, BM’nin desteklediği Libya Siyasi Forumu’nun Cenevre’de aldığı kararlara uyacağını taahhüt ederek Ulusal Birlik Hükûmeti’ne razı olmuştur. Ulusal Birlik Hükûmeti bir yıllık süreç içerisinde ülkeyi seçime hazırlamak ve 24 Aralık tarihinde sandık başına gitmekle mükellefti. Lakin geçen süre boyunca Ulusal Birlik Hükûmeti, Hafter etkisi altındaki Temsilciler Meclisinin çıkarttığı engeller sebebiyle mesafe katedemedi.  Hafter’in yakın arkadaşı Akile Salih’in başkanlığını yaptığı Temsilciler Meclisi, ülkenin seçimlere hazırlanmasına katkı sağlamak yerine hükûmetin hareket kabiliyetini kısıtlayarak seçim sürecini sabote etmeye çabalamıştır.  Ulusal Birlik Hükûmeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe aylar boyunca Temsilciler Meclisinin hükûmet bütçesini onaylamasını beklemiş ama sonuç alamamıştır. Bunun gibi, seçim ortamını gözlemlemek üzere Başbakan Dibeybe’nin Bingazi’yi ziyaret etme isteği geri çevrilmiştir. Tüm bu engellemelere rağmen Başbakan Dibeybe sınırlı bütçeyle altyapı hizmetleri, yoksul kesimlere yönelik teşvikler ve ekonomik kalkınma programıyla halk nezdinde popülaritesini arttırmayı başarmıştır. Ulusal Birlik Hükûmeti’ne artan halk desteği Temsilciler Meclisini rahatsız etmeye başlamış ve Temsilciler Meclisi sürpriz bir kararla Ulusal Birlik Hükûmeti’nden güvenoyunu çektiğini ilan ederek halkının sokaklara dökülmesine sebep olmuştur. Dibeybe, güvenoyu krizinden güçlü ve karizmatik bir lider olarak çıkarken Temsilciler Meclisinin ise meşruiyeti sorgulanmaya başlamıştır. Toplumsal desteğini gittikçe kaybeden Akile Salih parlamentoda görüşülmeden ve Devlet Yüksek Konseyinin onayını almadan seçim kanunu çıkartmıştır. Akile Salih’in hızlı şekilde çıkarttığı seçim kanununa eş zamanda LUO Komutanı Hafter, seçimler vaktinde yapılmadığı takdirde Ulusal Birlik Hükûmeti’ni tanımayacağını ilan etmiştir. Diğer taraftan seçim kanunlarındaki belirsizlik, -Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından- hakkında tutuklama kararı bulunan Seyfülislam Kaddafi’ye bile alan açmıştır. Seçimlere olan güvensizlik ve otorite boşluğu Kaddafi’ye olan ilgiyi hızla artırmıştır. Dolayısıyla Temsilciler Meclisinin süreci tıkayan hamleleri ve Kaddafi’nin ortaya çıkışı Libya seçimlerinin ertelenmesinin arkasındaki iki temel saik olarak zikredilebilir.

Muhetemel Senaryolar
Kaddafi’nin ortaya çıkışından önce Ulusal Birlik Hükûmeti büyük bir çıkmaz içerisindeydi. Hafter’in kontrolündeki bölgelerde seçim güvenliği olmaksızın seçim yapılması şaibe tartışmalarına ve meşruiyet krizine sebep olabilir, meşruiyet iddiası ise ülkeyi sonu gelmez bir çatışmaya sürükleyebilirdi. Seçimlerin ertelenme ya da iptali durumuysa Hafter’in Ulusal Birlik Hükûmeti’ni tanımaktan vazgeçerek ülkeyi bölmeye teşebbüs edeceği anlamını taşıyordu. Başbakan Dibeybe büyük bir çıkmazın içine sıkışmışken Sebha yerel Mahkemesinin kararıyla adaylığını ilan eden Kaddafi’nin ortaya çıkışı sayesinde bu çıkmazı aşma imkânı bulmuştur. Zira Kaddafi güneyde Hafter güçlerine büyük kayıplar verdirmiştir. Adaylığını ilan eder etmez Fizan bölgesi başta olmak üzere pek çok şehirden büyük destek bulmuştur. Sosyal medya üzerinden yapılan kamuoyu yoklamalarında Dibeybe ile ilk sırayı paylaştığı görülmüştür. Seçim yapıldığı takdirde hem doğudan hem batıdan hem de güneyden oy alabilecek tek aday olarak görülmektedir. Hafter, Kaddafi tehlikesi ortaya çıktıktan sonra doğudaki kurmaylarının batı ile temaslarını sıklaştırmasını talep etmiştir. Ayrıca Hafter, seçimlerin ertelenmesi ihtimaline artık sert karşılık vermemektedir. Esasında seçimlerin ertelenmesi durumunda Hafter’in iki senaryodan birini gerçekleştirebileceği konuşulmaktadır. Birinci senaryo, Menfi ve Dibeybe’nin Ulusal Birlik Hükûmeti’nden çekilmelerini sağlayarak yerlerine Akile Salih-Fethi Başağa ikilisini getirme girişimi olacaktır. İkinci senaryo ise doğuda paralel hükûmet ilan etmektir. Fakat iki senaryonun da gerçekleşme ihtimali zayıf durmaktadır. Zira Hafter’in 2014-2019 yılları arasında doğuda ilan ettiği hükûmet bütçe yokluğu sebebiyle etkisiz kalmıştır. Kaddafi’nin sahneye çıkmasıyla da bu ihtimaller iyice zayıflamıştır. Diğer taraftan Hafter’in sağlık sorunları ve ileri yaşı sebebiyle zayıfladığı görülmektedir. Daha önce Doğu’daki kanaat önderlerini korku ve baskıyla susturduğu bilinen Hafter’e isyanlar gittikçe artmaktadır. Doğudaki Merc şehrinin kabile lideri Mesud Ömer’in, Hafter’in işledikleri suçları deşifre eden konuşmaları bu isyanın göstergesidir. Ayrıca Akile Salih’in yardımcısı Fevzi El-Nüveyri ve beraberindeki heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi doğudaki siyasi baskının kırıldığını göstermektedir.

Sonuç
Libya’da Kaddafi’nin ortaya çıkışı savaşan grupları ortak bir çatı altında birleştirmeyi sağlamıştır. Doğu ve batı bölgeleri arasında iletişim gittikçe güçlenmiştir. Fethi Başağa’nın Hafter’le görüşmesinin, Dibeybe ve Saddam Hafter arasındaki görüşmelerin ve Menfi’nin Mısır ziyaretinin Kaddafi’yi geri püskürtme amacı taşıdığı yorumu yapılmıştır. Kaddafi karşısında kurulan bu ortaklık, kurumların yeniden tanzimi ve birleştirilmesi için fırsat olarak değerlendirilmelidir. Son süreçte görüldüğü gibi Libya’nın temel sorunlarından birisi yargıdaki dağınıklıktır. Mahkemeler ortak bir anayasaya başvurmaksızın keyfî kararlar verebilmektedir. Sebha Mahkemesinin Kaddafi lehinde verdiği karar bu minvaldedir. Diğer taraftan başkanlık seçiminden önce parlamento seçimlerinin yapılması, anayasanın yeniden düzenlenmesi, tüm mahkemelerin tek yargı birliği altında toplanması ve seçim kanunlarının çıkartılarak başkanlık seçimlerine gidilmesi en makul çözüm olarak durmaktadır. Ayrıca Doğu ve Batı’daki orduların birliğinin sağlanması, milislerin orduya entegrasyonu sağlanarak güvenlik ve düzenin sağlanması zaruridir. Göreve devam etmesi beklenen Dibeybe’nin uzlaşmacı kişiliği sayesinde Doğu Batı arasındaki ilişkileri güçlendirmesi ve barış ortamını tesisi etmesi beklenmektedir. Barış ortamı arttıkça Hafter ve Kaddafi kan kaybetmeye devam edecektir.