Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 10-16 Ekim 2022

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

SURİYE GÜNDEMİ

Uluslararası Gündemde Suriye

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric, kış mevsiminin zorlu koşullarına karşı 6 milyondan fazla Suriyelinin insani yardıma ihtiyacı olduğunu vurguladı. 10 Ekim’de New York’ta düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunan Dujarric, Suriye’de ihtiyaç duyulan insani yardımın geçen yıla göre yüzde 33 arttığını söyledi. Dujarric, “Yardım için öncelik verilenler arasında, Suriye’nin kuzeybatısında kalan 800 bin kişi de dâhil olmak üzere, çadır ve geçici barınaklarda yaşayan yerinden edilmiş insanlar var” dedi. BM Genel Sekreteri Sözcüsü, Ekim 2022 ile Mart 2023 tarihleri arasındaki ihtiyaçları karşılanana kadar, mali açığı kapatmak için yaklaşık 200 milyon dolara ihtiyaç olduğunu belirtti.[1]

13 Ekim’de bir açıklama yapan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut yönetiminin gelecek hafta sonundan itibaren Suriyeli mültecileri ülkelerine geri göndermeye başlayacağını söyledi. Resmî bir kaynak, geri dönüşlerin Sosyal İşler Bakanlığı ile koordineli şekilde yürütüleceğini ve sadece Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatına gönüllü geri dönüş kaydı yaptıranları kapsayacağını belirtti. Aynı kaynak, kimsenin ülkeden ayrılmaya zorlanmayacağını da dile getirdi.[2]

Uluslararası Af Örgütü, 14 Ekim Cuma günü Lübnanlı yetkililere Suriyeli mültecileri geri gönderme planını uygulamayı durdurma çağrısında bulundu. “Suriyeli mültecilerin Suriye’deki mevcut insan hakları durumu hakkında objektif ve güncel bilgi eksikliği nedeniyle geri dönüşleri konusunda özgür ve bilinçli bir karar alabilecek durumda olmadıkları” belirtilen açıklamada, “Suriyeli mültecilerin Suriye’ye döndüklerinde iğrenç istismar ve zulme maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalacakları” ifade edildi.[3]

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi, Suriye’nin kuzeydoğusunda YPG’nin kontrolünde bulunan, IŞİD’li teröristler ve ailelerinin tutulduğu El Hol Kampı’nda yaşayan Fin vatandaşı çocuklar ile ilgili bir açıklama metni yayımladı. El Hol Kampı’nda hâlen Fin vatandaşı 33 çocuğun bulunduğu ifade edilen açıklamada, Finlandiya hükûmetinin şimdiye kadar bu çocukları kurtarma çabası içine girmeyerek kamptaki çocukların haklarını ihlal ettiği kaydedildi. BM tarafından yapılan açıklamada ayrıca, “Finlandiya’ya bu çocukların haklarını korumak ve çocukları ailelerine teslim etmek için tedbir alma çağrısı yapıyoruz” ifadelerine yer verildi.[4]

Suriye Rejimi
Suriye İnsan Hakları Gözlemevine (SOHR) göre, başkent Şam kırsalındaki Sabura bölgesinde rejim güçlerini taşıyan bir otobüse düzenlenen saldırı sonucu 18 rejim askeri hayatını kaybetti. SOHR tarafından yapılan açıklamada, muhtemelen Dördüncü Tümen’e ait askerleri taşıyan otobüsün geçişi esnasında daha önceden yola yerleştirilen el yapımı patlayıcının infilak ettiği, 18 askerin hayatını kaybettiği ve çok sayıda kişinin de yaralandığı bilgisi verildi. Açıklamada, ağır yaralıların bulunması nedeniyle ölü sayısının artma ihtimalinin yüksek olduğu da vurgulandı.[5]

Fırat’ın Doğusu
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki hapishanelerde tutulan IŞİD mensubu mahkumların sayısına ilişkin yeni bir rapor yayımladı. SOHR raporunda Suriye’nin Haseke, Rakka ve Deyrizor vilayetlerindeki en az sekiz cezaevinde yaklaşık yarısı yabancı olan 11.890 IŞİD üyesinin tutuklu bulunduğu belirtildi. Raporda ayrıca IŞİD mahkûmlarının Batılı yetkililer tarafından denetlenen mahkemeler kurularak yargılanması için yapılan çalışmaların devam ettiği vurgulandı.[6]

YPG’nin güdümünde bulunan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye’nin Haseke vilayetinde bulunan El Hol Kampı’nda yaşanan mülteci kriziyle mücadele için uluslararası kamuoyuna yardım çağrısında bulundu. IŞİD’e bağlı hücrelerin kamptaki çocukları yeni bir terörist nesil yaratmak üzere kullandığını belirten kamp yetkilileri, kampta güvenliğin sağlanması ve nihai olarak kampın kapatılması için Avrupa ülkeleri, ABD ve IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu’ndan yardım talep etti.[7]

Suriyeli bir güvenlik yetkilisi, ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un 10 Ekim Pazartesi günü Suriye’nin kuzeydoğusunda düzenlediği insansız hava aracı saldırısında bir IŞİD militanının öldürüldüğünü söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, saldırının Suriye’nin Tel Abyad kentine bağlı Hamam el-Türkmen köyünde motosiklet kullanan bir IŞİD üyesini hedef aldığını belirtti. ABD Merkez Komutanlığı saldırıyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı.[8]

Suriye’nin Haseke vilayetine bağlı Malikiye kentinde seyir hâlindeki bir araca silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) saldırı düzenlendi. Ölü ve yaralıların olduğu kaydedilen SİHA saldırısının Türkiye tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. SOHR tarafından aktarılan verilere göre bu saldırı, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki YPG militanlarına yönelik düzenlediği 60. SİHA saldırısı olarak kayda geçti.[9]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
13 Ekim’de Millî Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Fırat Kalkanı bölgesinde saldırı hazırlığında olan 3 YPG’linin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurları tarafından etkisiz hâle getirildiği belirtildi. Güvenli bölgelerdeki YPG varlığına yönelik TSK’nın operasyonlarının devam edeceği belirtildi.[10]

IRAK GÜNDEMİ

Siyaset
13 Ekim’de Irak Parlamentosunda gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdul Latif Raşid, Irak’ın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Önceki Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) adayı Berham Salih’e karşı oyların çoğunluğunu alan Raşid, seçimlerin ikinci tura kalmasıyla 162 oy alarak Irak’ın yeni cumhurbaşkanı oldu.[11] Seçimlerden önce adayı Reber Ahmet’i geri çeken Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), seçimde KYB’ye karşı Raşid’i destekledi. Raşid, 13 Ekim’de Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin adayı olan Muhammed Şiya el-Sudani’yi Başbakan adayı olarak atadı ve hükûmeti kurmakla görevlendirdi.[12] Sudani’nin, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin desteğine sahip olmakla beraber Sadr Hareketi’ne karşı mücadele vermek zorunda kalacağı belirtiliyor.[13] Sadr Hareketi tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, Sudani tarafından kurulan yeni hükûmete katılmanın reddedildiği vurgulandı.[14]

Irak Cumhurbaşkanı Reşid tarafından hükûmeti kurmakla görevlendirilen Sudani, Irak’ın yeniden kalkınması ve istikrarı için güçlü bir hükûmet kuracağını ve dengeli uluslararası ilişkiler kuracağını açıkladı.[15] Sudani, kamu kurumlarında artan yolsuzluğun önüne geçmek için gerçekçi önlemler almaktan asla çekinmeyeceklerini ve önceliklerinin yolsuzlukla mücadele olduğunu belirtti.[16]

Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim’in ofisinden yapılan açıklamada, Hekim’in hükûmeti kurmakla görevlendirilen Sudani’yle yaptığı görüşmede, hükûmette yer almayacaklarını vurguladığı belirtildi. Hekim, Sudani’ye yeni hükûmette yer alacak isimlerin alanında uzman, yolsuzluğa bulaşmamış ve ülke yönetiminde tecrübeli kişiler olması gerektiğini söyledi.[17]

ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanovski, stratejik anlaşma çerçevesinin yeni Irak hükûmetiyle ilişkileri belirleyeceğini söyledi. Romanovski, yeni hükûmetin ilk olarak yolsuzlukla mücadele ve istihdam yaratma önceliklerine odaklanması gerektiğini vurguladı.[18]

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, Irak’ta hükûmeti kurmakla görevlendirilen Sudani’yi tebrik etti. Plasschaert, Sudani’nin Irak halkının ihtiyaçlarını karşılayan bir hükûmet programının önünü açmasını umduğunu belirtti.[19]

Güvenlik
İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bagheri, “ABD ve diğer düşmanlar tarafından desteklenen” ve Irak Kürt Yönetimi’nde (IKBY) faaliyet gösteren Kürt siyasi partilere yönelik operasyonların devam edeceğini belirtti. İran daha önce Irak topraklarında, İran Kürdistan Demokrat Partisi (İ-KDP) ve Komele’ye yönelik operasyon düzenlemişti. Bagheri, yaptığı açıklamada Irak’ın kuzeyinde 1.200 askerî kamp olduğunu ve yaklaşık 3.000 silahlı teröristin İran’a karşı faaliyet gösterdiğini vurguladı.[20]

Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım Araci başkanlığındaki heyet, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile bir araya geldi. Abdullahiyan toplantıda, “Irak’ın güvenliği, İran’ın güvenliğidir ancak beklentimiz, IKBY topraklarının terör eylemleri ve İran’a karşı tehdit unsuru olarak kullanılmamasıdır” dedi. Araci ise Irak Anayasası’nın bu gruplara, komşu ülkelerin güvenliğini tehlikeye atma izni vermediğini belirterek, Irak ve IKBY’nin hiçbir gruba İran’ın güvenliğini hedef almasına müsaade etmeyeceği konusunda güvence verdi.[21]

Irak Parlamentosunun cumhurbaşkanı seçmek üzere toplandığı 13 Ekim’de, hükûmet binaları ve yabancı misyonlara ev sahipliği yapan Yeşil Bölge çevresine 9 roket düştüğü belirtildi.[22] Saldırılara ilişkin açıklamada ayrıntı verilmezken, üçü sivil ikisi asker olmak üzere en az 5 kişinin yaralandığı belirtildi.[23]

Ekonomi
Irak Ekonomik Temas Grubu (The Iraq Economic Contact Group- IECG), Washington DC’de Iraklı temsilcilerle bir araya geldi. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve G7’den gelen temsilciler, Irak’a dair ekonomik zorlukları, fırsatları ve ekonomik reform ihtiyacını değerlendirdi. Görüşmede, Irak’ta ekonomik reformun gerçekleştirilmesi, Irak demokrasisinin sağlamlaştırılması ve ülkede istikrarın sağlanması gerektiğinin altı çizildi.[24]

Irak Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO), Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) kararlarının ekonomik göstergelere dayandığını ve oy birliğiyle alındığını belirten bir açıklama yaptı. SOMO’dan gelen açıklamada, belirsiz piyasa koşullarında en iyi yaklaşımın, piyasa istikrarını desteklemek olduğu belirtildi.[25]

Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcabbar, Maliye Bakanlığını vekâleten yürüttüğü dönemde Rafideyn Devlet Bankasından 3,7 trilyon dinarlık (2,5 milyar dolar) vergi fonunun çalındığını açıkladı. Abdulcabbar, Maliye Bakanlığı tarafından istenen belgeleri, resmî olarak Parlamento Finans Komitesi de dâhil olmak üzere yetkili makamlara teslim ettiğini belirtti. Ağustos 2022’de istifa eden Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi’nin yerine vekâleten atanan Abdulcabbar’ın, atama kararının Irak Parlamentosu tarafından bozulmasından dört gün sonra, 12 Ekim’de Başbakan Mustafa el-Kazimi’ye yolsuzluklarla ilgili gönderdiği mektup basına yansıdı. Abdulcabbar, mektupta yolsuzlukla ilgili çeşitli konulara ve görevi önündeki engellere değinirken, Genel Vergi Kurulunun şeffaflıktan yoksun olduğunu ve kurulun teminatı olan Rafideyn Bank’tan 2,5 milyar doların çalındığını belirtiyor.[26] İddiaların ardından Devlet Bakanı Huyam Nimet Mahmud’un vekâleten maliye bakanı olarak atandığı açıklandı.[27]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak Ulaştırma Bakanlığı, Kerkük Uluslararası Havalimanı’nın açıldığını duyurdu. Ulaştırma Bakanı Nasır el-Şibli, Şubat 2021’de tamamlanmasına rağmen iç ve dış hat uçuşları başlamayan havaalanının 16 Ekim’de açıldığını ve uçuşların başlayacağını belirtti.[28]

TÜRKMEN GÜNDEMİ

Siyaset
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Irak’ın yeni cumhurbaşkanının seçilmesi dolayısıyla sosyal medya hesabından kutlama mesajı yayımladı. Turan yayımlanan mesajda, “Türkmen milleti adına cumhurbaşkanı görevine seçilen Abdullatif Reşid’i kutlar ve ulusal görevinde başarılar dileriz. Önümüzdeki süreçte ülkenin bir ortaklık dönemi yaşamasını temenni ederiz. Anayasal çerçevede ulusal istihkakın gerçekleşmesi için tüm siyasi kitle ve tarafları ciddi bir şekilde çalışmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi.[29]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, ITC Siyasi Büro üyeleriyle toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, Irak'taki siyasi durumun ele alındığı, ITC olarak Irak’ın ulusal ilkelerine bağlı olduklarını ve kurulacak hükûmette Türkmenlerin temsili bir millî hak olduğu belirtildi.  Turan toplantıda, Türkmen bölgelerindeki duruma değinirken Türkmenlerin birlik altında çalışması gerektiğini vurguladı.[30]

Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcabbar, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’ye vekâleten yürüttüğü Maliye Bakanlığından istifasını sunduğu belirtildi. Bakanlar kurulu tarafından istifası kabul edilen Abdulcabbar’ın yerine parlamentoyla ilişkilerden sorumlu Türkmen kökenli Bakan Hiyam Nimet Mahmut Köprülü’nün görevlendirildiği açıklandı.[31]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, ITC il başkanlarıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Turan toplantıda, il başkanlarına bulundukları bölgelerde yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte Türkmence eğitim veren okulların ihtiyaçlarını ve anayasal bir hak olan Türkmence eğitim seviyesinin yükseltilmesi için yardımcı olmalarını ve sıkıntılarıyla ilgilenmelerinin talimatını verdi.[32]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Türkmen Milliyetçi Hareketi Başkanı Hüsamettin Türkmen ile görüştü. Görüşmede, Irak’taki son siyasi gelişmeler ve Türkmenleri ilgilendiren konular ele alındı.[33]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kifri İlçe Başkanı Sezgin Bayatlı, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Irak Koordinatörü Murat Saib başkanlığında bir heyeti kabul etti. Görüşmede, Türkmen eğitimi ve kültürünü ilgilendiren konuların ele alındığı açıklandı. Görüşmede, Türkmen Eğitim Merkezi Müdürü İmat Bayatlı ve Kerkük Maarif Okulu Müdürü Asım Asaroğlu da hazır bulundu.[34]

Telafer Ayan Meclisi tarafından “Telafer’de Toplumsal Barış” konulu bir panel düzenlendi. Panelde konuşma yapan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Telafer İlçe Başkanı Cengiz Kasap, “ilçemiz adına yapılan bu gibi panellerin bölgede birlikte yaşamamıza yardımı olur” ifadelerinde bulundu.[35]

Güvenlik
Irak Federal Polis Güçleri Komutanlığının yaptığı açıklamada, Kerkük’ün güneyinde varlık gösteren terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlendiği belirtildi. Operasyona ilişkin yapılan açıklamada, Kerkük’ün Havice ilçesinde aranan 2 teröristin yakalandığı açıklandı.[36]

Irak güvenlik kaynaklarından yapılan açıklamada, Kerkük'ün güneyinde yer alan Yayçı nahiyesinin el-Adliye köyünde patlama meydana geldiği belirtildi. Patlamaya ilişkin yapılan açıklamada, terör örgütü IŞİD döneminden kalan mayının patlaması sonucu 2 çocuğun hayatını kaybettiği açıklandı.[37]

Irak Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Selahaddin vilayetine bağlı Tuzhurmatu ilçesinde varlık gösteren terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlendiği belirtildi. Düzenlenen operasyona ilişkin yapılan açıklamada Irak Terör Yasası’nın 4. maddesi kapsamında aranan 3 teröristin yakalandığı açıklandı.[38]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Diyala İl Başkanlığına Bağlı Karatepe Bürosu Kadın Teşkilatı tarafından “Kutlu Doğum” haftası münasebetiyle Mevlit töreni düzenlendi.[39]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Maliye Bakanlığına vekâleten atanan Hiyam Köprülü’yü tebrik etti. Turan, sosyal medya hesabından paylaştığı kutlama mesajında, “Maliye Bakanlığı gibi egemen bir bakanlıkta görevlendirilen ilk Türkmen kadını Hiyam Köprülü’yü tebrik ediyoruz. Yeni görevinde başarılar dileriz” ifadeleri yer aldı. [40]

IKBY GÜNDEMİ

Siyaset
13 Ekim Perşembe günü Irak Parlamentosu tarafından eski Irak Su Kaynakları Bakanı Abdüllatif Cemal Reşid Irak Cumhurbaşkanı olarak seçildi.[41] Cumhurbaşkanı olarak seçildikten sonra Reşid, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Bafel Talabani ile bir araya geldi. Reşid ile bir araya gelen Talabani, “Sayın Latif Bey KYB’liydi ve KYB’li de kalacak, ben rahmetli babam Celal Talaban’den ziyade Latif Raşid’e daha yakın olduğumu söyleyebilirim” ifadesini kullandı.[42] Ayrıca Reşid’in cumhurbaşkanı olarak seçildikten sonra yeni kabineyi kurmak için Muhammed Şiya el-Sudani’yi yetkilendirdiği belirtildi. Diğer yandan, KYB cumhurbaşkanı adayı olarak Berham Salih’i gösterirken Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ise mevcut durumda IKBY İçişleri Bakanı Rebar Ahmet’i kendi adayı olarak belirlemişti. Bununla birlikte Kürtlerden 6 kişi daha bağımsız aday olmuştu. KDP ise parlamento toplantısı başlamadan birkaç saat önce kendi adayı Rebar Ahmet’i geri çekip Reşid’e oy vereceğini açıklamıştı.

IKBY Parlamentosunda 9 Ekim tarihinde yapılan oylama kapsamında 80 lehte oyla, parlamentonun yasama süresi 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatıldı. Söz konusu kararın gösterilere neden olduğu belirtildi. Bu bağlamda Kürdistan Adalet Cemaati (Komal), Yeni Nesil Hareketi (YNH), Kürdistan İslami Birliği (Yekgirtu), Goran (Değişim) Hareketi ile bazı bağımsız milletvekillerinin sürenin uzatılmasına karşı çıktıkları belirtildi. IKBY Parlamento Başkanlığı kararla ilgili yaptığı açıklamada, “Yasayı geçirmenin amacı, yasal ve anayasal boşlukları önlemek, ulusal birliği korumak ve IKBY Parlamentosu seçimlerine daha fazla hazırlık yapmaktır” ifadelerini kullandı.[43] Yekgirtu Genel Sekreteri Selahaddin Bahaddin başkanlığında 12 Ekim Çarşamba günü gerçekleştirilen Başkanlık Divanı toplantısından sonra Yekgirtu tarafından yapılan açıklamada, IKBY Parlamentosunun görev süresinin uzatılması “yasa dışı” olarak tanımlanarak Başkanlık Divanı’nın Yekgirtu milletvekillerinin 6 Kasım 2022 tarihinden itibaren IKBY Parlamentosundan çekilmesine karar verdiğini vurguladığı belirtildi.[44] Öte yandan Komal milletvekillerinin parlamentodan çekilme kararını Komal’ın parlamento grup başkanlığına bıraktığı açıklandı. Parlamentonun yasama süresinin uzatılmasına karşı çıkan Goran Hareketi’nden sadece Şayan Askeri’nin istifa ettiği kaydedildi. Mevcut durumda IKBY Parlamentosunda Goran Hareketi’nin 12 milletvekili bulunuyor.[45]

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani 12 Ekim’de Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ve beraberindeki heyeti kabul etti. IKBY Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede Irak ve IKBY’nin, Türkiye ile özellikle ekonomi ve ticaret alanlarında ikili ilişkilerinin geliştirilmesi gibi konuların yanı sıra Irak’taki siyasi süreç, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Irak’ta yeni hükûmet kurma çabalarının ele alındığı kaydedildi. Erbil’de yapılan görüşmede tarafların bölge istikrarının devamı için Irak’ta istikrar ve barışın korunmasının önemine vurgu yaptığı belirtildi. Ayrıca Barzani ve Güney, mevcut sürecin önündeki engellerin ülkedeki tüm siyasi taraf ve bileşenlerin, iş birliği ve de Irak’ın zengin, doğal ve insani kaynakları sayesinde aşılabileceğine dikkat çekti.[46]

Güvenlik
Süleymaniye’nin Çemçemal ilçesindeki Kormor Gaz Sahası’na üç Katyuşa roketiyle saldırıda bulunulduğu belirtildi. Roketlerin nereden ve kim tarafından atıldığı konusunda herhangi bir bilgi paylaşılmadı. Çemçemal itfaiyesi tarafından yapılan açıklamaya göre, saldırı sonucu çıkan yangın kontrol altına alınırken, saldırıda can ve mal kaybının yaşanmadığı aktarıldı. 22,24 ve 25 Haziran 2022 tarihleri arasında da Kormor Gaz Sahası’na üç kez roketli saldırı düzenlenmişti. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gaz şirketi Dana Gas’ın verilerine göre, Kormor sahasında günlük olarak 452 milyon metreküp gaz üretiliyor.[47]

IKBY Tahran Temsilcisi Nazım Dabağ, İran kökenli Kürt partiler adına konuşan bazı kesimlerin “IKBY hükûmetinin kararlarına uymayacaklarını” belirtti. Dabağ, “Muhalif partiler sınır bölgelerini terk etmezlerse İran farklı seçenekleri değerlendirecek. Resmî veya gayriresmî şekilde bu partilere sınıra yakın bölgelerde kalmamaları söylendi” ifadelerini kullandı. Kalmaları hâlinde İran’ın başka seçenekleri değerlendireceğini belirten Dabağ, “İran’ın bir kara operasyonu planladığını düşünmüyorum ancak sınıra yakın bölgeler için bu olasılık göz ardı edilemez” dedi.[48]

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Uluslararası Koalisyon Güçleri Irak ve Suriye Genel Komutanı General Matthew McFarlane ile bir araya geldi. Görüşmede güvenlik alanındaki gelişmeler, terör örgütü IŞİD’in Irak ve Suriye’de oluşturduğu tehdit ve tehlikelerle mücadele ve ikili ilişkiler ele alındı. General McFarlane, Uluslararası Koalisyon’un terörle mücadele konusunda Irak ve IKBY’ye desteğinin süreceğini belirtti. Ayrıca görüşmede, Irak’taki siyasi sürece, hükûmeti kurma çalışmalarına ve bölgedeki son gelişmelere değinildi.[49]

Ekonomi
IKBY İstatistik Kurumu yaptığı açıklamada, geçen seneye göre enflasyon oranının arttığını belirtti. İlgili açıklamada 2021 Ağustos ayına göre, 2022 Ağustos ayında enflasyonda %12,44 artış görüldüğü belirtildi. Ayrıca, 2022 Temmuz ayında enflasyon oranı %12,35’ken ağustos ayında enflasyon oranının %12,44’e yükseldiğine dikkat çekildi.[50]

Sağlık ve Sosyal Hayat
IKBY Sağlık Bakanlığının verilerine göre, IKBY’de tespit edilen toplam yeni tip koronavirüs (Covid-19) vaka sayısı 465 bin 855’e yükselirken virüs nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısının 7 bin 469 olduğu ve virüsü yenerek sağlığına kavuşan kişi sayısının da 458 bin 249’a ulaştığı kaydedildi.[51]

KÖRFEZ GÜNDEMİ

Suudi Arabistan
OPEC+’ın petrol üretimini azaltma kararının ardından ABD’de Demokratların, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden tüm ABD birliklerini çekme çağrısında bulunduğu görüldü. Demokratlar, söz konusu kararın ABD karşıtı bir hamle olduğunu ve bu devletlerin Rusya’nın yanında yer almayı tercih ettiğini iddia etti. Ancak Suudi Arabistan’ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr, petrolü siyasallaştırmadıklarını ve ABD’ye karşı bir silah olarak kullanmadıklarını ifade etti. Petrolü bir silah olarak görmediklerini belirten el-Cubeyr, petrol ile ilgili kararların da siyasal olmadığına dikkat çekti. El-Cubeyr, Suudi Arabistan ve ABD arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık ve ittifaka dayalı olduğunu da vurguladı.[52] ABD Başkanı Joe Biden ise OPEC+’ın petrol üretimini azaltma kararının Suudi Arabistan için bazı sonuçları olacağını ifade etti. Biden yönetimi, söz konusu kararın Rusya’ya fayda sağladığına dikkat çekti. Biden, Suudi Arabistan ile ilişkilerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini de ifade etti.[53]

Suudi Arabistan, Ukrayna’ya 400 milyon dolar insani yardımda bulunacağını duyurdu. Ayrıca Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştiği belirtildi. Söz konusu görüşmede Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın arabuluculuğa ve gerginliğin azaltılmasına yönelik girişimlere devam ettiğine değindi.[54]

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid, 11 Ekim’de Rusya’yı ziyaret ederek Vladimir Putin ile bir araya geldi. İki liderin ülkeleri arasındaki ilişkileri değerlendirdiği belirtildi. Yapılan görüşmede ikili ilişkilerin hızla büyümesine ve bundan duyulan memnuniyete vurgu yapıldığı görüldü. İki lider, Rusya-Ukrayna konusuna da değindi ve Muhammed bin Zayid iki taraf arasında diyalog sağlanmasının önemine vurgu yaptı. Ayrıca Putin, Zaporoxhye Nükleer Enerji Santrali’ndeki durum ve Rusya’nın nükleer güvenliği sağlama çabaları hakkında Muhammed bin Zayid’e bilgi verdi. Muhammed bin Zayid ise nükleer santraldeki durumu BAE’nin de takip ettiğini belirtti.[55]

Katar
Katar Emiri Temim bin Hamed Al Thani, Kazakistan ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. İki liderin güçlü ve tarihî ilişkileri ele aldığı belirtildi. Astana’da gerçekleşen görüşmede 2022 Dünya Kupası ve Rusya’nın çabalarına da değinildi. Ayrıca Putin, Şeyh Temim’in Rusya’ya ziyarette bulunmasından da memnuniyet duyacağını belirtti. Görüşmenin ana odağının siyaset ve ticaret olduğu ifade edilirken enerjinin de önemli gündem maddeleri arasında yer aldığı aktarıldı. Görüşme sırasında Emir Temim, Katar’ın Rusya’da bulunan güçlü ve başarılı yatırımlarına değinerek her alanda ilişkilerin gelişmesini hedeflediklerini belirtti.[56]

Geçmişte Paris Saint-Germain (PSG) futbol takımını satın alan Katar Spor Yatırımları (Qatar Sports Investments-QSI), Portekiz takımı SC Braga’nın %22’sini satın aldığını açıkladı. Söz konusu hisse satışının 90 milyon euro (88 milyon dolar) değerinde olabileceği belirtildi. QSI’nun söz konusu yatırımının uzun vadeli bir yatırım olduğu belirtildi. QSI Başkanı Nasır Al-Khelaifi, yatırımcı ve ortak olarak futbol kulübünü geliştirmeyi ve büyütmeyi hedeflediklerini ifade etti.[57]

Kuveyt
16 Ekim tarihinde Kuveyt Emiri Yardımcısı ve Veliaht Prensi Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir el-Sabah, Başbakan Şeyh Ahmed Nevaf el-Sabah tarafından sunulan yeni kabineyi onayladığını duyurdu. Kabinede dışişleri ve petrol bakanı dâhil olmak üzere çeşitli değişiklikler yapıldığı görüldü.[58]

Kuveyt’in Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Muhammed el-Sawagh, ülkesinin işgal altındaki Filistin topraklarından İsrail’in çekilmesi gerektiğini belirtti. Gerçekleşen toplantıda El-Sawagh, Filistinlilerin siyasal haklara sahip olması gerektiğini ve kendilerini yönetebileceklerini ifade etti.[59]

Umman
Zanzibar Cumhurbaşkanı Dr. Hüseyin Ali Mwinyi, 11 Ekim tarihinde Umman’a ziyarette bulundu. Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Cumhurbaşkanı Hüseyin Ali’yi makamında ağırladı. İki lider, görüşme sırasında ülkeler arasındaki iş birliği alanlarını gözden geçirdi. İlişkileri geliştirmenin yolları üzerinde de duran iki lider, ortak çıkar alanları hakkında fikir alışverişinde bulundu.[60] Dışişleri Bakanı Sayyid Badr bin Hamed bin Hamoud Al Busaidi ve Cumhurbaşkanı Hüseyin Ali de ziyaret kapsamında bir araya geldi. Yapılan görüşmede iki ülke arasındaki tarihî ilişkiler ve ortak çıkarlar ele alındı. Tarafların bölgesel ve uluslararası meseleler konusunda da değerlendirmelerde bulunduğu belirtildi.[61] Ayrıca Umman Ticaret ve Sanayi Odası (OCCI) tarafından düzenlenen Umman-Zanzibar İş Forumu’nda Ummanlı ve Zanzibarlı iş insanları bir araya geldi. Söz konusu forumda iki ülke arasındaki ticareti ve ekonomik ilişkileri güçlendirmenin amaçlandığı belirtildi.[62]

Bahreyn
Bahreyn Hukuki İşler Bakanı Yusuf bin Abdülhüseyin Khalaf, Suudi Arabistan Bakanlar Kurulunda Uzman Ofisi Başkanı Muhammed bin Süleyman Al Ajaji ile bir araya geldi. Suudi Arabistan’da gerçekleşen görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerin değerlendirildi ve ülkelerin yasal alanda yaşadığı gelişmelere değinildi.[63]

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdüllatif bin Raşid Al Zayani, Bangladeş Dışişleri Bakanı Dr. Abul Kalam Abdülmümin ile bir araya geldi. Kazakistan’da gerçekleşen konferans kapsamında bir araya gelen iki bakan; ikili iş birliğini arttırmak, ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarda iş birliğini geliştirmek üzerine görüştü. Tarafların bölgesel ve uluslararası gelişmeleri de değerlendirdiği aktarıldı.[64]

Yemen
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, 13 Ekim’de BM Güvenlik Konseyinde yaptığı açıklamada altı aylık ateşkes teklifinin yedi maddesinden bahsetti. Söz konusu ateşkes teklifinde saldırgan operasyonlara son verilmesi, sivil çalışanlar için şeffaf ve etkili bir maaş dağıtımı sağlanması, Yemen’in ana vilayetleri çevresindeki yolların açılması, Sana’a Havalimanı’nda uçuş sayısının arttırılması, Hudeyde Limanı’nda düzenli ve engelsiz yakıt akışı sağlanması, mahkûmların serbest bırakılması ve tüm Yemenlilerin siyasal sürece dâhil olabileceği bir yapı kurulması maddelerinin yer aldığı belirtildi. Grundberg, taraflar ile ateşkesin uzatılması ve genişletilmesi konusundaki görüşmelerin devam ettiğini ifade etti. Ateşkesin sona ermesinden itibaren büyük bir çatışma olmadığını ifade eden Grundberg, yalnızca Taiz, Marib, Hudeyde ve Dhale bölgelerinde top atışları ve ufak çaplı çatışmalar gerçekleştiğini belirtti. Ürdün ve Sana Havalimanı arasındaki uçuşların hâlâ devam ettiği, Hudeyde Limanı’na yakıt gemilerinin hâlâ giriş yapabildiği aktarıldı. Grundberg, Abu Dabi ve Muskat’ta ateşkese dair önemli görüşmelerde bulunduğunu da ifade etti, taraflara ateşkes çağrısında bulundu.[65] Grundberg’in yanı sıra ABD Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking de ateşkesin yenilenmesine yönelik bölgeye ziyaretlerde bulunmaya başladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan ise Yemen’de ateşkesin uzatılmasına dair çabaların sürdüğünü ifade etti. Faysal bin Farhan Suudi Arabistan’ın, Riyad destekli Yemen hükûmetinin ve koalisyonun ateşkesin uzatılmasını istediğini belirtti.[66]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ

Mısır
Suudi Arabistan ve ABD arasında OPEC+’nın günlük petrol üretimini kasımdan itibaren 2 milyon varil azaltma kararı sonrasında oluşan gerginlik ile ilgili açıklama yapan Mısır, Suudi Arabistan’a desteğini vurguladı. Mısır Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Mısır, karşılıklı çekişmelere sebep olan kararın teknik değerlendirmelerini açıklamış olan Suudi Arabistan’ın tutumunun yanında yer alıyor” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada Riyad’ın düşüncelerine göre, karar “petrol piyasasını disipline ederken, uluslararası toplumun mevcut ekonomik zorluklarla başa çıkma yeteneğini geliştirdiği” şeklinde yorumlandı.[67]

ABD’nin, siyasi mahkûmları serbest bıraktığı gerekçesiyle daha önce kısılan askerî yardımlardan 75 milyon doların ödenmesi önerisi ABD Senatosundan geçemedi. Tahsisat Komitesi Başkanı Senatör Patrick Leahy, ABD Dışişleri Bakanlığının Mısır’a yardımı salık veren değerlendirmesini reddettiğini dile getirdi. Leahy yaptığı açıklamada, “Bu yasayı çok ciddiye almalıyız, çünkü Mısır’daki siyasi mahkûmların karşı karşıya olduğu durum içler acısı” şeklinde konuştu. Tahsisat Komitesi, ABD’nin Mısır’a yaptığı yardım da dâhil olmak üzere harcama mevzuatı üzerinde yetki sahibi.[68]

Libya
Libya Ulusal Birlik Hükûmeti, ülkedeki geçiş dönemi bahanesiyle Libya halkının Doğu Akdeniz’deki haklarından taviz vermeyi kabul etmeyeceğini açıkladı. Sözcü Hammude, “Ülkenin içinde bulunduğu geçiş durumu bahane edilerek Libya’nın ve halkının Doğu Akdeniz’deki haklarının teslim edilmesini kabul etmiyoruz” dedi. Libyalıların barış iradesini hiçe sayarak dün Kahire’de Libyalıların temsilcisi olmadan Libya meselesini görüşmek üzere Mısır-Yunan toplantısı düzenlendiğini ifade eden Hammude, “Libya Siyasi Anlaşması tamamen Libya’ya ait bir mülkiyettir ve Birleşmiş Milletlerin himayesi altındadır, Libyalılara rızaları veya iradeleri dışında herhangi bir özel çözüm biçimi dayatılamaz” şeklinde konuştu. Hammude, “Libya Siyasi Anlaşması’nın sona erdiğini belirtmek için” tekrarlanan girişimleri, “Libya işlerine kabul edilemez bir müdahale ve boşluğa, bölünmeye ve savaşa davetiye” olarak değerlendirdi. Sözcü Hammude, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’ye hitaben, “Görünen o ki Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası aktörlerin Libya’da ulusal seçimlerin yapılacağına dair net tutumunu ve diğer uydurma çözümlerin reddedildiğini kasıtlı olarak görmezden geliyor” şeklinde konuştu.[69]

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdoulaye Bathily ile başkent Trablus’taki ofisinde bir araya gelmiştir. Görüşmeye dair UNSMIL’in sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Dibeybe ve Bathily’nin Libya’daki son durum hakkında görüş alışverişinde bulunduğu belirtilerek, “Başbakan Dibeybe, ülkede barış ve istikrarı teşvik etme seçeneklerine ilişkin vizyonunu da sundu” ifadeleri kullanıldı. Bathily’nin, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ve Konsey Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi ile de görüşme gerçekleştirdiği belirtilirken görüşmede Bathily, Libya krizinin çözümünün Libyalıların kendisinden gelmesi gerektiğini vurguladı.[70]

Cezayir
Cezayir hükûmetinin arabulucuğunda Cezayir’de bir araya gelen El Fetih ve Hamas da dâhil olmak üzere 14 farklı Filistinli grup, işgal altındaki Filistin topraklarında 15 yıllık anlaşmazlığı seçimle çözmeyi amaçlayan bir uzlaşma anlaşması üzerinde mutabakata vardı. Anlaşma üst düzey El Fetih yöneticisi Azzam El Ahmed, Hamas Lideri İsmail Haniyye ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreteri Talal Naji tarafından imzalandı. 13 Ekim’de imzalanan 9 maddelik mutabakat “Cezayir Bildirisi” olarak adlandırılmaktadır. Hamas Lideri İsmail Haniye Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’a ülkesinin müzakerelere arabuluculuk ve sponsorluk yaptığı için teşekkür etti. Fetih tarafı yaptığı açıklamada, “Bu anlaşmayı ilk uygulayan taraf olmayı taahhüt ediyoruz” dedi.[71]

Cezayir ile Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), OPEC+ grubunun petrol üretimini azaltma kararını desteklediklerini açıkladı. Cezayir Enerji ve Madenler Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Muhammed Arkab ile OPEC Genel Sekreteri Heysem el-Gays arasında başkent Cezayir’de bir çalışma ve istişare toplantısı gerçekleşti. Bakan Arkab ile OPEC Genel Sekreteri Gays’ın, birkaç haftadır küresel petrol piyasasını etkileyen spekülasyonlara karşı uluslararası petrol piyasasının mevcut durumunu ele aldıkları belirtilen açıklamada, toplantıda kısa ve orta vadede gelişme beklentileri hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu ifade edildi. Açıklamada Arkab ile Gays’ın OPEC+ grubunun 1 Kasım itibarıyla küresel petrol üretimini günde 2 milyon varil azaltmayı hedefleyen anlaşmasının olumlu etkisine olan tam güvenlerini dile getirdikleri vurgulandı. OPEC Genel Sekreteri Gays, 3 günlük resmî bir çalışma ziyareti için dün Cezayir’e gelmişti.[72]

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Cezayir’in himayesinde, 12-13 Ekim’de Filistinli gruplar arasında gerçekleştirilen ulusal uzlaşı konferansının olumlu sonuçlanmasından memnuniyet duyulduğunu bildirdi. Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Cezayir’in himayesinde, 12-13 Ekim’de Filistinli gruplar arasında gerçekleştirilen ulusal uzlaşı konferansının olumlu sonuçlanmasından memnuniyet duyulduğu belirtilerek Türkiye’nin de her zaman destek verdiği Filistinliler arası uzlaşı sürecine Cezayir’in katkılarının takdirle karşılandığı ifade edildi. Açıklamada, konferansın sonunda kabul edilen bildirinin, Filistinli gruplar arasında nihai birliğin sağlanması için uygun bir zemin teşkil ettiğinin değerlendirildiği; başta seçimlerin düzenlenmesi olmak üzere bildiride kayıtlı adımların hayata geçirilmesinin temenni edildiği vurgulandı.[73]

Fas
Fas hükûmeti, Rusya ile nükleer güç santrali inşa edilmesine yönelik taslak iş birliği anlaşmasını onayladı. Rus hükûmetinden yapılan yazılı açıklamada, Rusya ve Fas hükûmetleri arasında nükleer enerjinin barışçıl kullanımıyla ilgili imzalanan taslak anlaşmanın onaylandığı belirtildi. Anlaşmaya göre, iki ülke nükleer güç santrali inşa edilmesi konusunda iş birliği yapacaktır. Fas’taki uranyum kaynaklarının keşfi ve geliştirilmesi konusunda da ortak çalışmalar yürütülecektir. Nükleer atıkların yönetimi ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi konusunda da iki ülke iş birliği yapacaktır.[74]

Wall Street Journal’den aktarıldığına göre Fas Kraliyet Silahlı Kuvvetlerinin İsrail gözetimi ve uzmanlığı ile SİHA üretmek için iki fabrika kuracağını bildirilmiştir. Şayet bu plan gerçekleşirse Fas, kendi dronlarını üreten ilk Afrikalı ülke konumuna gelecektir.

Fas’ın, Cezayir futbol millî takım formalarında Fas kültürünün bir simgesi olan “zellige”yi kullandığı iddiasıyla Adidas’a uyarı göndermesinin ardından açıklama yapan firma, formada Fas sanat tasarımının kullanıldığını kabul ederken formaların geri çekilmeyeceğini belirtti. Cezayir medyasında çıkan haberlerde ise Cezayir’in bu durumdan memnun olmadığı ve Adidas ile anlaşmanın feshedilebileceği belirtildi.[75]

Tunus
Tunus’ta Nahda ve Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından düzenlenen ve “darbeye son” başlıklı protestoya binlerce kişi katıldı. Ulusal Kurtuluş Cephesi başkanı Ahmed Necip Çebi yaptığı konuşmada, “Darbeden bir buçuk yıl sonra Tunuslular sadece yoksulluk, işsizlik, yüksek yaşam maliyeti ve temel mal sıkıntısı gördü” şeklinde konuştu. Çebi ayrıca Cumhurbaşkanı Kays Said’e atıfta bulunarak, “Darbeci başarısız oldu, içeride ve dışarıda herhangi bir destek almadan tecrit edildi” dedi.[76] Tunus’ta ekonomik darboğaz gittikçe derinleşmektedir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı,[77] Tunus’un dünya çapında “borçların hafifletilmesine en çok ihtiyaç duyan” ilk 5 ülke arasında olduğunu açıkladı. Öte yandan ABD ise ekonomik sorunlar nedeniyle 60 milyon dolarlık hızlı bir yardım paketini yolladı. ABD Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansının (USAID) hibesinin, UNICEF’in Tunus’taki doğrudan destek sağlamasına yardımcı olacağını söyledi.[78] Tunus’ta gerginlik artarken UGTT ve hükûmet arasında IMF kurtarma paketi ile ilgili hâlen anlaşma sağlanamamış durumdadır.[79]

Tunus’ta 2 ay önce bir polis kovalaması esnasında hendeğe düşüp boynundan yaralanan gencin yoğun bakımda hayatını kaybetmesi üzerine gerginlik arttı. Gencin cenazesinin ardından Tunus’un kenar mahallelerinde göstericiler güvenlik güçlerine taş, şişe ve molotof kokteyliyle saldırdı. Güvenlik güçleri ise plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz ile karşılık vermiştir. [80] [81]

Tunus’un Hamamat kentinde Türkiye dâhil 50 ülkenin katıldığı 2. Uluslararası Havacılık ve Savunma Fuarı gerçekleşti. Hamamat kentindeki Enfida Uluslararası Havalimanı’nda düzenlenen fuarın açılışına, Tunus Millî Savunma Bakanı İmad Memiş, Ulaştırma Bakanı Rebi el-Mecidi, Çalışma Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü Nasreddin en-Nesibi ile Türkiye’nin Tunus Büyükelçisi Çağlar Fahri Çakıralp ve Askerî Ataşe Hüseyin Yılmaz’ın yanı sıra çok sayıda yabancı misyon temsilcisi ve davetli katıldı.[82]

KAYNAKÇA

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ (10-16 Ekim 2022)

 

Yeni Anlaşma: Erdoğan, Rusya'ya Batı ile Barış Teklif Ediyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rus mevkidaşı Vladimir Putin'le Astana'da bir araya geleceği duyurusu Rusya basınına yansıtılarak değerlendirildi. “Finam.RU” haber sitesinde yayımlanan “Yeni Anlaşma: Erdoğan, Rusya'ya Batı ile Barış Teklif Ediyor” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıya göre, görüşmede Ukrayna konusunda Batı ile müzakere olasılığını tartışabilir. Ayrıca makalede Moskova, AB ve Washington ile ilişkilerde dengeyi koruyan Erdoğan’ın, Ukrayna'daki ihtilafın çözümü konusunda kendisini arabulucu olarak sunmaya çalıştığı, şimdiye kadar çok başarılı olamasa da Moskova ile ilişkilerinde küçük sorunları çözmeyi başardığı da ifade edildi. Yazıda görüşlerine başvurulan “Yeni Türkiye Araştırmaları Merkezi” Direktörü Yuri Mavaşev, Erdoğan'ın siyasi ve diplomatik çözümler arama çizgisinin, Türklerin en azından son yirmi yıldır takip ettiği uluslararası politikaya oldukça iyi bir şekilde uyduğunu belirtti: “Söz konusu politika, insani ve askerî-teknik bağlamda bilinen başarıların yanı sıra cumhuriyetin dünyadaki öneminin artırılması hedeflenmektedir.” Ayrıca yazıda Rusya ve Türkiye’nin, birbirleriyle iş birliği içinde olmalarının yanı sıra Sovyet sonrası alanda aktif olarak rekabet ettiklerine de dikkat çekilerek; Ankara’nın, Orta Asya'da Rusya'nın yerini almak istediği gerçeğine değinildi. Uzman, bu konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde özetledi: “Türkiye bunu bilinçli olarak yapıyor ve Ankara ile iletişim kurmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor.”

İran Petrolünün Yıl Sonuna Kadar Dünya Pazarında Görünmesi Pek Olası Değil
“Nezavismaya” gazetesinin 11 Ekim sayısında yayımlanan “İran Petrolünün Yıl Sonuna Kadar Dünya Pazarında Görünmesi Pek Olası Değil” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda nükleer anlaşmanın yapılma olasılığı ve bu duruma engel oluşturan hususlara değinildi. Yazıya göre, Tahran ve Batı'nın yeni bir "nükleer anlaşma" imzalamalarının bir adımlığında oldukları ağustos ayından bu yana Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) yeniden canlandırılmasıyla ilgili durum önemli ölçüde değişmeye başladı. Nitekim, santrifüjler, protestolar ve insansız hava araçları Tahran’ın yaptırımları kaldırmayı kabul etmesini engelliyor.” Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsünde kıdemli araştırmacı Vladimir Sajin, durumu şu şekilde özetledi: “100-180 kişinin hayatını kaybettiği protestolar zemininde Avrupa`nın, İranlı yetkililere karşı pek dostane davranmamasının yanı sıra OPEC ülkelerinin petrol üretimini günde 2 milyon varile düşürme kararı, özellikle Avrupa ülkelerinin İran petrolüne olan ihtiyacını artırıyor. Ve nihayetinde aralık ayından Rus petrolünün tedarikine ilişkin AB yaptırımları da yürürlüğe giriyor.” Uzmana göre Biden, son gelişmeleri göz önünde bulundurarak Tahran ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'ye yönelik adımlar atmak için acele etmeyecek: “Nitekim ara seçimleri öncesinde Demokratların kendi pozisyonlarını korumaları önemlidir. İran kesin olarak bu seçimlerin sonuçlarını bekliyorlar.” Analist, İranlı seçkinlerin söz konusu anlaşma ile ilgili farklı görüşlere sahip oldukları görüşünü savundu. Sajin, İran’da devam eden gösteriler bağlamında durumla ilgili öngörülerini şu şekilde özetledi: “İranlı yetkililer protestoları bastırmak için yeterli kapasiteye sahip olsalar da ancak Batı'daki memnuniyetsizlik önümüzdeki aylarda kesinlikle devam edecek. Bu yıl "nükleer anlaşma" yapılmasına yönelik ciddi adımların atılmayacağı muhtemeldir.”

Rol Değişimi: Ortadoğu Ülkeleri Neden Arabuluculuk Çabalarının Geleceği Olabilir?
Rusya'nın önde gelen araştırma, yayın ve eğitim faaliyetleri yapan bağımsız düşünce kuruluşu Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RUİK) sayfasında “Rol Değişimi: Ortadoğu Ülkeleri Neden Arabuluculuk Çabalarının Geleceği Olabilir?”  başlıklı değerlendirme yazısı yayımlandı. Makalenin yazarı Ortadoğu ve Rus dış politikası konusunda uzman Alexey Khlebnikov tarafından Ortadoğu ülkelerinin olası arabuluculuk çabalarının nedenleri, diplomatik yaklaşımlarındaki özellikler ve sınırlamalar analiz edildi. Yazıya göre, modern dünya ve uluslararası ilişkiler sistemi, yıllar alacak yeni bir dönüşüm sürecine girdi: “Birçok yönden dünyadaki değişikliklerin turnusol testi olan Ortadoğu bölgesi, 10 yıl önce dönüşüm aşamasına girdi ve tüm dünya sisteminde küresel değişiklikleri öngördü. Çatışmaların ve olası krizlerin sayısında dünya lideri olan Ortadoğu ülkeleri, devam eden değişikliklerin maliyetini anlıyor ve diplomasi, arabuluculuk ve pragmatizm yoluyla Ukrayna ile ilgili mevcut çatışma da dâhil olmak üzere krizleri hafifletmeye çalışıyor.” Uzman, Ukrayna savaşı zemininde Ortadoğu ülkelerinin tutumunu şu şekilde özetledi: “Kendi çıkarlarına göre yönlendirilen, gelecekte yeni fırsatlardan yararlanmayı öngören Ortadoğu ülkeleri için Rusya, Ukrayna ve Batı arasında seçim yapmak kârlı değil. Bu nedenle, Ukrayna'daki çatışmanın tırmanması zemininde Batılı ülkelerden gelen baskılara rağmen Ortadoğu ülkelerinin Rusya'ya yönelik politikası, pragmatik ve dengeli olmaya devam ediyor.” Ayrıca analist, Batı'nın bölgedeki ortaklarına Rus karşıtı eylemlere katılmaları konusunda baskı uygulamaktan vazgeçmeyeceği görüşünü savundu. Khlebnikov, Ortadoğu ülkelerinin Ukrayna krizine yönelik pragmatik yaklaşımlarını sürdürmelerinin yanı sıra çok yönlü yaklaşıma bağlı kalmaya devam etmeleri durumunda olası sonuçlara da değindi: “Yapıcı bir çözüm, yeni uluslararası ilişkiler ve güvenlik mimarisine daha yumuşak bir geçiş için daha fazla şans olacaktır.” Analist, herkesle ilişkileri geliştirerek dengeyi korumanın mümkün olduğunu ancak bu durumun hâlen ABD ve Avrupa'ya büyük ölçüde bağımlı olan Ortadoğu ülkeleri için geçerli olmadığını ifadelerine ekledi.

Araplar Neden Rusya'ya Yardım Ediyor?
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid al-Nahyan ile St. Petersburg'da bir araya gelerek yaptığı görüşme Rusya basınında geniş yer buldu. “Vzglyad” gazetesinin 12 Ekim sayısında yayımlanan “Araplar Neden Rusya'ya Yardım Ediyor?” başlıklı uzman görüşlerini içeren yazıya göre, görüşmeler sırasında küresel enerji piyasalarındaki durumun yanı sıra Ukrayna savaşına da değinildi. Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RUİK) uzmanı Yelena Suponina, iş görüşmesi niteliğini taşıyan görüşün ABD-Rusya ilişkilerinin çalkantılı dönemine denk geldiğinin yanı sıra aynı zamanda OPEC'in üretim kotalarını düşürme kararının hemen ardından gerçekleştirildiğine dikkat çekti: “Rusya ile ekonomik ve mali iş birliği BAE için büyük önem arz ediyor. Emirliğin ABD baskısından bağımsız politikalar izleyebildiğini göstermek önemlidir. Her iki lider de koronavirüs ve ABD yaptırımlarına rağmen artan ticaretten banal bir şekilde söz ederken son derece dürüsttü. Ayrıca, yaptırımlar bağlamında emirliklerin bazı finansal fırsatları Rusya Federasyonu için büyük ilgi görüyor.” Ukrayna konusuna gelince uzman, emirliklerin krizinden siyasi bir çıkış yolu bulmak için Rusya ile Batı arasında arabuluculuk rolüne hazır olduğunu belirtti. Analist, bu bağlamda BAE’nin, özellikle de Muhammed bin Zayid al-Nahyan’ın kendi çıkarının olduğunu da dikkat çekti. Ayrıca Suponina, BAE’nin birçok konuda daha bağımsız ve aktif bir rol talebinde bulanmasına bakmaksızın Suudi Arabistan’ın yeteneklerini dikkate alarak rekabet konusunda yakın ortaklık çizgisini geçmediği görüşünü savundu. Tartışmanın diğer katılımcısı olan Ulusal Araştırma Üniversitesi Ekonomi Yüksek Okulu Doçent Leonid Isaev ise taraflar arasındaki Ukrayna görüşmelerini şu şekilde özetledi: “Emirlikler çatışmanın azaltılmasını savunur. Öyle ki Ukrayna'daki durumun Ortadoğu'daki çatışmaların ve bölgedeki insani krizlerin çözümünde yavaşlamaya yol açtığını görüyorlar. Ayrıca, söz konusu çatışmanın nükleer bir aşamaya tırmanma olasılığı konusunda artan endişeler de göz ardı edilmiyor.”

Tarihin Boru Görevi
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in, Rusya'nın hasar görmüş Kuzey Akım boru hatlarından Karadeniz'e gaz sevkiyatı yaparak Türkiye’de Avrupa için bir doğal gaz merkezi kurabilecekleri konusunda açıklama yapması Rusya basınına yansıtılarak değerlendirildi. “Komersant” gazetesinin 13 Ekim sayısına yayımlanan “Tarihin Boru Görevi” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda söz konusu haber, “Rusya, AB'yi gazını satın almaya zorlamanın bir yolunu arıyor” ifadeleriyle değerlendirildi. Yazıda görüşlerine başvurulan “Vıgon Consulting”'den analist Maria Belova, Türkiye'nin gaz merkezi olma yolundaki ilk girişimlerinin, 1980'lerin sonlarında Katar gazının planlanan Katar-Irak-Türkiye-Avrupa doğal gaz boru hattı üzerinden transit geçişi olasılığının tartışılmasıyla başladığını belirtti: “Müzakereler daha sonra başarısız oldu ve Katar, sıvılaştırılmış doğal gaz şeklinde gaz ihraç etmeyi seçti. Artık Türkiye gelişmiş bir gaz taşıma altyapısına sahip olmasının yanı sıra Rusya, Azerbaycan, İran, Irak ve Orta Asya gazı için bir geçiş ülkesi olmaya çalışıyor.” Uzmana göre Avrupa'nın siyasi çıkarları söz konusu olduğunda, Türkiye bölgeye anonim gaz sağlayabilecektir: “Ancak bu durum, AB'deki gaz boru hattının “güney-kuzey” yönündeki altyapısına büyük ölçekli yatırımlar gerektirmiş olacak.” Tartışmanın diğer katılımcısı olan Enerji ve Finans Enstitüsünden Sergey Kondratiev'e göre, mevcut durumda Avrupa ülkelerinin Türkiye üzerinden Rus gazı alımları pek olası değil: “Yeni gaz boru hatları inşa etmek yıllar alacak ve transit ülkeler sorunu devam edecek.”

İran Kitlesel Protestolarla Sarsılıyor
İran'da, Mehsa Emini'nin ölümü sonrası başlayan protestolar ve söz konusu protestolar üzerine azınlıkların olası etkileri, toplumda milliyetçi duyguların güçlenmesi ihtimalleri Rusya basınında geniş yer buldu. “Lenta.RU” haber sitesinde yayımlanan “İran Kitlesel Protestolarla Sarsılıyor Rejim Değiştirilemez” başlıklı uzman görüşlerini içeren yazıya göre, endişe verici tahminlere rağmen İran'daki ulusal sorun medyada sunulduğu kadar keskin değil. Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Kirill Semyonov, ulusal azınlıkların İran toplumuyla iyi bir şekilde bütünleştiğine inandığını belirtti: “Ayrılıkçılık fikirleri İran'daki en büyük üçüncü etnik grup olan Kürtlerin doğasında olsa da Kürt meselesi tamamen İran'ın değil, Ortadoğu'nun genel sorunudur. Aynı zamanda İran'da en geniş siyasi ağa sahip olanlar da Kürt kesimidir. İran'daki en güçlü Kürt örgütü radikal sol “Komala” olsa da ayrılıkçı denilemez. Aksine, özerkliğin İran Kürdistanı'na ve ülkenin diğer ulusal bölgelerine yayılmasını savunuyor.” İran Araplarının ayrılıkçı fikirlerine gelince Semyonov, bu toplumun Ayetullah rejiminde ciddi mücadeleye yol açacağı ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti. Ayrıca uzman, Pakistan'a yönelen ve onunla uzun yıllardır tek bir devlet kurmaya çalışan İranlı Belucilerin kaynakları olmadığını, İran'ın diğer ulusal azınlıkları Bahtiyarlar, Türkmenler, Gilanlar, Mazenderanların ise sayı itibarıyla çok fazla olmadıklarının yanı sıra neredeyse hiç ayrılıkçı duygulara sahip olmadıklarını belirtti.  Tartışmanın diğer katılımcısı olan şarkiyatçı Nurlan Gasimov’a göre, İran'ın batısında yaşayan ve en yoksul halk olarak kabul edilen Kürtler, zor ekonomik koşullar nedeniyle başka bölgelere, örneğin Azerbaycanlıların yaşadığı Tebriz'e taşınmaya mecbur kalıyorlar: “Kürtlerin zaman zaman İran özel servislerine bile karşı çıkan örgütlü bir gerilla hareketi vardır.” Uzman, protestoların sonuçlarıyla ilgili durumu şu şekilde özetledi: “İran'ın konsolide bir seçkini, yerleşik siyasi kurumları olduğu için Ayetullah rejiminin kriz durumunda esnek kalmasını ancak İslami özünü korumasını sağlar. Yetkililerin, ahlak polisini ortadan kaldırabilmesi, kalabalığı sakinleştirebilmesi ve eski düzeni koruyacak kozmetik değişiklikler şeklinde taviz vermesi muhtemeldir.”