Haftalık Ortadoğu Gündemi

Ortadoğu Gündemi: 19-25 Aralık 2022

Ortadoğu, dünyanın en dinamik gündemine sahip bölgelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bölgeyi anlamak, söz konusu gelişmelerin aktif olarak takip edilmesini gerektirmektedir. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM), uzmanlaşmış departmanları aracılığıyla bölgedeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askerî gündemi, diplomasi trafiğini yakından izlemekte; bunları alanlarına hâkim araştırmacıları aracılığıyla görüş, analiz ve raporlara dönüştürerek ilgililerinin bilgisine sunmaktadır. Bu bağlamda, Ortadoğu’da meydana gelen önemli gelişmeler, “Ortadoğu Gündemi” başlığı altında haftalık olarak okuyucuyla paylaşılmaktadır.

LEVANT GÜNDEMİ

Suriye

Uluslararası Gündemde Suriye
ABD Ordusu 20 Aralık tarihinde yaptığı açıklamada, Suriye’nin doğusunda helikopterlerle düzenlenen baskınlarda, aralarında saldırı planlayan ve düzenleyen üst düzey bir militanın da bulunduğu 6 IŞİD mensubunun yakalandığını duyurdu. Ortadoğu’daki ABD birliklerini denetleyen ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) açıklamasının devamında, bölgede üç baskın düzenlediğini ve ana hedefin el-Zübeydi olarak adlandırılan üst düzey bir IŞİD militanı olduğunu söyledi. Ordu, baskınlarda hiçbir ABD askerinin yaralanmadığını söyledi.[1]

Rusya Dışişleri Bakanlığından bir yetkilinin TASS haber ajansına yaptığı açıklamalarda Rusya’nın, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna kara operasyonu düzenlemesine karşı olduğu ifade edildi. Rusya’dan yapılan açıklamada, böyle bir operasyonun erken atılmış bir adım olacağı ve gerginliğin daha fazla tırmanmasına yol açacağı belirtildi. Açıklamada, “Türkiye’nin güney sınırını korumasına ilişkin konuların ortaklarımız için hassas olduğunu anlıyoruz ancak Suriye devletinin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve egemenliği ilkelerine sıkı sıkıya uyulması gerekiyor” ifadelerine yer verildi.[2]

Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, 20 Aralık tarihinde Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik soruları cevapladı. Muhtemel bir kara harekâta ilişkin soruları cevaplayan bakan, “Terör örgütü PKK/YPG, Türkiye’nin huzur ve güvenliğini hedef almaktadır. Ülkemizin ve sınırlarımızın korunması için BM Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımızı kullanmaktayız. Bunu yaparken de kimseden izin almamız söz konusu değildir” açıklamasında bulundu.[3]

Suriye Rejimi
Bir süredir Esad rejimine karşı hoşnutsuzlukların sokaklara taştığı Suriye’nin Süveyda şehrinde protesto gösterilerinin devam etmekte olduğu bildirildi. Çoğunluğu Suriye’nin Dürzi azınlığına mensup olan göstericilerin kent meydanında 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulamaya konulması ve iktidarın barışçıl yollarla devredilmesine yönelik pankartlar taşıyıp sloganlar attığı kaydedildi. Ayrıca rejim karşıtı gösterilerin Suriye’nin güneyinde bulunan Dera kentinde de düzenlendiği bilgisine yer verildi.[4]

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Esad rejiminin cezaevlerinde alıkoyduğu, akıbetleri bilinmeyen kişiler hakkında bir rapor yayımladı. Rapora göre Esad rejimi, 2022 yılında ortadan kaybolan kişilerden 547’sinin daha öldüğünü nüfus dairelerine bildirdi. Raporda ölüm nedenlerini gizli tutan rejimin ölümleri doğrudan ailelere bildirmediği ve cesetleri de teslim etmediği bilgisine yer verildi.[5]

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad 21 Aralık tarihinde bir kararname yayımlayarak Suriye’de yaşayanlar için 3 ay, ülke dışında yaşayanlar için ise 4 ay içinde teslim olmaları kaydıyla asker kaçakları için genel af ilan etti. Geçtiğimiz on yıl içinde Devlet Başkanı Esad tarafından bazıları askerlik hizmetinden kaçanlarla ilgili, diğerleri ise cezai ve hukuki yaptırımlarla ilgili olmak üzere çok sayıda af çıkartıldığı bilgisine yer verildi.[6]

Fırat’ın Doğusu
Yerel kaynaklara göre, YPG terör örgütüne mensup kişiler Suriye’nin doğusundaki Deyrizor vilayetinde bulunan el-Baggara aşiretinden iki kadını öldürdü. Bölge halkı bu olaydan sözde Deyrizor Askerî Konsey başkanını ve beraberindeki teröristleri sorumlu tutarak YPG terör örgütüne karşı gösteri düzenledi. Protestocular terör örgütüne ait yol kontrol noktalarını kaldırarak giriş ve çıkışları kapattı.[7]

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye’nin doğusundaki Deyrizor kırsalında bir IŞİD liderini tutukladığını duyurdu. Yapılan açıklamada, SDG’ye bağlı sözde terörle mücadele birliklerinin ABD öncülüğündeki küresel koalisyonun desteğiyle Deyrizor’un batı kırsalındaki El Kasrah bölgesinde IŞİD karşıtı bir operasyon gerçekleştirdiği belirtildi. Operasyon sonucunda “bölgedeki IŞİD terör hücrelerini yönetmekten sorumlu olan” yerel bir IŞİD emiri tutuklandı. Açıklamada SDG birliklerinin ayrıca belge ve iletişim cihazlarına da el koyduğu belirtildi.[8]

İdlib ve Harekât Bölgeleri
Millî Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından yapılan açıklamaya göre, terör örgütü IŞİD’in kırmızı bültenle aranan bir mensubu Suriye sınırında yakalandı. Yasa dışı yollarla Türkiye’ye girmeye çalışacağı bilgisi alınması üzerine takip edilen terörist, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı hudut birlikleri ve jandarma tarafından düzenlenen ortak operasyonla yakalandı.[9]

MSB 25 Aralık tarihinde yaptığı açıklamada, Türk güvenlik güçlerinin Suriye’nin kuzeyinde 5 YPG’li teröristi “etkisiz hâle getirdiğini” söyledi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada teröristlerin Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı Harekât bölgelerinde hedef alındığı belirtildi.[10]

İdlib ve Halep kırsallarında Suriye rejimi güçleriyle muhalif gruplar arasındaki askerî faaliyetler ve saldırılar yeniden başladı. Suriye Millî Ordusu (SMO) grupları, Halep’in kuzey kırsalındaki Tadif bölgesinde Suriye rejimi güçlerine ait bir askerî noktayı hedef aldığını duyurdu. Son saldırılarda ve muhalif grupların açtığı ateş sonucunda Suriye rejimi güçlerinin 8 üyesi hayatını kaybetti.[11]

İsrail-Filistin
Yeni İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 21 Aralık gecesi geç saatlerde Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u arayıp yaklaşık olarak 40 gün geçtikten sonra başarılı bir şekilde hükûmeti kurduğunu duyurdu. Knesset sözcüsü Likud Milletvekili Yariv Levin’in Knesset genel kuruluna resmî bir duyuru yapacağı ve güvenoyu alması hâlinde hükûmetin bir hafta içinde resmen iktidara geleceği belirtildi.[12]

Eski İsrail Başbakanı Yair Lapid 22 Aralık akşamı İsrail halkına seslenerek Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükûmetin İsrail tarihindeki en aşırı hükûmet olacağını söyledi. Lapid, yeni hükûmetin İsrail devletini nasıl tehlikeye attığını listelediği bir açıklama yaptı. Bu açıklamada Lapid, İsrail toplumunun, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF), polisin, Eğitim Bakanlığının, İsrail’in uluslararası konumunun, İsrail ekonomisinin ve son olarak da dünya Yahudiliğinin temellerinin sağcı hükûmet nedeniyle tehlikede olduğuna değindi. Lapid sözlerini, İsrail vatandaşlarını haklarını hatırlamaya ve adaletsizliğe karşı seslerini yükseltmeye çağırarak tamamladı. Bu konuşmanın ardından Netanyahu ise sosyal medyadan Lapid’e hızlı bir yanıt verdi ve “Ekonomik ve siyasi çöküşün içinde bize harap bir ülke bırakan Lapid, bir sonraki hükûmete vaaz veriyor. Bunlar asılsız iddialar. Seçimleri kaybettin Lapid. Evine git” ifadelerini kullandı.[13]

İsrail’de hükûmetin kurulmasının ardından Filistin tarafından gelen açıklamalar, bu yeni gelişmenin Ortadoğu’da “patlama” etkisi yaratacağı öngörülerinde bulunulmasına yol açtı. Filistin otoritesi uluslararası toplumu Binyamin Netanyahu’nun “aşırı sağcı faşist koalisyon ortaklarıyla yaptığı talihsiz anlaşmalar” konusunda uyarırken İsrail’deki gelişmelerden oldukça endişeli olduklarını ifade etti.[14]

Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, yaptığı bir açıklamada Şili’nin Filistin topraklarında büyükelçilik açmayı planladığını söyledi. Şili Dışişleri Bakanı Antonia Urrejola ise perşembe günü planı doğruladığı ancak henüz bir zaman çizelgesi olmadığını ve Şili’nin hem Filistin’i hem de İsrail’i meşru devletler olarak tanımaya devam ettiğini söyledi. Şili’deki İsrail büyükelçiliği sözcüsü ise konuyla ilgili bir basın açıklaması yapmayacağını söyledi.[15]

Ürdün
Ürdün’de, şiddeti teşvik eden paylaşımlar nedeniyle sosyal medya platformu TikTok’a erişim geçici olarak engellendi. Ülkede, petrol fiyatlarının yükselmesiyle yaşanan gösteriler ve şiddet olaylarının ardından Ürdün Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlar Birimi tarafından konuya ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Siber Suçlar Biriminin, sosyal medyada, özellikle nefret, sabotaj, güvenlik güçlerine ve kamu malına saldırı ve yol kapatmayı teşvik eden paylaşımları takip ettiği bilgisi verildi. Söz konusu suçları işleyenlerin yargıya sevk edileceğinin aktarıldığı açıklamada, “TikTok’un, kullanıcılar tarafından şiddet eylemlerinin yayımlanması ve kaos çağrıları yapılmasına ses çıkarmadığı ve bu nedenle geçici olarak erişiminin engellendiği” kaydedildi.[16]

Ürdün’ün başkenti Amman’da Arap ülkelerinin yanı sıra bölgesel ve uluslararası ülke ve kuruluşların lider ve temsilcilerinin katıldığı Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı düzenlendi. Konferansın açılışında konuşan Kral II. Abdullah, “Konferans, geçen yıl düzenlenen Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı’nın sonuçlarını geliştirmek için bir fırsat sunuyor. Katılımcıların Irak’ın kalkınma ve refaha giden yolunu sürdürme, güvenliğini, istikrarını ve egemenliğine saygıyı artırma çabalarına verdiği desteği yeniden teyit ediyor” dedi.[17]

Ürdün Kraliyet Divanından yapılan yazılı açıklamaya göre Kral II. Abdullah, Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile telefonda görüştü. İki ülkenin liderleri ortak öneme sahip konularla bölgesel ve uluslararası alandaki son gelişmeleri değerlendirdi. Taraflar ayrıca Ürdün ile Umman arasındaki iş birliğini geliştirme kararlılığını vurguladı.[18]

Fransız uçak gemisi “Charles de Gaulle”ün Ürdün’ün Akabe Limanı’na demirlediği duyuruldu. Fransa’nın Amman Büyükelçiliği, resmî Facebook hesabından yaptığı açıklamada, Charles de Gaulle uçak gemisinin Akabe Limanı’na “ilk kez” demirlediğini ifade etti. Açıklamada, sergilenen güzel karşılama dolayısıyla Ürdün yönetimine teşekkür edilirken, bunun iki ülke arasında var olan güven ve dostluk temelli ortaklığın en iyi kanıtı olduğu kaydedildi. Charles de Gaulle uçak gemisinin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı’na katılmak üzere gerçekleştirdiği Ürdün ziyaretinden iki gün sonra Akabe Limanı’na demirlemesi dikkat çekti.[19]

Lübnan
Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Katar, Mısır ve Dünya İslam Birliği, Lübnan-İsrail sınırında görev yapan Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) ait zırhlı araca düzenlenen ve bir İrlanda askerinin öldüğü silahlı saldırıya tepki gösterdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yayımladığı yazılı açıklamada, Lübnan’ın güneyinde UNIFIL’e ait zırhlı araca düzenlenen saldırıyı kınadı. Açıklamada, saldırıyla ilgili acilen şeffaf bir soruşturma yürütülmesi çağrısı yapıldı. Diğer ülkelerden de benzer kınama mesajları geldi.[20]

Lübnan’ın doğusundaki Cub Cenin Cezaevi’nden 26 mahkûm firar etti. Mahkûmlardan dördü daha sonra yakalandı. Bekaa Vadisi’nin batısındaki Cub Cenin Cezaevi’nden firar eden mahkûmların çoğu uyuşturucu ve silah ticareti suçlamalarıyla hüküm giyen kişilerden oluşmaktadır. Yerel televizyon kanalı “El-Cedid”, mahkûmların “havalandırma boşluğundan” firar ettiğini, güvenlik güçlerinin dört mahkûmu yakalayabildiğini ve firar eden diğer tutuklular için arama çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.[21]

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Başkent Beyrut’taki Hükûmet Sarayı’nda Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’ı kabul etti. Ebu Gayt görüşmeden sonra, “Lübnan çok zor karmaşık bir siyasi ve ekonomik süreçten geçiyor. Ancak bir çıkış yolu ve bunu başarabilecek imkânlar mevcut” ifadelerini kullandı. Arap Birliği Genel Sekreteri’nin Lübnan konusundaki hassasiyetine dikkati çeken Mikati, Arap Ekonomi Forumu’ndaki konuşmasında ülkesinin uzun vadeli bir cumhurbaşkanı makamı boşluğunu kaldıramayacağına dikkat çekti.[22]

İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ve beraberindeki heyet, Georgia Meloni başkanlığında yeni İtalyan hükûmetinin kurulmasının ardından Lübnan’a ilk resmî ziyareti gerçekleştirdi. Antonio Tajani ve beraberindeki heyet, Başbakan Necib Mikati ile bir araya gelerek Lübnan ve İtalya arasındaki her düzeydeki ilişkileri, Lübnan’daki durumu ve yeni cumhurbaşkanının seçilmesindeki engelleri tartıştı. Lübnan Başbakanı Mikati, Lübnan ile İtalya arasındaki güçlü ilişkilere, Lübnan’ı her düzeyde destekleyen aktif İtalyan varlığına ve Lübnan’a her yıl sağladığı insani yardıma ek olarak İtalya’nın orduya yardım etmek için üstlendiği girişimlere de övgüde bulundu.[23]

IRAK GÜNDEMİ

Siyaset
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Ürdün’de uluslararası katılımla ikincisi düzenlenen Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı’nın çalışmalarına katılmak üzere üst düzey bir heyetle Amman’a gitti. Zirveye Irak’ın yanı sıra Türkiye, Ürdün, Fransa, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Umman, Bahreyn, İran gibi ülkelerden ve Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) gibi uluslararası örgütlerden üst düzey yetkililer katıldı.[24] Irak hükûmeti medya ofisi tarafından yayımlanan açıklamada Sudani’nin, Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı’nda Irak’ın ekonomi ve hizmet alanlarındaki önceliklerinin yanı sıra Irak ile bölge ülkeleri arasında hizmet ve ekonomik ortaklık projesini sunduğu kaydedildi. Konferansın bu hedef açısından önemli bir platform olduğunun altı çizildi. Sudani, ülke misyonunun bölgesel sistemi korumak ve Irak’ın farklı bakış açılarını bir araya getirmedeki öncü rolünü ön plana çıkarmak olduğunu bildirdi.[25] Ürdün’de 12 ülkenin katılımıyla 20 Aralık’ta düzenlenen “Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı”, 28 Ağustos 2021’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta dokuz ülkeden sağlanan katılımla gerçekleşen birincisinin devamı niteliğindeydi.[26]

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), bakanlık görevlerinde değişiklik yapma kararı aldı. KYB ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) heyetleri arasında gerçekleştirilen görüşmede, bakanlık görevlerinde değişiklik yapma konusunda mutabık kalındı. KYB, Irak Adalet Bakanlığı görevini üstlenen Halid Şivani yerine Ahmed Askari’yi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Bağdat ile diyaloglardan sorumlu bölge bakanı görevine atadı. Şoreş İsmail’in yerine Rebaz Berkoti’nin peşmerge bakanı olarak görevlendirildiği ve KYB başkanının güvenlik işlerinden sorumlu danışmanı Sarkavt Hasan’ın, içişleri bakanı yardımcısı olarak atandığı aktarıldı.[27]

Irak Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid’in Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney’i kabul ettiği belirtildi. Görüşmede Büyükelçi Güney’in, Cumhurbaşkanı Reşid’e Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı mesajını ilettiği aktarıldı. Mesajda Erdoğan’ın iki dost halkın ortak çıkarları ve karşılıklı saygı temelinde iki ülke arasındaki ilişkileri, koordinasyonu ve iş birliğini geliştirme arzusunu belirttiği kaydedildi.[28]

Irak Başbakanı Sudani, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve beraberindeki heyeti başkent Bağdat’ta kabul etti. Görüşmede ikili ilişkiler ve ortak çıkarlar paralelinde iş birliğini geliştirme stratejileri ele alındı. Meloni, Bağdat’ın ardından Erbil’i de ziyaret etti.[29]

Güvenlik
Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tahsin el-Hafaci, terör örgütü IŞİD’in taktik değiştirdiğini ve medyada boy göstermeye çalıştığını söyledi. “Örgüt savaş taktiklerini değiştirdi ve el yapımı patlayıcılarla askerî ve güvenlik konvoylarını hedef aldı” diyen Hafaci, “Bu, güvenlik güçlerini Irak genelinde IŞİD hücrelerini yok etmek için güvenlik ve istihbarat önlemlerini hızlandırmaya teşvik edecektir” ifadesini kullandı.[30]

Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2022 yılının başından itibaren yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 3. 982 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıkladı. Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK ile mücadelenin Irak ile koordineli ve yakın iş birliği içerisinde sürdürüldüğünü belirten Akar, 17 Nisan’da başlatılan Pençe-Kilit Harekâtı ile Türkiye-Irak hududunun tamamında güvenlik kontrolünün sağlandığını ve harekât kapsamında; 506 teröristin etkisiz hâle getirildiğini, diğer bölgelerden 5-6 kat daha fazla olmak üzere iki bine yakın mayın ve el yapımı patlayıcının ele geçirildiğini, 600’e yakın mağara, sığınak ve tünelin imha edildiğini açıkladı.[31]

Irak’ı ziyaret eden İtalya Başbakanı Meloni, Irak’ta NATO bünyesinde varlık gösteren İtalyan askerlerini ziyaret etti.[32] İtalyan hükûmet verilerine göre Kuveyt ve Irak’ta toplam 650 İtalyan askerinin varlık gösterdiği belirtiliyor. Bu askerî güçler Irak Ordusunun ve polis kuvvetlerinin eğitilmesine katkıda bulunuyor.[33]

Yezidi Miri Hazım Tahsin Beg, Irak’tan Türkiye’ye ilk resmî ziyaretini gerçekleştirerek Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Türkiye’nin siyasi ve askerî açıdan güçlü olduğunu vurgulayan Hazım Beg, “Türkiye’nin Irak ile ilişkisinin iyi olmasını, Irak ve Suriye sınırlarında güvenliğin sağlanmasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Yezidi Miri, Sincar’da sadece terör örgütü PKK’nın değil, Haşdi Şaabi gibi milis güçlerin de sorun olduğunun altını çizdi.[34]

Ekonomi
Irak Merkez Bankası, Irak dinarının ABD doları karşısındaki değerinin arttırılmasına yönelik tedbirlere karşı bir bildiri yayımladı. Bildiride, internet alışverişlerinde ya da seyahatlerde ABD dolarının Irak dinarı karşısında 1.470 dinardan 1.465’e düşürülmesi, özel bankaların ABD doları dışındaki para cinslerindeki rezervini yükseltmesi, halka seçenekler sunularak insanların elinde bulundurduğu ABD dolarını eğitim, seyahat gibi vesilelerle devlet bankalarına satmasının sağlanması gibi tedbirler yer aldı.[35]

Kuveyt resmî haber ajansı KUNA’nın yaptığı habere göre Kuveyt Dışişleri Bakanı Salim Abdullah el-Cabir es-Sabah, ülkenin güneyinde inşa edilecek el-Vefra elektrik santraliyle Irak’a elektrik bağlanacağını belirtti. Sabah, el-Vefra elektrik santralinin, KİK ara bağlantı sistemini genişletme projesinin en önemli ayaklarından birini oluşturduğunu ve buradan Irak’a elektrik bağlanacağını ifade etti. Sabah, söz konusu projeyle 3 bin megavatlık bir üretim yapılmasının hedeflendiğini kaydetti. Sabah, projeyle ilgili gerekli prosedürün tamamlandığını ve 2024 sonunda hizmete girmesinin beklendiğini dile getirdi.[36]

Irak Parlamentosunda KYB blokunun bir üyesi olan Sarva Muhammed yaptığı açıklamada, Irak merkezî hükûmetiyle IKBY arasında 2023 bütçesi üzerinde devam eden müzakerelerin şimdiye kadar verimli geçtiğini vurguladı. Bağdat ve Erbil hattının Sudani kabinesi kurulmadan önce IKBY’nin bütçedeki payı konusunda bir anlaşma yaptıklarını aktaran Muhammed, söz konusu anlaşmanın ikna edici ve uzun ömürlü olmasını umduklarını belirtti.[37]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak’ta yoğun yağmur çeşitli bölgelerde sel afetlerinin artmasına yol açtı. Bağdat Belediye Sözcüsü Muhammed Rubai, yağmur yoğunluğunun son 45 günde ikiye katlandığını belirtti. Biriken yağmur sularının boşaltılması için hükûmet ekibinin, İçişleri Bakanlığının ve sivil savunma ekiplerinin birlikte çalıştığı belirtildi.[38]

Basra’da gerçekleştirilecek olan 2023 Körfez Kupası biletlerinin satışa sunulduğu belirtildi. Iraklı yetkililer 2023’ün Ocak ayında gerçekleştirilecek olan etkinlik için Irak’a gelenlerin vize ücreti ödemek zorunda kalmayacağını duyurdu.[39]

TÜRKMEN GÜNDEMİ

Siyaset
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan başkanlığında bir heyet, ITC Musul ve Telafer İl Başkanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen toplantıya katıldı. “ITC Bütün Türkmenlerin Evidir” sloganı altında düzenlenen toplantıda konuşan Turan, “Irak Bakanlar Kurulunda Türkmenlere yer verilmemesi, millî kimliğimizden uzaklaştırmanın bir uğraşıdır. Mezhep çatışması, Türkmenleri yerlerinden ve kimliklerinden uzaklaştırmaya çalışılmıştır. Yerlerine dönmek isteyen Türkmenlere federal ve yerel hükûmet destek vermemektedir” ifadesinde bulundu.[40]

Şii Dinî Merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin basın bürosundan yapılan açıklamada, terör örgütü IŞİD’in esaretinde kalan Türkmen ve Yezidi kadınların kurtarılmasına ilişkin çalışmaların gerektiğini belirtti. Sistani’nin bu sözlerine ilişkin Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan açıklamada bulundu. Turan açıklamasında, “Dinî Merci Ayetullah Ali es-Sistani bu açıklamasında, Irak’ın birlik ve beraberliğini koruyan Türkmenlere yönelik önemli bir duruş sergilemiştir” ifadesinde bulundu.[41]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, TRT Arapça’ya verdiği demeçte, “biz federal hükûmete özel statüsü olan Kerkük dosyasının bir siyasi pazarlık hâline getirmemelerini söyledik. Tekrar gündeme gelen 140. maddenin daha öncede de sürdürülebilir bir çözüm olmadığı için başarısızlıkla sonuçlandı. Kerkük için esas çözüm Birleşmiş Milletlerin çözümü olduğunu düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu.[42]

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Etnik ve Dinî Oluşumlardan Sorumlu Bakan ve ITC Siyasi Büro Üyesi Aydın Maruf başkanlığında bir heyet, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. Ziyarette, ortak öneme sahip olan konular ele alındı. Görüşmede, Yezidi Topluluğu Lideri Mir Hazım Beg ve IKBY Parlamentosu Asuri Milletvekili Ferid Elya da hazır bulundu.[43]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Türk Ocakları Samsun Şubesi tarafından düzenlenen “Irak Türkmenlerinin Varlık Mücadelesi” konulu konferansa katıldı. Konferansta konuşan Salihi, Irak’ta Türkmenlere yönelik asimilasyon ve sindirime siyasetinin devam ettiğini, Türkmen varlığı gerçek anlamda tehlike altında olduğunu vurguladı. Salihi ayrıca Irak hükûmetinin, Kerkük’te Türkmenlere karşı oynanan oyunlara sessiz kaldığını geçmişte bazı hükûmetlerin bu sessizliğinin sonuçlarının Türkmeneli ve Kerkük’ü nasıl istikrarsızlığa sürüklediğini herkes tarafından görüldüğünü ifade etti.[44]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Kerkük Vali Vekili Rakan Said el-Cuburi ile görüştü. Görüşmede, Kerkük’ün güvenlik durumu ve hizmetler konusu ele alındı.[45]

Güvenlik
Irak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul, Musul’un Telafer ilçesinde varlık gösteren terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlediklerini bildirdi. Düzenlenen operasyona ilişkin yapılan açıklamada, Irak Hava Kuvvetlerine ait F-16 savaş uçaklarının da katıldığı operasyonda biri üst düzey sözde örgüt yöneticisi olmak üzere toplam 5 örgüt mensubunun hayatını kaybettiği açıklandı.[46]

Irak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul, Kerkük’ün güneyin yer alan Riyad nahiyesine bağlı Ali el- Sultani köyünde varlık gösteren terör örgütü IŞİD’e yönelik operasyon düzenlediklerini bildirdi. Operasyonda 1 örgüt mensubunun hayatını kaybettiği açıklandı.[47]

Kerkük Polis Müdür Yardımcısı Ali Mıtaşşar’ın yaptığı açıklamada, Kerkük’ün güneyinde yer alan Kobani bölgesinde bir polis kontrol noktasına yoldan geçen bir aracın içinden ateş açıldığını belirtti. Saldırıda biri ağır olmak üzere 3 polisin yaralandığını aktaran Mıtaşşar, olayın bir terör saldırısı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti.[48]

Sağlık ve Sosyal Hayat
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Musul vilayetini ziyaretleri kapsamında Türkmen akademisyenlerle görüştü. Görüşmede, Türkmenlerin siyasi, güvenlik, ekonomi,  sosyal ve kültürel sıkıntılarını akademisyenlerin yapacakları araştırmalarla çözülebileceğinin vurgusunu yaptı. Görüşmede, Türkmen Akademisyenler Birliği Başkanı ve Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Irak Koordinatörü Murat Saib de hazır bulundu. [49]

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Diyala İl Başkanı Usame Nazım Dede, Diyala Üniversitesinde okuyan Türkmen öğrencilerle görüştü. Nazım Dede görüşmede, “ITC Diyala İl Başkanlığı olarak, öğrencilerimiz eğitim hayatlarını başarılı bir şekilde sürdürmek için kapılarımız hep açık ve diğer sıkıntılarınızı gidermek için de yardımlarda bulunacağız” şeklinde bir konuşma yaptı. [50]

IKBY GÜNDEMİ

Siyaset
19 Aralık Pazartesi günü Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Bafel Talabani, Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD eş başkanları ve Suriye’nin kuzeyindeki sözde yönetimin yetkilileri ile bir araya geldi. Talabani, terör örgütü PKK’nın sözde komutanı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile gerçekleştirdiği görüşmede, terör örgütü IŞİD’e karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon Güçleri Genel Komutanı General Matthew McFarlane de hazır bulundu. Görüşmede Suriye’nin kuzeydoğusundaki siyasi durum ile “Kürt sorununa” ilişkin siyasi gelişmelerin ele alındığı kaydedildi. Ayrıca ilgili görüşmede Talabani’nin “Suriye’nin kuzeydoğusu ile ilişkilerimiz elbette devam edecek ve daha da gelişecektir. KYB kendisini tüm Kürtlerin hizmetkârı olarak görmektedir. Kürt olmak bizim gururumuzdur ve bekamız birlik olmamıza bağlıdır” dediği bildirildi. Öte yandan Bafel Talabani’nin terör örgütü PYD eş başkanları Asya Abdullah, Salih Müslim ve PYD Eş Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusuf ile de bir araya geldiği belirtildi. Toplantıya ilişkin açıklamada, görüşmede Kürt taraflar arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine işaret edildiği belirtilirken Talabani’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yaptığı ilk ziyaretin “hassas bir siyasi sürece” denk geldiğine dikkat çekildi. Bununla birlikte Talabani’ye ziyareti sırasında KYB Terörle Mücadele Birimi Genel Müdürü Vehab Halepçe de eşlik etti.[51]

13 Aralık’ta Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Mehmet Mevlüt Yakut, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile ayrı ayrı bir araya geldi. IKBY Başkanlığından yapılan açıklamada, görüşmede, bölgenin siyasi durumu, normalleşmenin önemi, Irak ve IKBY’deki huzur ve güvenliğin önemiyle bunun bölgenin istikrarına etkisinin yanı sıra IKBY ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler ele alındı.[52] Öte yandan Başbakan Barzani ile Başkonsolos Yakut’un görüşmesinde, IKBY ile Bağdat arasındaki ilişkiler, siyasi partiler arasındaki anlaşmanın hayata geçirilmesi ve bu durumun yeni Irak hükûmetinin kararlarına yansımasının gerekliliği hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Ayrıca ikili görüşmede, Sincar Anlaşması’nın uygulanması ve mültecilerin kendi topraklarına geri döndürülmesi konuları ele alındı.[53]

KYB ile Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) heyetleri arasında 21 Aralık’ta gerçekleşen görüşmede, bakanlık görevlerinde değişiklik yapma konusunda mutabık kalındığı belirtildi. Böylece KYB’nin bakanlık görevlerinde değişiklik yapma kararı aldığı ve Irak Adalet Bakanlığı görevini üstlenen Halid Şivani’nin yerine Ahmed Askari’yi IKBY’nin Bağdat ile diyaloglardan sorumlu bölge bakanı görevine atadığı kaydedildi. Ayrıca Şoreş İsmail’in yerine Rebaz Berkoti’nin peşmerge bakanı olarak görevlendirildiği ve KYB başkanının güvenlik işlerinden sorumlu danışmanı Sarkavt Hasan’ın, içişleri bakan yardımcılığına atandığı aktarıldı.[54]

23 Aralık’taki Bağdat ziyaretinden sonra Erbil’e gelen İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani tarafından Erbil Uluslararası Havalimanı’nda resmî törenle karşılandı.[55] Başbakan Meloni, Mesrur Barzani ile görüşmesinin ardından IKBY Başkanı Neçirvan Barzani tarafından kabul edildi. IKBY Başkanlığından yapılan açıklamada taraflar arasındaki görüşmede, Roma ve Erbil arasındaki ilişkilerin, IŞİD’e karşı mücadelenin ve Irak ile IKBY’deki gelişmelerin gündeme geldiği belirtildi. Ayrıca ilgili görüşmede, IŞİD ile mücadelede uluslararası koalisyonun bir parçası olan İtalya’nın, Irak ve IKBY’ye  desteğinin devam edeceği kaydedilirken NATO’nun Irak’taki varlığı ve rolü, mültecilerin özellikle Hristiyanların ve Yezidilerin durumu, Ukrayna’daki savaşın sonuçları ve ortak çıkarları ilgilendiren çeşitli konular ele alındı.[56] Diğer yandan iki ay önce başbakan seçilen Meloni’nin, Irak ve IKBY’ye yaptığı ziyaretin Avrupa dışındaki ilk ziyareti olduğu ve bu ziyaretin her yıl İtalya başbakanlarının ülke dışında görevli askerlerini Noel vesilesiyle ziyaret etmesi nedeniyle gerçekleştirildiği aktarıldı.[57]

Güvenlik
19 Aralık’ta Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Yarbay Bahtiyar Muhammed Sıdık, Peşmerge Genelkurmay Başkanı Yarbay İsa Üzeyir ve Albay Paul Peters başkanlığındaki IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon Güçleri heyeti Erbil’de bir araya geldi. Peşmerge Bakanlığından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, bakanlık bünyesinde gerçekleşen reform süreci ve ortak tümenlerin oluşturulması konularının ele alındığı belirtildi. Ayrıca açıklamada koalisyonun, tüm Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi konusunda bakanlığın attığı adımlara desteğini bir kez daha yinelediği aktarıldı.[58]

Ekonomi
Irak Bakanlar Kurulu tarafından 2022 yılının Kasım ve Aralık ayları için IKBY’ye 400 milyar dinar (266 milyon dolar) gönderme kararı alınmasına rağmen söz konusu kararın Irak Maliye Bakanlığı tarafından henüz uygulamadığı belirtildi. İlgili konuda açıklama yapan eski maliye bakanı yardımcısı Fazıl Nebi, “Irak Başbakanlığının kararı hâlâ Maliye Bakanlığı tarafından onaylanmadı” dedi. Ayrıca Nebi, Irak maliye bakanı tarafından ilgili karar onaylanmazsa hiçbir şekilde Erbil’e para gönderilmeyeceğini vurguladı.[59] Diğer yandan IKBY’ye ayrılan 400 milyar dinarın Federal Mali Denetleme Bürosunun petrol ve petrol dışı gelirlere ilişkin veri ve rakamlara yönelik denetiminin tamamlanmasından sonra gönderileceği kaydedildi.[60]

Irak Parlamentosu Milletvekili Nermin Osman, nüfus dağılımına göre Irak’ın 2023 bütçesinde IKBY payının yaklaşık 28 trilyon dinar olması gerektiğini söyledi. Osman, “Irak Planlama Bakanlığından aldığım verilere göre, IKBY nüfusu Irak’ın yüzde 14’ünü oluşturacak. Böylece nüfus dağılımına göre Irak’ın 2023 bütçesinin 200 trilyon dinarından 28 trilyon dinarı IKBY’nin payı olacak” ifadelerini kullandı.[61]

Sağlık ve Sosyal Hayat
IKBY Medya ve Bilgi Ofisinden yapılan açıklamada, yılbaşı dolayısıyla 25 Aralık ile 1 Ocak tarihleri arasında tüm resmî kurumların tatil olacağı belirtildi. Açıklamada, bir haftalık resmî yılbaşı tatilinin ardından 2 Ocak 2023 tarihinde işbaşı yapılacağı ifade edildi. IKBY her yıl Noel ve yılbaşı dolayısıyla resmî tatil ilan ediyor.[62]

KÖRFEZ GÜNDEMİ

Güvenlik
Körfez’in güvenlik gündemiyle ilgili geçtiğimiz hafta içerisinde gündeme gelen en gelişmelerden bir tanesi, Kuveyt Yabancı İşçi Görevlendirme Kurumu tarafından Mısırlı işçilere yönelik çıkartılan yeni kararla ilgili oldu. Geçtiğimiz hafta içerisinde konuyla ilgili paylaşılan haberler içerisinde, Kuveyt İçişleri Bakanı Şeyh Talal el-Halit el-Ahmed es-Sabah tarafından çıkartılan kararda, Kuveyt’teki Mısır Başkonsolosluğunun Mısırlı işçilere yönelik Kuveyt tarafından uygulanan kararlara riayet etmemesi sebebiyle bir sonraki duyuruya kadar yurda Mısırlı işçi alma ve çağırma işlemlerinin askıya alındığı bilgisi paylaşıldı. Körfez ülkeleri arasında en çok Mısırlı işçinin çalıştığı ülkelerden birisi Kuveyt’tir. Elde edilen bilgilere göre, Kuveyt’te günümüzde 650 bine yakın Mısır vatandaşı ikamet etmektedir.[63]

Bu çerçevede bir diğer önemli başlık ise 21 Aralık Çarşamba gününde bir Ummanlı heyetin, Yemen’deki ateşkesin uzatılması için Sanaa’ya gerçekleştirdiği ziyaretiyle ilgili oldu. Gelişmeyle ilgili aktarılan haberler içerisinde, Husi Savunma ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Celal er-Ruveyşan’ın, El-Mesire isimli kanala verdiği röportajında gelişmenin Yemen’e dair olumlu sonuçlar doğuracağını söylemesinin yanı sıra, “Umman heyeti, Sanaa ile saldırgan ülkeler arasında arabuluculuk rolü oynuyor ve bir şeyleri başarmak için umut vadedebilir. Ülke, saldırı, kuşatma ve işgal altındayken siyasi çözüme ulaşamaz. Kuşatmayı kaldırma, saldırganlığı ve işgali sona erdirme müzakeresi, Sanaa ile saldırgan ülkeler arasında gerçekleşmeli. Siyasi istikrar ise ardından Yemenliler arasında çözülmeli” açıklamasını verdiği yazıldı. Heyetin takip eden günler içerisinde Umman’a dönüş yaptığı öğrenildi.[64]

Ekonomi
Diğer yandan, Körfez’in ekonomik gündemiyle ilgili gündeme gelen en önemli başlık, Suudi Arabistan tarafından ihraç edilen petrol üretiminin azaltılmasıyla ilgili oldu. Geçtiğimiz hafta içerisinde konuyla ilgili paylaşılan haberler içerisinde günlük 11 milyon varil kadar petrol ihraç eden Suudi Arabistan’ın, 16 ayın ardından ilk kez günlük varil ihracatından 84 bin varil kadar kıstığı bilgileri verildi. Bu rakamın Covid-19 salgının başlamasından bu yana bir ilk olarak gerçekleştiği bilgileri paylaşıldı.[65]

Siyaset
Öte yandan, Körfez’in siyasi gündemiyle geçtiğimiz hafta içerisinde yaşanan en önemli gelişmelerden bir tanesi, KİK ile Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi arasında gerçekleştirilen toplantıyla ilgili oldu. 20 Aralık tarihinde Riyad’da gerçekleştirilen toplantıya KİK’ten KİK Siyasi İşler ve Müzakerelerden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Abdülaziz Hamed el-Uveyşık katılırken; Avrupa Parlamentosundan Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı David McAllister katıldı. Toplantıda, şubat ayında Brüksel’de düzenlenen 26. Karma Bakanlar Konseyi toplantısında açıklanan uluslararası ve bölgesel konularla İşbirliği Konseyi ve Avrupa Birliği arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesine yönelik mekanizmalar hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu bilgisi aktarıldı.[66]

Körfez’de gerçekleşen bir diğer önemli gelişme ise Katar 2022 Dünya Kupası sonrasında Katar’a iletilen tebrik mesajlarıyla ilgili oldu. Geçtiğimiz hafta içerisinde başta Suudi Arabistan olmaz üzere, Bahreyn haricinde tüm Körfez ülkelerinden tebrik mesajlarının iletildiği öğrenildi. Keza dünya kupası açılış törenine Bahreyn karlının katılmadığına yönelik gündeme düşen başlıklar dikkat çekti. Bloomberg tarafından paylaşılan yazı içerisinde, Katar-Bahreyn ilişkilerinin raydan çıkmaya yakın olduğuna dair yazıların yazılması gündem yarattı.[67]

KUZEY AFRİKA GÜNDEMİ

Mısır
Mısır Meclisi, 20 Aralık’ta onayladığı bir yasa tasarısıyla Süveyş Kanalı İdaresine ait bir fon oluşturulmasının önünü açtı. Bu fonun temel amacı ise Süveyş Kanalı İdaresinin elde ettiği gelire katkı sunması ve yatırımlarında sürdürülebilir kalkınma sağlanmasıdır. Söz konusu yasa tasarısı Mısır kamuoyunda bir süredir tartışmalara yol açmaktaydı. Tasarının yasalaşması durumunda kanal idaresine, “kurumun sabit ve taşınabilir mallarını satma, satın alma, kiralama, işletme ve bunlardan kurumun geleceği için yararlanmaya izin verilmesi” öngörülmektedir. Ancak söz konusu tasarı, yerli ve yabancı sermaye gruplarının Süveyş Kanalı’nın yönetiminde etkili olabileceği yönündeki endişeleri de beraberinde getirdi. Buna ilişkin konuşan Mısır Meclis Başkanı Hanefi Cibali, yasa tasarısının oylandığı 20 Aralık’ta yaptığı açıklamada, “Süveyş Kanalı, görmezden gelinemeyecek bir kamu malıdır” ifadelerini kullandı. Genel kurulda kanala ilişkin yasa tasarısının oylaması sırasında konuşma yapan Cibali, düzenlemeye ilişkin, “Süveyş Kanalı’nı etkileyen bir hüküm içermiyor. Zira (Süveyş Kanalı) devlete ait bir kamu malıdır ve satılması söz konusu değildir” ifadelerini kullandı. Ayrıca Parlamento İşleri Bakanı Müsteşar Ala Fuad’ın kurulması planlanan fonun kanalı satmayacağını vurgulayarak, onu geliştirerek gelir elde edeceği ve bunu da kanal için harcayacağını belirtti.

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rabi ise tepkilerin ardından düzenlediği basın toplantısında, tasarıyla sürdürülebilir kalkınma kapasitesini artırmak için bir fon oluşturulmasının yanı sıra acil krizlere müdahalede bulunmayı ve kanal adına bazı iktisadi faaliyetler yürütmeyi amaçladıklarını belirtti. Mısır devlet hazinesinin yıllık gelirine yaklaşık yüzde 1,5 katkı yapan Süveyş Kanalı, istikrarlı bir döviz kaynağı olarak görülmektedir. Süveyş Kanalı’ndan geçen gemi sayısının da geçen yıla göre yüzde 15 arttığını aktaran Rabi, bu sene toplam 23 bin geminin kanalı kullandığını belirtti. Rabi, kanalın geçen seneki gelirinin 6 milyar 300 milyon dolarken, bu yılki gelirin 7 milyar 900 milyon dolara ulaştığını aktararak ayrıca gelecek yıl kanalın 8 milyar doların üzerinde gelir getirmesini öngördüklerini söyledi. Dünya deniz yolu ticaretinin yaklaşık yüzde 10’unu Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor ve bu bağlamda kanal yalnızca Mısır için değil küresel ticaret ağı için oldukça önemli bir noktada. Bu yeni tasarıyla kanalın etkinliği arttırılmaya yönelik bir anlamda belirli bir ölçüde özelleştirme yapılıyor gibi görünmektedir.[68] [69] [70] [71]

Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı Ahmed Samir, Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretinde yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın şimdiye kadar sanayi, inşaat, turizm, tarım, hizmetler, finans, iletişim ve bilgi teknolojisi alanlarında 6017 projeye 6,1 milyar dolar yatırımla Mısır’daki en büyük ikinci yatırımcı olduğunu söyledi. Samir ziyaretinde Suudi Arabistan Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bandar bin Sultan el-Suud ve Ticaret Bakanı Mecid bin Abdullah el-Kasabi ile bir araya geldi.[72]

Libya
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Suudi Arabistan’ın El-Hades televizyon kanalına verdiği röportajda, Türkiye ve Libya arasında varılan deniz yetki anlaşması ve Mısır’ın Libya ile deniz sınırını tek taraflı olarak belirlediğini duyurduğu kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki anlaşması konusunda Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyeleriyle Türkiye arasında anlaşmazlık bulunduğunu ve bu anlaşmaya mahkemede itiraz edildiğini ifade etmesi üzerine Dibeybe, “Türkiye ile yapılan anlaşma Libya’nın Akdeniz’deki denizcilik ve ekonomik hakkını garanti altına alıyor” ifadelerini kullandı. Ülkesinin Türkiye ile yaptığı anlaşmayla ekonomik hakkını aldığını kaydeden Dibeybe, “Libya bu anlaşmayla ekonomik hakkını aldı. Bu, Libyalıların hakkı. Asla başka bir şahıs ya da devlet bunu ele geçiremez. Genel bir koordinasyon olmasını temenni ederiz ve tüm ülkelerin razı olmasını isteriz” ifadelerini kullandı.[73]

Libya Başkanlık Konseyinin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, ABD Devlet Başkanı Joe Biden, Libya’nın bağımsızlığının 71. yıl dönümü dolayısıyla Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’ye mektup gönderdi. Mektubunda konseyin ulusal uzlaşma çağrısı yapma çabasına övgüde bulunarak bu önemli projede yer almayı arzuladığını dile getiren Biden, halkının istikrarlı, demokratik ve müreffeh bir gelecek elde etmesi için Libya’ya desteğini sürdüreceğini vurguladı. 17 Aralık’ta ABD-Afrika Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere Washington’da bulunduğu sırada ABD Başkanı Biden ile bir araya gelen el-Menfi, görüşmede, Biden’a ülkesinde istikrarı sağlamanın yolları ve başkanlık konseyinin siyasi ve ekonomik vizyonu hakkında bilgi vermişti.[74]

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ulusal Birlik Hükûmeti İletişim ve Siyasi İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid Ammar Muhammed el-Lafi’nin davetlisi olarak Libya’nın başkenti Trablus’ta iletişim forumuna katıldı. Libya Ulusal Birlik Hükûmeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin açılışını yaptığı forumda konuşan Altun, dost ve kardeş ülke Libya’da bulunmaktan ve böyle bir foruma katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Altun, “Türkiye ve Libya, birilerinin bölge üzerine yaptığı hesapları bozmuştur ve kendi çıkarları doğrultusunda sahici oyunlarını kurmuştur” şeklinde konuştu.[75]

Cezayir
Almanya Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Dışişleri Bakanı Franziska Brantner ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Cezayir Enerji Bakanı Muhammed Arkab, Cezayir’in enerji fiyatlarına tavan fiyat belirlenmesi fikrini desteklemediğini ve enerji piyasasının yatırım ve projelere devam edebilmesi için serbest olması gerektiğini belirtti. Arkab tavan fiyatı uygulamasının enerji piyasasını istikrarsızlaştıracağını, yatırım akışını ve üretimi etkileyeceğini dile getirti. Arkab iklim sorunlarına ilişkin uygulamalarda ayrımcılık yapılması konusundaki endişelerini dile getirdi. Öte yandan Arkab, “Almanya ve Avrupa’daki ortaklarımızla kıtaya enerji, özellikle de gaz sağlanması konusunda tamamen anlaştık” şeklinde konuştu. AB enerji bakanları pazartesi günü megavat/saat (MWh) başına 180 euro (190 dolar) gaz tavan fiyatı üzerinde anlaştılar. [76]

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, Cezayir’in Avrupa’ya yedek elektrik teklif ettiklerini ve İtalya’ya 270 km’lik bir deniz altı hattı planladıklarını belirtti. Tebbun, Cezayir’in gaz ihracatını bu sene gerçekleştirilen 56 milyar metreküp üretim kapasitesini gelecek yıl için 100 milyar metreküpe ulaştırmak için çalıştıklarını da sözlerine ekledi.[77]

Cezayir Ticaret Bakanı Kamal Rızık ise yaptığı açıklamada, Cezayir’in petrol dışı ihracatının yıl başı ile kasım ayı sonu arasındaki dönemde 6 milyar doları aşarak ülke tarihinin 1962’de Fransa’dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana en yüksek rakamı bulduğunu dile getirdi. Cezayirli bakan, bu başarıyı birçok yerel sanayi sektörünün kaydettiği büyümeye ve ihraç edilen ürünlerin kalitesine bağlarken, bunların hangi alanlar olduğu noktasında ise ayrıntı vermedi. Rızık bu oranı ikiye katlamayı ve 2023 yılına kadar hidrokarbon dışı ihracatta 15 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti. Cezayir’de hâlen enerji dışı ihracat düşük kalsa da artması oldukça önemlidir.[78]

Fas
Fas Kralı 6. Muhammed, Fas millî takım oyuncularına Katar’da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası’nda gösterdiği başarılı performanstan dolayı kraliyet nişanı verdi. Tarihinde ilk kez yarı final oynayarak FIFA Dünya Kupası’nda 4. olan Fas Millî Takımı, ülkede coşkuyla karşılanmıştı. Fas ayrıca yarı finale çıkan ilk Afrika ve Arap ülkesi oldu. Nişan törenine Fas Veliaht Prensi Mevlay Hasan da katıldı. Veliaht Prens’in taht için hazırlandığı uzun süredir dile getirilmektedir. Bu nişan töreninde ise bazı oyuncularla arasındaki gülüşmeler Fas medyası tarafından servis edildi. Oyuncuların annelerinin de olduğu bu törende Hasan ile ilgili bu tarz haberlerin 19 yaşındaki prensin halk nezdinde sempatikliğini arttırmak için iyi bir araç olduğu belirtilmektedir.[79]

Diğer taraftan Danimarka’da bir televizyon kanalı, Fas Millî Futbol Takımı’ndaki oyuncuları ve ailelerini maymun ailesine benzeten yorumu yayımladığı için Twitter’da özür diledi. TV 2 News sunucusu Christian Hogh Andersen’in, 2022 FIFA Dünya Kupası maçlarını kazandıktan sonra annelerine sarılan ve kutlama yapan Faslı oyuncuların görüntülerinin ardından verilecek maymun ailesi haberine geçişte yaptığı yorum eleştirilere neden olmuştu. Andersen, “Katar’daki Faslı oyuncular ve aileleri hakkındaki haberin devamında bir de ısınmak için bir araya gelen bir hayvan ailesi haberimiz var” yorumuyla ikinci haberin sunumunu yapmıştı. TV 2 News, olayla ilgili Twitter hesabından açıklamada bulundu. Paylaşımda, “Hayvanlarla ilgili bir sonraki habere bağlanan yorumlar için son derece üzgünüz. Bunun için özür dileriz” ifadelerine yer verildi.[80]

Le Journal de l’Afrique’in haberine göre ABD’nin talebi üzerine Fas hükûmeti, T-72 tanklarının yedek parçalarını Ukrayna Ordusuna devretmeyi kabul etmiştir. Fas Kraliyet Silahlı Kuvvetleri, 1999 ve 2001 yılları arasında Beyaz Rusya’dan satın alınmış birkaç düzine T-72B/BK tipi tankı envanterinde bulundurmaktadır. Habere göre ayrıca yedek parça tedarikine ek olarak, Faslı T-72B muharebe tanklarının, ABD ve Hollanda tarafından kapsanan 97 milyon dolarlık bir anlaşmanın parçası olarak Ukrayna’ya gönderilmek üzere Çek şirketi Excalibur Army tarafından modernize edildiği bildirilmiştir.[81]

Fas Ulusal Emniyet Genel Müdürlüğünün yasa dışı göç operasyonlarıyla ilgili 2022 yılı için yayımladığı rapora göre, güvenlik birimleri son 12 ayda 32.733 düzensiz göçmeni yakaladı. Düzensiz göç ve insan kaçakçılığıyla mücadele kapsamında yapılan operasyonlarda yakalanan bu kişilerden 28.146’sının yani yüzde 85’inin yabancı uyruklu olduğu ifade edildi. Operasyonlar neticesinde 92 göçmen şebekenin çökertildiği ve 566 çete elemanının tutuklandığı belirtildi. Öte yandan emniyet birimlerinin operasyonlarda yasa dışı göç için kullanılan 193 tekne, 156 tekne motoru ve 832 sahte belgeye el koyduğu ifade edildi. Fas makamları; 2020’de 12 bin 231 düzensiz göç girişiminin engellendiğini 150 şebekenin tasfiye edildiğini, 2021’de ise 42 binden fazla düzensiz göçün önüne geçildiğini bu alanda faaliyet gösteren 156 suç şebekesinin çökertildiğini duyurmuştu. Sahillerinin Avrupa kıtasına yakın olması dolayısıyla Fas, Afrika kökenli düzensiz göçmenlerin geçiş merkezi konumunda bulunmaktadır.[82]

Tunus
Tunus’ta erken genel seçimlerin ardından Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Faruk Buasker, 17 Aralık’ta gerçekleştirilen erken genel seçimlere katılım oranının yüzde 11,22 olduğunu duyurdu. 9.136.502 kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, 1.025.418 kişi sandık başına gitmiştir. Bu oran yüzde 8,8 olarak açıklanmıştı. 25 Temmuz’da anayasa referandumu seçiminde yüzde 25 olarak açıklanan oran daha sonra yüzde 30 olarak güncellendi. Erken genel seçimlerin nihai sonuçlarının 19 Ocak’ta açıklanması beklenmektedir.  Faruk Buasker genel seçimlerde sadece 23 adayın yarıştıkları bölgede yarıdan fazla oy alarak ilk turda milletvekili seçilebildiğini aktaran Kurul Başkanı Faruk Buasker, hiçbir adayın yüzde 50’den fazla oy alamadığı 131 bölgede ikinci tur seçimlerin yapılacağını kaydetti. Tunus’ta 15 Eylül’de Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından duyurulan yeni seçim yasasına göre mecliste daha önce 217 olan sandalye sayısı 10’u diasporada olmak üzere 161’e indirilmişti. Cumhurbaşkanı Said’e destek veren siyasi oluşumlardan Ulusal Gençlik Hareketi, Halk Hareketi, Halk Kazansın Girişimi, Halk Tesis Ediyor Girişimi ve Tunus İleri Partisi ise parlamentoya toplam 13 milletvekili gönderdi.[83] [84]

Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) yaptığı açıklamada, seçimlerin ikinci turunun kaosa yol açacağını ve geçen hafta parlamento oylamasındaki rekor düşük katılımın ardından ertelenmesi gerektiğini ve parlamentonun meşruiyeti olmayacağını söyledi. UGTT Başkanı Nureddin Taboubi, “düşük katılım oranının ardından cumhurbaşkanının mesajı aldığını ve yanlış yolda olduğunu kabul edeceğini bekliyordum fakat o ilerlemeye devam ediyor” şeklinde konuştu.[85] Öte yandan UGTT’nin yeni bir “Ulusal Diyalog” başlatmak istediği belirtilmektedir. Uluslararası alanda ise yerel uzmanlar Afrika Birliği’nin Tunus’ta şu ana kadar ülkedeki demokrasiyi, kalkınmayı ve istikrarı güçlendirmek için kapsamlı ve uzlaşmaya dayalı bir ulusal diyalog başlatmaya açıkça teşvik eden tek uluslararası aktör olduğunu dile getirmekteler.

KAYNAKÇA

HAFTALIK RUSYA BASIN ANALİZİ (19-25 Aralık 2022)

ABD-Afrika Zirvesi: Yetişmek ve Geçmek
Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO) sayfasında “ABD-Afrika Zirvesi: Yetişmek ve Geçmek” başlıklı değerlendirme yazısı yayımlandı. Makalenin yazarı IMEMO Doğu ve Güney Bölgesel Siyasi Sorunlar Grubundan Genç Araştırmacı Sergey Karamayev 13-15 Aralık tarihlerinde Washington'da düzenlenen ABD-Afrika Zirvesi’nin sonuçlarını ve bölgesel etkilerini ele almıştır. Yazıya göre zirve, yakın gelecekte ABD'nin Kara Kıta ile ilişkilerini belirleyecek birtakım hükümleri ortaya koydu: “Aslında sonuçları ABD için iyimser gözükmeyen zirve, Beyaz Saray tarafından aceleyle başarılı bir etkinlik olarak sunuldu. İkincisi, ABD’nin çoğu Afrika ülkesi üzerinde ciddi bir etki aracı yoktur. Üçüncüsü, Çin'in Afrika'daki genişlemesinden son derece endişeli olan Washington, Çin'i dizginlemek yerine gelecekte nüfuz açısından onu geçmeye çalışmak istiyor. Konunun ‘yetiş ve geç’ paradigmasındaki formülasyonu, durumun ne olduğunu zaten gösterir.” Uzmana göre zirve sırasında ABD, “Çin meselesini” gündeme getirmeye çalışsa da diğer devlet başkanları, “artan Çin etkisini” sürekli dinlemek istemediklerini açıkça belirtti: “Bu nedenle Amerikan devlet adamları mecazi anlamda lafı dolandırmaya, gelecekteki ABD-Afrika ekonomik ortaklığına ve yatırımına vurgu yapmaya, Çin ve Afrika arasındaki iş birliğine dair doğrudan görüşmelerden mümkün olan her şekilde kaçınmaya zorlandı.”

Yazıda ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, “Diğer taraflarla rekabetten bahsetmiyoruz. Söz konusu arkadaşlarımıza ve ortaklarımıza ‘bir seçim yapmalısınız’, talebinde bulunmak değildir, gerçek seçim ve gerçek ortaklık sunmaktır” ifadeleri öne çıkarılarak şu şekilde yorumlanmıştır: “Bu dikkatli kelime seçimi, ABD yönetimi içinde bir anlayış olduğunu gösteriyor ki Afrika ülkeleri üzerinde baskı kurma girişimleri doğrudan geri tepebilir. ABD Dışişleri Bakanı'nın 2022 yazında Afrika'ya yaptığı ziyaret sırasında ciddi düşünce kuruluşları tarafından bu konuda uyarıda bulundu.” Yazıda ABD ile Çin’in Afrika bağlamındaki faaliyetleri karşılaştırılmıştır: “Washington'un Afrika'ya ‘yeni bir ekonomik angajmanın’ sembolik fikirlerinden başka sunabileceği somut bir şey yokken Pekin, güvenlik alanındaki etkisini genişletiyor, Batı Afrika'da bir askerî üs açılmasını planlıyor. Dolayısıyla Çin ile Afrika yarışında ABD'nin liderliğinden bahsetmeye gerek yok.” Karamayev’e göre ABD, Çin-Afrika temaslarına takıntılı olduğu sürece ortaya çıkan durum yeni gerçeklere direnmeye çalışan eski hegemonun uluslararası ilişkilerdeki etkisinin azaldığını açıkça gösteriyor: “Nitekim Amerika-Afrika zirveleri de bu statükoyu değiştiremez.”

Binyamin Netanyahu Döneminde İsrail'in Dış Politikası Nasıl Değişiyor?
Rusya’nın önde gelen araştırma, yayın ve eğitim faaliyetleri yapan bağımsız düşünce kuruluşu- Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RUİK) sayfasında “Binyamin Netanyahu Döneminde İsrail'in Dış Politikası Nasıl Değişiyor?” başlıklı değerlendirme yazısı yayımlandı. Makalenin yazarı Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO) Ortadoğu Çalışmaları Merkezinden araştırma görevlisi Ludmila Samarskaya, Netanyahu döneminde İsrail'in dış politikasındaki olası değişimleri alt başlıklara ayırarak ayrıntılı şekilde analiz etmiştir. Yazıya göre, bazı retorik farklılıklara rağmen Netanyahu hükûmetinin dış politikası, Bennett-Lapid koalisyonunun gerek bölgesel gerekse bölge dışı büyük oyuncularla ilgili tutumlarından önemli ölçüde farklılık göstermeyecek: “Güvenliğin sağlanması, iç ve dış tehditlere karşı mücadele gündemin merkezinde yer almaya devam ediyor. Bu bağlamda, ABD ile stratejik ilişki önemini sürdürmektedir.” Uzman, Netanyahu hükûmetinin önceliğinin, bölgesel aktörlerle temasların daha da geliştirilmesi ve diplomatik ilişkilerin kurulduğu Arap devletleri çemberinin genişletilmesi girişimleri olacağını ifade etti. Ayrıca analist, aşırı milliyetçi kampın üyelerinin hükûmete dâhil edilmesi, başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap devletleriyle yeni barış anlaşmaları imzalama olasılıklarını olumsuz etkileyebilme ihtimalini de göz ardı etmedi: “Netanyahu'nun kendisi normalleşme sürecinin devam etmesini ve İsrail-Suudi ilişkilerinin kurulmasını savunuyor.” Uzmana göre, Netanyahu döneminde Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne güvenilemez. Samarskaya, İsrail başbakanının dış politikasının öncelikli rotasıyla ilgili öngörüde bulundu: “Lapid'in AB ile ilişkileri geliştirme politikasından bir miktar ayrılma ve bireysel sağcı hükûmetler ve partilerle bağları güçlendirme rotasına geri dönüş beklenebilir. Bu durumu büyük ihtimalle Netanyahu koalisyonunun yapısı kolaylaştıracaktır.” Analist, aynı zamanda, dış politikanın çok vektörlü doğası ve bölge dışı önemli oyuncularla bağların geliştirilmesinin de sürdürüleceğini ifadelerine ekledi.

Katar, Rusya'nın Avrupa'yı Yatıştırmasına Yardım Edecek
Avrupa Birliği'nin (AB) Katar ile aniden çatışmaya girmesi Rusya basınına yansıtılarak değerlendirildi. “Vzglyad” gazetesinin 21 Aralık sayısında yayımlanan “Katar, Rusya'nın Avrupa'yı Yatıştırmasına Yardım Edecek” başlıklı uzman görüşlerine dayanan yazıda skandalın arka planı, Katar’ın Avrupa'ya karşı ne gibi önlemler alabileceği ve bu konuda Rusya'nın nasıl yardımcı olabileceği ele alınmıştır.

Yazıda görüşlerine başvurulan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RUİK) uzmanı Elena Suponina, siyasi, akademik ve gazetecilik ortamında Avrupalılarla yaşanan skandalın “düşmanların entrikaları” olarak algılandığını belirtti: “Katar'ın cinsel azınlıklar ve alkol kullanımıyla ilgili birtakım taleplere boyun eğmediğini ve ardından art niyetli bir yanıt geldiğini söylüyorlar ancak Avrupa'nın da Katar kadar ilişkilerin korunmasına ihtiyacı olduğunu göz önünde bulundurmuş olursak Katar, AB ile ilişkilerini sürdürecek ve geliştirecek. Avrupalıların da bu noktaya geleceğini umuyorum.” Uzman, Katar'ın Avrupa'da Rusya gazının yerini alıp almayacağı sorusuna açıklık getirdi: “Katar petrol ve gaz endüstrisinin üst düzey temsilcileriyle görüştüğüm için emirliğin Avrupa'da hâlâ Rus gazının yerini alamayacağını söyleyebilirim.  Katar, Asya ülkeleriyle uzun vadeli gaz anlaşmaları imzaladı ve bu akımları yeniden Avrupa'ya yönlendirmek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla Katar için öncelik Avrupa değil, başta Çin olmak üzere Asya'dır.”

Tartışmanın diğer katılımcısı olan Ulusal Enerji Güvenliği Fonu uzmanı Igor Yuşkov da hemen hemen aynı görüşü savundu: “Katar'ın durumu ağırlaştırması pek olası değil ve Avrupa'ya gaz satmayı reddetmeyecek. Emirliğin liderliği, Dünya Kupası başladıktan sonra, alıcıların siyasi görüşlerinden bağımsız olarak ülkenin herkese gaz satacağını belirtti.” Analiste göre, AB'nin cezalandırılmasında teknik zorluklar da vardır: “Emirliğin gaz projelerinin hissedarları, aslında ihracatla uğraşan uluslararası şirketler olduğu için Katar'ın gaz hacimlerini manipüle etmesi zordur. Doha, AB'ye gaz ihracatını yalnızca devlet düzeyinde yasaklayabilse de ancak böyle bir adımın emirlik için ciddi bir ekonomik sorun oluşturabileceği muhtemeldir.”