Papa II. Francis’in Irak Ziyareti

Papa II. Jean Paul’un 2000 yılında Irak’ın Ur şehrine yapmak istediği hac ziyaretinin, Saddam Hüseyin engeline takılarak iptal olmasından 21 yıl sonra Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, 5 Mart 2021’de ülkeyi ziyaret eden ilk Papa olmuştur. Aslında Papa Francis Irak’ı daha erken bir tarihte ziyaret etmek istemiş ancak ülkedeki konjonktür ve ardından gelen küresel koronavirüs salgını Papa’nın Irak ziyaretini ertelemesine neden olmuştur. Irak’taki güvenlik zafiyetleri nedeniyle Papa’nın ziyaretinin ertelenmesi geçtiğimiz aylarda tekrar tekrar gündeme gelmiş, hatta Vatikan’da Papa’nın ziyaretten vazgeçmesi için bazı kardinallerin Papa’ya baskı yaptığı iddia edilmiştir. Ancak Papa bu konuda kişisel bir irade ortaya koyarak ziyaretten vazgeçmemiş, Vatikan’dan Irak’a giden özel bir heyet ziyaret için görüşmelerde ve hazırlıklarda bulunmuştur.

Irak makamları dört günlük tarihî ziyareti memnuniyetle karşılamış ve ziyaret için güvenlik tedbirlerini en üst seviyeye çıkarmıştır. Keza şubat ayındaki Erbil saldırılarını üstlenen Seraya Evliyai’d-Dem isimli milis grubu da ziyaret şerefine eylemlerine ara verdiklerini duyurmuştur. Papa Francis’in ziyaret edeceği ve konvoyunun geçeceği yerler oldukça hummalı bir çalışmayla restore edilmiş, temizlenmiş ve barış mesajlarıyla süslenmiştir. 5 Şubat’ta Bağdat Havalimanı’na yaklaşık öğlen 2’de iniş yapan Papa’nın uçağını seyir hâlindeyken yaklaşık 20 bin kişi canlı takip etmiştir. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Papa Francis’i apronda karşılarken Irak’ın kültürel çeşitliliğine vurgu yapan ve birbirinden farklı kıyafetler giyen Iraklı gençler havalimanında Papa’yı halk oyunları eşliğinde karşılamıştır. Kazımi ile havalimanındaki görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Berham Salih tarafından resmî törenle ağırlanan Papa, burada kameraların karşısına geçerek Irak’taki ilk mesajlarını paylaşmıştır. Medeniyetlerin beşiği olarak nitelediği Irak’a hac için geldiğini belirten Papa, Irak’ın on yıllar boyunca savaşlara, terörizme ve mezhepçi çatışmalara maruz kaldığını ifade etmiştir. Papa ayrıca yıllarca Irak için dua ettiğini vurgulamış, bundan böyle aşırıcılığa, şiddete ve hoşgörüsüzlüğe yer olmadığını kaydederek ortak gelecek inşasında dinî, etnik ve kültürel farklılıkların birlikteliğine ve kardeşliğine atıfta bulunmuştur.

Papa Francis, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bazı Iraklı siyasi liderler ve sivil toplum örgütü liderleri ile bir araya geldikten sonra dört günlük Irak ziyaretinin ilk gününü Bağdat’taki Seyyidetü’n-Necat Keldani Kilisesi’ni ziyaret ederek tamamlamış, buradaki Keldani ve Süryani din adamlarıyla temaslarda bulunmuştur. 31 Ekim 2010’da bir pazar ayini esnasında Seyyidetü’n-Necat Kilisesi’ne Irak el-Kaidesi tarafından düzenlenen saldırıda 58 kişi hayatını kaybetmiş, bu saldırı Hristiyan vatandaşların Irak’ı terk etme kararı almasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Dolayısıyla Papa, Irak temasları kapsamında sembolik öneme sahip mekanları ziyaret etmiştir.

Nitekim ziyaretin ikinci gününde Papa Francis, Necef’e giderek Ayetullah-ı Uzma Ali es-Sistani’yle yaklaşık 50 dakika süren bir görüşme gerçekleştirmiştir. Aslında iki merci arasındaki görüşme, ziyaretin planlanma aşamasındaki en meşakkatli ayağı teşkil etmiştir. Zira gerek kendi prensibi itibarıyla Necef’i terk etmeyen ve yabancı siyasi liderler ile görüşmeyi reddeden gerekse 90 yaşında olması ve sağlık durumu nedeniyle hareket ederken oldukça zorlanan Ayetullah Sistani’nin, Papa’yı ancak kendi makamında olmak şartıyla kabul edebileceği iddia edilmiştir. Nitekim Papa, Sistani’yi Necef’te bulunan evinde ziyaret etmiştir. İki merci arasındaki görüşme birçok karşılıklı jeste sahne olmuştur. Papa, Ayetullah Sistani’nin kaldığı oldukça mütevazı kiralık eve ayakkabılarını çıkararak girmiş, buna karşılık Ayetullah Sistani Papa’yı ayakta karşılamıştır. Görüşmede Ayetullah Sistani, Hristiyanların da diğer Iraklılar gibi barış ve güvenlik içinde eşit vatandaşlar olarak yaşama hakkına vurgu yaparken Papa Francis ise zor zamanlarda savunmasız ve zulüm gören toplum kesimlerinin korunması için sesini yükselttiğini vurguladığı Sistani’ye teşekkür etmiştir. Görüşmenin sonunda Papa’yı uğurlamak için Sistani’nin tekrar ayağa kalkması ve iki mercinin vedalaşırken el ele tutuşması sosyal medyada geniş yankı uyandırmıştır.

Necef’in ardından Hz. İbrahim’in doğum yeri olarak kabul edilen antik Ur şehrinin yolunu tutan Papa Francis, Ur’daki tarihî Ziggurat’ın gölgesinde Müslüman, Hristiyan, Yezidi ve Bahai gibi farklı dinlere ve kültürlere mensup toplum temsilcileriyle bir araya gelerek dinler arası dua merasimi gerçekleştirmiştir. Papa, Ur’daki konuşmasında din adına gerçekleştirilen terör faaliyetlerini reddettiğini vurgulayarak aşırıcılığı, şiddeti ve husumet beslemeyi dine ihanet olarak nitelemiştir. İnancın Ur’dan başladığını belirten Papa Francis, İbrahim Peygamber’in torunları olarak farklı dinler ve kültürler arasındaki kardeşliği geliştirme çağrısında bulunmuştur. Ur’da Papa’nın İbrahim Suresi’nden ayetlerin de okunduğu Kur’an-ı Kerim tilavetini dinlemesi ayrıca dikkat çekmiştir. Papa Francis ve Ayetullah Ali es-Sistani’nin bir araya gelmesi ve Ur şehrinde gerçekleşen dinler arası buluşmanın şerefine Irak hükûmeti 6 Mart tarihini “Ulusal Hoşgörü ve Birlikte Yaşama Günü” ilan etmiştir.

Dikar vilayetinden Bağdat’a geri dönen Papa Francis, Irak ziyaretinin ikinci gününü Mar Yusuf Kilisesi’nde ayin düzenleyerek tamamlamıştır. Ziyaretin üçüncü gününde Papa Francis, sabah saat 8.30 civarında Erbil Havalimanı’na varmış; Papa’yı burada geleneksel kıyafetler giyen ve zeytin dalı tutan gençler Aramice ilahiler eşliğinde karşılamıştır. Papa, havalimanında IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani, Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani ve bakanlardan oluşan bir heyet tarafından karşılanmıştır. Havalimanının VIP bölümündeki görüşmede Mesut Barzani’nin de bulunduğu kaydedilmiştir. Erbil Havalimanı’ndaki temaslarının ardından helikopterle Musul’un yolunu tutan Papa burada terör örgütünün 2014 kundaklayarak yıktığı et-Tahira Kilisesi avlusunda IŞİD’in katliamına maruz kalanlar için dua okuyarak ayin düzenlemiştir. Hristiyanların ve diğer etnokültürel unsurların göç etmesinin Irak’ın toplumsal kumaşına zarar verdiğini ifade eden Papa Francis, “kardeşliğin çatışmadan, ümidin nefretten, barışın ise savaştan” daha güçlü olduğunun altını çizmiştir. Et-Tahira Kilisesi’ndeki ayinin ardından önemli ölçüde Hristiyan nüfusa sahip Hamdaniye (Karakuş) ilçesini ziyaret eden Papa, burada 2014’te örgüt saldırısı sonucu yıkılan ve sonrasında restore edilen et-Tahrir el-Kübra Kilisesi’nde bir ayin gerçekleştirmiştir. Dört günlük ziyaretin son toplu etkinliği için Erbil’e geri dönen Papa Francis, Franso Hariri Stadyumu’nda 10 bin kişinin katılımıyla gerçeklesen törende vaaz etmiştir. Burada Irak’ın her zaman kalbinde olacağını belirterek Irak’taki son toplu etkinliğinde sözlerini noktalayan Papa, ertesi sabah Roma’ya dönmek üzere tekrar Bağdat’ın yolunu tutmuştur.

84 yaşındaki ve siyatalji nedeniyle yürürken topallayan Papa’nın, büyük bir azimle Irak’ta üç gün boyunca beş ayrı şehre ziyaret düzenlemesi ve ülkenin farklı noktalarından barış ve kardeşlik mesajları vermesi dikkat çekici olmuştur. Papa’nın ziyareti esasen IŞİD terörüne maruz kalan ve ülkedeki nüfusları gittikçe azalan Hristiyan azınlığa moral verme üzerine yoğunlaşmıştır. Papa, geçmişteki tüm çatışmaların aksine Irak’taki etnik ve dinî unsurların kardeşliğine vurgu yapmış, ülkenin yeniden inşası noktasında Hristiyan azınlığın Irak’ı terk etmeyerek Iraklı kardeşleriyle birlikte çalışmaya devam etmesi gerektiğini ifade etmiştir. Öte yandan, Papa’nın Irak ziyaretinde ülke genelinde hiçbir güvenlik problemi yaşanmamış olması da Irak’ın uluslararası kamuoyu nezdindeki prestijini yükseltmiştir. Papa’nın da yapılan ziyaretin mahiyeti düşünüldüğünde, 5 ayrı şehre giderek zaman zaman sokaklarda görüntü vermesi ve Erbil’deki stadyumda ayin düzenlemesi dikkat çekici olmuştur.

Kuşkusuz ziyaretin en ilgi çekici tarafı Papa Francis ile Ayetullah Ali es-Sistani’nin Necef’te bir araya gelmesi olmuştur zira tarihte ilk defa bir Papa, Şii İslam’dan bir taklit merci ile bir araya gelmiş ve dinler arası barış mesajı vermiştir. Nitekim diyalog ve toplumsal barış mesajları ile bilinen ve dinin bir şiddet motivasyonu olarak kullanılmasını kınayan iki büyük mercinin buluşması başlı başına sembolik bir mesaj olarak değerlendirilebilir niteliktedir. Ziyaretle birlikte uluslararası kamuoyuna Ayetullah Sistani’nin ve Necef’in Şiilik otoritesi olarak kabul edildiği gösterilmiştir. Nitekim görüşmeyle birlikte Şii dünyasında Necef havzasının önemi de pekişmiştir. Bilindiği gibi son dönemde Şiiliğin iki merkezi olan Necef ve Kum (İran) arasındaki rekabetin dozu artmaktadır. Necef, İran’ın egemenliğindeki Şii düşünce havzasını geri kazanmaya çalışmakta, bu durum Irak siyasetine de olumsuz yansımaktadır. Nitekim Irak’ta İran’a yakın bazı gruplar, Papa’nın Irak ziyaretini üstü kapalı bir biçimde eleştirmiştir. Bu anlamıyla Kazımi göreve geldiğinden beri uluslararası kamuoyunun “Irak’ın egemenliği” vurgusunu sıkça yapması, Kazımi’nin hemen her söyleminde “Irak’ın egemenliği” konusunu dile getirmesi dikkat çekmektedir. Bu anlamıyla Irak’ın önümüzdeki süreçte bir genel seçim yapacağı düşünüldüğünde söz konusu ziyaretin Kazımi açısından seçimlerde siyasi bir avantaj ortaya çıkarıp çıkarmayacağı merak konusudur.  Zira son dönemde Irak’ın, Kazımi’nin girişimleri ve ABD ile Batılı ülkelerin verdiği destek sayesinde ciddi bir “uluslararasılaşma” çabasında olduğu görülmektedir. Irak, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi Ortadoğu’da etkili ülkeler ile diyalog ve iş birliği mekanizmaları geliştirmeye çalışmaktadır. Öte yandan NATO’nun, Irak’taki asker sayısını arttıracak olması da Irak’ın uluslararasılaşma çabasının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu noktada ABD’nin de üzerindeki sorumluluğu uluslararası taraflarla paylaşmak istediği görülmektedir. Bu nedenle Papa’nın Irak ziyaretinin de ABD’nin bu politikasını destekler bir mahiyette olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.