Papa’nın IKBY Ziyareti ve Sonrası

5 - 8 Mart 2021 tarihlerinde Katolik Hristiyanların Ruhani Lideri Papa Fransuva Irak’ı ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Bağdat’a giden Papa, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi tarafından karşılandı. Ardından Papa ve Kazımi, Bağdat Havalimanı’nda ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Papa, resmî karşılama töreni için Irak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitti ve Cumhurbaşkanı Berham Salih ile görüştü. Görüşmenin ardından Papa, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda önce diplomatik misyon ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ardından ise piskopos, rahip ve önde gelen kişiler ile buluştu ve iki toplantıda katılımcılara hitap etti.

Papa Fransuva ziyaretinin ikinci günü olan 6 Mart 2021 tarihinde önce Necef’e giderek Iraklı Şiilerin en yüksek dinî merci olan Ayetullah Ali el-Sistani ile görüştü ve ardından Dikar vilayetinin merkez ilçesi olan Nasiriye’ye ulaştı. Bunu müteakiben ise Nasiriye’ye yaklaşık 15 kilometre mesafede olan ve İbrahim Peygamber’in doğduğu bölge olduğu iddia edilen Ur vadisine giderek dinler arası ilişkinin tesis edilmesi için düzenlenen bir toplantıya katıldı. Papa, toplantının ardından uçak ile Bağdat’a dönerek Saint Joseph Keldani Katedrali’nde düzenlenen ayini yönetti.

Ziyaretin üçüncü günü olan 7 Mart 2021 tarihinde ise Papa Fransuva, Erbil’e hareket ederek IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile bölgedeki dinî ve sivil otoriteler tarafından karşılandı. Papa, karşılama töreninin ardından Erbil Havalimanı’nda Başkan Barzani ve Başbakan Barzani ile görüştü. Bunu müteakiben Papa, helikopterle Musul’a hareket ederek Havuş el-Bayia Kilisesi’nde savaş mağdurları için dua etti. Ardından tekrar helikopter vasıtasıyla Hamdaniye ilçesine bağlı Karakuş nahiyesine giderek el-Tahire el-Kübra Katedrali’nde bölgedeki Hristiyan cemaati ile bir araya gelerek tekrar Erbil’e döndü.  Papa, Erbil’de üst düzey Kürdistan Demokrat Partili (KDP) Süryani siyasetçi Franso Hariri’nin ismini taşıyan stadyumda ayin düzenleyerek Bağdat’a geri döndü ve ertesi gün veda seremonisi ile Bağdat’tan ayrılarak Roma’ya döndü.

Papa’nın IKBY Temasları
Papa Fransuva için Bağdat’ta düzenlenen karşılama törenine katılan tek Kürt siyasi parti lideri KYB Eş Genel Başkanı Lahur Şeyh Cengi (Talabani) olmuştur. Aralarında KDP ve Goran (Değişim) Hareketi Başkanı Ömer Said Ali’nin olduğu heyet ise Erbil’deki karşılama törenine katılmıştır. Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih’in Bağdat’taki karşılama törenine davetine rağmen katılım göstermeyen Kürdistan İslami Birliği Partisi (Yekgirtu) Başkanı Selahaddin Bahaddin, Kürdistan Adalet Toplumu (eski adıyla Kürdistan İslami Cemaati – Komala İslami) Başkanı Ali Bapir ve Yeni Nesil Hareketi Başkanı Şahsuvar Abdulvahid, Erbil’deki karşılama törenine de katılmamıştır. Bu durum, IKBY kamuoyunda muhalif bir karaktere sahip partilerin marjinalize edildiği ve bu nedenle KDP ve KYB tarafından oluşturulmak istenen “birlik” algısına karşı bir pozisyon olarak değerlendirilmiştir. Zira Papa’nın ziyaretindeki görüşmelerin ağırlığı KDP’nin domine ettiği bir şekilde gerçekleşmiştir.

Erbil temaslarını ziyaretin üçüncü gününde gerçekleştiren Papa Fransuva, Erbil Havalimanı’ndaki temaslarında IKBY’ye “(IŞİD ile) savaşta olmasına rağmen Hristiyanlar da dâhil olmak üzere göçmenlere kapısını açtığı” için teşekkür etmiştir. IKBY Başkanı Barzani ise Papa’nın teşekkürüne karşılık olarak “Bölgedeki Hristiyanların, IKBY’nin bölünmez bir parçası olduğunu ve IKBY’nin bütün azınlık grupları korumak için elinden gelenin en iyisini yapacağını” ifade etmiştir. Papa Fransuva’nın karşılandığı törende hazır bulunan eski IKBY Başkanı ve KDP Başkanı Mesud Barzani de görüşmenin ardından sosyal medya hesabından “Papa Fransuva’nın IKBY’ye ziyareti gerçekten de ortak değerlerimiz olan barış, bir arada yaşama kültürü ve hoşgörünün bir kanıtıdır” şeklinde bir paylaşım yapmıştır.

Papa Fransuva, Ninova’ya bağlı Hamdaniye ilçesinin nahiyesi olan Karakuş’u ziyaretinin ardından tekrar Erbil’e dönerek Franso Hariri Stadyumu’nda Erbil’deki Hristiyanlar için bir dinî ayin düzenlemiştir. Olumsuz hava koşullarına rağmen yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı ayinde Papa, herkesin ihtiyaç sahiplerine yardım etmesine yönelik bir çağrıda bulunmuştur. Hatta Papa, “kardeşlerimizin acı çektiğini görmek yerine onlara yardım etmek için ellerimizi kirletmekten çekinmemeliyiz” demiştir.

Bu noktada IKBY’nin yönetimi altındaki Erbil ve Duhok, Irak’taki en fazla Hristiyan nüfusun yaşadığı vilayetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim hem IKBY Parlamentosu hem de IKBY kabinesinde Hristiyan azınlık için kota sandalyeleri bulunmaktadır. Bu nedenle Irak’ı ziyaret eden Papa’nın IKBY’yi de ziyaret etmesi son derece doğaldır. Ancak IKBY’nin söz konusu ziyarete farklı bir anlam yüklediğini ve bunu bir siyasi avantaja çevirmeye çalıştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Zira IKBY yöneticilerinin söylem ve eylemleri arasındaki tutarsızlık net bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Başkan Barzani “her zaman barış ve diyalogdan yana olduklarını” söylemesine rağmen Türkmen olan IKBY Etnik ve Dinî Oluşumlardan Sorumlu Bölge Bakanı olan Aydın Maruf’un karşılama törenine davet edilmemesi Irak’ın asli unsurlarından birisi olan ve IKBY’de en fazla ikinci nüfusa sahip Türkmenlerin göz ardı edildiğini somut bir örnek ile göstermiştir. Hatta söylem ve eylem uyumsuzluğu bağlamının ötesinde IKBY’deki Hristiyanların durumu da çalışma alanı içerisinde olan Bakan Maruf’un davet edilmemesi IKBY’nin dinî ve etnik oluşumlara yaklaşımını gösterdiği söylenebilir. Diğer bir yandan ise Başbakan Barzani de “IKBY’de etnik ve dinî grupların barış içerisinde beraberce yaşadığını” açıklamıştır. Ancak kabinenin başı olan Barzani’nin Papa’nın ziyareti kapsamında ilgili bakanlığın bulunmamasının yanı sıra Irak’ın asli unsuru olan Türkmenlerin görünürlüğünü düşük tuttuğu ifade edilebilir. Dolayısıyla Papa’nın ziyaretinde Hristiyanlar da dâhil olmak üzere azınlık gruplarının korunması çabalarına siyasal destek elde etmenin ötesinde Irak’taki Hristiyan cemaatinin birbirini destekleme konusunda yönlendirici olduğu söylenebilir.

Ziyaretin Ardından
Papa Fransuva’nın ziyaretinin ardından ziyaretin etkisi sosyal medyada sürmüştür. Ancak IKBY Ulaşım ve İletişim Bakanı Ano Cevher Abdulmesih Abdoka tarafından paylaşılan hatıra pullarının birisinde Papa’nın siluetinin arkasında Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den il veya bölgelerin yer aldığı sözde “Büyük Kürdistan”ı simgeleyen haritalı pul tepkilere neden olmuştur. Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada “Bazı haddini bilmez IKBY yöneticileri bu ziyareti, Irak’ın komşu ülkelerinin toprak bütünlüklerine yönelik ham hayallerini açığa vurmak için kullanmaya yeltenmektedir. Bu tür sinsi emellerin ne şekilde hüsranla sonuçlandığı en iyi IKBY makamları tarafından hatırlanacaktır. IKBY makamlarından bu vahim hatanın derhal düzeltilmesine yönelik gerekli açıklamanın bir an önce ve net bir şekilde yapılmasını bekliyoruz” ifadeleri ile sert bir tepki gösterilmiştir. Türkiye’nin yanı sıra İran Dışişleri Bakanlığı Said Hatibzade yaptığı açıklama ile “düşmanca eylemin düzeltilmesi”ni istemiştir. Türkiye ve İran tarafından dile getirilen tepkilerin ardından öncelikle söz konusu hatıra pullarının sadece Papa’ya hediye edilmek üzere hazırlanmış olduğu, resmî bir pul olmadığı dile getirilmiştir. Ancak açıklamanın tepkileri dindirmemesinin ardından düzenlenen 10 Mart 2021 tarihli IKBY Bakanlar Kurulu toplantısında hatıra pulu konusu tartışılmış ve IKBY Hükûmet Sözcüsü Jotyar Adil tarafından yapılan açıklamada “söz konusu pulların hiçbirisinin IKBY tarafından onaylanmadığını ve onay sürecinin anayasa ile Irak ve komşularının egemenliğine saygı duyulacak şekilde işlediği” söylemiştir. Buna rağmen IKBY tarafından yapılan açıklamalarda sözde IKBY haritası için Türkiye, İran ve Suriye’den özür dilenmemesi, hatıra pulları ile IKBY’nin ziyaret kapsamında Papa üzerinden kamu diplomasisi ve uluslararası alanda “reklam” yapmak istediği şeklinde yorumlanabilir. Zira Iraklı Kürtlerin özellikle uluslararası anlamda dikkat çekecek fırsatları, uzun soluklu emelleri açısından propaganda malzemesi hâline getirdiği pek çok örnekte görülmüştür. Ayrıca böyle bir harita ortaya konarak Papa’nın ziyareti ile uluslararası kamuoyunun dikkati ve ilgisinin de ölçülmeye çalışıldığı düşünülmektedir. Zira IKBY’nin yaptığı açıklamada ve Papa’nın ziyaretinde ortaya konan fotoğrafta da görüldüğü gibi başta Türkiye olmak üzere Irak’a komşu ülkelerin hassasiyetlerini çok iyi bilen Mesut Barzani, Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani gibi yetkililerin ve siyasetçilerin bulunduğu bir ortamda böyle bir pulun medyaya servis edilmesinin “masum” bir yönünün olmasını beklemek mümkün değildir. Hatta bu görüntünün planlı olarak servis edildiği ihtimali daha da yüksektir. Bu anlamıyla Kürt liderlerin bir sınır testi yaptığını söylemek yerinde olacaktır.

Öte yandan Erbil ve Bağdat arasındaki problemlerin yanı sıra IKBY içerisinde de ciddi bir istikrarsızlık söz konusudur. Süleymaniye merkezli protesto gösterilerinin yanı sıra, bölgede terör örgütü PKK’nın aktiviteleri ve Şii milis grupların yaptığı ifade edilen saldırılar nedeniyle ortaya çıkan güvenlik tehdidi ve ekonomik problemler gibi sorunlar, IKBY idaresinin sorgulanmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle IKBY’nin idari kadrosunun bu problemlerin üzerini örtmek, sosyal ve siyasal tabanın eleştirilerini baskılamak ve yönlendirmek için, zaman zaman milliyetçi ve hamasi hamleler yaptığı görülmektedir. Söz konusu “pul” meselesinin de bu nedenle ortaya çıkarıldığı ve IKBY’deki Kürt tabanının bu şekilde konsolide edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Ancak IKBY yönetiminin bu tavrının artık tabanda karşılık bulmadığını hatta tepkiyle karşılandığını söylemek mümkündür. Nitekim Papa’nın ziyaretine katılmayan bazı siyasi gruplar olduğu gibi, bu tarz söylemlerin IKBY’yi zor duruma düşürdüğüne ve bölge ülkeleri ile ilişkileri bozduğuna yönelik eleştiriler görülmektedir. Bu noktada IKBY’nin Ekim 2017’de yaptığı “bağımsızlık referandumu” sonrasında yaşananların hâlen IKBY halkının aklında olduğunu söylemek mümkündür. Bu süreçte IKBY’ye yönelik Türkiye, Irak ve İran’ın gösterdiği haklı sert tutum, IKBY halkını zor duruma sokmuş; ekonomik, sosyal ve siyasi olarak IKBY’nin 2003’ten sonra elde ettiği kazanımların geriye doğru gittiğine yönelik eleştirilere yol açmıştır. Bu nedenle IKBY’nin atacağı adımların bölge ülkelerinin hassasiyetlerini göz ardı etmeden atmasının hem Irak’ın istikrarı hem de bölgesel istikrar açısından önemli olacağı düşünülmektedir. Aksi takdirde tutarsız politik tavır ve gereksiz hamasetin, Irak’taki Kürt siyasetini zor duruma düşürebileceğini görmezden gelmek mümkün değildir.