PKK’dan Yeni Sincar Hamlesi

Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde düzenlediği operasyonlarla gittikçe köşeye sıkışan terör örgütü PKK, yeni bir strateji ile Irak’ta yerel örgütlenmelerini harekete geçiyor. Bu konuda özellikle Musul’un en doğudaki ilçesi olan ve Irak’ın Suriye sınırına dayanan Sincar’da yaşananlar dikkat çekiyor.

Zira geçtiğimiz günlerde PKK’ya bağlı olduğu bilinen ve üyelerinin çoğunluğunu Iraklı Yezidilerin oluşturduğu YBŞ (Yekîneyên Berxwedana Şingal - Sincar Direniş Birlikleri) isimli örgüt, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyonları bahane ederek, Irak merkezi hükümetine bağlı okul ve hastaneler hariç bütün devlet kurumlarının kapatılmasına yönelik bir karar aldığını açıklamıştı. Nitekim 7 Aralık’ta Türkiye’nin SİHA’larla düzenlediği operasyon sonucu PKK tarafından Sincar’da kurulan “Sincar Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi” Eşbaşkanı ve YBŞ’nin üst düzey elemanlarından biri olduğu bilinen Dijvar kod adlı Mervan Bedel Hacı etkisiz hale getirilmişti. Bunun üzerine Sincar’da PKK destekli gösteriler yapıldı ve 12 Aralık’ta da Irak güvenlik güçleri ve YBŞ arasında Sincar bölgesinde çatışmalar yaşandı. Çatışmalar kısa sürede “şimdilik” dursa da önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarının yanı sıra  terör örgütü PKK’nın  Suriye’deki uzantısı PYD-YPG-SDG üzerinden yaşanacak gelişmeler Sincar bazlı yeni gelişmeleri tetikleyebilir.

Sincar’da bundan önce ne oldu?
Irak’taki Yezidilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri olan Sincar, idari olarak Musul sınırlarında olmakla birlikte 2003’teki ABD işgali sonrası, Kürt güçlerin ABD ile anlaşması sonucu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) denetimine girdi. Ardından 2005’te çıkarılan Irak Anayasası’nın 140. Maddesi kapsamına alınarak, idari olarak Irak merkezi hükümetine bağlı ancak askeri ve idari kontrolün IKBY’de olduğu ihtilaflı bölgeler arasına sokuldu. Bu anlamıyla resmi olarak Irak merkezi hükümetine bağlı olması olmasına rağmen, peşmergelerin Sincar’a yerleşmesiyle birlikte buradaki fiili kontrol IKBY’ye geçti ve  özellikle Mesut Barzani’nin liderliğindeki KDP’nin etkin olduğu bir alan haline geldi. Ancak Haziran 2014’te DEAŞ’ın Musul’da kontrol sağlamasının ardından Ağustos 2014’te Sincar’a doğru yönelmesiyle, buradaki peşmerge varlığı Sincar’dan çekildi ve ardından DEAŞ Sincar’da da kontrolü ele geçirdi. DAEŞ’in Sincar’da Yezidilere yönelik katliamlara yönelmesi üzerine, “Yezidileri kurtarma” gerekçesi ile Kandil ve Mahmur’da bulunan terör örgütü PKK’ya bağlı unsurlarla birlikte, PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’ye bağlı YPG-YPJ üyeleri de Suriye üzerinden Sincar’a geçti. Bu anlamıyla, DAEŞ’in ortaya çıkardığı güvenlik boşluğu, başka bir terör örgütü tarafından kullanılmış oldu. KDP, Kandil ve Mahmur’dan Sincar’a giden terör örgütü PKK üyelerine koridor açarken, PYD de Suriye’de kontrol altında tuttuğu Kamışlı’dan bir koridor açarak Sincar’dan kaçan Yezidilerin Suriye’ye geçmesine yardımcı oldu.

Böylece PKK, Sincar bölgesindeki ana aktör konumuna geldi ve Sincar Dağı’na yerleşti. Burada Sincar’dan kaçan ve Yezidilerden oluşan silahlı örgüt YBŞ/YBJ’yi kuran PKK’nın, Sincar’ın kuzeyinden Türkiye ve Suriye sınırına kadar etkin olduğu bir alan ortaya çıktı. Bu alanla birlikte Suriye’nin kuzeyindeki PKK yapılanması olan PYD/YPG ile terör örgütü PKK’nın merkezi konumundaki Kandil arasında doğrudan bir koridor meydana geldi. Ayrıca Sincar’daki yönetimsel boşluk nedeniyle PKK tarafından “Sincar İnşa Meclisi” adı altında, Sincar’da bir özerk yönetim oluşturulmaya çalışıldı. Öte yandan ABD’nin desteğiyle DAEŞ’i Sincar’dan temizleme operasyonuna KDP’ye bağlı peşmergeler de iştirak etti ve KDP de ele geçirdiği bölgelerde kontrol sağladı. Böylece Sincar ilçesinde biri PKK’nın kontrolünde, diğeri KDP’nin kontrolünde olan iki başlı bir yapılanma meydana geldi.

Dengeyi değiştiren dinamik: Haşdi Şaabi – YBŞ işbirliği
Sincar’daki kontrol DAEŞ’ten geri alınmasına rağmen, Sincar çevresindeki köylerde hakimiyet sağlanamamıştı. İşte bu nnoktada Ekim 2017’de Irak merkezi hükümet ve Şii milis grupların içerisinde yer aldığı çatı yapılanma Haşdi Şaabi, YBŞ ile birlikte yapılan ortak operasyonlar sonucu Sincar’ın çevre nahiye köylerinde kontrol sağlandı. Haşdi Şaabi’nin operasyonlarının ardından Sincar’daki idari birimlere Irak merkezi hükümet tarafından yeni idareciler atanarak, KDP’ye yakın Sincar Kaymakamı’nın ilçeye girişi YBŞ’nin kurduğu yerel yönetim tarafından yasaklandı. Bununla birlikte YBŞ’ye bağlı bir kısım silahlı kişilere doğrudan Irak hükümeti tarafından Haşdi Şaabi tarafından maaş bağlanarak, 2016’da bir kanunla Irak’ın resmi güvenli gücü haline getirilen Haşdi Şaabi vasıtası ile hukuki ve meşru koruma kalkanı sağlanmış oldu. Bu durum YBŞ’nin ve dolayısıyla PKK’nın elini güçlendirmiş oldu. Nitekim Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde PKK ve YBŞ’ye yönelik yaptığı operasyonlara en fazla ses çıkaran taraf Haşdi Şaabi içerisindeki İran’a yakın Şii milis gruplar olması dikkat çekti. Zira Haşdi Şaabi içerisindeki bazı milis grupların, Haşdi Şaabi’nin resmi hiyerarşisi dışında hareket etmesi, Irak hükümetinin en büyük zorluklarından biri haline geldi.

Irak merkezi hükümetinin tutumu
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonlara kararlılıkla devam etmesinin yanı sıra, Irak üzerinde kurduğu diplomatik ve siyasi baskı ile birlikte, PKK’nın Sincar’daki etkinliğini Süleymaniye, Erbil, Kerkük, Musul gibi şehirlerde de yaygınlaştırma çabası Irak merkezi hükümetini PKK’ya karşı adım atmaya itti. Musul İl Meclisi, 11 Mart 2018 tarihinde aldığı kararla, PKK’nın Sincar’dan çıkmasını talep ederken, Irak merkezi hükümeti de PKK’ya mesaj göndererek, Sincar’daki kontrol alanlarını Irak güvenlik güçlerine devretmesini istedi. Dönemin ABD Savunma Bakanı James Mattis de, 28 Mart 2018’de bir açıklama yaparak PKK’nın Sincar’daki mevcudiyetinin Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturduğunu ve PKK’nın bölgeden çekildiğini görmek istediklerini ifade etmişti. Bunun sonucunda 23 Mart 2018 itibariyle PKK’nın Sincar’dan çekilmeye başladığına yönelik haberler medyaya yansımasına rağmen PKK hiçbir biçimde Sincar’dan çekilmedi, hatta Sincar Dağı’nı “İkinci Kandil” boyutuna taşıdı. Irak’taki siyasi, sosyal ve güvenlik ortamı da PKK’nın rahat davranmasına imkan sağladı. Nitekim 2019 Ekim’inde Irak’ta başlayan protesto gösterileri neticesinde başbakanın istifasına kadar varan bir sürecin ortaya çıkması, Irak’ın PKK’ya yönelik net bir tavır sergileyememesini beraberinde getirdi. Ancak Mayıs 2020’da Mustafa el-Kazımi’nin geçici ülkeyi erken seçime götürecek hükümeti kurması, bununla birlikte Irak iç siyasetinde ve dış politikada dengeyi ve hükümetin egemenliğini sağlama çabasının bir ürünü olarak, Irak merkezi hükümeti ve IKBY arasında, Ekim 2020’de, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu’nun (UNAMI) da desteğiyle Sincar’daki durumun normalleştirilmesi ve “yabancı güçlerin” Sincar’dan çıkarılmasını öngören bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte PKK’nın Sincar’daki varlığının son bulması konusunda önemli bir adım atılmış oldu.

Sincar Anlaşması ve sonrası
Anlaşma ile Sincar meselesinde bir yol haritası çıkartılmış olsa bile Sincar’dan PKK’nın çıkarılması noktasında somut adımlar atılabilmiş değil. Her ne kadar Irak merkezi hükümeti tarafından Sincar’a bölgesine ordu ve polis birlikleri gönderilmiş olsa da Sincar’ın şehir merkezindeki kontrolün Irak merkezi hükümetine devredilmediği görülüyor. Nitekim Irak Ordusu ve YBŞ güçleri arasında yaşanan çatışmaların bir sebebi de bu. Türkiye’nin baskısı ve operasyonları devam ettikçe, Sincar’da PKK yanlısı gruplar Sincar dışında konuşlu Irak güvenlik güçlerine yönelik tepki veriyor. Buradan hareketle Bağdat yönetimi ciddi bir ikilem içerisinde. Irak’ta 10 Ekim 2021’de yapılan seçimlerin ardından seçim sonuçlarının yarattığı tartışmaların ortaya çıkardığı gergin ve belirsiz ortam da PKK’nın elini güçlü kılıyor. Türkiye açısından varılan anlaşma önemli olsa bile, Irak’ın terör örgütü PKK’ya yönelik atacağı somut adımlara ihtiyaç var. Irak, PKK’nın aktivitelerini engelleyemediği sürece Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki teröre yönelik operasyonlarına devam edeceği aşikar. Bu noktada Irak hükümeti sadece askeri olarak değil, siyasi olarak da PKK’nın Irak’taki uzantılarını engellemeli. Aksi takdirde istikrarlı bir ortam kurmak çok zor.

Bu görüş 17 Aralık 2021’de Milliyet internet sitesinde "Terör Örgütünden Sincar Hamlesi" başlığıyla yayınlanmıştır.