Rusya-Ukrayna Savaşının İran’a Olası Etkileri

Rusya Başkanı Vladimir Putin, 21 Şubat Pazartesi günü Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerini tanıma kararını onayladığını açıkladı. Akabindeyse tanınan bu devletlerle yaptığı ortak savunma antlaşmalarına dayanarak Rus birliklerini Donetsk ve Luhansk bölgelerine konuşlandırdı. 24 Şubat Perşembe sabahı, haftalarca süren spekülasyonların ardından Rus kuvvetleri, Putin'in emriyle Ukrayna'yı işgale başladı. Rusya açısından işgalin iç ve dış nedenleri bulunmakla birlikte, İran bugünkü krizin sorumlusu olarak ABD ve Avrupa'yı suçlamaktadır. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşta İran, resmî tarafsız konumunu korurken, bir yandan NATO ve ABD'nin Doğu Avrupa'daki yaklaşımını bir savaş başlatma teşviki saymakta, örtük olarak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını meşrulaştırmaktadır. İran’daki pek çok devlet yetkilisinin açıklamaları ve devlete ait medya organlarının haberleri de bu yöndedir.

Ukrayna'da savaşın başlaması sonrası İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Amir Abdullahian, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ukrayna'daki krizin kökleri NATO provokasyonlarından kaynaklanıyor. Savaşa başvurmayı bir çözüm olarak görmüyoruz. Ateşkes sağlanması, siyasi ve demokratik çözüme odaklanmak bir zorunluluktur” dedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, “İran İslam Cumhuriyeti, taraflara krize siyasi bir çözüm bulmak için saldırıları durdurma ve acil görüşmeler için ateşkes çağrısı yapıyor ve askerî çatışmalarda uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı gösterilmesi gereğini yineliyor” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşı pek çok ülke gibi İran’ı da doğrudan etkileyecek potansiyele sahiptir. Bu etkiler şu başlıklar altında toplanabilir.

Nükleer Müzakerelere Etkisi
Rusya-Ukrayna savaşı öncelikli olarak İran açısından en önemli dış politika konusu olan nükleer müzakereleri olumsuz etkilemiştir. Viyana nükleer müzakerelerinde hazır bulunan Rusya ve ABD temsilcilerinden çelişkili ifadeler duyulurken, mevcut görüşmelerin seyrinin değiştiğini ve İran’ın Ukrayna krizi nedeniyle ABD-Rusya çatışmasının kurbanı olduğunu söylemek mümkündür. Daha önce nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak isteyen Rusya'nın pozisyonunda değişiklik olurken, Ukrayna kriziyle uğraşmak zorunda kalan ABD ve Avrupa’nınsa öncelikleri değişmiştir. Son gelişmeler dikkate alındığında nükleer konusunun İran kadar Batılı ülkeler ve Rusya için öncelik olmadığı bir gerçektir.

İran, ABD’nin Ukrayna krizinde Rusya ile karşı karşıya gelmesi nedeniyle Tahran'ı Moskova'dan veya Pekin-Moskova ekseninden uzak tutmak için kendisine tavizler vereceğini, ayrıca Ukrayna'ya yönelik savaş tehdidinin tırmanmasının, öncelikle Rus gazına bağımlı olan Avrupa ülkelerinin İran'ın enerji kaynaklarını gündeme getireceğini ve Viyana görüşmelerinde altın bir fırsat yaratacağını umuyordu. Ancak Ukrayna savaşı, İran'ın Batı-Rusya çatışmasını kendi lehine kullanma fırsatını yok etti. 

Moskova’nın, İran'la ilgili hesaplarını Ukrayna kriziyle hızla değiştirdiği ve mevcut durumda Batılı ülkelerin İran'la nükleer anlaşmazlığı çözmelerine izin vermeye niyetli olmadığı açıktır. Zira Moskova'nın Viyana'da anlaşmaya varma sürecini kesintiye uğratması doğaldır. Ukrayna krizi bittiğinde de Washington ve Moskova başta olmak üzere tüm taraflar yeniden müzakerelere başladığında Viyana görüşmeleri eskisinden daha karmaşık olacaktır. Dolayısıyla Viyana görüşmelerinin tüm taraflar olmadan sona ereceğini -ki bu artık sadece İran'ın Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin ile anlaşması anlamına gelmiyor- tasavvur etmek kolay değildir. Bu kez Rusya ile Çin, ABD ile Avrupa arasında bir anlaşmaya varılması gerekmektedir. Bu nedenle Viyana'daki müzakereler çok daha zor olacaktır ve özellikle İran'ın pazarlık konusu olması ve hatta kurban edilmesi daha olasıdır.

İran-Rusya İlişkilerine Etkisi
Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa ülkelerinin enerji portföylerini çeşitlendirmeye çalışacakları göz önüne alındığında, Rusya'ya yönelik yaptırımlar nedeniyle enerji piyasasında yaşanacak kayıpları ikame etmenin artık üç alternatifi vardır. Birincisi, coğrafi uzaklığı ve Rusya'nın Suriye’deki askerî varlığı nedeniyle Avrupa'ya ulaşmakta pek çok sorunla karşı karşıya olan Suudi Arabistan ve Katar'ın enerji kaynakları mevcut alternatiflerden biridir.  İkincisi, Türkiye üzerinden boru hattıyla Avrupa'ya girebilecek Orta Asya ve Kafkasya enerji kaynaklarıdır. Ancak bu kaynaklardaki altyapı sorunları Rus enerji kaynaklarına alternatif olmasını zorlaştırmakta ve ayrıca Rusya'nın Kafkaslar ve Orta Asya'daki etkisi projeyi sürdürmeyi engellemektedir. Üçüncüsü, İran'ın gaz ve petrol kaynakları, İran'ın Türkiye ve Suriye (ve Suriye'de Rusya) ile bölgesel etkileşimini gerektiren, Avrupa'nın enerji portföyünün bir dereceye kadar çeşitlendirilmesine katkıda bulunabilecek üçüncü modeldir. Böyle bir zamanda İran gazını Avrupa'ya ulaştırmanın yolları aranabilir. ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları kaldırması elbette İran-Rusya stratejik ilişkilerine de zarar verecektir. Buna ek olarak, Rusya son on yılda askerî ve güvenlik konularında İran'ın stratejik bir müttefikiyken ekonomik rekabet stratejik ittifakı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca eklemek gerekir ki Avrupa’nın gaz tedarikinde İran’ı seçmemesi, İran’ın iki önemli rakibi Türkiye ve Suudi Arabistan’a önemli fırsatlar yaratacaktır. İran bu ihtimalden de çekinmektedir.

Yukarıda ifade edilen Rusya’yla rekabet ihtimaliyle birlikte birçok İranlı uzmana göre yaptırımlar altındaki Rusya, İran için daha fazla ekonomik fırsat yaratacaktır.  Şimdiye kadar İran’la çalışma konusunda Rus bankaları yaptırım ve ceza almayla alakalı olarak endişeliydi ancak şimdi yaptırım endişesi ortadan kalkacaktır. Bundan sonra muhtemelen İran’la çalışmayı tercih edeceklerdir. Bu nedenle, yaptırım uygulanan ülkeler ne kadar fazlaysa ve daha da önemlisi yaptırım uygulanan ülkeler ne kadar büyük olursa yaptırım uygulanan ülkeler bloku için o kadar çok fırsat doğacaktır. Böyle bir süreçte Rusya, Venezuela gibi İran’la daha çok çalışacaktır.

İran’ın Kafkasya İlişkilerine Etkisi
İran ve Rusya, NATO'nun genişlemesini önlemede ortak bir çıkarı paylaşmaktadır. Bu nedenle NATO'nun doğuya doğru genişlemesi, eğer Ukrayna sınırını geçerse bir sonraki aşamada Kafkasya'ya ve özellikle Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan'a ulaşacaktır. Gürcistan artık Ukrayna'dan sonra NATO'ya katılmak için ciddi bir adaydır. Azerbaycan, Gürcistan'dan sonra NATO'ya katılabilir ve nihayetinde Ermenistan, Rusya'nın zayıf olduğunu düşünürse NATO'ya katılacaktır. Dolayısıyla bu durumda İran, Türkiye yerine birkaç NATO komşusuyla karşı karşıya kalacaktır. Bunlardan biri de birçok sorunu olan Azerbaycan’dır. İran’ın Bakü’yle ilişkileri kendi resmî söyleminin aksine iyi değildir ve İran, Azerbaycan’ın güçlenmesinden ciddi kaygı duymaktadır. Dolayısıyla NATO'nun genişlemesi ve kuzey komşularının üyeliği İran'ın çıkarına görülmemektedir. Bu sürecin Rusya tarafından Ukrayna’da durdurulması İran tarafından olumlu karşılanmaktadır. Ancak Rusya’nın Ukrayna savaşında başarısız olması korkulan süreci hızlandırabilir.

İran’ın Suriye’deki Varlığına Etkisi
Hiç şüphe yok ki Ukrayna savaşı ve Rusya’yla Batı, özellikle ABD arasındaki gerilimin tırmanması, İsrail'in Rusya ile iyi ilişkiler sürdürmesini zorlaştıracaktır. Dolayısıyla Rusya’nın izniyle Suriye’nin güneyinde İran’ın askerî varlığına yönelik hava saldırılarını sürdürmesi zorlaşacaktır. Örneğin İsrail, Ukrayna meselesinde Rusya'yı kınamış ve Moskova, İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımayacağını ilan ederek hemen karşılık vermiştir. Bunlar bölgede İran için olası fırsatlardır. Ortadoğu'da Washington ile geniş ilişkileri olan Türkiye ve İsrail gibi iki önemli aktörün Rusya'dan uzaklaşması Suriye’de İran'a daha fazla manevra alanı sağlayabilir. Ancak Ukrayna savaşını kaybetmiş ve zayıflamış Rusya karşısında ABD ile sorunlarını çözmüş bir Türkiye, İran’ın beklentilerinin aksine Suriye’deki etkisini daha da arttırabilir.

Sonuç olarak, bu kriz hem İran'a yönelik nükleer müzakereler ve yaptırımlar gibi belirli konuları hem de daha geniş ölçekte ve uzun vadede İran'ın dış politika hedeflerini ve planlarını etkileyebilir. Ancak bu etkilerin boyutları, Ukrayna'daki savaşın sonucuna göre değişecektir. Rusya’nın bu savaşta başarısız olması İran açısından daha maliyetli görünmektedir.

Bu analiz 28 Şubat 2022’de MENA Affairs internet sitesinde "The possible effects of the Russia-Ukraine war on Iran" başlığıyla yayınlanmıştır.