Rusya’nın Ukrayna İşgali ve Moskova’nın Ortadoğu’ya Yönelik Silah İhracatına Olası Etkileri

Rusya’nın geniş kapsamlı bir saldırı başlatması ve Ukrayna’yı 24 Şubat’ta işgal etmesi siyasi, askerî ve ekonomik sonuçlar zincirini oluşturmuştur. Devam eden savaş çoktan Avrupa’nın jeopolitik çevresini değiştirmeye başlamış ve yeni bir tür soğuk savaş beklentisini tetiklemiştir. Şimdiye kadar Batı ülkelerinin Rusya’nın işgaline tepkisinin fevri ve sert olduğu görülmüştür. Pek çok ülke Rus hükûmetinin kurumlarını, şirketlerini ve halkını hedef alan geniş çaplı yaptırımlar uygulamıştır. Söz konusu yaptırımlar, özellikle havacılık sektörü üzerinde etkisini göstermeye başlamıştır. Ukrayna’da hâlâ devam eden savaşta yakın gelecekte barış umudunun oldukça az olduğu görülmektedir. Ancak savaş ve etkileri çoktan somutlaşmaya başlamıştır. Yakından gözlemlenmesi gereken alanlardan birini savunma sektörü ve bu sektörün Ortadoğu’daki etkinliği oluşturmaktadır.

Rus Silah İhracatı
2016 ve 2020 yılları arasında Rus savunma sanayisi, küresel silah piyasasının %20’sine sahip olmuş, ABD’nin ardından dünyadaki ikinci en büyük savunma ihracatçısı konumuna gelmiştir. Rusya’nın ihracatının %23’ünü geleneksel olarak ana müşterisi olan Hindistan oluşturmaktadır. Hindistan’ın ardından %18 ile Çin ve %15 ile Cezayir gelmektedir.

2001 yılından beri Rus silah satışları incelendiğinde ilginç bir trendin bulunduğu görülmektedir. Silah satışları Rusya’nın uluslararası ilişkilerini ve etkilerinin yansımasını oluşturmaktadır. 2016-2020 yılları arasındaki toplam ihracatın neredeyse 2001-2005 ve 2006-2010 dönemleri ile aynı olduğu görülmektedir. Ancak 2011-2015 yılları arasında Rus silah ihracatı önceki üç dönemin neredeyse üç katına, %22’ye ulaşmıştır. Rusya’nın Batı ile ilişkileri 2015 itibarıyla Avrupalı şirketlerle ürün ve teknoloji tedariki kontratları imzalamasıyla daha iyi hâle gelmiştir. Örneğin, Rusya İtalyan üreticisi IVECO’dan LMV 4x4 zırhlı araç siparişi vermiş ve üretim lisansı almıştır. Fransa’dan ise iki adet Mistral sınıfı amfibi hücum gemisi, helikopter motoru ve termal görüş sistemi sipariş edilmiştir. Piyade eğitim merkezinin kurulması içinse Alman Rheinmetall ile sözleşme imzalanmıştır. Son olarak Rusya, 2011 ve 2015 yılları arasında İsrail Elbit’ten Searcher II İHA sipariş etmiştir. Bu dönemde Rus savunma ve uzay sanayisi tasarımlarını, üretimlerini, dayanıklılıklarını ve kabiliyetlerini artırmak için başta Avrupalı şirketlerden gelişmiş yazılım, donanım ve mekanik sistemleri satın alarak önemli adımlar atmıştır.

2015 yılı Rus dış ilişkileri ve savunma sanayisi için önemli bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Euromaidan protestoları sonucu Ukrayna’da hükûmet değişikliğinin ardından Rusya, Kırım’ı ilhak etmiş ve Donbas bölgesinin doğusunda silahlı çatışma patlak vermiştir. Donetsk ve Luhansk adlı iki bölge tek taraflı olarak bağımsızlıklarını ilan etmiş ve Rusya’dan önemli ölçüde askerî destek almıştır. Batı’nın bu gelişmelere tepkisi temelde yaptırım ve savunma sanayi iş birliğindeki ağır düşüş olarak gelişmiştir. Sonuç olarak pek çok devam eden sözleşme iptal edilmiştir. 2016 ve 2020 yılları arasındaki dönemde savunma ihracatındaki düşüş, Rusya’nın Batı ile ilişkilerindeki önemli değişimi ve sanayiye olan etkisini göstermektedir.

Rus savunma ihracatı trendlerini yönlendiren diğer önemli faktörse ana müşterilerden olan Hindistan’dır. 2011-2020 yılları arasında Hindistan’ın silah tedariki dağıtımında ABD ve Fransa’nın daha fazla sözleşme imzalamasıyla değişiklikler olmuştur. P-8I deniz karakolu ve gözetleme uçağı, C-17 stratejik nakliye uçağı ve AH-64E hücum helikopteri sözleşmeleri gibi bazı büyük siparişler, ABD-Hindistan ilişkilerinin geliştiğini tescillemiştir. Sonuç olarak Rus şirketlerinin Hindistan silah ithalatı portföyündeki payı bu dönemde düşmüştür. Hindistan’ın Rusya ile savunma iş birliğinin geleceği, New Delhi’nin jeopolitik ittifaklarına dair önemli ipuçları bulunduracağı için takip edilmelidir.

Ortadoğu’daki Rus Silah Satışları
Rusya; Çin, Vietnam ve en önemlisi Mısır’dan gelen siparişler sayesinde Hindistan piyasasındaki kaybı kısmen telafi etme imkânı bulmuştur. Mısır’ın Rus silah ihracatındaki payı %430 oranında artış yaşamıştır. 2011-2021 yılları arasında Mısır, Rusya’dan savunma tedariki sağlayan müşteriler arasında oldukça önemli bir konuma gelmiştir. Kahire, Tor M2 ve Antey 2500 gibi gelişmiş hava savunma sistemleri, Mi-17 çok amaçlı, Mi-35 ve Ka-52 taarruz helikopterleri ve EgyptSpt2 casus uydusu siparişi vermiştir. 50 adet MiG-29M2 çok fonksiyonlu savaş uçağı siparişini, 24 adet Su-35SE gelişmiş savaş uçakları takip etmiştir. Söz konusu sözleşme Mısır’ın söylentilere göre uçağı hizmetine kabul etmeyi reddetmesiyle tartışma konusu hâline gelmiştir. 2022 yılının başlarında 15’ten fazla uçak Komsomolsk-on-Amur’daki üretim tesislerinde teslimat için beklemiştir. Mısır’ın uçakları reddetmesinin net sebebi bilinmese de çoğu analist Kahire’nin ABD’nin tepkisini çekmekten ve Hasımlarına Yaptırımlarla Karşılık Verme Yasası’na (CAATSA) maruz kalmaktan endişe duyduğunu düşünmektedir. CAATSA, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi tedariki sonucunda ABD’nin Ankara’ya uyguladığı yaptırımları da içermektedir.

Mısır’ın arından Irak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suriye de Rus askerî donanımının diğer önemli ithalatçılarından olmuştur. 2011 yılından beri iç savaş sebebiyle yıkıma uğrayan Suriye, geleneksel anlamda müşteri olarak görülmeyebilir ancak önemli miktarda zırhlı araç, ağır silahlar, mühimmat ve diğer ekipmanları tedarik etmektedir. 2015’ten beri Rusya, Esad rejimi güçleri yanında operasyonlara aktif olarak dâhil olmaktadır ve ülkedeki Heiman Hava Üssü ve Lazkiye Deniz Üssü adlı iki stratejik konumu kontrolü altında tutmaktadır. Rus savunma sanayisi, tükenmiş Esad ordusuna ikmal yapmak için pek çok araç, ekipman ve mühimmat sağlamıştır.

Irak, 2003’ten beri silahlı kuvvetlerinin ekipmanlarını yenilemeye çalışmaktadır ve ABD de diğer Avrupa ülkelerinin yanı sıra temel tedarikçilerden biri konumundadır. Öte yandan Rusya, Bağdat için önemli bir silah kaynağı oluşturmaktadır. Irak, Mi-28N ve Mi-35 taarruz helikopterlerinin yanı sıra ABD’nin askerî yardım paketinin parçası olarak Mi-17’ler de tedarik etmiştir. IŞİD gruplarına karşı kullanılmak üzere ikinci el Su-25’lerin de Irak’ın kullanımına sunulduğu görülmüştür.

1990’lı yılların ikinci yarısında BAE, Rusya’nın önemli müşterilerinden biri hâline gelmiştir. BAE, bu dönemde Rusya’dan birkaç yüz BMP-3 piyade saldırı aracı ve Pantsir S1 alçak irtifa hava savunma sistemi satın almıştır. 2010’lu yılların sonuna doğru yüzlerce Kornet ve Fagot anti-tank füze sistemleri tedarik edilmiştir ve iki ülke söylentilere göre Su-35 çok fonksiyonlu savaş uçağı ve S-400 hava savunma sistemleri gibi daha büyük programlar için müzakerelere başlamış ancak hiçbiri gerçekleştirilmemiştir.

Rusya’nın Temmuz 2021’de açıklanan en yeni savaş uçağı projesi Sukhoi S-75 Checkmate, kasım ayında Dubai Air Show 2021’de gösterilmiştir. Sukhoi şirketi, söylentilere göre bu uçak için Ortadoğu ve Asya’dan müşterileri hedeflemiştir. Sukhoi S-75 Checkmate savaş uçağı, F-35 müşterek taarruz uçağının eşdeğeri olarak sunulmuştur. F-35 savaş uçağı üzerine ABD ile müzakereleri iptal eden ve hemen ardından Fransa’dan Rafale savaş uçağı siparişi veren BAE, Sukhoi için olası müşteri adayları listesinde bulunmuştur.

Ukrayna Savaşının Etkisi
Rus savunma sanayisinin, gelişmiş teknolojilerinin ve çok yönlü üretim kabiliyeti olan diğer sektörlerin ağır bir şekilde Batı yaptırımlarından etkilenmesi ve neredeyse tüm ticari bağlarının kesilmesi olası görülmektedir. Yaptırımlar yalnızca Rusya’nın finansal işlemleriyle kısıtlı olmayıp bakım ve idame de dâhil olmak üzere önemli parçalar, kısımlar ve üretim makinelerinin de tedarikinin kesilmesine yol açacaktır. Bu durum özellikle Rus sivil havacılık sektörü için olumsuzdur çünkü Rus ticari havayolları, Batı üretimi motor ve hava elektroniği sistemleri için yedek parça ve bakım desteğine ihtiyaç duymaktadır.

Rus savunma sanayisinin üretim kapasitesi, büyük olasılıkla Ukrayna işgali sırasında Rus ordusunun yaşadığı büyük araç ve ekipman kayıplarını telafi etmekle meşgul olacaktır. Nisan ayının başlarında 500'ü ana muharebe tankı olmak üzere 3.000 civarında Rus aracının kaybı görsel olarak doğrulanmıştır. Yeterli finansmanın varlığına ve savaşa kadar ithal edilen bileşenlerin kesintisiz tedarikine bağlı olarak, Rus üreticiler muhtemelen hasarlı ekipmanı onarmak, mevcut olanları yükseltmek veya yedek parçaların yanı sıra yenilerini üretmekle meşgul olacaklardır.

Rus silah sanayisi, donanım ve üretim bileşenleri açısından %100 bağımsız değildir. Pek çok elektronik kısım, gelişmiş bileşen ve ilgili materyaller Avrupa, Çin ve diğer Asya ülkeleri dâhil olmak üzere çeşitli kaynaklardan ithal edilmektedir. Yaptırımlar, büyük olasılıkla ithal edilen ürünlerden pek çoğunun tedarik hattını kesintiye uğratacaktır. İthal ikamesi süreci, tamamen imkânsız olmasa da sanayi kapasitesinde önemli bir düşüşe ve içerdiği maliyetler nedeniyle fiyatlarda önemli bir artışa neden olacaktır. Sonuç olarak Rus savunma sanayisi, özellikle hava savunma sistemleri, savaş uçakları, güdümlü füzeler ve radarlar gibi gelişmiş silahlar açısından rekabetçi gücünün çoğunu kaybedecektir.

Rus savunma sektörünün endüstriyel kapasitesindeki söz konusu değişim, büyük satışlar için kredi sağlama kapasitesindeki düşüş ve hepsinden öte, Moskova ile savunma ticareti yapmanın siyasi sonuçları göz önüne alındığında Rusya’nın ihracat potansiyeli Ortadoğu’ya da dâhil olmak üzere kısıtlanacaktır. Mısır’ın Su-35 efsanesinde görüldüğü gibi, ABD’yi kışkırtmak istemeyen bazı ülkeler, Rusya’dan silah tedarik etmekten büyük olasılıkla kaçınacaktır. Rusya, muhtemelen bölgede Suriye, İran ve Cezayir gibi müşteriler bulacaktır ancak Rusya savunma sektörünün, yükselişe geçen tedarikçileri Çin, Güney Kore ve hatta çoğu bölgede Türkiye’yle bile rekabet etmesi gittikçe zorlaşacaktır.

Bu görüş 21 Nisan 2022’de MENA Affairs internet sitesinde “Russia’s invasion of Ukraine and its possible impacts on Russia’s arms export to the Middle East” başlığıyla yayımlanmıştır.