Salgın Sonrası Suudi Arabistan’da Mali Kriz

Koronavirüsün küresel ekonomideki yıkıcı etkilerinden en çok etkilenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika (OKA) ülkelerinin en güçlü ekonomisine sahip olduğu düşünülen Suudi Arabistan, rezervlerinin erimesi, dış borçlarının artması, yaşam standartlarının düşmesi gibi nedenlerden dolayı son zamanlarda zor günler geçirmektedir.

Koronavirüs sebebiyle düşen petrol fiyatları Suudi Arabistan bütçesi üzerinde ciddi baskı oluşturmaktadır. Suudi Arabistan bu yıl Brent ham petrolün varil başına ortalama 65 dolar olacağı varsayımıyla GSYH’nin %6,4’ünü mali açık olarak hedeflemiştir. Virüs sebebiyle varil başına petrol fiyatlarının 19 dolar düzeyine kadar gerilemesi ve bugün ise 32 dolar civarında kadar işlem görmesi sebebiyle krallık mali açık tahminlerini revize etmiş ve bu yıl bütçe açığının GSYH’nin %15’ini oluşturabileceğini tahmin etmiştir. Uluslararası Para Fonu (IMF)’na göre, 2014 yılında varil başına neredeyse 100 dolar düzeyine kadar yükselen petrol fiyatları ile krallık servetini arttırmıştır ancak düşen petrol fiyatları ve aşırı harcamalar nedeniyle ülke serveti büyük bir hızla erimiştir.

IMF, koronavirüs sebebiyle Suudi Arabistan’ın net borcunun GSYH’sinin bu yıl yaklaşık %19’una, 2021 yılında %27’sine, 2022 yılında ise %50'sine denk gelebileceğini tahmin etmektedir. Petrol fiyatlarında önemli bir artış olmadığı sürece krallığın gelecek yıllarda borçlu bir ülke olarak kalması muhtemel gözükmektedir. Keza bir devletin ya da ülkedeki şirketlerin piyasaya sunduğu borçlanma araçlarının (hazine bonosu, devlet tahvili, finansman bonosu vs.) vadeleri geldiğinde ödeyememe sigortası olarak görülen 5 yıllık Credit Default Swap (CDS) yani risk primi, koronavirüsün piyasadaki genel paniği ve düşük petrol fiyatının spesifik etkileri nedeniyle 5 Mart’ta 86,9 iken15 Mayıs’ta 160 baz puan düzeyine ulaşmıştır. Bu puan Suudi Arabistan’ı Hindistan, Endonezya, İzlanda, İrlanda, Portekiz, Rusya, İspanya gibi ülkelere kıyasla çok daha kötü bir duruma sokmaktadır.

Suudi Arabistan’ın bütçesini dengeleyebilmesi için petrol varil fiyatlarının 76 dolar düzeyine yükselmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Geçtiğimiz hafta açıklamalarda bulunan Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Jadaan, geçen yılın aynı dönemine göre devletin petrol gelirlerinin %22, petrol dışı gelirlerinin ise %17 düzeyinde azalacağını bu sebeple de bütçe açığının beklenenden daha çok olacağını dile getirmiştir.  Bu yıl beklenilen dış borç düzeyinin 120 milyar riyalden 220 milyar riyale yükseleceği tahmin edilmiştir. Ham petrol fiyatlarındaki tarihi çöküş ile daha dikkatli davranmak zorunda kalan krallığın hazinenin borçlanabileceği en üst noktayı ifade eden borç tavanını %30’dan %50’ye çıkartmayı planlaması durumun ciddiyetini gözler önüne sermektedir.

Dünya Bankası verilerine göre, 2014 yılında 11,8 milyar dolar olan ülke borcu 2019 yılına gelindiğinde yaklaşık 16 kat artarak 183,7 milyar dolara yükselmiştir. Bununla birlikte Suudi Arabistan Merkez Bankası raporlarına göre, 2014 yılında 732 milyar dolar seviyesinde olan toplam rezerv varlıkları 2019 yılına gelindiğinde 499 milyar dolara kadar düşmüştür. Geçen 4 yıllık sürede yapılan 233 milyar dolarlık harcama Lübnan, Ürdün gibi ülkelerin bütçesinin 4 katı büyüklüğündedir.

Koronavirüs sebebiyle ekonomik büyümenin daralacağını öngören yetkililer devasa büyüklüklere ulaşan ülke harcamalarını azaltmak ve mali durumdaki olumsuz gidişata dur diyebilmek adına bir kemer sıkma planı açıklamıştır. Kemer sıkma planında, haziran ayında koronavirüsün ekonomik etkilerini önlemek amacıyla halka verilen yaşam ödeneğinin durdurulacağı, temmuz ayında dolaylı vergiler grubunda yer alan, üretim-tüketim zincirinin her aşamasında mal ve hizmetlerin satışından alınan (KDV) katma değer vergisinin %5’den %15’e yükseltileceği, kamu çalışanlarının sayısının ve maaşlarının azaltılacağı belirtilmiştir. Bu kemer sıkma planı ile sektörlerin de canlanacağını dile getiren yetkililer 27 milyar dolar tasarruf hedeflemektedir. Ancak bu yıl beklenilen bütçe açığı düşünüldüğünde elde edilecek tasarrufun bütçe açığının sadece bir kısmına yeteceği görülmektedir.

Vergilerin arttırılması, düşük gelirler, istihdam oranlarının azalması, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve haziran ayından itibaren yaşam ödeneklerinin durdurulacağının açıklanması üzerine bütçe açığının sadece bir kısmına yetecek olan tasarruf paketi ekonomik özgürlüğü azalan Suudi halkının tepkisini çekmiştir. Çok sayıda Suudi vatandaşı sosyal medyadan yüksek petrol fiyatlarını ve ülkenin cömert günlerini hatırlatan paylaşımlarda bulunmuştur. Suudi akademisyen ve muhalif Madavi el-Raşid ise hükümetin kemer sıkma kararı karşısında Veliaht Prens Muhammed bin Salman’a karşı kızgınlığın arttığını ve ülkedeki birçok gencin hayallerinin buharlaşarak yok olduğunu dile getirmiştir.

Suudi Arabistan ekonomiyi çeşitlendirme, petrole bağımlılıktan kurtulma planını gerçekleştirmede özel sektöre büyük bir yük yüklemekteydi. Ancak KDV oranlarının %5’den %15’e yükseltilmesi tüketime ve rekabet edilebilirliğe zarar vererek virüs sebebiyle yaşanan ekonomik durgunluğun derinleşmesine ve düşük talep gören birçok iş sektörünün olumsuz etkilenmesine neden olacaktır. Talep düşüşünden ciddi ölçüde etkilenen özel sektöre KDV oranlarını artırmanın nasıl bir yarar sağlayacağı merak konusudur. Çünkü yaşam maliyetlerinin artması halkı kriz ortamında likiditesini korumaya ve harcamalarını kısıtlamaya mecbur bırakmaktadır. İç talebin yılsonuna kadar zayıf olması ihtimalinde gelirlerini arttıramayacak olan özel sektör, maliyetlerini azaltma adına istihdamı daraltmaya mecbur kalacak ve bu da yükselen işsizlik oranlarına artı değer olarak yansıyacaktır. Suudi Arabistan’da işsizlik oranı %12 düzeyindedir. Vizyon 2030 yolunda yeni endüstriler ve mega projeler ile istihdamı arttırmayı ve işsizlik oranının %7’ye düşürmeyi hedefleyen Muhammed Bin Salman koronavirüs engeline takılmıştır. Devasa bütçe açıkları reform programı kapsamında yapılan harcamaların azalmasına, istihdamın daralmasına dolayısıyla hedeflere ulaşılamamasına neden olacaktır. Uluslararası Finans Enstitüsü'ne göre, 2020 yılında işsizlik oranı %13’e yükselecektir.

Koronavirüsün etkisiyle mücadele eden Suudi Arabistan ekonomisinde, IMF %2,3, Suudi Arabistan merkezli Samba Financial Groups %3,7, ABD merkezli JPMorgan Chase & Co. %3 ve Birleşik Krallık merkezli Standard Chartered PLC %5 daralma tahmin etmektedir. Ülkenin içerisinde bulunduğu riskleri göz önünde bulunduran derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın ihracatçı notu istikrarlı olan görünümünü olumsuz olarak güncelledi. Virüs nedeniyle petrol fiyatlarındaki çöküşün Suudi Arabistan için hem kısa hem de uzun dönemde zayıflayan mali gücü için riskler barındırdığı ve hükümetin petrol gelir kayıplarını telafi etme derecesine ilişkin belirsizliklerin olduğu belirtilmiştir. 

Küresel ekonominin bozulması ile petrol fiyatlarında yaşanan ani düşüş virüsün yayılması ile küresel ekonomide benzeri görülmemiş bir etki yaratmıştır. Bu etkinin Suudi Arabistan’a yansıması ise petrol talebinde ve fiyatlarındaki düşüş nedeniyle hükümet gelirlerinin ve ihracatın düşmesi şeklinde olmuştur. Virüs krizi krallığın petrol fiyatlarındaki düşüşlere kaşı olan kırılganlığının hala devam ettiğini ve ülke harcamalarının ekonomide itici güç olduğunu göstermiştir. Maliye Bakanı Muhammed el-Jadaan Suudi Arabistan’ın içerisinde bulunduğu ekonomik durumu göz önünde bulundurarak ekonominin koronavirüsten önceki haline dönemeyeceğini belirtmiştir. Kemer sıkma planının ekonomik reformların hızını yavaşlatacağı düşünüldüğünde ekonomiyi çeşitlendirme ve petrole bağımlılıktan kurtulma amacıyla oluşturulan Vizyon 2030 hedeflerinin ertelenebileceği düşünülmektedir.