Bakış

Siyasi, Ekonomik ve Toplumsal Krizlerin Kıskacında Sudan Geçiş Yönetimi

Sudan; Arap ve Afrikalı kimliği, Kızıldeniz’de Mısır ve Afrika Boynuzu arasında köprü mahiyetindeki stratejik konumu ve Doğu Afrika’nın adeta can damarı olan Nil’in iki kolunun birleştiği merkeze sahip olmasıyla bölgenin en dikkat çekici ülkelerinden birisidir. Jeopolitik konumunun da etkisiyle Sudan tarih boyunca hem Arap hem de Afrika ülkeleriyle siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel etkileşim hâlinde olmuştur. Sahip olduğu stratejik doğal kaynaklarla da uluslararası sistemde jeoekonomik açıdan göz ardı edilemez aktörlerden biridir. Ancak Sudan’ın bu özellikleri, onu küresel aktörlerin çatışma merkezlerinden biri hâline de getirmiştir. Nitekim bu durum ülkenin kendi kaynaklarını ve imkânlarını tam olarak kullanmasını sınırlamıştır.

Ömer el-Beşir’in Sudan devlet başkanlığından 10 Nisan 2019 gecesi ordu darbesiyle görevden alınmasını takip eden süreçte, Abdulfettah el-Burhan ve Muhammed Hamdan Dagalo (Hemediti) gibi yeni isimler tarafından Geçici Askerî Konsey kurulmuştur. 19 Aralık 2018’de başlayan protestoların koordinasyonunu üstlendiği bilinen ve ülkedeki orta sınıfı ifade eden Sudan Meslek Odaları ise diğer gruplarla birleşerek çatı örgüt olan Özgürlük ve Değişim Güçleri Birliğini kurmuştur. 5 Haziran 2020’de meydana gelen Ramazan Katliamı’nın ardından 17 Temmuz’da Geçici Askerî Konsey ve ÖDBG arasında mutabakata varılmış; 17 Ağustos’ta parafe edilen anlaşma ile de 39 ay sonunda seçimlerin düzenleneceği geçiş yönetimi kurulmuştur.

17 Ağustos’tan günümüze Sudan’da ekonomi, dış politika ve toplumsal temelli hızlı bir reform süreci başlatılmıştır. Ancak bu süreçte ekonomik iyileşmeden daha çok, bir kötüye gidiş yaşanmış ve bunun sonucunda da protesto hareketleri devam etmiştir. Geçiş yönetimi yaşanan ekonomik sıkıntılardan “eski rejimin kalıntıları” diye tabir ettiği toplumsal elitleri sorumlu tutsa da dövizde ve enflasyonda yaşanan ani artışlar, buğday ve yakıt kıtlığı gibi sorunlar halkın günlük yaşamlarını kayda değer oranda etkilemiştir. Ekonomik sınırlılıkları aşmak amacıyla Sudan geçiş yönetimi bir taraftan ülke içindeki kabileler arası gerilimlerin ve uzun yıllardır süren Darfur sorununun çözümüne, diğer taraftan da dış politika konularına yoğunlaşarak uluslararası toplumla barış içinde kalkınmayı arzulayan yeni bir Sudan modelini hayata geçireceği mesajını vermiştir. Geçiş yönetimi Sudan’ın 1993 yılından beri içinde bulunduğu ABD’nin terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkarılması için diplomatik hamleler yapmıştır. Bu kapsamda Avrupa’daki Sudan diasporasını etkin kullanarak İngiltere, Almanya, Fransa, Norveç ve İsveç başta olmak üzere pek çok Batılı ülkeyle ilişkiler geliştirilmiş; hem ABD ile sorunları düzeltme hem de ekonomiyi güçlendirecek bağlar kurma amacı güdülmüştür.

Çalışmada Sudan geçiş yönetiminin bir yılı aşkın görev süresi boyunca başarıları ve başarısızlıkları ortaya konmakta, uygulanan iç ve dış politikalardan hareketle ülkede bir türlü son bulmayan siyasi, ekonomik ve toplumsal krizlerin temel nedenleri hem yakın tarih hem de günümüz gelişmeleri perspektifinden irdelenmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde Sudan Krizi’nin gelişimi; ikinci bölümde ülkedeki ekonomik krizin kökenleri ve bunun dış politika tercihlerine etkisi; üçüncü bölümde ise toplumsal krizin temelleri irdelenmiş ve geçiş yönetiminin kurulmasından itibaren sürdürülen ve 31 Ağustos’ta paraf edilen Juba Barış Anlaşması’nın ülkenin mevcut durumu ve geleceği üzerine etkileri tartışılmıştır.