Siyasi Eksende Ekonomik Bir Anlaşma: Lübnan'a Elektrik Tedarik Etme Planı

Washington, İran'ın etkisini sınırlamaya çalışırken yıllardır uluslararası siyasetten uzak kalan Suriye rejimi bölgede yeni anlaşmalar yapmak istiyor. Ağustos ayında, ABD Lübnan Büyükelçisi Dorothy Shea ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmenin ardından Lübnan Cumhurbaşkanlığı, ABD'nin Lübnan'a elektrik tedarik etme konusunda yardımcı olacağını açıkladı. Onaylanan plan çerçevesinde taraflar, elektriğin Lübnan-Suriye ve Suriye-Ürdün arasındaki ortak enerji ağları aracılığıyla Lübnan'a aktarılmasına izin verecek. Lübnan aynı zamanda ülke içi tüketim için Mısır'dan ek gaz elde edecek. Bu açıklama, Lübnan vatandaşlarının geçim şartlarını ve ekonominin her alanını çarpıcı biçimde etkileyen elektrik krizi arka planında geldi.

ABD tarafından önerilen planın ilk maddesi, Ürdün'ün elektrik üretmesini ve ardından üretilen elektriğin her iki ülkeyi birbirine bağlayan Suriye ağı üzerinden Lübnan'a aktarılmasını içeriyor. İkinci madde ise Mısır doğal gazının Arap Doğalgaz Boru Hattı aracılığıyla Lübnan'a tedarik edilmesine yönelik. Her iki madde açısından Suriye rejimi ve rejim yanlısı şirketler önemli bir rol oynuyor.

Nitekim Suriye elektrik şebekesi, Ürdün ve Lübnan arasındaki hatta kilit konumda bulunuyor. Ayrıca Suriye, Ürdün'den ve ardından Suriye'den geçen Arap Doğalgaz Boru Hattı'nın da merkezinde yer alıyor. Suriye'de Esad rejimine karşı halk protestolarının patlak vermesine ek olarak, Mısır'ın ihracatını iç ihtiyaçlara odaklamak için azaltması nedeniyle doğal gaz aktarımı 2011'de durduruldu. Doğal gaz hattı ayrıca Sina ve Suriye'de çok sayıda bombalı terör saldırısının hedefi oldu.

Perde Arkasındaki Siyasi Hedefler
Irak Petrol Bakanı İhsan Abdulcebbar'ın Suriyeli mevkidaşı Bassam Toa'me ile Bağdat'ta görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Ortadoğu'daki ekonomik krizden etkilenen ülkelerde elektrik tüketimini sürdürmek için Mısır gazından yararlanmaya yönelik potansiyel bir anlaşmadan ilk kez bahsedildi. Böylelikle Irak'ın Suriye üzerinden Mısır doğal gazını ithal etme niyeti ortaya çıkmış oldu.

Bu açıklamanın ardından Lübnan eski Başbakanı Saad Hariri Mısır'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Hariri, haziran ayı ortasında Ürdün ve Suriye üzerinden gaz ithali için Kahire’yle bir anlaşmaya varılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Hariri aynı zamanda, Ürdün'ün böylesi bir adımı Sezar Yasası'nda öngörülen yaptırımlardan etkilenmemek için ABD'ye önermiş olduğunu da belirtti.

Nitekim anlaşma, Ürdün Kralı Abdullah'ın ABD Başkanı Joe Biden'a sunduğu plan dâhilinde görünüyor. Uzmanlar, bu vesileyle Ürdün'ün Suriye ile ilişkileri yeniden tesis ederek rejimin İran'a olan bağımlılığını azaltmayı amaçladığı görüşünde. Bu nedenle anlaşmanın, Suriye rejimini İran ile ilişkilerini yeniden değerlendirmeye teşvik etmeye çalışacağı muhtemel görünüyor.

Bu nedenle ABD'nin yaptırımları, plan açısından bir engel teşkil etmeyecek. Çünkü Biden, Kongreye danışmadan veya Kongrenin onayı olmaksızın yaptırım muafiyetleri çıkarma yetkisine sahip. ABD daha önce de benzer muafiyetler tanımıştı. Öyle ki YPG/PKK'nın siyasi kanadı SDG, yaptırım uygulanan al-Qaterji ailesiyle petrol ticareti için masaya oturmuş olmasına rağmen yaptırımlardan muaf tutulmuştu.

Suriye Rejimi ile Normalleşme Söz Konusu Olabilir mi?
Anlaşma, büyük ihtimalle Suriye rejiminin işine yarayacak. İlk olarak Suriye rejimine, doğal gaz ve elektriğin ülkenin altyapısı üzerinden aktarılmasına izin vereceği için ödeme yapılacak. Ancak bu miktar henüz kesinleşmiş durumda değil. Suriye rejimi, Suriye'de gerçekleştirilecek onarım faaliyetlerinden yarar sağlayacak. Çünkü boru hatları ve altyapının onarım ihaleleri rejimi destekleyen ve doğrudan mali destek sağlayan iş adamlarına verilecek. Suriyeli iş adamlarının çoğu hâlihazırda ABD ve AB'nin yaptırım listelerinde bulunuyor ve muafiyetlerin, doğal gaz anlaşmasının etkili bir şekilde hayata geçirilmesine yönelik onarımlar için de tanınıp tanınmayacağını zaman gösterecek. Diğer yandan, Lübnan ve Suriye'nin finansal kaynak eksikliği göz önüne alındığında, Dünya Bankasının gerekli altyapı onarım çabalarını finanse etmek için devreye girmesi gerekebilir. Bu durum, Dünya Bankası tarafından sağlanacak mali desteğin Suriye rejiminin eline geçmesi hakkındaki soruları gündeme getirebilir.

İkinci olarak anlaşma, elektrik ve doğal gaz altyapılarının onarımı için Ürdün ve Lübnan’la Suriye rejimi arasında siyasi bir anlaşma sağlanmasını gerektirecek. Bu tür bir girişim daha önce Ürdün Enerji ve Elektrik Bakanı Hala Zavati ile Suriye Petrol Bakanı Bassam Toa'me ve Elektrik Bakanı Ghassan al Zamil arasında Haziran 2021'de düzenlenen toplantı sırasında ele alınmıştı. Söz konusu toplantı, Ürdünlü bir yetkilinin 2011'den bu yana Suriye'ye yaptığı ilk ziyaret kapsamında gerçekleşmişti. Bu gelişme, BAE ve Bahreyn'in 2018'in sonlarında Şam'daki büyükelçiliklerini yeniden açmasının ardından rejimle normalleşme çabalarında bir artışın habercisi niteliğindedir. Diplomaside olası ekonomik ve bölgesel faydalara ek olarak Suriye rejimi, rejimin Arap Birliğindeki koltuğuna dönmesine ve Arap ülkeleriyle ticaretten faydalanmasına izin verebilecek bu anlaşmanın etrafındaki siyasi gelişmelere de ilgi gösterebilir. Daha önce de belirtildiği gibi, bu ekonomik anlaşmanın asıl odak noktası Lübnan olsa da ABD yönetimi, anlaşmayla İran'ın Suriye'deki nüfuzunu ve etkinliğini azaltmak için Ürdün ve Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesini amaçlıyor.

ABD Başkanı ve Ürdün Kralı arasındaki görüşme, Ürdün'ün Suriye krizinin çözümü için Amerikan ve Rus liderleriyle müzakereler yoluyla Arap dünyasındaki diplomatik rolünü yeniden tesis etme arayışının bir parçası. Ürdün bu minvalde, 2011 yılında krizin başlangıcından bu yana bölgede uygulanan yaptırımlar ve askerî temelli yaklaşımlardan farkı bir yöntemle krizi çözüme ulaştırmayı planlıyor. Mısır gibi Arap ülkeleri tarafından desteklenen Ürdün, Irak ve Lübnan'daki elektrik krizine çözüm sağlayarak İran'ın bu ülkelerdeki nüfuzunu artırmasını engellemeyi ve siyasi seçkinlere İran’ın ezici etkisine karşı yeni bir alternatif sunmayı amaçlıyor. Öte yandan, bu anlaşma Suriye rejimi için önemli bir fırsat niteliğinde olmayacak. Mali açıdan bakıldığında, Suriye'den gaz ve elektriğin geçişi için rejime ödenen ücretler, zor durumdaki ekonomiye ciddi bir katkı sağlamayacak. Ayrıca ABD'nin bu adımı, rejime yönelik yaptırımlarında veya tutumunda bir değişikliği beraberinde getirmeyecek. Nitekim ABD bunun yerine Rusya'ya, rejimin davranışını değiştirmesi hâlinde yaptırımların değiştirilebileceği mesajını veriyor. Bu durum, çıkarları söz konusu olduğunda ABD'nin Suriye'de çözüm için adımlar atabileceğini gösteriyor. Buna, rejimin İran ve Hizbullah'a yönelik tutumunu değiştirmek de dâhil.

Bu makale TRT World internet sitesinde 26 Ağustos 2021 tarihinde “An economic deal with a political agenda: The power supply plan for Lebanon” başlığıyla yayımlanmıştır.