Bakış

Somali - Kenya İlişkilerinde Normalleşme ve Katar Arabuluculuğu

Somali Enformasyon Bakan Yardımcısı Abdurrahman Yusuf el-Adala 6 Mayıs Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Kenya ile ilişkilerin normalleşmesi amacıyla Katar arabuluculuğunda sürdürülen müzakerelerin olumlu sonuç verdiğini ve bu ülkeyle dostane ilişkilerin bir yıl aradan sonra yeniden kurulacağını duyurmuştur. Katar’ın Terörle Mücadele ve Anlaşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk Elçisi Dr. Mutlak bin Macid el-Kahtani’nin 1 Mayıs’tan bu yana hem iki ülke arası ilişkilerin normalleşmesi hem de Somali’deki seçim krizi için Mogadişu’da bulunduğu biliniyordu. Bu kapsamda Kahtani, Somali Başbakanı Muhammed Hüseyin Roble, Somaliland Devlet Başkanı Musa Bihi Abdi ve diğer bölge liderleriyle görüşmeler gerçekleştirmiştir.

Doğu Afrika coğrafyasında iki komşu devlet olan Somali ve Kenya, tarihsel süreçte benzer tecrübeleri (sömürgecilik, bağımsızlık ve kimliksel çeşitlilik) yaşamıştır. Her iki devletin bağımsızlık sonrası yaşadığı süreç incelendiğinde ise Kenya’nın Somali’ye göre daha istikrarlı bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca bölgede İngiliz sömürgeciliği döneminden kalan yapay sınırlar sonucunda Kenya’nın kuzeyindeki Somali kökenli topluma ek olarak bilhassa Somali’de 1991 yılından itibaren yaşanan iç savaşla birlikte burada artan Somalili mültecilerin sayısı iki ülke arasında sınır sorununu da gündeme getirmiştir. Kara sınırına ek olarak, bilhassa son yıllarda deniz alanında keşfedilen zengin hidrokarbon rezervleriyle deniz sınırı anlaşmazlığı da ortaya çıkmıştır.  Bu kapsamda Somali’nin hak iddia ettiği bölgede Kenya’nın uluslararası enerji şirketlerine hidrokarbon arama ve işletme ruhsatı vermesi iki ülkenin ilişkilerini daha da germektedir. İki ülke arasında yaşanan deniz sınırı anlaşmazlığı ve Kenya’nın kuzeyinde yaşayan Somalililer ile ilgili sorunlar güvenlik kaygılarını da artırmaktadır.

Somali ve Kenya arasındaki diplomatik ilişkiler, Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) devam eden ve bugüne kadar yapılan duruşmalardan hareketle Somali lehine sonuçlanacağı tahmin edilen dava sürecinden dolayı son bir yıldır kopmuş durumdadır. Kenya’da yaşayan Somali toplumunun da etkisiyle bilhassa ticari bağlamda oldukça yakın olan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kopmuş olması her iki devletin çıkarlarını da olumsuz etkilemektedir. Bu bilgiler ışığında Katar arabuluculuğuyla diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması, bölgesel krizlerin yayılmaması adına kayda değer anlamda önemli olmanın yanı sıra Katar’ın bölgede yükselen “barışçıl aktör” imajına da olumlu anlamda katkı sağlamaktadır.

Somali ve Kenya ilişkilerinde son yıllarda bilhassa hidrokarbon rezervlerinin paylaşımı konusunda deniz sınırı anlaşmazlığı baş göstermekte ise de iki ülke arası ilişkilerde yaşanan sorun alanları çok daha derindir. Bu bağlamda Katar arabuluculuğunun ikili ilişkilerin sürdürülebilirliğine katkı yapıp yapmayacağı sorusunu anlamlandırabilmek için çatışmaların yönetiminde arabuluculuğun ne anlama geldiğini, günümüzde Kenya ve Somali ilişkilerinde yaşanan krizin kökenlerini ve Katar’ın arabuluculuk girişimleri özelinde dış politika yaklaşımını incelemek gerekmektedir.

Somali ve Kenya’nın tarihsel süreçleri incelendiğinde, benzer tecrübelere sahip oldukları ve İngiliz sömürgeciliği döneminden kalan yapay sınırların Kenya’nın kuzeyindeki Somali kökenli topluma ek olarak bilhassa Somali’de 1991 yılından itibaren yaşanan iç savaşla birlikte burada artan Somalili mültecilerin sayısı iki ülke arasında sınır sorununu da gündeme getirdiği ve bilhassa son yıllarda deniz alanında keşfedilen zengin hidrokarbon rezervleriyle de iki ülke arasında deniz sınırı anlaşmazlığının ortaya çıktığı görülmektedir.