Süleymaniye’deki Son Gösteriler: Nedenleri ve Yankıları

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Bakanlar Kurulunun 3 Aralık 2020 tarihinde ekim ayı için memur maaşlarını %21 kesinti ile geç ödemeye karar vermesinden saatler sonra bölgesel yönetim, maaşlar Bağdat’taki merkezî hükûmetten gelene kadar mevcut mali açığı kapatmak için borçlanma yoluna gitti. Süleymaniye kentinde, öğretmenler ve akademisyenler öncülüğünde, çeşitli kesimlerden vatandaş ve parlamenterlerin katılımıyla halk gösterileri düzenlendi. Bu gösteriler, petrol gelirlerinde ve sınır geçişlerinde şeffaflığın sağlanması ve maaşların herhangi bir kesinti yapılmadan ödenmesi yönündeki talepleri artırdı.

Süleymaniye’deki bir tıp merkezi yetkilisine göre bu gösteriler, göz yaşartıcı gaz kullanarak ve havaya canlı mermi atarak göstericileri dağıtmaya çalışan güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çatışmalara yol açtı. Çatışmalar 25 kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı.

Gösterilerin Nedenleri
IKBY’nin kültür başkenti olarak ve tarihte pek çok halk devriminin merkezi olarak anılan Süleymaniye kentinde gösterilerin yeniden patlak vermesinin doğrudan ve dolaylı nedenleri bulunmaktadır. Bölge vatandaşları beş yıldır devam eden gecikmiş maaş krizinden dolayı sıkıntı yaşadığı için olarak bölgedeki ekonomik koşulların kötüleşmesi başlıca nedenler arasında yer almaktadır. Maaş ödemelerinde görülen yaklaşık 50 günlük gecikmenin ardından, bölgesel yönetim maaşları ödemek için borçlanma sözü vermiştir. Öte yandan, halk tarafından reddedilen maaş kesintisi devam etmektedir. Erbil ile Bağdat arasındaki çözülmemiş sorunların ele alınması ve bölge ile merkez arasındaki sorunlar ve siyasi çatışmalar çemberinden memur maaşları konusunun çıkarılması için gerçek bir anlaşmaya varılmaması da gösterilerin nedenleri arasında yer almaktadır.

Öte yandan, bölgesel yönetim tarafından maaşlara ayrılan harcamalar azaltılmış ve çift maaş alan kişilere yönelik sistem sona erdirilmiştir. 4 Şubat 2020’de bölge başkanlığı tarafından onaylanan, eşitlik ve adaleti uygulamaya geçirmek ve genel bütçeden yasa dışı kazancı durdurmak amacıyla çıkarılan reform yasasının uygulanmasına yönelik IKBY’nin hiçbir pratik adımı bulunmamaktadır. 

Goran (Değişim) Hareketi Üyesi ve Milletvekili Ali Hama Salih, bölgenin sınır kapılarındaki kaçakçılık hacminin ayda 170 milyon doları aştığını ve bazı partilerin yetkililerinin herhangi bir müdahale olmayan sınır geçişlerinden ciddi kazanç elde ettiğini iddia etti. Devam eden yolsuzluğun sona erdirilmesi için ciddi bir hükûmet müdahalesinin olmaması ve bölge parlamentosunun oturumlarında bu dosyalar hakkında konuşmanın reddedilmesi, Kürt sokağının hoşnutsuzluğunun artmasına neden oldu.

Süleymaniye’de vilayetin kontrolü için rekabet eden çok sayıda siyasi parti ve grup arasındaki çekişmeler vilayette diğer vilayetlerden daha ağır ekonomik durgunluğa ve siyasi krizlere neden olmuştur. Bu ortamda siyasi partilerin çatışmaları sürdürmesi ve kentteki hizmet ve yatırımların geri plana atılmasına neden oldu. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Eşbaşkanı Bafel Talabani, 30 Kasım 2020’de Rudaw TV’de yaptığı röportajda yasa ihlallerine ve yatırımcılara, iş adamlarına ve girişimcilere haraç dayatan silahlı grupların çoğalmasına ilişkin iddiaları yalanlamadı. Bu konuda bir komisyonun kurulduğunu belirten Talabani, tutuklanmaları ve hesap vermeleri için geniş bir mafya listesinin hazırlandığını doğruladı. Talabani, Süleymaniye vilayetindeki bu sorunu çözme sözü verdi.

Bölge Yetkililerinin Gösterilere Tepkisi
Süleymaniye’deki güvenlik yetkilileri, gösteriler başlamadan önce kent merkezindeki Özgürlük Meydanı’na çok sayıda güvenlik gücü konuşlandırdı. IKBY Parlamentosu Goran Hareketi Üyesi Şirin Amin ve Yeni Nesil Hareketi Milletvekili Şirvan Baban da dâhil olmak üzere birçok gösterici yaralandı ve göz yaşartıcı gaz kullanımına ek olarak birçok aktivist ve öğretmen tutuklandı. Ayrıca Süleymaniye Vilayeti Yüksek Güvenlik Konseyi, “Yüksek Güvenlik Konseyinin önceden onayı alınmadan toplantı ve gösteriler düzenlenemez. Mevcut mali krizi istismar ederek şehrin istikrarını sabote etmek ve sokak hareketini durdurmak toplum kesimlerini olumsuz etkileyecektir” şeklinde açıklama yaptı.

Katılımcıların vurguladığı gibi kitle hareketinin barışçıl olmasına ve bu hareketin Tahrir Meydanı’ndaki toplantılara benzer olmasına rağmen, güvenlik güçleri şiddet araçlarını kullanarak gösterileri hızla durdurmaya çalıştı. Öte yandan, göstericilerin çağrılarına yanıt olarak ve onlara sükûnet mesajı vermek için gösterileri takip eden günlerde güvenlik güçleri tutukluların çoğunu serbest bıraktı.

Bölgedeki Kürt partilerinin çoğu (Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) dışında) Süleymaniye’deki gösterilere destek verdi ve maaş sorununun bölgesel yönetimle değil, merkezî hükûmetin yanlış uygulamalarıyla ilgili olduğunu belirtti. Buna ek olarak, gösterilerin patlak vermesine neden olan sorunların çözülmesini ve göstericilerin korunmasını talep etti. Ayrıca, partiler yaptığı açıklamalarda bölgedeki memurların maaşlarında yaşanan gecikmeden dolayı öteden beri Bağdat’taki merkezî hükûmeti sorumlu tutmaktadır.

Gösterilerin Yankıları
Bölgedeki vatandaşlar terör olayları ve bölgesel hükûmetin IŞİD karşı mücadeleyle meşgul olması nedeniyle geçmiş yıllarda maaşların geciktirilmesine tepki göstermedi. Ancak örgüte karşı kazanılan zaferin ardından, Kürt vatandaşlar diğer vilayetlerde Iraklı memurların maaşlarını aldıklarını görmüş ve tam şeffaflık çağrısında bulunmuşlardır. Bölgedeki yolsuzluk ve kamu kaynaklarının israf oranı Irak’ın geri kalan vilayetlerine göre daha az olmasına rağmen, bölgedeki memurlar mali krizden ve maaşlarının gecikmesinden dolayı sıkıntı yaşamaktadır.

Gösterilerin Süleymaniye ile sınırlı olması ve Erbil, Duhok veya diğer bölgeleri içermemesi nedeniyle bölgesel yönetim üzerinde büyük bir baskı oluşturması mümkün görünmemektedir. Talepler hükûmete yöneltilmesine rağmen Mesrur ​​Barzani liderliğindeki mevcut hükûmeti yöneten KDP, Süleymaniye’deki ihmalin sorumlusunun bölgesel hükûmet değil KYB olduğunu düşünmektedir. Bölünmenin tezahürlerine son vermeye yönelik tüm yerel ve uluslararası girişimlere rağmen bu durum, IKBY’de Sülemaniye ve Erbil merkezli iki yönetimin var olmasının dezavantajlarını yansıtmaktadır. Diğer taraftan, Süleymaniye’deki gösterilerin devam etmesi mevcut ekonomik durgunluğun artmasına neden olacaktır. Özellikle Süleymaniye’deki toplantıların başlangıç ​​noktası çarşı ve pazarın bulunduğu kent merkezi olduğu için kentteki pazarın belkemiğini oluşturan tüm döviz ve altın büroları ile önde gelen mağazaların hemen kapanmasına neden olmuştur.

Süleymaniye’yi özerk bir bölgeye dönüştürmek için “Süleymaniye’nin bölgeselleşmesi” projesini olgunlaştırmak veya Süleymaniye’de idari ademimerkezileştirme uygulamak için bu gösterilerden yararlanmaya çalışanlar mevcuttur. Çünkü kentteki sorunlara ve krizlere bir çözüm bulmaya ve vilayete yönelik dayatılan ötekileştirme ve dışlanmaya bir son vermek istenmektedir. Süleymaniye Vilayet Konseyi KYB Milletvekili Rîkût Zeki bu projeyi ilk kez önermiştir. Zira Zeki, Süleymaniye’deki ademimerkeziyetin, vilayetin bölgesel yönetime ihtiyaç duymadan Bağdat ile doğrudan anlaşmaya kapı açacağını ve maaş sorununun daha iyi ele alınacağını savunmaktadır.

Süleymaniye’de bölgesel yönetime karşı gösterilerin başlamasının, müzakerelerde bölgenin Bağdat karşısındaki konumunu zayıflatması beklenmektedir. Zira siyasi partilerin halk hareketleri esnasında benimsedikleri mücadele konumlarındaki bariz farklılık nedeniyle bölgedeki siyasi partiler arasındaki mevcut bölünmeler ve anlaşmazlıklar daha da kötüye gidecektir. Bu da Süleymaniye ve Kürt bölgesinin genel olarak yaşadığı siyasi sorunların doğal bir yansıması olarak idari ve mali sorunların devam etmesi anlamına gelmektedir.