Analiz

Suriye’deki İran Konuşlanmasına Karşı İsrail Saldırıları

15 Mart 2011 tarihinde Suriye’nin güney kenti Derâa’dan ülke geneline yayılan Arap Baharı ayaklanmasına ve sonrasında vekâlet savaşının patlak vermesine uzanan süreç, İran’ın Ortadoğu’da etki alanını genişletmesi için fırsat oluşturmuştur. 2018 başı itibarıyla Suriye topraklarındaki sert ve yumuşak güç varlıklarını sağlama alan İran, kendisi adına oluşturduğu güvenli hat üzerinden hassas güdümlü füze teknolojisini Lübnan Hizbullahı’na ulaştırma kabiliyetini hiç olmadığı kadar arttırmıştır. Suriye’deki İran etkisi ile mücadelede benimsenen “vur ve kaç” tarzı İsrail hava saldırıları, sıcak çatışmanın “ucu açık” ve “doğrudan bir savaş” şeklinde karakterize edilmesine neden olmuştur.

Güncel araştırmalar, askerî kapasiteler, kısa ve uzun vadedeki çıkarlar bütününde bir değerlendirme, İsrail’in Suriye iç savaşındaki rolünün pasif olduğu sonucuna varmaktadır. İsrail saldırılarının İran’ı caydırmadığını öne süren bu araştırmalar, gelişmiş füze teknolojisinin Hizbullah'ın eline geçmesinin veya Suriye rejiminin İran'a daha bağımlı hâle gelmesinin her zamankinden daha olası olduğu konusunda uyarmaktadır. Buradan hareketle, İsrail-Suriye dengesini belirleyici kılan faktörler arasında yer alan İsrail-Rus askerî koordinasyonunun incelenmesi ve İran’ın Suriye’deki varlığının haritalandırılması bu araştırma çabasının merkezinde yer almaktadır.

İsrail’in güvenlik algısını ve Suriye’ye yönelik hava saldırılarının hukuki altyapısını inceleyecek olan bu çalışma, Suriye’deki İran varlığının ve hava saldırılarının boyutlarını gözler önüne sererek yakın tarihten günümüze kaydedilen değişiklikler ve süreklilikler çerçevesinde kapsamlı bir analiz sunacaktır. Çalışmanın söz konusu hava saldırılarının artış gösterdiği ve 2022 yılında İsrail-İran çatışma potansiyelinin “yüksek” olarak derecelendiği bir zamanda yayımlanması ayrıca önem taşımaktadır. İran’ın bölgesel hedeflerini engellemek ilgili aktörlerin -özellikle Rusya ve ABD’nin-çıkarına olduğundan hava saldırılarında artışın ve operasyon alanının genişlemesinin bu bağlamda okunması tavsiye edilmektedir. Nihayetinde İsrail’in askerî kampanyalarının etkili olup olmadığını sorgulayan çalışma, İran'ın Suriye'ye yerleşmesini önlemenin imkânsız olduğunu ve İran nüfuzunun nitel ve nicel özelliklerine odaklanılmasını önermektedir.