Bakış

Suudi Arabistan’da Tutuklanan Alimler ve Olası Nedenler

Suudi Arabistan yönetimi, özellikle 2017 yılından itibaren ülke içerisinde rejime tehdit olarak değerlendirdiği kişileri hedef alıp tutuklamaktadır. Kraliyet ailesi içerisindeki çekişmenin ve baskının yanı sıra aktivistlere, öğretim üyelerine, gazetecilere ve din alimlerine karşı bir gözaltı siyaseti uygulanmaktadır. Önleyici bir hareket olarak sınıflandırılabilecek bu gözaltılar, Arap ayaklanmalarının ardından rejimin kendi güvenliğini garantiye alma çabası olarak değerlendirilmiştir. Bölgesel olarak daha agresif ve maceracı bir dış politika izlemeye başlayan Suudi Arabistan’ın iç politikasını daha istikrarlı ve güvenli tutma isteği açıktır. Bu bağlamda rejime eleştirel yaklaşan kişiler daha fazla tehdit oluşturmaya başlamadan engellenmektedir.

Suudi Arabistan Krallığı içerisinde gelenekselleşmiş bir yapı olarak normalde krallığın kurucusu olan Kral Abdülaziz bin Suud’un oğulları sırayla kral olmaktaydı. Özellikle Sudayri Yedilisi olarak adlandırılan prenslerin sırayla krallık makamına geldiği görülmüştür. Ancak 2017 yılında, Kral Selman bin Abdülaziz’in talimatıyla bu değişmiş ve kralın oğlu Muhammed bin Selman Veliaht Prens olarak ilan edilmiştir. Muhammed bin Selman, Biat Heyeti ve Yüksek Alimler Heyeti’nden onay alsa da veliaht prensin daha sonraki manevraları nedeniyle ulema içerisinde ayrışmalar ortaya çıkmış ve veliaht prense karşı bir kesim oluşmuştur. Özellikle geleneklere bağlı ve Muhammed bin Selman’ın faaliyetlerinden rahatsız olan bir grup ön plana çıkmıştır. Veliaht prensin baskı rejimini tercih etmesi, haksız tutuklamalar yapması, iş adamlarını ve önemli prensleri göz hapsinde bulundurması da kendisine karşı oluşan tepkini nedenleri arasında yer almaktadır. Dış politikada ise Suriye, Yemen ve Libya gibi ülkelerde sert gücün kullanılmaya başlanması ve Suudi Arabistan’ın yumuşak güce verdiği önemin azalması da etkili nedenlerden biridir. Bu ülkelerde rejimin yürüttüğü politikanın yararsız olması, yüzlerce insanın ölümüne ve Müslüman halkın zulme uğramasına sebep olması da diğer eleştiriler arasındadır. Katar ile ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde talepleri olan alimler de vardır. Ancak Suudi Arabistan, ilişkileri iyileştirmektense daha da gerginleştirmeye devam etmektedir. Arap Baharı sırasında Katar’da bulunan, el-Cezire aracılığı ile programlar yapan ve ayaklanmaların seyrinde katkısı olan Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’ye karşı da Suudi rejimi tarafından yasaklamalar getirilmiştir. Bu tür rejim politikaları alimlerden eleştiri almaya devam etmekte ve hükümet buna baskı siyasetiyle karşılık vermektedir.

Ulema, Suudi Arabistan devlet yapısının önemli bir parçasıdır. Devlet kurulduğundan beri Vehhabilik Suudi Arabistan’a meşruluk kazandıran bir yapı olmuş, Muhammed bin Abdülvehhab’ın soyundan gelen insanların dini otorite sahibi olmasına izin verilmiştir. Yönetimin kararlarını ve yapılanları meşru bir zemine oturtmak adına din alimlerinin rejim yanlısı olması ve onların politikalarını desteklemesi önemlidir. Ancak bazı alimler rejimi eleştirmekte ve farklı talepler iletmektedir. Bu mesele Selman bin Abdülaziz’in 2015 yılında Suudi Arabistan Kralı olması ve 2017 yılında Muhammed bin Selman’ın Veliaht Prens olması ile ön plana çıkmıştır. Hem dış politikada hem de iç politikada agresif politikalar izleyen Veliaht Prens Muhammed bin Selman, din alimlerini de baskı altına almıştır.