Bakış

Türkiye Karşıtı Politikalar Bağlamında Normalleşme Süreci ve Ekonomik İlişkiler

Koronavirüs (Covid-19) ile birlikte petrol fiyat krizi Körfez ekonomilerinde ikiz şok etkisine sebep olmuştur. Kısa vadede yaşanan bu şokun etkilerini azaltma çabaları sürerken petrol sonrası dönem için Körfez ülkelerinin geliştirdikleri vizyon projelerinde de aksaklıklar ve gecikmeler yaşanmaktadır. Bu ülkelerin yatırım fonları ise petrole bağlı ekonomilerinde kısa ve orta vadede mali getirisi olacak yatırım imkânlarının yetersizliği nedeniyle bu dönemde dünya ekonomilerinde stratejik yatırımlarına ağırlık vermiş ve konumlarını sağlamlaştırma girişimlerini arttırmıştır. Bu esnada Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrail ile şimdiye kadar örtülü yürüttüğü ilişkilerini açık ederek normalleşme süreci başlatmış ve barışçıl bir ülke imajı çizmeye çalışmıştır. Bu gelişme son dönemde artan Türkiye karşıtlığı politikaların bir sonucu olarak da yorumlanabilir.

İsrail, bölge ülkelerine nazaran son yıllardaki enerji keşiflerine kadar doğal kaynak zenginliği olmamasına rağmen ekonomik çeşitliliğini sağlamış ve gelişmiş ülke kategorisine dâhil olmuş, bölgede yüksek teknoloji üretimi ve ihracı ile ön plana çıkmıştır. Aynı zamanda katma değeri yüksek ürünler merkezli üretim yapısı ülke ekonomisine istikrarlı bir süreç kazandırmıştır. Bununla birlikte ülkenin siyasi durumuna bakıldığında 500 günden fazla hükûmetsiz kaldıktan sonra koalisyon hükûmeti kurulması İsrail’deki siyasi kırılganlığın göstergesi niteliğindedir. Ancak İsrail’in siyasi yapısındaki parçalanmışlık ve kırılganlıktan ortaya çıkan zafiyeti güçlü kurumsal yapısı sayesinde telafi edilebilmektedir. Bu sayede iktidarın el değiştirmesi görünüşte çok sancılı süreçlerde gerçekleşse de devletin ve kamusal faaliyetlerin işleyişinde önemli bir aksaklık meydana gelmemiştir. Böylece İsrail, bölgede gerek Doğu Akdeniz gerekse Arap ülkeleri ile olan normalleşme sürecinde proaktif bir dış politika izlemeyebilmektedir. İsrail, Doğu Akdeniz’de yaptığı enerji keşiflerinden sonra söz konusu normalleşme ile Körfez sermayesini ülke ekonomisine yatırım için ikna ederek sermaye girişlerini arttırabilecektir.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, İsrail ile ilişkilerini normalleştirirken Suudi Arabistan ile birlikte Türkiye’ye karşı hasmane tutumlarını da sürdürmektedir. BAE ve Bahreyn, uluslararası kamuoyuna bölgede barışçıl politika izlediklerini göstermeye çalışmakta ve ekonomik iş birliği imkânlarını geliştirmeye yönelik hamleler yapmaktadır. Suudi Arabistan ise Türkiye ile ticaretini azaltmaya çalışarak Türk mallarını gümrüklerde bekletmekte, işlemleri yavaşlatmakta ve boykot uygulamaktadır. BAE ise salgın nedeniyle getirdiği uçuş kısıtlamalarını birçok ülke için kaldırmış olsa da Türkiye’ye turistik uçuşlarla ilgili kısıtlamaları kaldırmamıştır. Hukuki olarak Türkiye’yi karşısına almaktan çekinen Suudi Arabistan ve BAE, resmî olarak olmasa da açıkça Türkiye’yi hedef almaktadır.