Türkiye’nin “Enerji Koridoru” Hayali, Gerçek Oluyor

Dr. İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı
Aralık ayının son günlerinde Türkiye’nin iç politikasındaki gündemin yoğun olması ve Orta Doğu’daki gerginliğin devam etmesi gibi faktörler, Ankara’nın enerji alanında attığı önemli adımları gölgede bırakmıştır. Hâlbuki, Türkiye’nin Rusya ile Güney Akım Boru Hattı’nın Karadeniz’in altından (Türkiye’nin ekonomik sahasından) geçmesi, Azerbaycan ile de Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın inşası konularında anlaşmalar imzalaması, Ankara’nın Doğu ile Batı arasında “enerji koridoru” olma hayalini gerçekleştirebilecek gelişmelerdir.  
 
Türk yetkililerinin Güney Akım boru hattının Türkiye ekonomik sahasından geçmesine izin vermeleri, Türk-Rus işbirliğinin gelişmeye devam ettiğine ve tarafların da bu işbirliğine önem verdiklerine işaret etmektedir. Türkiye’nin bu adımı, aslında tarafların daha önce yaptıkları paket anlaşmasının (gaz ve petrol sevkiyatının yapılması, elektrik ve nükleer alanındaki işbirliği) bir parçasıdır. Nitekim Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin de söz konusu anlaşmadaki maddelerin tek tek hayata geçmeye başladığını ve Türkiye’nin güvenilir ortak olduğunu ispatladığını bildirmiştir. Anlaşmanın her iki tarafın da çıkarına olduğu aşikârdır. Rusya, Güney Akım projesini hayata geçirerek bir taraftan Avrupa’daki doğalgaz pazarı üzerindeki kontrolünü arttırmak, diğer taraftan Ukrayna ile Beyaz Rusya’ya transit konusundaki bağlılığından kurtulmak istemektedir. Bundan dolayıdır ki Rus yetkilileri Türkiye’nin onayını, “uluslararası enerji alanındaki büyük olay” olarak nitelendirmektedirler. Güney Akım boru hattının 2015 yılından itibaren Güney ve Merkezî Avrupa’ya yılda 63 milyar metre küp gaz taşıyacağını ve Baltık Denizi’nin altından geçen Kuzey Boru Hattı’nın (2013 yılından itibaren yılda yaklaşık 55 milyar metre küp taşıyacaktır) da hayata geçtiğini göz önünde bulundurduğumuzda Rusya’nın yukarıdaki amaçlarına ulaşacağını söylemek mümkündür.
 
Varılan anlaşmanın Türkiye’ye de önemli getirileri olacaktır. Müzakereler sonrası Türkiye’nin Rus enerji devi Gazprom’dan doğalgazda yaklaşık 10 milyar dolar indirim sözü aldığı ileri sürülmektedir. Yine Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız, Rusya’dan “al ya da öde” kapsamında alınamayan 3 milyar metreküplük gazın Batı Hattı aracılığıyla ithal edileceğini dile getirmiştir. Diğer taraftan Rusya’nın doğalgazda indirime gitmesi, hiç şüphesiz aynı konuda İran ile yapılan görüşmelerde Türkiye’nin elini güçlendirecektir.
 
Rusya ile Güney Akım projesi konusunda anlaşmaya varılması, Azerbaycan ile de Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın yapımına ilişkin mutabakat zaptının imzalanması hiç şüphesiz Türkiye’nin “enerji koridoru” olarak önemini arttıracaktır. Trans Anadolu Boru Hattı’ndan gelecek Azerbaycan gazının bir kısmının Türkiye’de kullanılması, bir kısmının da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihracatı planlanmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ile Bakü-Tiflis-Erzurum Boru Hattı’ndan sonra üçüncü bir boru hattının inşası, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri daha da güçlendirecektir. Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da belirttiği gibi “bu proje ile beraber özellikle batıda gaz ihtiyacı olan ülkelerin gösteremediği çabayı Türkiye ve Azerbaycan göstermektedir.”
 
Azerbaycan bağımsızlığını kazandığından itibaren sahip olduğu enerji kaynaklarını pazarlamak için çaba sarfetmektedir. Bugüne kadar Azerbaycan bu alanda işbirliğini en fazla Türkiye ile geliştirmiştir ki Türkiye, Azerbaycan enerji kaynakları için bir çıkış kapısı konumundadır. Dolayısıyla Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı, Azerbaycan’ın dışarıya açılması açısından önemli bir projedir. Türkiye ile Azerbaycan’ın Avrupa pazarına birlikte çıkacak olmaları ise ayrı bir önem arz etmektedir.
 
Türkiye ise bu proje sayesinde Azerbaycan ile münasebetlerini güçlendirmenin yanı sıra Rusya ile İran gazına alternatif de elde etmiş olacaktır. Boru hattının inşaatının tamamlanmasından sonra şimdilik kağıt üzerinde kalan Nabucco projesine bağlanması ihtimali de vardır. Kapasitesi (16 milyar metre küp) sınırlı olsa da bu boru hattı, enerji alanında Türkiye’nin hareket alanını arttıracaktır.
 
Avrupa ülkeleri uzun süreden beri başta Nabucco olmak üzere çeşitli projeler ortaya atarak Rus doğalgazına bağımlılığı azaltmaya çalışmakta ve bu süreçte de Türkiye’ye “enerji koridoru” misyonu yüklemektedirler. Avrasya coğrafyasında son dönemde hayata geçirilen projeler Avrupa ülkelerinin Rusya’ya bağımlılığını azaltmamıştır. Ancak Türkiye coğrafî konumundan da yararlanarak dışarıdan yüklenen bu misyonu kendi çabalarıyla ve Avrupa ülkelerinden bağımsız olarak hayata geçirmektedir. Bu husus, Türkiye’ye enerji güvenliğini sağlamasını, bölgedeki projelerin dışında kalmamasını, bölge ülkeleriyle işbirliğini arttırmasını, uluslararası enerji ve dolayısıyla da siyasi alanda konumunu güçlendirmesini sağlamaktadır.