Tuzhurmatu’daki Saldırılar Ne Anlama Geliyor?

Irak’ın Selahaddin vilayetine bağlı yoğunlukla Türkmenlerin yaşadığı Tuzhurmatu ilçesinde 16 Mart tarihinde patlayıcı yüklenen motosikletin şehir merkezinde infilak etmesi üzerine altı kişi yaralanmıştır. Saldırının üzerinden iki gün geçtikten sonra 19 Mart tarihinde ise ilçenin batı kısmındaki İmam Ahmed mahallesine dört tane havan topu düşmüştür. Güvenlik güçleri tarafından dört sivilin yaralandığı açıklanmıştır. Aynı dönemde yine Selahaddin vilayetine bağlı Türkmenlerin yaşadığı Amirli ilçesine yönelik olarak da katyuşa füzeleri ile saldırılar düzenlenmiş, saldırılarda maddi hasar meydana gelmiştir. Saldırıdan önce Diyala vilayetinin Hanekin ilçesine bağlı Celevle nahiyesinde de benzer bir saldırı düzenlenmiştir. Saldırıları üstlenen grup olmamasına rağmen, bu bölgelerde özellikle 2019’un ikinci yarısından itibaren terör örgütü IŞİD’in faaliyetlerini yoğunlaştırması dikkat çekmektedir. Saldırıların ardından Irak’taki federal hükümete bağlı güvenlik güçleri saldırıların faillerini yakalamak üzere operasyon başlatmıştır.

Selahaddin vilayetinin doğu kısmında yer alan Tuzhurmatu ve Amirli ilçeleri, coğrafi konumu itibariyle kuzey-güney ve doğu-batı geçiş güzergahında yer almaktadır. Selahaddin vilayetinin yanı sıra yoğun Türkmen nüfusuna sahip olan Tuzhurmatu ve Amirli ilçeleri Kerkük, Süleymaniye ve Diyala vilayetlerinin de arasındaki geçişi sağlamaktadır. Bu nedenle bölgenin kontrolü için Haşdi Şaabi ve diğer aktörler arasında rekabet bulunmaktadır. Hatta 16 Ekim 2017 tarihinden önce Tuzhurmatu ilçesi neredeyse Haşdi Şaabi ve peşmerge arasında bölünmüş ve taraflar arasında çatışmalar çıkmıştır. 16 Ekim’den sonra peşmergenin Tuzhurmatu’dan çekilmesi ilçedeki güvenlik yapısının Haşdi Şaabi lehine değişmesine neden olmuştur. Özellikle Bedir Örgütü şemsiyesi altında Haşdi Şaabi bünyesinde kurumsallaşan 16. Tugay (Türkmen Tugayı) ve 52. Tugayın (Amirli Tugayı) faaliyet gösterdiği Şuheda Kampı’na yönelik Temmuz 2019’da gerçekleştirilen SİHA’lı saldırının faili kesin olarak tespit edilememesine rağmen bölgedeki etkinlik yarışını göstermesi açısından önemlidir.

IŞİD Sonrası Rekabet
Irak eski Başbakanı Haydar el-Abadi, 9 Aralık 2017 tarihinde IŞİD’in Irak’ta askeri olarak yenildiğini açıklamıştır. Bunun üzerinden iki yıla yakın bir süre geçmesine rağmen başta Kerkük, Selahaddin ve Diyala gibi vilayetlerde terör örgütü IŞİD’in faaliyetleri devam etmektedir. Bölgedeki Türkmen siyasetçiler, yaşanan saldırılardan sonra Bağdat’ın bölgedeki askeri varlığı arttırmasını istemektedir. Diğer yandan, 16 Ekim 2017 tarihinde federal güvenlik güçlerinin müdahalesiyle peşmergenin çekildiği bölgelerden olan Kerkük ve Tuzhurmatu’da, IKBY güvenlik boşluğunu öne sürerek peşmerge güçlerinin tekrar konuşlandırılmasını istemektedir. Zira Kerkük gibi Tuzhurmatu da Irak Geçici Anayasası 58. Maddesi ve Anayasa’nın 140. Maddesi çerçevesinde “tartışmalı bölgeler” arasında yer almaktadır. Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin ise 140. Maddenin yürürlükte olduğuna yönelik 30 Temmuz 2019 tarihli kararı, IKBY’nin peşmergenin geri dönüşü konusundaki taleplerini arttırmaktadır. Diğer yandan 16 Ekim’den önce terör örgütü PKK’nın da bölgede bulunarak Türkmen sivilleri hedef alan eylemlerde bulunduğu bilinmektedir. Ancak 16 Ekim’den sonra hücre yapılandırmasını koruyan PKK’nın da bölgedeki faaliyetleri artmaktadır. IKBY, bölgeye geri dönüşünü terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele ettiğini öne sürerek meşrulaştırmaktadır. Diğer yandan PKK da bölgedeki Kürtleri “IŞİD’den koruduğunu” öne sürerek Sincar’daki fiili kontrolünün bir benzerini Tuzhurmatu’da oluşturmayı amaçlamaktadır.

IKBY’nin siyasi amaçlarının yanı sıra IŞİD’in de bölgede faaliyetlerinin arttığı görülmektedir. Zira Diyala vilayetinden başlayarak Selahaddin üzerinden Kerkük vilayetinin güneyine kadar uzanan Hemrin Dağları coğrafi erişimin zorluğu nedeniyle IŞİD ve Beyaz Bayraklılar gibi diğer terör örgütlerinin barınabildiği bir alan haline gelmiştir. Ayrıca Selahaddin vilayetinde iki askeri ortak operasyon merkezinin bulunması ve vilayetin doğudaki komşusu IKBY’ye bağlı Süleymaniye vilayetindeki güvenliğin peşmerge tarafından sağlanması iki farklı güvenlik gücü arasında gri alanların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bağdat’taki Ortak Operasyonlar Komutanlığı’na peşmerge temsilcisinin de eklenmesi ile benzer güvenlik açıklarının ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Ancak Bağdat’ta devam eden gösteriler ve hükümet krizi ile IKBY’nin düzenlediği bağımsızlık referandumunun ardından varılan petrol gelirlerinin Bağdat’a aktarılmasına ilişkin anlaşmanın uygulanmaması Bağdat ve Erbil arasındaki güvensizliği göstermektedir. Dolayısıyla taraflar arasındaki işbirliğinin aksaması benzer saldırıların Tuzhurmatu veya diğer bölgelerde yaşanmasına yol açabileceği gibi peşmergenin çekildiği bölgelerde yaşanacak istikrarsızlık IKBY tarafından araçsallaştırılarak peşmergenin geri dönüşü için gerekçe haline getirilecektir.

Bu noktada gerek coğrafi konumu gerekse de demografik yapısı itibariyle Tuzhurmatu ilçesi birçok aktör tarafından önemle takip edilmektedir. 16 Ekim öncesinde Haşdi Şaabi ile peşmerge arasında yaşanan çatışmalar da düşünüldüğü takdirde, peşmergenin şehre dönüşü ile çatışma dinamiklerinin tekrar ortaya çıkması beklenebilir. Zira, Bağdat’taki siyasi istikrarsızlık yerel yönetimlerin öneminin artmasına neden olmasına rağmen, istikrarsız ortam 2020 yılı bütçesinin çıkmasını engellemektedir. Bu nedenle valilikler, yeni yatırımlar için fon bulamamaktadır. Dolayısıyla işsizlik, altyapı eksiklikleri ve sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar bölgede yaşayan insanların Bağdat’a yönelik tepkisini arttırmaktadır.

Diğer yandan nüfusun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Selahaddin vilayetinin Türkmen yoğunluklu ilçeleri olan Tuzhurmatu ve Amirli ilçelerinde terör örgütü IŞİD’in neden olduğu yıkımın onarılması ve evlerinden göç eden Türkmenlerin geri dönebilmeleri için gerekli yardımların yapılması bölgenin kimliğinin korunmasına olumlu katkı yapacaktır. Bu doğrultuda Bayat Obası olarak anılan Yengice, Bastamlı, Köküz, Muratlı, Karanaz, Biravçılı, Süleymanbeg, Hasadarlı ve Çardaklı’nın yanı sıra Bir Ahmet, Abbud ve Zengili köylerinin yeniden imar edilerek korunması Türkmenlerin evlerine dönebilmesini sağlayacaktır. Türkmenlerin yaşadıkları yerlere geri dönüşleri, 21 Ocak 2014 tarihli bakanlar kurulu kararı doğrultusunda Tuzhurmatu’nun vilayete dönüştürülmesinin hızlandırılması için baskı unsuru olacaktır. Ayrıca, 140. Madde kapsamında değerlendirilen bir bölgede Türkmen nüfus yoğunluğuna sahip bir vilayetin kurulması, maddenin IKBY lehine sonuçlanma ihtimalini büyük ölçüde azaltacaktır. Diğer yandan Tuzhurmatu’nun vilayete dönüştürülmesi Telafer’in vilayete dönüştürülmesinin yanı sıra Ninova vilayetinin Şeyhan, Telkeyf, Hamdaniye ve Akre ilçelerinin birleştirilerek Sahel Neynova (Ninova Ovası) olarak anılan bölgenin de vilayete dönüştürülmesi taleplerinin artmasına neden olacak ve 140. Maddenin uygulanması beklenen bölgeleri muğlaklaştıracaktır.