Bakış

Yeni Sınır Kapıları Politikasının Irak Ekonomisine, Türkiye ve İran İlişkilerine Etkileri

Irak, kuzeyinde 378 kilometrelik Türkiye, doğusunda 1458 kilometrelik İran, güneydoğusunda 240 kilometrelik Basra Körfezi ve Kuveyt, güneyinde 814 kilometrelik Suudi Arabistan, batısında ise 181 kilometrelik Ürdün ve 605 kilometrelik Suriye sınırları ile çevrilidir. İran ile 9 sınır kapısına sahip olan Irak, Türkiye ile ise iki adet sınır kapısına sahiptir. İran, hem Irak merkezi hükümeti hem de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile sınır kapılarına sahiptir. Irak merkezi hükümeti ile, Basra vilayetinin doğusunda Şelemçe, Misan vilayetinde eş-Şib, Vasit vilayetinde Zarbatiye, Diyala vilayetinde Somer ve Munduriye sınır kapılarına sahiptir. IKBY ile ise aralarında; Süleymaniye vilayetinde Pervezhan, Başmak, Seyranbend (sadece insan geçişi için kullanılmaktadır) ile Erbil vilayetinde Hacı Omeran olmak üzere 4 sınır kapısı bulunmaktadır. Bu sınır kapılarının hepsi uluslararası standartta ve birçoğu hem ticari geçişler hem de yolcu geçişleri için kullanılmaktadır.
Sadece iki sınır kapısına sahip olduğu Türkiye ile en önemli ve yoğunluğun en fazla olduğu ticaret noktası Habur-İbrahim Halil Sınır Kapısı’dır. Bunun yanında, Hakkari’nin Çukurca ilçesi ile Duhok’un Kani Masi kasabası arasında yer alan Üzümlü Sınır Kapısı da iki ülke arasındaki ticaretin geçiş noktası olarak yer almaktadır. Üzümlü gümrük kapısı, güvenlik ve coğrafi zorluklar dolayısıyla ticari geçişlere uygun değildir. Böylece, Türkiye’nin Irak ile ticari faaliyetlere müsait ve stratejik konuma haiz tek kapısı olarak Habur görünmektedir. Türkiye-Irak sınır kapılarının detaylı analizlere muhtaç en önemli özelliği her iki kapının da Irak merkezi hükümetine değil de IKBY’ye açılıyor olmasıdır. 
Irak sınır ticaretinin tarihi gelişimine bakıldığında; özellikle 1958 darbesi sonrası kurulan ve 2003 yılında sona eren Baas rejimi döneminde içeride ve dışarıda yaşanan krizler ve ambargo uygulamaları neticesinde sıkıntılı süreçlerden geçildiği görülmektedir. 1980-88 Irak-İran Savaşı sebebiyle dış borç yükü ve 1990 I. Körfez Savaşı sonrası uygulanan ambargo gibi sebeplerle Irak ekonomisi büyük yaralar almıştır. 2003 sonrası yeni yönetim yapısı ile  demokratik bir sistem oluşturulan Irak’ta istikrar yine sağlanamamış, yaşanan iç karışıklıklar DEAŞ sorunu ve bu örgüt tarafından işgal edilen bölgeler gibi sorunlar sınır kapılarından yapılan ticareti etkilemiş, dolayısıyla Irak ekonomisi toparlanma imkanı bulamadan yeni krizler ile boğuşmak durumunda kalmıştır.