Analiz

Libya'da Yeni Dönem ve Avrupalı Aktörlerin Artan İlgisi

Avrupa Birliği üyesi ülkelerden Fransa, İtalya ve Almanya başta olmak üzere kimi ülkelerin Libya’daki siyasi süreçlere müdahalesi son dönemde yeni bir boyut kazanmıştır. Bu durum özellikle Abdülhamid Dibeybe’nin Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nde başbakanlık görevine getirilmesini izleyen süreçte daha net biçimde gözlemlenmeye başlamıştır. Bu anlamda 1-5 Şubat 2021 tarihleri arasında Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yürütülen Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda (LSDF) ülkeyi 24 Aralık seçimlerine götürecek geçici yönetim kadrolarının belirlenmesi Avrupa Birliği ülkelerinin Libya’daki tutumunda yaşanan değişimde bir dönüm noktası olmuştur. Seçilen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ve 10 Mart tarihinde parlamentodan güvenoyu alan Dibeybe hükümeti, son iki ay içerisinde İtalya ve Yunanistan’ın başını çektiği Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yoğun ilgisi ile karşı karşıya kalmıştır.

Bu ilgi Fransa, Almanya ve Malta gibi ülkelerin Libya’daki meşru yönetimle ilişkilerini yeniden şekillendirmelerinde de gözlemlenirken, AB ülkelerinin Libya’da yeni stratejileri hayata geçirdiği bir dönemin yolu açılmıştır.

Libya’nın yeniden yapılanma sürecine ve yeni kurulan Milli Birlik Hükümeti’ne (MBH) olan desteklerini her fırsatta dile getiren AB ülkeleri, Libya’ya yönelik diplomatik temaslarını arttırarak gerek siyasi gerekse ekonomik alandaki kazanımlarına odaklanmıştır. Bu ülkelerin bir kısmı Libya’yı Akdeniz üzerinden Avrupa’ya düzensiz göç akışını kontrol edebilecekleri bir güvenlik sahası olarak değerlendirirken bazı ülkeler Libya’nın yeniden inşasında ortaya çıkan ihtiyaçları karşılama noktasında şirketlerine alan açmayı amaçlamaktadır. Güvenlik ve ekonomi eksenli yaklaşımların haricinde Yunanistan ve Fransa gibi devletler Türkiye’nin Libya’da artan etkisini ve 27 Kasım 2019’da dönemin BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan güvenlik ve deniz yetkilendirme anlaşmalarını göz önünde bulundurarak siyasi ve askeri anlamda Türkiye’yi dengelemeyi ve bu ülkedeki kazanımlarını baltalamayı amaçlamaktadırlar. Bu girişimler karşısında Türkiye’nin pozisyonu değişmezken, Ankara, UMH ile mevcut olumlu ilişkilerini MBH ile farklı alanlara yayarak devam ettirmektedir.

Libya sorununa doğrudan ya da dolaylı biçimde müdahil olan başlıca AB ülkelerinin yeni dönemde geliştirdikleri aktivizm ve dönüşen Libya politikaları, Libya’ya yönelik motivasyonlarının ortaya konulması anlamında önem taşımaktadır. Libya’da sömürge geçmişi bulunan İtalya ve Fransa’nın yanı sıra Yunanistan, Almanya ve Malta gibi ülkelerin yeni dönemde Libya’ya yönelik politikalarının arkasında hangi saiklerin olduğu, bu ülkelerin Libya politikalarının bölgesel ittifak yapılanmaları veya rekabet bağlamında hangi düzlemde ele alınabileceği bu çalışmanın başlıca odak noktasıdır. Çalışmada ayrıca söz konusu ülkelerin Libya bağlamında hangi dış politika önceliklerine sahip oldukları yine bu aktörlerin geçmiş dönem Libya politikalarından hareketle ve son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler ışığında incelenmektedir.