“Büyük Faw Limanı” ve “Kuru Kanal” Projeleri: Türkiye ile Irak Arasında Ortaklık Fırsatları

2010 yılının Nisan ayında dönemin Irak hükûmeti Büyük Faw Limanı projesinin temelini atmıştır. Projede limanın, Basra Körfezi'ndeki en büyük ve önemli uluslararası limanlardan biri olması hedeflenmiştir. Proje, Basra vilayetine bağlı Faw şehrinin kıyılarında Basra Körfezi'nin kuzeyine bakan ticari bir liman olarak tasarlanmıştır. O dönemde projenin maliyeti yaklaşık 5 milyar dolar ve tamamlanma süresi 4-5 yıl olarak tahmin edilmiştir.

2021 yılına dek projenin Yunan şirketi "Archirodon" tarafından yapılan batı "dalgakıranı" dışında hiçbir önemli aşaması tamamlanmamıştır. Bu dalgakıran ise 16 km'lik uzunluğuyla dünyanın en büyük dalgakıranı olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiştir. Bunun dışında projeyle ilgili bazı kaya setleri işi Güney Koreli "Daewoo" firması tarafından yürütülmüştür. Proje, başta yolsuzluk olmak üzere birtakım iç içe geçmiş birkaç faktör nedeniyle 2010-2021 arasında durmuştur. Yolsuzluk dışında, iç siyasi çatışmalar, Irak hükûmetiyle uluslararası şirketler arasında yapılan sözleşmelerde şeffaflığın olmaması ve bu sözleşmelerin istikrarsızlığı projenin durmasına neden olan faktörlerin başında yer almaktadır. Zamanla projeyle ilgili gittikçe artan bir gerilim ortamı oluşmuştur. Öyle ki 8 Ekim 2020'de projeyi yürüten Daewoo şirketinin Irak şube müdürü Bark Techol Hoba ofisinde ölü bulunmuştur. Ofisinde kendini asmış vaziyette bulunan müdürle ilgili eski Başbakan Mustafa el-Kazımi, Kasım 2020'de düzenlediği basın toplantısında, Bark Techol Hoba’nın maruz kaldığı baskı ve şantajlar neticesinde intihar ettiğini belirtmiştir. Ancak sosyal medyada ve Irak medyasında yayılan (gayriresmî) haberlere göre Koreli müdürün intihar etmediği, bilakis öldürüldüğü bilgisi dolaşmaktadır.

Projenin Gidişatındaki Olumlu Dönüşüm
Koreli müdür olayı, Irak hükûmetini Büyük Faw Limanı projesine daha fazla ciddiyet ve ilgi göstermeye sevk eden bir uyarı niteliğinde olmuştur. Nitekim bu olay, kamuoyunda projede neler olup bittiğine dair birçok soru işareti uyandırmıştır. 30 Aralık 2020'de Irak hükûmeti, bu projenin ilk fazını 4 yıl içinde tamamlaması için Güney Koreli şirket Daewoo ile 2,62 milyar dolar değerinde yeni bir sözleşme imzalamıştır. Büyük Faw Limanı projesinin sanal tasarımı, tüm fazları tamamlandıktan sonra, uluslararası standartlara sahip birçok deniz tesisini içermektedir. Bu tesislerin en önemlileri şunlardır: Konteyner yüklemek ve boşaltmak için 17 km uzunluğunda ve yıllık 25 milyon TEU kapasiteli 50 rıhtım, konteynersiz yükler için 5 km uzunluğunda ve yıllık 50 milyon ton kapasiteli 20 rıhtım, genel kargo için 5 km uzunluğunda 20 rıhtım, araç yüklemek ve boşaltmak için yıllık 400.000 araç kapasiteli RO-RO rıhtımı, petrol ihracatı için günlük 230.000 varil kapasiteli 6 rıhtım, ithal edilen petrol ürünlerinin depolanması için 300.000 metreküp kapasiteli tanklar.

Büyük Faw Limanı projesi tamamlandığı takdirde Irak, bölge ve dünya ticareti için birçok stratejik faydalar sağlayacaktır. Nitekim Irak'ın mevcut limanları, ülkenin deniz yoluyla icra edilen hizmet ihtiyacını karşılamaya artık yetmemektedir. Öyle ki bu limanların çoğu eskimiştir, sınırlı yükleme ve boşaltma kapasiteleriyle çalışmaktadır ve yüksek tonajlı büyük gemilerin yanaşmasına uygun olmayan sığ derinliklere sahiptir. Örneğin, 1965 yılında yapılan "Ümmü Kasr" Limanı’nın kapasitesi yıllık 7,5 milyon ton ve su derinliği 6-10 metre; 1974 yılında yapılan "Hûr ez-Zübeyr" Limanı’nın kapasitesi yıllık 6,4 milyon ton ve su derinliği 3-8 metre; 1916 yılında yapılan "el-Ma’kil" Limanı’nın kapasitesi yıllık 2,25 milyon ton ve su derinliği 6-8 metre; 1976 yılında yapılan "Abu Flus" Limanı’nın kapasitesi yıllık 0,5 milyon ton ve su derinliği 6 metredir. Büyük Faw Limanı’nın derinliği ise 19 metreye ulaşacaktır ve muazzam kapasitesi yukarıda anlatıldığı gibidir.

Büyük Faw Limanı projesinin Irak, bölge ve dünya ticareti için stratejik önemi, onu Kuru Kanal’a bağladıktan sonra elde edilecektir. Kuru Kanal ise çalışmaları henüz devam eden, Irak ulaşım ağını geliştirmeyi planlayan ve Faw Limanı’ndan başlayıp Irak'ı iki koridorla Avrupa'ya bağlayan geniş bir demiryolu ve modern otoyol ağının kurulmasını amaçlayan bir projedir. Bu iki koridordan birincisi, Türkiye üzerinden giden ana koridor ve ikincisiyse Suriye üzerinden Akdeniz'deki Suriye limanlarına giden ikincil koridordur. Kuru Kanal adı ise Süveyş Kanalı'ndan ilham alınarak verilmiştir. Öyle ki bu projeyle ilgili yapılan çalışmalara göre, Asya'dan Avrupa'ya ticari yüklerin Faw Limanı ve oradan da Kuru Kanal (Türkiye koridoru) üzerinden taşınması, Süveyş Kanalı üzerinden taşınmasına kıyasla 15 gün kazandıracaktır.

Irak hükûmetindeki yetkililer Kuru Kanal projesini ele alırken sadece Türkiye üzerinden geçen ana koridora odaklanıp Suriye üzerinden geçen koridordan söz etmemektedir ve bu çok mantıklıdır. Sonuçta Suriye'deki ulaşım ağı ve limanlar, küresel ticaret çerçevesinde Türkiye’deki ulaşım ağı ve limanlar gibi böylesi bir rolü üstlenecek yeterliliğe sahip değildir. Aynı şekilde, Suriye'deki istikrarsız güvenlik durumu, Kuru Kanal'ın Suriye topraklarından geçmesi önerilen ikinci koridor hakkında konuşmayı teşvik etmemektedir.

İki Projenin Hayata Geçirilmesine Dair Irak’ın Coşkusu ve Türkiye’nin Teşviki
Bu çalışmanın yazarı Irak Limanları Genel Şirketi tarafından, Basra Üniversitesi iş birliğiyle Aralık 2021'de Basra'da düzenlenen Büyük Faw Limanı projesine ilişkin ilk uluslararası konferansa katılma fırsatı bulmuş ve aynı uluslararası konferansın Aralık 2022'nin başlarında "Büyük Limanın İşletilmesi ve Kuru Kanalın İnşası: Gelecek Vizyonları ve Yatırım Fırsatları" başlığı altında düzenlenen ikinci etabına da katılmıştır. İkinci konferansın adından iki proje arasındaki organik bağ açıkça görülmektedir. Her iki konferansta, katılımcıların Büyük Faw Limanı projesinin şantiyelerini görmeleri için saha ziyaretleri düzenlenmiştir ve bu ziyaretler esnasında iki konferans arasında geçen sürede projede ilerleme kaydedildiği açıkça görülmüştür. Ayrıca bu yılki ziyaret sırasında, Türk "Tuval" şirketinin Büyük Faw Limanı’nı Ümmü Kasr ve Hûr ez-Zübeyr Limanlarına bağlayan batık tünel projesini (Hûrr ez-Zübeyr Kanal Tüneli) üstlendiği öğrenilmiştir.

İkinci konferansta Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, "Türkiye-Irak İlişkileri Perspektifinde Büyük Faw Limanı ve Kuru Kanal" başlıklı bir sunum yapmış ve bu iki projenin tamamlanmasının iki ülke ilişkilerinin ekonomik, siyasi, güvenlik ve hatta sosyal boyutlarının geleceği için önemini anlatmıştır. Aynı konferansta, Türkiye Ulaştırma Bakanlığından bir heyet, Türkiye’nin Kuru Kanal aracılığıyla Avrupa'ya giden ana geçidi oluşturması için Türkiye'deki ulaşım hatlarının altyapısının hazır olduğunu belirten bir sunum yapmıştır. Faw Limanı ve Kuru Kanal projelerini konu eden ikinci uluslararası konferansın sona ermesinden dört gün sonra, Irak'ın mevcut ulaştırma bakanı ile T.C. Bağdat büyükelçisinin eşlik ettiği bir Türk heyeti bir araya gelerek iki projeyi başarıya ulaştırmanın yollarını ele almışlardır. Iraklı bakan toplantıda, "Irak ve Türkiye arasındaki ortaklık çok önemlidir çünkü iki ülke, Asya ile Avrupa arasında köprü oluşturmaktadır. Irak hükûmeti, Büyük Faw Limanı projesini tamamlamaya ve Irak ile Türkiye arasındaki iş birliğini güçlendirmeye özen gösteriyor" şeklinde açıklama yapmıştır. Iraklı bakan, iki ülke arasındaki ulaşım yollarının birbirine bağlanmasını "kalkınma yolu" olarak nitelendirmiştir. Türk heyeti ise görüşmede, "Türkiye, Büyük Faw Limanı ve Kuru Kanal projelerinin başarısı için gereklilikleri değerlendirmek üzere ihtisas komiteleri oluşturarak Irak ile ortak çalışmaya hazırdır ve konusunda uzmanlaşmış Türk firmaları bu projelerde çalışmaya isteklidir" şeklinde beyanatta bulunmuştur. Öte yandan, yeni Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin son açıklamaları, bu iki projenin tamamlanmasına yönelik istekliliği yansıtmıştır.

Zorluklar
Ekonomik fırsatların kıtlığı ve güvenlik riskleriyle karakterize edilen günümüz dünyasında, ekonomi artık sadece siyaset üretmekle kalmamakta, ekonomik iş birliği içerisinde olan ülkeler arasında ortak güvenlik sağlamaktadır. Irak ile Türkiye arasında bu iki proje temelinde stratejik ortaklığa giden yolun kolay ve güllük gülistanlık olmayacağı kesindir. Irak'ta yolsuzlukların ve siyasi çatışmaların bu iki projeyi engellemek için yeniden baş göstermesinden korkulmaktadır. Nitekim Irak'ta, Irak ile Türkiye’nin yakınlaşmasına veya iş birliği yapmasına karşı çıkan siyasi lobiler ve medya lobileri bulunmaktadır çünkü bu grupların Irak topraklarında sürdürülen bölgesel rekabetin gündemiyle bağları bulunmaktadır. Bununla birlikte, Irak'ta karar alıcılar sağlam iradeye sahip olarak, halkın çıkarları konusunda sorumlu bir farkındalık geliştirebilirlerse iki komşu halkın çıkarları dar görüşlü hizip çıkarları karşısında kesin olarak öncelik kazanacaktır.

Bu makale, 26 Aralık 2022 tarihinde TRT Arabi sitesinde Arapça  مشروع "ميناء الفاو" و"القناة الجافة".. فرص الشراكة بين تركيا والعراق başlığıyla yayımlanmıştır.