Bakış

Hindistan-Ermenistan İş Birliği ve Ortadoğu’ya Olası Etkileri

2010’lu yılların başı itibarıyla Ortadoğu’da başlayan halk hareketlerini müteakip, bölgedeki devlet yapılarının zayıfladığı ve otoriterlerinin sarsıldığı gözlemlenmiştir. Bölgede artan radikalleşme ve sınır aşan terörizm faaliyetlerinin ise bölgeyi aşan sonuçları olmuştur. Bu gelişmelerle beraber aynı dönemde bölgesel ve küresel boyutta değişen güç dengeleri ve ittifaklar, konvansiyonel ve iç savaşlar gibi küresel etkileri haiz krizler, pandemi ile ortaya çıkan tedarik sorunları, teknolojik gelişmeler, bölge ülkelerinin ordu envanterlerini ve savunma sanayisindeki stratejilerini gözden geçirmesine ve gelecek projeksiyonlarında alternatifler aramasına yol açmıştır.

Çizilen bu tablonun bir parçası ise II. Karabağ Savaşı sonrasında Ermenistan ve Hindistan arasında gerçekleştirilen silah satışı anlaşmalarıdır. Moskova’nın, enerjisini NATO’nun genişlemesi ve Ukrayna merkezli sorunlara kanalize etmesi; ABD’nin ise küresel politikaların ağırlık merkezini Çin’i odağına alacak şekilde kaydırması, bölgede güç boşluğu yaşanmasına neden olmuştur. Söz konusu durum, silah satışları yolu ile savunma sanayisindeki gelirlerini arttırmaya odaklanan Hindistan için önemli bir fırsat sunmuştur. Güvenlik politikalarının ağırlık merkezini Rusya, diplomasisinin odağını ise hem Rusya hem de diaspora üzerinden Batı eksenine oturtan Ermenistan’ın alternatif arayışı, Hindistan seçeneğinin değerlendirilmesine yol açmıştır. Esasen 2022 yılı boyunca iki ülke tarafından ilişkilerin derinleştirilmesi ve iş birliği alanlarının genişletilmesi yönünde atılan adımlar, hem küresel ve bölgesel gelişmelerin bir yansıması olmuş hem de çıktıları itibarıyla gündemde önemli bir yer edinmiştir. Süreç boyunca karşılıklı yüksek profilli ziyaretler sonrasında ikili ilişkilerde gelişmeler yaşanmış ve Ermenistan’ın savunma ihtiyaçları için Hindistan ile giderek daha fazla iş birliği yapmasının önü açılmıştır. Bu süreç neticesinde Hindistan, Ermenistan’ın başlıca silah tedarikçilerinden biri hâline gelmiştir.

Diğer yandan Hindistan’ın yalnızca Ermenistan ile değil, birçok Ortadoğu ülkesiyle de savunma sanayisi iş birliği kurmaya ve pazarını yaymaya çalıştığı müşahede edilmektedir. Bu noktada savunma sanayisi üzerinden gelişen ortaklıkların devletler arasında uzun vadeli ilişkiler gerektirdiği hatırlatılmalıdır. Zira alımı yapılan platform ve teçhizatların harbe hazır tutulması, yedek parça tedariki ve eğitim gibi zorunlulukların ancak iyi ilişkilerin devamıyla sağlanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla silah satışları, tedarikçi ülke açısından bir anlamda nüfuz aracı da olabilmektedir. Bu bağlamda Hindistan’ın savunma sanayisi anlaşmalarının Güney Kafkasya’dan Ortadoğu’ya yaygınlaşarak artmasının, Yeni Delhi’nin buralarda etkinlik tesis etmesi ve ilişkilerini geliştirmesi açısından önemli bir araç olacağı değerlendirilmektedir.

Dolayısıyla gelişmeler, Yeni Delhi’nin stratejisinin yalnızca Güney Kafkasya’daki denklem üzerinde değil, Ortadoğu bölgesindeki olası yansımalarıyla da dikkate değer bulunmaktadır. Bu kapsamda Hindistan ve Ermenistan arasındaki iş birliği seyrinin iyi takip edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bu çalışmada öncelikle Hindistan ve Ermenistan arasındaki askerî ve savunma alanlarındaki iş birliğinin arka planı verilecektir. Ardından iş birliğinin geliştirilmesinde rol oynayan temel motivasyonlar, bağlantılı aktörlerin bakış açılarıyla ele alınacaktır. Son olarak Hindistan’ın bölgeye nüfuzunun anlaşılması açısından söz konusu iş birliğinin her iki taraf için olası sonuçları, mevcut sınırlılıklar ve bölgesel yansımaları bağlamında Güney Kafkasya ve Ortadoğu’ya etkileri tartışılacaktır.