Panel

Türkiye-Cezayir İlişkilerinin Geleceği

ONLINE PANEL (Arapça)
Etkinlik Değerlendirmesi

Sn. Mourad Ajabi, Cezayir ve Türkiye arasındaki kardeşlik ve dostluk bağları beş yüzyıllık bir tarihe dayandığını, iki ülke arasında siyaset, ekonomi ve kültür gibi pek çok alanda güçlü ilişkiler bulunduğunu belirtmiştir. Cezayir – Türkiye ilişkilerinin, 2006 yılında Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte son birkaç yılda büyük bir ivme kazandığını vurgulamıştır.

Ekonomik ve ticari ilişkiler bakımından iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2019 yılında 4 milyon doların üzerine çıktığını, Türkiye’nin halihazırda Cezayir’in en büyük ticari ortakları arasında beşinci sırada yer aldığını Cezayir’in ise Türkiye’nin Afrika’daki en büyük ikinci ticari ortağı konumunda bulunduğunu ifade etmiştir. İki ülkenin de ortak şirketler kurma ve karşılıklı menfaat ilkesine dayalı olarak işbirliği fırsatları oluşturmak için çalışmalar yürüttüğünün ve yürüteceğinin altını çizmiştir.

Geleceğe yönelik adımlar ve beklentilere gelince, iki ülkenin de ikili ilişkilerini ilerletmek için tarihi bir fırsata sahip olduğunu; stratejik konumlara sahip iki kardeş ülkenin siyasi iradelerinin ışığında İslam dünyasında eksen rol oynayabileceğini sözlerine eklemiştir.

Sn. Mahinur Ö. Göktaş, Cezayir’in Türkiye için her zaman büyük bir öneme sahip, dost ve kardeş bir ülke olduğunu; siyasi ve ekonomik alanlarda başta olmak üzere pek çok alanda işbirliği yaptığı önemli bir ortağı olduğunu belirterek sözlerine başlamıştır. İki taraf da yakın gelecekte ikili ticaret hacmini 5 milyar doların üstüne çıkarma konusunda kararlı olduklarını ifade etmiştir.

İkili siyasi ilişkilerin geçtiğimiz birkaç yılda oldukça hareketli olduğunu, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyib Erdoğan’ın Abdulmecid Tebbun’un ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Cezayir’i ziyaret eden ilk lider olmasının Türkiye’nin Cezayir’i ne denli önemsediğini gösterdiğini belirtmiştir.

Eğitim ve kültür alanında Türkiye ve Cezayir’in çok derin ilişkilere sahip olduğunu, Türkçe ve Türk kültürünün Cezayir’de büyük bir önem arz ettiğini, Cezayirli öğrencilerin Türk üniversitelere olan ilgilerinin gün geçtikçe arttığını, Cezayir’deki Türk toplumunun ihtiyaç duyduğu Maarif Türk Okulu’nu hayata geçirmeyi hedeflediklerini gerek bölgesel gerekse uluslararası konularda iki ülke olarak ortak hareket edildiğinin altını çizmiştir.

Prof. Dr. Mounira Bouderdaben, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cezayir ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde bir talep ve çaba olduğunun en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirterek konuşmasına başlamıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesinden bu yana iki ülke arasında siyaset, eğitim, kültür ve toplum alanlarında olumlu adımlar atıldığını dile getirmiştir.

Türkiye’nin Cezayir üzerindeki yumuşak gücünün kapsamına Türk dizilerinin Cezayir gençlerinin Türkçeye olan rağbetini artırdığına, Türkiye’ye yönelik seyahat planları yapmalarına neden olduğuna, dolayısıyla iki ülke arasında bir kültür köprüsü görevi gördüğüne dikkat çekmiştir.

TİKA, Kızılay gibi kurum ve kuruluşların Cezayir’e büyük destek ve yardımlarda bulunduğunu ve bu işbirliklerinin asla unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Dr. Turan Kışlakçı, Türkiye ve Cezayir’in ortak tarihleri olan iki kardeş ülke olduklarını, iki ülke halkının da birbirlerinin üzüntü ve sevinçlerini paylaştıklarını belirtmiştir. Geçmişte Türk tarihçilerinin ve Türk edebiyatçılarının Cezayir için pek çok edebi yazı kaleme aldıklarını ve Cezayir’e besledikleri sevgiyi bu yolla ifade ettiklerini dile getirmiştir. Atatürk, Adnan Menderes ve Recep Tayyip Erdoğan gibi tarihte iz bırakan liderlerin Cezayir ile daima kardeşlik ilişkileri geliştirmeye özen gösterdiğini vurgulamıştır.

Prof. Dr. Mostafa Bakhoush, Türkiye ve Cezayir’in bölgede ortak bir siyasi irade gösterdiğine değinmiş, iki ülkenin de son dönemlerde güçlü ilişkiler ve işbirlikleri kurmaya çalıştıklarını ifade etmiştir. Bölgede aktif rol alan Türkiye ve Cezayir’in, karşılıklı yatırımlarda bulunarak ekonomik ilişkilerini de ilerletmeye yönelik adımlar attığını sözlerine eklemiştir.

Prof. Ahmed Uysal, Cezayir’in sömürgelerle ve yabancı müdahalelerle, Türkiye’nin de terör ve darbelerle çok mücadele ettiğini, dolayısıyla iki ülkenin de aynı gemide bulunduğunu, pek çok savaş ve zafer gördüğünü ifade ederek konuşmasına başlamıştır. Türkiye ve Cezayir’in, Akdeniz’e olan konumları nedeniyle bölgede oldukça kritik roller üstlendiğini, Akdeniz’de ve Kuzey Afrika’da istikrarın sağlanması için iki önemli devlet olduğunu, Filistin meselesi ve Libya’nın istikrarı konusunda ortak fikirlere sahip olduğunu vurgulamıştır.

Akademik, sosyal ve kültürel alanlarda iki ülkenin de aktif politikalarla süreci yönetmeleri gerektiğini aktarmış; özelikle Arapça ve Türkçe öğrenimi konusunda her iki ülke halkının da oldukça ilgili olduklarını gözlemlediğini dile getirmiştir. ORSAM olarak düzenledikleri konferans ve sempozyumlara Cezayirlilerin istekle katıldıklarını belirtmiştir. İki ülke arasındaki coğrafi ve fiziki uzaklıklara rağmen akademik ve kültürel faaliyetlerin manevi anlamda bu iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdığını sözlerine eklemiştir. İki ülke arasında hükümetlerin de desteği ile ortak diplomasi alanında üniversite programları geliştirilebileceğine ve araştırma merkezleri arasında daha fazla işbirliği gerçekleştirilmesine dikkat çekmiştir.

Tarih: 28 Mayıs 2020
Saat: Türkiye saati 14:00
Cezayir saati 12:00

Açılış Konuşmacıları:
* Sn. Mourad Ajabi, Cezayir Ankara Büyükelçisi
* Sn. Mahinur Ö. Göktaş, Türkiye Cezayir Büyükelçisi

Konuşmacılar:
* Prof.Dr. Mounira Bouderdaben, Konstantin Üniversitesi, Cezayir
* Dr. Turan Kışlakçı, Gazeteci-Yazar, Türkiye
* Prof.Dr. Mostafa Bakhoush, Mohamed Khider Üniversitesi, Cezayir
* Prof. Ahmed Uysal, ORSAM Başkanı, Türkiye

Moderatör:
* Abdennour Toumi, ORSAM Kuzey Afrika Çalışmaları Uzmanı, Türkiye

Bağlantı için tıklayınız