Biden’ın Yemen’e Dair Kararları: Barışa Doğru Bir Adım mı Yoksa İran’a Verilen Bir Taviz mi?

“Bu savaş sona ermeli… Yemen'deki savaşta operasyonlara sağlanan tüm Amerikan desteğini, ilgili silah satışları da dâhil olmak üzere sonlandırıyoruz.” Bu sözler, Biden tarafından Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirilen ilk konuşmasında dile getirilmiştir. ABD Başkanı, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki saldırgan operasyonlarına ABD desteğinin sona erdirdiğini; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) silah satışlarını durdurduğunu açıklamıştır. Bu konuşmanın ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Trump yönetiminin Husi milisleri “yabancı terör örgütü” listesine alma kararını iptal edeceklerini çünkü bu kararın Husi kontrolündeki alanlara insani yardımın ulaştırılmasının önünü kestiğini açıklamıştır. Karar, yakın zamanda yürürlüğe girmiştir. Yemen’deki savaşı bitirmek ve Suudiler ile emirliklere Yemen’de barış sağlanması için daha çok baskı uygulamak amacıyla alınan bu kararlar, ABD Yemen Özel Temsilcisi Timothy A. Lenderking göreve başladığı sırada gerçekleşmiştir. İran ise Biden yönetiminin Yemen’deki operasyonlara verdiği desteği durdurma kararını memnuniyetle karşıladığını ifade etmiştir.

İran ile ilgisi göz önünde bulundurulduğunda, kararların zamanlaması ABD için oldukça kritiktir. Bu noktada Biden, İran Parlamentosundaki bir kanun tasarısı sebebiyle hızlı karar almak zorunda kalmıştır. Aralık ayında İran Parlamentosu, uranyum zenginleştirme programını daha ileri bir aşamaya taşımadan önce ABD’yi yaptırımları hafifletmeye çağıran bir tasarıyı kabul etmiştir. İran Parlamentosu ABD’ye bunun için iki aylık (Şubat 2021’e kadar) bir süre vermiştir. Bu, Biden’ın neden bu kararları öncelikli olarak ve süratle aldığını açıklayabilir. Yine de bu kararların Yemen’deki savaşı durdurmak için mi yoksa İran’ın uranyum zenginleştirme programını daha da geliştirmeden önce İran’a taviz vererek zaman kazanmak için mi alınmış olduğu sorusu cevap beklemektedir. Bu noktada üç farklı görüş ortaya çıkmaktadır. Birinci görüşe göre Biden’ın bu hareketi kötü bir hamle olarak nitelendirilmekte ve Biden’ın kararları Trump’ın Yemen’deki stratejisini geriye döndürmekten daha çok mecburi olmayan bir taviz olarak görülmektedir. Ayrıca bu görüş, Biden’ın bu kararları alarak kendini İran’ın istediği bir pozisyona soktuğunu ve tek kaybedenin ise İran ve bazı Körfez ülkeleri arasındaki vekâlet savaşının ortasında kalan Yemen halkı olduğunu söylemektedir.

İkinci görüş ise daha bir iyimser bakış açısı sunmaktadır. Buna göre Biden’ın kararı, Yemen’deki savaşa diplomatik çözüm sunmuş ve Washington buradaki krize karşı dış politikasında farklı bir dönüşüm sağlamıştır. Bu görüştekiler Biden’ın Yemen özelinde aldığı bahsi geçen kararları memnuniyetle karşılamıştır. Sonuç olarak, bunlar Biden’ın Yemen’e özel temsilci atamasını, Yemen’e barışı getirmek adına önemli bir adım olarak görmektedir.

Üçüncü görüş ise Biden’ın kararlarını Yemen’deki savaşı bitirmek adına verilmiş bir taahhüt olarak değerlendirmektedir. Bu noktada Suudi Arabistan ve BAE’nin saldırgan operasyonlarını bitirmek savaşı sona erdirmeyecek olsa da Riyad ve Abu Dabi hükûmetlerine savaşı bitirmenin yollarını bulma noktasında önemli bir uyarı olmuştur.

Bazıları Biden’ın bu iki kararı almasının nedeninin Yemen’deki insani krizi bitirmek olduğunu çünkü demokratların daha çok insan haklarına önem verdiğini düşünebilir. Biden’ın Husileri terör örgütleri listesinden bu sebeple çıkardığı düşünülmektedir. Zira Husileri doğrudan terör örgütü olarak nitelendirmek pratikte onların eylemlerini etkilemese de Husilerin kontrol altında tuttuğu alanlardaki sivillere gıda ve önemli yardımların ulaşmasını engellemekteydi. Ayrıca Husilerin terör örgütü olarak kabul edilmesi, barış müzakerelerinin de önünü kesmekteydi.

Aslında Biden’ın aldığı bu kararlar bir tür propaganda ya da süreçleri geriye döndürme olarak adlandırılabilir. Biden’ın önemli bir zamanda İran’a mesaj göndermek için bu kararı aldığı açıktır. Ancak bu, Yemen’deki savaşı bitirmek istemediği anlamına gelmemektedir. Bu noktada Biden’ın kararının, Washington’daki karar alıcı çevrelerin Yemen’deki savaşı bitirme taahhüdüne yönelik olduğu söylenebilir. Biden’ın konuşması, Yemen krizinin çözülmesi adına uygun ve tarafsız bir uluslararası ara bulucu olmanın yolunu açmaktadır. Biden, İran Nükleer Anlaşması ile ilgili pozisyonunu seçim kampanyasında açıklamıştır. Anlaşmaya tekrar taraf olmayı savunan Biden, bunu Tahran’ın nükleer programını kontrol altında tutmak için önemli bir araç olarak görmektedir. Ancak İran’ın daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın şartlarının belirlenmesi amacıyla müzakerelere dönmesi gerektiğini de ayrıca belirtmiştir. Öte yandan İran ise herhangi bir değişiklik gerçekleşmeden önce yaptırımların kaldırılması konusunda ısrarcı davranmaktadır.

Biden’ın Yemen’deki savaşta gerçekleştirilen operasyonlara ABD desteğini sonlandırması, Suudi Arabistan ve BAE’ye ABD’nin Yemen’de yeni bir yaklaşım benimseyeceğini gösteren önemli bir mesajdır. ABD, Yemen’deki politikasını gözden geçirmeye niyetli görünmektedir ve 2015 yılında benimsenen savaş stratejisinin başarısız olduğunun farkındadır. Bu stratejinin başarısız olduğu Yemenlilerin içerisinde bulundukları insani krizden ve Husilerin ilerleyerek ülkenin büyük çoğunluğunu kontrol etmesinden de açıkça anlaşılmaktadır. Bunların hepsi artık zamanın iyice daraldığını ve ABD’nin politikalarını gözden geçirmeye ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Bu süreç, Yemen’de bir barış inşası sürecinin başlaması için önemli bir şans olabilir. Ancak bu, ABD’lilerin kendilerinin inşa ettiği bir barış olmaktan ziyade önünü açtığı bir barış olacaktır. Sonuçta, ABD’nin Yemen’de bir barış çağrısında bulunacağı ve İran’a verilen bir taviz olarak Husilerin de barış sürecinde bir rol oynayacağı açıktır.

ABD’nin Yemen’deki amacı ne olursa olsun en önemli husus Yemenli çocuklara ve Yemen’in tümüne barışın getirilmesidir. Yemen’deki savaşın durdurulması ve Yemen’in tekrar ayağa kalkabilmesi için ABD ve tüm bölgesel-uluslararası toplum sorumluluk almalıdır. Bu noktada Yemen’de derhâl bir ateşkes ilan edilmesi, Yemenlilere daha çok insani yardım sağlanması ve Yemen’deki tüm taraflara adalet sağlayacak etkili bir barış anlaşması oluşturulması için çaba gösterilmesi gerekmektedir.