Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Koridoru Projesi: Ekonomik Rekabet mi, Jeopolitik Mücadele mi?

9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Yeni Delhi'de düzenlenen 18. G20 Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi'nin en dikkat çeken gelişmesi; Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan ve Suudi Arabistan liderlerinin Hindistan'ı Ortadoğu'ya ve oradan da Avrupa'ya bağlayacak yeni bir ekonomi koridoru projesini resmî olarak duyurmaları oldu. Bu koridor, küresel ticareti teşvik edecek liman ve demiryolları ağının yanı sıra fiber optik kablolardan ve yenilenebilir enerji ve çevreci hidrojen kaynaklarını taşıyacak boru hatlarından oluşmaktadır. Ön bilgilere göre, bu projenin başlıca ortakları Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Avrupa Birliği, Fransa, İtalya, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Ancak ABD Başkanı Joe Biden, projenin Hindistan’ı Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Avrupa’ya bağlayacağını ifade etmiştir. Projenin duyurulmasından bir gün sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu projeye övgüler yağdırmış ve İsrail'in bu küresel ekonomi koridorunun önemli bir kavşak noktası teşkil edeceğini vurgulamıştır.

G20 Hindistan Zirvesi’nden dönüş yolunda, bu yeni proje hakkındaki ilk açıklamalarını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Hindistan-Ortadoğu ve Avrupa Ekonomi Koridoru projesinde doğu-batı yönünde en uygun güzergâhın Türkiye olduğunu belirterek, "Türkiye olmadan koridor olmaz! Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumundadır" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu yeni projeyle ilgili bir başka soru işareti ise Umman Körfezi’ne ve Umman Denizi'ne bakan kıyı ve limanların konumunun, BAE'nin Hint kıyılarına ve limanlarına olan mesafesine göre daha yakında olmasına rağmen Umman Sultanlığı'nın projenin dışında bırakılmış olmasıdır. Hindistan zirvesinin sona ermesinin hemen ardından Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Umman'ı ziyaret edip Sultan Heysem bin Tarık ile görüşmesi dikkat çekicidir. Söz konusu ziyaret, yeni projenin dışında bırakılmaktan ötürü Umman’ın duyduğu "şaşkınlığı" hafifletmeyi amaçlıyor olabilir.

Çin İpek Yolu karşısında "Batı" İpek Yolu
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hindistan'daki G20 Zirvesi'nde bu yeni projeyi "Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı" olarak adlandırdı. Projenin tamamlanması gerekliliğinden büyük bir heyecanla bahsederek iki eksenden oluşacağını belirtti: Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'yı birbirine bağlayan ekonomi koridoru ve kıtalararası Afrika koridoru. Bu yeni projenin Çin'in "Kuşak ve Yol" projesine güçlü bir rakip olacağı aşikârdır. Zira bu yeni küresel ekonomi koridorunun güzergâhları ve bileşenleri Çin projesinin bileşenlerine benzemektedir. Bu bileşenler liman ağları, kara ve demiryolu güzergâhları, enerji iletim hatları ve fiber optik kabloları içermektedir; Ortadoğu ve Afrika üzerinden Asya'yı Avrupa'ya bağlamaktadır. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ise bu projeyi duyururken Çin projesini hedef almadıklarını, aksine küresel ekonomik faaliyeti geliştirme yolunda Çin’e eşlik edeceklerini belirtmiştir. Ancak Başkan Biden daha önce 26 Mart 2021'de İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, Çin'in İpek Yolu projesine rakip olan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve dünyanın geri kalanındaki Batılı müttefiklerin dâhil olduğu, limanlar, kara ve demiryolu güzergâhları ve enerji boru hatlarından oluşan küresel bir ekonomi koridoru kurma planı önermiştir.

Buna ek olarak, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinin ardından Avrupalı liderler, Kuşak ve Yol projesi de dâhil olmak üzere, Çin'in küresel ekonomi üzerinde artan etkisinin bir sonucu olarak Avrupa ekonomisinin karşılaşacağı zorlukların ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği konusunda çeşitli açıklamalarda bulunmuşlardır. Avrupa bloku ile Çin arasındaki ticaret açığı 2022 yılında yaklaşık 400 milyar dolar olmuştur. Aynı bağlamda İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Yeni Delhi'de düzenlenen son G20 Zirvesi’nde ülkesinin Çin'in Kuşak ve Yol projesinden çekilme niyetinde olduğunu ve bu zirvedeki temsilcisini bilgilendirdiğini beyan etmiştir. İtalya, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2019 yılında Roma'ya yaptığı ziyaret sırasında Çin projesine katılma kararı almıştı. Çin Devlet Başkanı'nın Hindistan'daki G20 Zirvesi’ne katılmaması ve yerine Başbakan Li Çiang'ı göndermesi bu durumla alakalı olabilir.

Yeni "Batı" İpek Yolu'nun Olası Etkileri
Yeni küresel ekonomi koridoruna ilişkin mevcut açıklamalar, koridorun deniz yoluyla Hindistan limanlarından BAE limanlarına, karayoluyla Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden Filistin'e (İsrail işgali altında) ve İsrail limanlarından deniz yoluyla Avrupa'ya ulaşacağını öngörmektedir. Bu hâliyle söz konusu projenin Mısır'daki Süveyş Kanalı ile büyük bir rekabet içinde olacağı açıktır. Muhtemelen yeni projenin ortakları Mısır'ı, projenin kıtalararası eksenine dâhil etmek suretiyle tatmin etmeye çalışacaktır.

Çin'in "Kuşak ve Yol" projesiyle kaçınılmaz olarak rekabet içinde olacak bu proje, Türkiye topraklarından geçen "Orta Koridor" projesine de rakip olacaktır. Orta Koridor projesi, Çin'den başlayıp Orta Asya'dan geçerek Türkiye topraklarından Avrupa'ya uzanan modern demiryolları ve ulaşım yolları ağından oluşmaktadır. Ayrıca, Temmuz 2019'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Çin'e yaptığı ziyaret sırasında, iki ülkenin, sözü geçen konuda mutabık kalmasından bu yana “Orta Koridor”, Çin'in Kuşak ve Yol projesinin vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Yakın zamanda, Hindistan zirvesinde duyurulan Dünya Ekonomi Koridoru projesinin, Türkiye'nin tamamlamayı planladığı yeni Kanal İstanbul projesine de rakip olabileceğini düşünen analistler bulunmaktadır.

Bu yeni projenin yaratacağı en önemli rekabet alanı, Irak'ın güneyindeki "Büyük Faw Limanı" ve Irak ile Türkiye arasındaki Kalkınma Yolu (Kuru Kanal) projelerine yönelik olacaktır. Söz konusu iki proje birbiriyle bağlantılıdır; Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan yeni bir ticaret ve küresel ekonomi koridoru oluşturma fikrine dayanmaktadır. Büyük Faw Limanı'nı Türk topraklarına bağlamak için kurulacak modern demiryolu ve karayolu güzergâhları sayesinde Türk toprakları ve limanlarının, Irak limanları ve topraklarından başlayarak Asya’dan Avrupa’ya açılacak yeni bir ticaret kapısı olması ve benzer şekilde Irak’ın da Türkiye'den başlayarak Avrupa’dan Asya’ya açılacak yeni bir ticaret kapısı olması öngörülmektedir.

Bu gelişme, Türkiye ve Irak'ın daha ciddi ve kararlı bir şekilde birlikte çalışmaları ve Büyük Faw Limanı ile Kuru Kanal projelerini hızlandırmalarını teşvik etmelidir. Büyük Faw Limanı projesinin 2024'te tamamlanması planlanırken Kuru Kanal projesinin 2028'de tamamlanması öngörülmektedir. Ancak Biden, Hindistan zirvesinde yeni projelerini tamamlamak için önlerinde yaklaşık on yıl olduğunu duyurmuştur.

Diğer yandan, Faw Limanı ve Kuru Kanal projelerinin, yeni küresel ekonomi koridoru üzerinde hâlâ öncelikli bir avantaja sahip olduğunu söylemek mümkündür. Asya'dan Avrupa'ya Kuru Kanal yoluyla taşınan malların nakliyesi için Asya limanlarında bir sevkiyat işlemi ve ardından biri Faw Limanı’nda diğeri Avrupa'daki nihai varış noktasında olmak üzere iki aktarma/boşaltma işlemi gerekmektedir. Yeni "Batı" İpek Yolu projesinde ise malların Asya'dan sevk edilmesinin ardından BAE limanlarında, İsrail limanlarında, Avrupa limanlarında ve son tüketim noktalarında olmak üzere dört aktarma/boşaltma işlemi gerekmektedir.

Yeni küresel ekonomi koridoru projesi birçok alanda rekabet yaratacak olsa da bu durum, diğer projelerin sonunun geldiğine işaret etmemektedir. Çünkü söz konusu küresel ekonomi koridorları, aynı amaca hizmet eden çeşitli çözümler olarak küresel ihracatçılara ve ithalatçılara hizmet verecektir. Hangi koridorun tercih edileceği, taşıma maliyetine, her koridorun bileşenlerinde sunulan lojistik hizmetlerin kalitesine (limanlar, demiryolları, karayolları vb.), mal taşıma işlemi için gereken çaba ve zamanı kısaltma derecesine, malın hava faktörlerinden, yükleme ve boşaltma işlemlerinden kaynaklanan hasara karşı korunma derecesine bağlı olacaktır.

Sonuç olarak, küresel ekonomi koridorları yarışının, küresel çatışma ve rekabetin yeni bir modeli olduğu ve Ortadoğu'nun küresel çatışmaların bu yeni evresinde de her zamanki gibi ana saha hâline geldiği görülmektedir. Yeni Batı İpek Yolu'nun ise teoriden uygulamaya dönüşebilmesi için uluslararası ve bölgesel birçok jeopolitik engeli aşması gerekecektir.