İran’a Karşı Yeni ABD Yaptırımları ve Irak’ın Duruşu

ABD Başkanı Donald Trump, 8 Mayıs 2018'de ABD'nin Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın 2015 yılında İran ile imzaladığı nükleer anlaşmadan ABD'nin çekildiğini açıkladıktan sonra, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 21 Mayıs 2018'de Washington'daki Heritage Vakfı’nda televizyonda yaptığı bir konuşmada ABD’nin İran’a yönelik yeni stratejisini sundu ve konuşmasında ABD’nin İran ile yeni bir anlaşmaya varması için 12 şartının olduğunu belirtti. Bu şartlar:

  1. İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın nükleer programı kapsamındaki bütün eski askeri faaliyetleri için tam bir envanter sağlamalı ve bu faaliyetleri sonsuza kadar kesin ve ispat edilebilir bir şekilde durdurmalıdır.
  2. İran, uranyumu zenginleştirmeyi bırakmalı, plütonyumun yeniden işlenmesi çabalarından tümüyle vazgeçilmeli ve ağır su reaktörünü kapatmalıdır.
  3. İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın tüm nükleer, askeri ve askeri olmayan istasyonlara tam erişimine izin vermelidir.
  4. İran, balistik füzelerin üretimini durdurmalı ve nükleer savaş başlıklarını taşıyabilecek füzelerin gelişmesini ve fırlatılmasını durdurmalıdır.
  5. İran, ABD vatandaşlarını ve müttefiki olan ülkelerden asılsız suçlamalar nedeniyle gözaltına alınanları serbest bırakmalı ve İran, toprakları içerisinde bu ülkelerin vatandaşlarından kaybolanların kaderini belirlemelidir.
  6. İran, Hizbullah, Hamas ve Filistin İslami Cihat Örgütü gibi Ortadoğu'daki terörist grupları desteklemeyi bırakmalıdır.
  7. İran, Irak hükümetinin egemenliğine saygı göstermeli ve Şii milislerin silahsızlanması, terhis edilmesi ve entegrasyonuna (toplum ile bütünleşmesine) izin vermelidir.
  8. İran, Husi milisleri için askeri desteği durdurmalı ve Yemen'de barışçıl bir siyasi çözüm için çalışmalıdır.
  9. İran Suriye'den çekilmeli ve kontrolündeki bütün birliklerini geri çekmelidir.
  10. İran, Afganistan’da ve bölgedeki Taliban ve diğer terör örgütlerini desteklemeyi ve El Kaide'yi barındırmayı bırakmalıdır.
  11. İran, İran Devrim Muhafızları Kudüs Birliği'nin dünyadaki teröristlere desteğini durdurmalıdır.
  12. İran, çoğu ABD müttefiki olan komşularına karşı tehdit edici davranışlarını sona erdirmelidir. Bu, İsrail’i yok etme tehditlerini ve Suudi Arabistan’a ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne füze gönderme tehditlerini, aynı zamanda uluslararası taşımacılığa karşı yıkıcı tehditleri ve siber saldırıları da içerir.

Bu şartlar, ABD'nin, İran'ın nükleer programı, İran'ın balistik füze programı ve bölgedeki İran faaliyetleri ve politikaları ile tek bir sorun olarak ilgilenmeye başladığını açıkça ortaya koymaktadır. Oysa İran İran’ın Ortadoğu'daki faaliyetleri ile ilgili dosyayı ve füze dosyasını müzakere masasının dışında tutma ve bu sorunları birbirinden ayrı sorunlar haline getirme konusunda ABD’yi ve İran nükleer anlaşmasını destekleyen diğer tarafları ikna etmede başarılı olmuştu.

ABD yönetiminin İran'la yeni bir anlaşmaya varması için belirlediği 12 şart arasında Irak'ın 4 şartının olduğunu söylemek mümkündür. ABD’nin 6. şartı olan İran'ın Ortadoğu'daki terörist grupları desteklemeyi durdurması gerektiği şartına binaen, şu anda İran tarafından desteklenen ve "Haşdi Şaabi" çerçevesinde veya bu çerçevenin dışında Irak'taki resmi güvenlik önlemlerine katılan birçok silahlı grup bulunmaktadır. Bu grupların siyasi kanatlarının da bulunmasına ek olarak bu gruplar Irak'taki siyasi sürece katılmaktadır ve İran'ın desteklediği bazı silahlı gruplar ABD tarafından terörist örgütler kapsamında sayılmaktadır. Eylül 2014'te ABD Ulusal Terörle Mücadele Merkezi (NCTC) ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından ABD çıkarlarını tehdit eden terör örgütleri olarak sınıflandırılan kırk kuruluşun bir listesini içeren, İran’ın desteklediği, Irak’taki güvenlik ve siyasi süreçte etkili bir rol oynadığı ve Ebu Mehdi el-Muhendis lakaplı sorumlusu Haşdi Şaabi Lider yardımcısı olarak görev yaptığı Irak’taki Hizbullah Tugayları hakkında 2014 Terörle Mücadele Gündemi'ni yayınladı. Mayıs 2018’de ABD basının aktardığı ABD kongre belgeleri, ABD kongresinin ABD Senatosu’na bir oylama kararı çıkardığını ve terör listelerinde İran’la bağlantısı olan 3 Iraklı silahlı grubun sınıflandırılmasını kabul ettiğini gösterdi. Bu belgelerin arasında Kays el-Hazali’nin liderliğindeki Asaib Ehl el-Hak Hareketi, Ekrem el-Ka’bi liderliğindeki Nuceba Hareketi ve Irak Hizbullah Tugayları bulunmaktadır.

Pompeo’nun açıkladığı şartlardan yedincisinde İran’ın, “Irak hükümetinin egemenliğine saygı göstermesi ve Şii milislerin silahsızlanmasına, terhis edilmesine ve yeniden orduya katılmasına izin vermesi gerektiğine” işaret etmektedir. Bu şart bize iki şey göstermektedir. Birincisi, ABD İran’ın Irak hükümetinin egemenliğini ihlal etme derecesinde Irak’ın işlerine karıştığını açıkça ve resmen ilan etmesidir. İkincisi ise, ABD’nin İran'ın Haşdi Şaabi’yi ortadan kaldırmaya ve hükümet güvenlik kurumlarıyla üyelerini yeniden bütünleştirmeye yönelik herhangi bir girişimin önünde engel olarak durduğuna dair kanaate sahip olması ve Amerikalıların İran’ın Haşdi Şaabi’yi Irak’ta İran yanlısı silahlı kuvvetler olarak tutmaya çalıştığı görüşünde olmasıdır.

Amerikan yönetiminin İran ile yeni bir anlaşma için ileri sürdüğü “İran Suriye'den çekilmeli ve kontrolündeki bütün birliklerini geri çekmelidir” şeklindeki 9. şartı ABD’nin İran ile yeni bir anlaşmaya vardığını göstermiştir. Suriye’de İran’a bağlı Iraklı silahlı gruplara ait (15-20) bin savaşçı olduğu tahmin edilmektedir. İran’ın kontrolü altında olan Suriye’deki Iraklı silahlı grupların en barizleri; Asaib Ehl el-Hak Hareketi, Nuceba Hareketi, Irak Hizbullah Tugayları, Ebu Fadl el-Abbas Tugayı, Seyyid Şuheda Tugayı, El-Harasani Tugayı, Aşura Tugayı, Zulfikar Tugayı, El-Sadikiin Tugayı, Hassan el-Mucteba Tugayı, El-Vaad El-Sadık Kolordusu, Cihad Tugayı, El-Hamd Tugayı, Esedullah El-Galib Tugayı, İmam Huseyn Tugayı, El-Şebab el-Risali Tugayı ve El-Zehra Tugayıdır.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun açıkladığı “İran, İran Devrim Muhafızları Birliği'nin (Kudüs) dünyadaki teröristlere desteğini durdurmalıdır” şeklindeki 11. şarta bakıldığında, İran (Kudüs Tugayı), ABD’nin silahlı terör örgütü olarak saydığı Iraklı silahlı grupların çoğunu kontrol altına tuttuğu ve bu yüzden bu grupların sloganı İran Kudüs Tugayının sloganına benzediği bilinmektedir. İran Kudüs Tugayı Komutanı General Kasım Suleymani son dört yıl boyunca farklı zamanlarda sosyal medya ve internet siteleri tarafından iletilen çeşitli haber ve görüntülerde Irak’taki silahlı grupların liderleriyle bir araya geldi.

ABD’nin İran ile yeni bir ittifaka varabilmek için belirlediği 12 şarttan 4’ünün Irak ile bağlantılı olması, Bölgede halen devam etmekte olan ABD planlarının Irak için önemini göstermektedir. Diğer bir yandan, İran’ın bu şartları kolaylıkla kabul edeceği beklenmemektedir. ABD ile sadece lojistik olarak değil, ideolojik olarak da bağlantılı olan ve ABD’nin hedef aldığı silahlı grupların liderlerinin ve üyelerinin çoğu İran’da egemen olan velayeti fakihe inanıp, Irak'taki güvenlik durumunun bozulmasına yol açsa bile, bölgedeki İran çıkarlarını savunma boyutuna kadar gitmeye hazır durumdadırlar. Bir diğer deyişle İran’ın ABD'ye karşı çıkarak bu şartları reddetmesi ve ABD'nin İran'a karşı daha ciddi ve riskli politikalara başvurması durumunda, Irak ABD-İran çatışmasının en tehlikeli arenası olacaktır. 

Ekonomik cephede, 7 Ağustos 2018'de İran’a yönelik ABD’nin yeni yaptırımlarının uygulamaya geçmesi hakkında ABD Başkanı Donald Trump Twitter'da şöyle yazdı: “Bu yaptırımlar, şimdiye kadar uygulanan en şiddetli yaptırımlar ve Kasım ayında daha yüksek bir seviyeye ulaşacak. İran ile iş yapan hiç kimse ABD ile iş yapamayacak.”. ABD başkanı, İran'la bağlantılı şirketleri ABD ile ticaret yapmaktan men etmekle tehdit etti. Irak Başbakanı Haydar Abadi, 7 Ağustos günü yaptığı basın toplantısında "Bu yaptırımlara karşı tepkiliyiz, ancak halkımızın çıkarları için ABD'nin yaptırımlarına bağlı kalacağız, çünkü büyük ülkelere düşmanca davranamayız.” şeklinde açıklamada bulundu.

Abadi’nin açıklaması İran’ın siyasi çevrelerini kızdırdı ve İran Parlamentosu Milletvekili Mahmud Sadiki, Irak Başbakanı Haydar Abadi’nin ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları konusundaki açıklamalarına tepki olarak 8 Ağustos’ta Twitter’dan “Birleşmiş Milletler’in 598 sayılı savaşı durdurma hususundaki kararının 6.maddesine göre Irak-İran Savaşı için Irak’ın 1.100 milyar dolar ödemesi gerekiyor. İran, Irak’ın zor koşullarını göz önünde bulundurarak savaş tazminatı talep etmedi. Fakat şimdi, Irak Başbakanı tazminat yerine bize karşı uygulanan zalim yaptırımlara karşı çıkmıyor”  şeklinde cevap verdi. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Masume İbtikar da, Irak hükümeti, iki ülke arasında 1980'lerde patlak veren savaşın neden olduğu çevreye verilen zarar için tazminat ödemeye çağırdı. Masume İbtikar, 9 Ağustos'ta Twitter'da “Irak hükümeti, Irak-İran savaşı, Kuveyt Savaşı ve milyarlarca dolar olarak tahmin edilen Körfez'de yaşanan hasarlar sonucunda İran'daki çevreye verilen zararlar için tazminat ödemelidir. Daha önceden Eski Muhammed Hatemi'nin hükümeti, tazminat talep etmek için Birleşmiş Milletler Tazminat Komisyonu'na şikâyette bulunmuştu” şeklinde açıklamada bulundu. Aynı bağlamda, İran'la bağlantılı Iraklı taraflar, Abadi'nin İran'a yönelik ABD yaptırımları hakkındaki açıklamalarını da eleştirdi.  11 Ağustos'ta, Ali Hamaney Irak'taki dini temsilcisi Ayetullah Mucteba el-Huseyni el-Şirazi tarafından bir bildiri yayınladı ve el-Huseyni, Abadi'nin İran'a yönelik uygulanan yaptırımlar konusundaki tutumunu “ABD ile işbirliği yapmak ve İran'a karşı vefasızlık” olarak nitelendirdi. El-Asaib Hareketi ve Irak’taki Hizbullah Tugaylarından İran yanlısı çevreler Abadi'nin İran'a yönelik yaptırımlar konusundaki tutumunu eleştiren açıklamalar yayınladı.

Irak'la ticaret hacmi açısından Türkiye'den sonra ikinci ülke olan İran, ABD’nin yeni yaptırımlarından sonra Irak piyasasında zarara uğrayacak. Irak ile İran arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında yaklaşık 6,7 milyar dolara ulaşmıştı. Irak’ın İran’a yaptığı ihracatın değeri yalnızca 77 milyon dolar iken, Irak neredeyse tamamen İran’dan gelen enerji türevleri ve diğer temel malzemelerin ithalatına dayanmaktadır. İran Irak'a yaklaşık 20 bin araba ihraç etmektedir. ABD’nin İran'a yönelik yaptırımlarının yürürlüğe girmesinden sonra Irak'ın İran’dan otomobil ithalatını askıya aldığını duyurması ve İran'daki otomobil endüstrisinin bu yaptırımlardan en çok etkilenen sektörlerden biri olması beklenmektedir. Öte yandan, Irak Merkez Bankası, 7 Ağustos'ta İran bankaları ile ABD doları cinsinden işlem yapılmasını yasaklama kararı aldı. Irak Merkez Bankası, avroyla işlem yapma seçeneğini Avrupa Merkez Bankası’nın taleplerine ve avro ile işlem yapan bankaların tercihine bırakmıştır.

Irak başbakanının mali müşaviri Mazhar Muhammed Salih, Agence France-Presse’e ABD’nin yaptırımlarının “Irak ekonomisini de etkileyeceğini” söyledi. “Irak piyasası, tarım ürünleri, arabalar, gıda maddeleri, inşaat malzemeleri vb. gibi İran mallarını yaygın bir şekilde tüketmektedir. Her yıl iki ile üç milyon arasında İranlı, inanç turizmi için Irak'a gelmekte ve bu Irak'ın mahrum kalacağı büyük bir ekonomik faaliyeti temsil etmektedir” şeklinde ekledi. Her bir İranlı turist Irak'a giriş izni için 40 dolar ücret ödemektedir. Ayrıca Iraklı yetkililer otomobil endüstrisinin bu yaptırımların dışında tutulmasını talep etmektedir. Çünkü Irak Otomotiv Endüstrisi Genel Şirketi’nin, Babil kentinde İran ile ortak bir projesi bulunmaktadır. Bu proje, İran'dan otomobil parçalarının ithal edilmesine dayanmakta ve projede (5) bine yakın Iraklı işçi çalışmaktadır.

Abadi ve hükümetinin ABD’nin İran’a yönelik yeni yaptırımlarına karşı duruşu Abadi’nin ve onun “Zafer Koalisyonu” siyasi ittifakı ile bir sonraki Irak hükümetinin kurulması için hala devam eden istişarelerin geleceğine kesin olarak yansıyacaktır. Abadi ABD yaptırımlarına karşı duruşunu değiştirmedikçe, ya da yaptırımların ciddi bir şekilde uygulanmayacağına dair güvence vermedikçe veya Abadi İran’ın kendisini başbakanlıktan uzaklaştırma çabalarını boşa çıkaracak bir siyasi desteğe sahip olmadıkça, İran Irak’ta kendisine yakın olan çevreleri kullanarak Abadi’yi başbakanlık görevinden uzaklaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Abadi İran’a yakın siyasi tarafları etkiyerek, ABD’nin yaptırımları konusundaki tutumunu değiştirmesi, Abadi bu yaptırımların ciddi bir şekilde uygulanmamasına dair güvence sağlaması veya İran'ın kendisini başbakanlık görevinden uzaklaştırma çabalarının ötesinde siyasi destek elde etmeyi başarması gerekmektedir.