Kerkük Vilayet Meclis Seçimleri ve Muhtemel İttifaklar

Irak’ta, 10 yılın ardından Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) vilayetleri dışındaki 14 vilayette ve etnik açıdan ülkenin minyatürü olarak bilinen Kerkük’te 18 yıl sonra seçimler nihayet 18 Aralık 2023 tarihinde yapılabildi. Nihai olmayan seçim sonuçlarına göre, vilayet meclisinde Kürtlerin 7, Arapların 6, Türkmenlerin 2, Hristiyanların ise 1 üye kazandığı görülüyor. Irak Vilayet Meclis Seçimi Yasası’na göre, petrol zengini Kerkük için 15 ve azınlıklar (Hristiyanlar) için 1 kota olmak üzere toplam 16 sandalye tahsis ediliyor.

Tüm tarafların farklı siyaset güttüğü Kerkük’teki güç dengesini altüst etmesi muhtemel bu sonuçlar, Kerkük’te yerel yönetimi hiçbir etnik grubun tek başına kuramayacağı anlamına geliyor. Zira Kerkük’e tahsis edilen 16 sandalyenin en az 9’uyla (%50 + 1) yerel meclis belirlenebiliyor ve meclis de bir ay içerisinde valiyi seçebiliyor. Bu tablo etnik gruplar arasında koalisyon yönetimi kurulması konusunda ciddi zorluğa işaret ediyor. Bu nedenle, vilayet meclisi için optimum seçenek bulunamaması hâlinde IKBY’nin 2017’deki bağımsızlık referandum girişiminin ardından güvenlik konusunda ve siyasi anlamda yakalanan nispi istikrar bozulabilir ve kimlik temelli gerilimler tekrar tırmanabilir.

Yerel Meclis İçin Muhtemel İttifaklar
Kerkük’te herhangi bir grubun tek başına yerel hükûmeti kuracak gücünün olmaması, ittifak seçeneğini zorunlu kılıyor. Kürtler, 2003-2017 yılları arasında Kerkük vilayet meclisinde Türkmenlerin ve Arapların kararlarını ve görüşlerini göz ardı ederek siyasi çıkarları doğrultusunda şehri yönetmişti. Yani il meclisindeki denge ABD tarafında kürtlerin lehine kurulmuştu. Bu nedenden dolayı bağımsızlık referandumdan sonra Türkmenlerin ve Arapların ilişkilerinde hızlı bir yakınlaşma başlamıştı. Bu yakınlaşmanın son seçimin ardından sürmesi, yerel hükûmetin kurulmasına katkı sunabilir.  Araplar, mevcut Vali Rakan Cuburi liderliğindeki Arap Koalisyonu 3, Irak Başbakan Yardımcısı ve Planlama Bakanı Muhammet Timim’in listesi  Kiyade 2 ve  Kerkük Arap Milletvekili Vasfi el-Asi’nin desteklediği Urube listesi 1 olmak üzere toplam 6 üye kazandı. Araplar, vilayet meclisinde çoğunluğu elde edemeseler de 2 sandalye alan Türkmenlerin desteğiyle bunu elde etmeleri mümkün. Ancak aynı şekilde daha önceki dönemde olduğu gibi Hristiyan kotasını yanına çekebilecek olan Kürtler sayıyı eşitleyebilir. Ancak bu kez Hristiyan kotasından seçilen Emil Butrus’un, Kürtlere uzak bir tutum içerisinde olması Kürtler için bir zorluk olabilir.

Zira 2005 seçimlerinin aksine son seçime ayrı listelerle giren Kürtler, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 5, Kürdistan Demoktarik Partisi (KDP) 2 olmak üzere toplam 7 üye kazandı. Kürtlerin de Araplar veya Türkmenlerle birlikte hareket etmeden hükûmeti kurma çoğunluğunu sağlaması söz konusu değil ancak Irak’ın yakın tarihi boyunca Türkmenlerle Kürtlerin ilişkilerindeki millî hedeflerin farklılığından kaynaklanan gerilimler, iki toplumun yararına yapılabilecek stratejik anlaşmalara engel.

Hristiyan kotası her ne kadar koalisyon hesaplamalarında dikkate alınmasa da Kerkük’te kurulacak yerel hükûmette önemli rol oynayabilir. Hristiyan kotasından, Kerkük’e bağlı Arapların yoğun yaşadığı Havice ilçesinde 15 yıl öğretmenlik yapan Emil Butrus’un Kiyade listesini destekleyen Muhammet Timim’e yakın olduğu düşünülüyor. Bu senaryoda Arap, Türkmen ve Hristiyanlar birleşmeleri hâlinde toplam 9 sandalyeyle çoğunluğu elde ederek Kerkük’te yerel hükûmeti kurabilir ve Kerkük valisini belirleme hakkını da elde edebilir. Dolayısıyla Türkmenlerin, Kerkük vilayet meclisi seçimlerinde az sandalye elde etmelerine rağmen, yerel hükûmetin kurulmasında kilit rol oynayabileceklerini söylemek yanlış olmaz. Ancak Kürtlerin de Araplarla anlaşarak vilayet meclisini kontrol etme ihtimalini dışlamamak gerekiyor. Özellikle KYB lideri Bafel Talabani’nin Bağdat’taki siyasi aktörlerle ve İran yanlısı gruplarla yakınlığı ve seçim sonuçlarıyla siyaseten güçlenen Kürtlerin denklem dışı bırakılmasının riskleri hesaplandığında bu seçeneğin zorluğu dikkat çekiyor. Kürtlerin kendi aralarındaki ayrışmalara rağmen millî konularda bir araya gelme potansiyelinin yüksek olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. Kerkük’teki KYB Valiliğine karşı KYB’nin Musul’da KDP’yi desteklemesi konusunda bir anlaşmaya varıldığına dair iddialar da dikkate alınmalı.

Seçimlerin yapılmasından kısa bir süre önce Irak’ta Sünni kesimin önde gelenlerinden ve Irak Başbakan Yardımcısı ve Planlama Bakanı Muhammed Timim ile Kerkük Vali Vekili Rakan  Cuburi, Irak Türkmen Cephesi (ITC) ve Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi (BITC) Başkanı Hasan Turan’ın evine bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret siyaset arenasında Türkmen-Arap ittifakı ve valilik pozisyonunun Türkmenlere verilmesi tartışmaları konusunda arka kapı diplomasisi olarak değerlendirildi. Türkmenler uzun süredir Kerkük valisinin bir Türkmen olması gerektiğini savunuyor. Cuburi, seçim sonuçları açıklandıktan bir gün sonra ITC Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’yi de evinde ziyaret etti. ITC’nin 11 yıl başkanlığını yürüten Salihi, BITC listesinde en yüksek oyu alarak vilayet meclisine giren Ahmet Remzi’yi destekledi. Dolayısıyla Arap-Türkmen ittifakının Türkiye tarafından da desteklenebileceğini söylemek mümkün. Nitekim Cuburi ile Türkiye arasında da sıcak bir diyalog olduğundan bahsedilebilir.

Valinin en fazla oyu alan KYB’den seçilme ihtimali hem Türkmenlerin hem de Ankara’nın endişelerini perçinliyor. Ankara, KYB’nin PKK’ya yakınlığı nedeniyle Süleymaniye’ye hava sahasını kapatmış durumda ve partiye baskılarını sürdürüyor. 2017 yılından sonra Cuburi’nin Kerkük valisi olmasıyla kısmen de olsa güvenli ve istikrarlı bir dönem yaşayan Kerkük’te Türk şirketlerinin yatırımlarıyla hastane, havaalanı, alışveriş merkezleri ve otoyolları gibi birçok altyapı ve tesis inşa edildi. Ankara, söz konusu istikrarın sürmesini destekliyor.

Kürtlerle Müzakere Kapıları Açık Tutulmalı
Türkmen-Arap ittifakının kurulma ihtimalinin yüksek olacağının bir başka göstergesi de Şubat 2019’da Birleşmiş Milletlerin (BM) desteğiyle Kerkük’ün yönetimiyle ilgili oluşturulan “Kerkük Müzakereleri” toplantılarıdır. Söz konusu toplantılarda Kerkük’ün güvenlik dosyasının akıbeti, tarım arazilerinin statüsü, üst düzey idari görevlerin %32 oranla paylaşılması (ortak yönetim) ve valilik pozisyonunun Kerkük bileşenleri arasında dönüşümlü olarak üstlenilmesi maddeleri tartışılmıştı. Türkmenlerle Araplar, Kerkük’ün güvenlik dosyasının Irak federal polis güçlerinin kontrolünde kalması, üst düzey idari görevlerin %32 oranla paylaşılması ve valilik pozisyonunun dönüşümlü olarak üstlenilmesi maddelerinde mutabık kalmıştı. Buna karşın, Türkmenler ve Kürtler bu toplantılarda sadece tarım arazilerinin statüsü maddesi üzerinde mutabık kalmıştı. Bu nedenle Kerkük’ün geleceği ve yönetimiyle ilgili Türkmenlerle Arapların birçok konuda mutabık kalmalarıyla vilayet seçimleri sonrası kurulacak yerel hükûmette de ittifak içerisinde olmaları yüksek ihtimal. Ancak Kerkük yerel hükûmetinin kurulmasında Türkmenler, Kürt gruplarıyla da müzakere kapılarını açık tutmalı. Zira IKBY, Şubat 2024’te parlamento seçimlerine hazırlanıyor ve Erbil ile Sülaymaniye’de ciddi oranda Türkmen nüfusu yaşıyor. Dolayısıyla Türkmenler, IKBY’deki siyasi temsillerinin zarar görmemesi için dikkatli bir siyaset takip etmelidir.

2008 yılı 21 sayılı Irak İller Yasası’nın 7. maddesinin 1. bendine göre, vilayet meclisi seçim sonuçları onaylandıktan 15 gün sonra mevcut valinin, vilayet meclisinin yeni üyelerini toplantıya davet etmesi, toplantıya yeni seçilen yaşça en büyük üye başkanlık etmesiyle meclis başkanının ve 2 yardımcısının seçilmesi gerekiyor. Burada yeni meclisin 30 gün içerisinde vali ve 2 yardımcısını seçmesi hükmü de yer almaktadır.

Türkmenlerin mevcut 2 üyesinden birinin vilayet meclis heyetine dâhil olması hâlinde yerel hükûmette temsil düzeyi 3’e çıkabilir. Zira,  başkan ve 2 yardımcısından oluşan meclis başkanlık heyetinin seçilen üyelerden olması şartı vardır. Bu durumda boşalan sandalyeye listeden en çok oy alan aday oturur.

Kerkük’ün “kardeşlik şehri” olduğunu en güçlü şekilde savunan Türkmenlerdir. 2003-2017  yıllarında Kürtlerin, 2017-2023 yıllarında ise Arapların sahip olduğu valilik görevini yeni dönemde Türkmenlerin üstlenmesi ihtimali, “kardeşlik şehri” tezine hizmet etme  potansiyeli olsa da zor görünüyor. Bu çerçevede uzun süredir istikrarsızlık ve kaosla dillerden düşmeyen Kerkük için en gerçekçi senaryonun bütün bileşenlerin dâhil olduğu bir meclistir. Nitekim 8 Mayıs 2023’te yayımlanan Irak Parlamento ve Vilayet Meclisleri Seçim Yasası’nın 13. maddesinin 3. Fıkrasında, “Kerkük vilayetindeki idari görevlerin, vilayetin bileşenleri arasında seçim sonuçlarını gözetmeksizin eşit bir şekilde dağıtılması” ifadesi yer alıyor.  Bütün bileşenlerin içinde olduğu meclis formülü, kimlik siyaseti temelli gerginliğin minimize edilmesini, birlikte yaşam kültürünün güçlenmesini ve vilayetin normalleşmesini hızlandırabilir. Ancak Irak genelinde seçimlere katılım oranı %41’ken, Kerkük’te %65’le ülkedeki en yüksek katılım oranının gerçekleşmesi, Kerküklülerin iradesinden ziyade tedirginliği de beraberinde getiriyor. Seçim öncesi Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin, “Kerkük’te yerel seçimlerin bileşenler arasında millî bir seçim olacağı” ifadesi hatırlandığında seçimlere tüm tarafların hayati önem atfettiği anlaşılıyor. Bu durum, rakip tarafların etnik temelli bir siyaset savunusunun da göstergesi. Bu nedenle Kerkük bileşenlerinin etnik kimlik siyasetinden ziyade bir üst kimlik olarak “Kerküklü kimliğini” temel alan yeni bir model ortaya çıkarması kentin geleceğine hizmet eder. Kerkük’te bu modelin başarılı olması, ülke geneline de yansıması hâlinde "Iraklılık” üst kimliğine örnek olabilir. Aksi senaryolar Kerkük’te ve dolayısıyla Irak’ta kaosun bitmeyeceği anlamına geliyor.

Bu makale 27 Aralık 2023 tarihinde Anadolu Ajansının web sitesinde “Kerkük seçimleri: Olası hükümet senaryoları” başlığıyla yayımlanmıştır.