Rusya-Ukrayna Savaşının Mağrip Bölgesine Yansımaları

Eski Sovyetler Birliği’yle Mağrip ülkeleri arasındaki ilişkiler, bu ülkelerin bağımsızlıklarından sonra kendileri için seçtikleri siyasi ve ideolojik yönelimlerinden dolayı aynı düzey ve nitelikte olmamıştır. Cezayir ile Kaddafi'nin darbeyle iktidarı ele geçirmesinin ardından Libya devlet yönetiminde sosyalist yaklaşımı benimserken, Tunus ve Fas liberal yaklaşıma yakın bir model benimsemiştir. Cezayir, Mağrip ülkeleri arasında Moskova’yla en yakın ilişkiye sahip ülke sayılmaktadır. Bu yakın ilişki, Sovyetler Birliği'nin Cezayir devrimini siyasi ve askerî olarak desteklediği Cezayir'in bağımsızlık öncesi dönemine kadar uzanır. Öte yandan Sovyetler Birliği bağımsızlık ilanından sonra dünyada Cezayir’le diplomatik ilişkiler kuran ilk ülke olmuştur. Bu ilişki, Rusya’nın özellikle yetmişli yıllarda Cezayir'in ulusal bir sanayi altyapısı inşa etmesine yardım etmesi ve askerî alanda bugüne kadar süren iki taraflı stratejik ortaklığın süregelmesiyle yıllar içinde daha da gelişmiştir.

Ülkeler arasındaki ilişkinin gücü genellikle karşılıklı resmî ziyaretlerin düzeyi ve taraflar arasında akdedilen anlaşmaların sayı ve türüyle ölçülmektedir. Bu bağlamda Rusya-Mağrip ilişkilerinde devlet başkanları düzeyindeki resmî ziyaretlerin sadece Cezayir, Fas ve Libya'yı kapsadığı gözlemlenmektedir. Tunus ve Moritanya’yı ise hiçbir Rus devlet başkanı ziyaret etmemiştir, yapılan resmî ziyaretler dışişleri bakanları ve daha düşük temsil seviyesine sahip kişilerle sınırlı kalmıştır. Rusya’yla Mağrip ülkeleri arasında imzalanan ikili anlaşmalardaysa Cezayir, taraflar arasında akdedilen stratejik ortaklık anlaşması dâhil çeşitli alanlarda 120 ortaklık anlaşmasıyla hem nicelik hem nitelik bakımından her zaman ilk sırada yer almıştır. Fas, Rusya’yla yaptığı ikili anlaşmaların niceliği ve niteliği açısından ikinci sırada yer almaktadır.

Diğer taraftan, tüm Mağrip ülkeleri 1990'ların başında Ukrayna'nın bağımsızlığını tanımıştır. Sovyetler Birliği'nden doğmuş olan bu yeni devlet 2014 yılına kadar Rusya’nın etkisinde kalsa da ülkenin yaptığı taraf değişikliği, Ukrayna-Mağrip ilişkilerinin hızını etkilememiştir. Nitekim bu ilişkiler, temel olarak Fas, Tunus ve Moritanya'nın buğday ihtiyaçlarının büyük bir kısmını Ukrayna’dan karşılamasına ve Ukrayna’yla Cezayir arasındaki teknik iş birliğine dayanmaktadır. 24 Şubat 2022'de Rus kuvvetleri Ukrayna'yı işgal ederek çok ciddi bir küresel krize ve uluslararası arenada, özellikle de küresel enerji ve gıda pazarlarında siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili aksamalara neden olmuştur. Mağrip bölgesi de özellikle güvenlik, enerji ve ticari ilişkiler boyutunda çatışmanın iki tarafıyla iç içe geçmiş karmaşık ilişkileri sebebiyle Ukrayna'daki savaşın etkilerinden uzak kalmamaktadır.

Savaşın Mağrip Bölgesine Güvenlik Alanındaki Yansımaları
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından her yıl yayımlanan silahlanma raporuna göre Cezayir, 2019 ve 2020 yıllarında silah ithalatının %79’unu Rusya’dan yapmıştır. İthalatın geri kalanıysa Almanya, Fransa, İtalya, BAE ve Çin’den yapılmaktadır. Hindistan ve Çin'den sonra Cezayir, Rusya’dan en çok silah ithal eden üçüncü ülke konumundadır. Dünya Bankası istatistiklerine göre, Cezayir'deki silahlanma harcamaları GSYİH'nin %6,7'sine karşılık gelen yıllık 11 milyar doları aşmaktadır. Bu suretle Cezayir, askerî harcamaların GSYİH'ye oranı bakımından dünyada silahlanmaya en çok pay ayıran dördüncü ülke konumunda bulunmaktadır. Rapor ayrıca, Fas ve Tunus'un 2019 ve 2020 yıllarındaki silah alımlarını tamamen ABD’den, Moritanya'nınsa ağırlıklı olarak Çin’den yaptığını göstermektedir. Stockholm Enstitüsü, Libya’daki durumun karmaşıklığı nedeniyle ülkeyle ilgili veri elde edememiştir.

Bu savaştan en çok Cezayir etkilenecek gibi görünmektedir. Nitekim Cezayir, onlarca yıldır silah kaynaklarını çeşitlendirecek ve hatta yerel savunma sanayisini güçlendirecek ve geliştirecek politikalar benimsemiştir. Bu nedenle ülkeye yapılacak olan Rus silah tedarikinin kesintiye uğraması beklenmektedir. Öte yandan, Tunus'taki kırılgan durum, Libya ve Sahel bölgesindeki silahlı çatışmalar, Fas’la kopuk diplomatik ilişkiler ve kapalı sınırlar göz önünde bulundurulduğunda Cezayir’in bu savaştan kaçınılmaz olarak etkileneceği açıktır. Söz konusu silah tedariki olduğunda, bir alternatifin bulunması ve yeni sistemlerin hızlıca devreye alınması kolay değildir. Nitekim, mesele alternatif tedarik kaynakları bulmak ve bunlarla satın alım anlaşmaları yapmaktan ibaret değildir. Bunun ötesinde, eski silah sistemlerinin yeni silahlara uyum sağlaması ve yeni silahların verimli bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli insan kaynaklarının eğitilmesi ve yetiştirilmesi için ihtiyaç duyulan zaman da çok önemli bir faktördür. Cezayir’e silah tedarikinde ikinci kaynağın %12 ile Almanya, üçüncü kaynağınsa %9,9’la Çin olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Rus silahlarına alternatif arayışıyla Cezayir bu iki ülkeye yönelebilecektir.

Savaşın Mağrip Bölgesine Enerji Alanındaki Yansımaları
Rusya, Avrupa Birliği'ne yılda yaklaşık 200 milyar metreküp gaz sağlamaktadır. Cezayir’inse Avrupa pazarına sattığı en yüksek miktar yıllık 51 milyar metreküpe ulaşmıştır. Bu sebeple, Avrupa pazarında Rus gazının yerini Cezayir gazının alması teknik açıdan pek mümkün değildir. Ayrıca Rusya-Cezayir ilişkilerinin derinliği ve Cezayir diplomasisinde müttefiklerine olan tarihsel sadakat göz önünde tutulduğunda Cezayir'in bu rolü üstlenmesi pek olası değildir. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararına ilişkin oylamada çekimser kalması, Cezayir’in bu yaklaşımının göstergesi niteliğindedir. Cezayir bakımından söz konusu olan tutumun, farklı hesaplar ve bağlamlarla Libya için de geçerli olduğu söylenebilir. Nitekim Libya’da Fransız ve İtalyan nüfuzu, Rusya, BAE ve Türkiye gibi diğer bölgesel aktörlerin lehine gerilemiştir. Bu durum, Libya’dan yapılacak herhangi bir tedarikin Rus gazının yerini almasını zorlaştırmaktadır. Libya petrol ve gaz bakanının açıklamasına göre, böylesi bir tedarik teknik açıdan imkânsızdır.

Cezayir ve Libya, Rus gazının yerine Avrupa pazarına gaz tedarik ederek bir kazanç sağlayamıyor olmalarına karşın, enerji fiyatlarındaki artıştan kaçınılmaz olarak kazançlı çıkacaklardır. Brent petrolün fiyatı, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının doğrudan bir sonucu olarak savaşın ikinci haftasında 140 doların eşiğine yaklaşmıştır. Ancak bir yanda Libya'daki bölünme ve çatışma, diğer yanda Cezayir'deki halk hareketinin ardından yaşanan siyasi kriz ortamında, reel ekonomilerin inşasında fiyatlardaki bu tarihî artıştan fayda sağlayıp sağlayamayacaklarını kestirmek zordur. Ayrıca dünyada enerji üreten birçok ülke yüksek fiyatlar nedeniyle elde ettikleri kazançları, yüksek gıda ve sanayi ürünleri fiyatları nedeniyle kaybedecektir. Enerji üreticisi olmamaları sebebiyle Tunus, Fas ve Moritanya'nın enerji fiyatlarındaki artıştan büyük ölçüde etkilenmesi beklenmektedir. Enerji fiyatlarındaki artışın bir sonucu olarak, kayıpları hemen hemen tüm imalatlara yansıyacak fiyat artışları sebebiyle ikiye katlanacaktır.

Savaşın Mağrip Bölgesine Ticaret Alanındaki Yansımaları
Ne Rusya ne de Ukrayna, mal ve hizmet ticareti açısından Mağrip ülkelerinin ithalat ve ihracatının ana kaynakları sayılmamaktadır. OECD'ye göre, 2019'da Cezayir’le Rusya arasındaki ticaret hacmi 1,66 milyar doları bulmuştur. Silah ticareti hariç, Cezayir'in Rusya'dan yaptığı ithalat toplam ithalatının sadece %4'ünü oluşturmaktadır. Ukrayna’yla ticaret hacmiyse yaklaşık 400 milyon dolarla Rusya’dan daha düşüktür. Cezayir, Ukrayna'dan yıllık 386 milyon dolar ithalat yapmaktadır ve bunun %70'ini demir oluşturmaktadır. Fas ve Rusya arasındaki ticaret hacmi yıllık 1,71 milyar dolarla Cezayir'inkiyle hemen hemen aynıdır ve kömür, Fas'ın Rusya'dan yaptığı 639 milyon dolarlık ithalatının yarısını oluşturmaktadır. Fas ve Ukrayna arasındaki ticaret hacmi, yıllık 381 milyon dolara ulaşmaktadır ve bunun 310 milyon doları Ukrayna’dan yapılan ithalat oluşturmaktadır. Yapılan ithalatın %50'den fazlasını buğday oluşturmaktadır. Tunus ile Rusya arasındaki ticaret hacmi yıllık 723 milyon doları bulmaktadır. Petrol türevleri, Tunus'un Rusya'dan yıllık 587 milyon dolarlık ithalatının %57,5'ini oluşturmaktadır. Tunus ile Ukrayna arasındaki ticaret hacmiyse yıllık 400 milyon dolara ulaşmaktadır ve bunun 394 milyon dolara tekabül eden yaklaşık %50'si buğday ithalatından kaynaklanmaktadır.

Libya ve Moritanya ile Rusya ve Ukrayna arasındaki ticaret hacmi çok zayıf olduğundan mevcut savaştan etkilenmeyeceklerdir. Savaşın Tunus, Cezayir ve Fas'a yansımaları ise genel olarak ikili ticaret açısından Cezayir'e hafif, özel olarak buğday ithalatı açısından Tunus ve Fas'a ise önemli bir etkisi olacaktır. Bu noktada buğday konusunu biraz daha detaylandırmak gerekir. OECD'ye göre, Rus ve Ukrayna buğdayı beraber Cezayir'in toplam buğday ithalatının %35'ini teşkil etmektedir. Cezayir, Cezayir pazarında bir zamanlar tekel konumunda olan Fransız buğdayına olan bağımlılığı azaltma ve Kanada ile Amerika pazarlarına açılma hedefiyle son iki yılda buğday ithalat kaynaklarını çeşitlendirmiştir. Görünen o ki, Rus ve Ukrayna buğdayının kesintiye uğramasından Cezayir çok fazla etkilenmeyecektir. Aynı durum, Rusya ve Ukrayna buğdayının toplam buğday ithalatının %30'unu oluşturduğu Fas için de geçerlidir. Fransa Fas’ın toplam ithalatından %40'a varan oranla aslan payını alırken, ihtiyacın geri kalanı Kanada'dan karşılanmaktadır. Rus ve Ukrayna buğdayının Fas'a sevk edilememesinden en kârlı belki de Fransa çıkacaktır. Fas için geçerli olan durum, buğday ihtiyacının %33'ünden fazlasını Rusya ve Ukrayna'dan sağlayan Moritanya için de geçerlidir. Bunun karşılığında Moritanya, buğday ihtiyacının %48,5’ini Fransa’dan temin etmektedir. Dolayısıyla bu bakımdan savaşın sonuçlarından Moritanya’da yararlanan taraf yine Fransa olacaktır.

Tunus, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşında en çok kaybeden Mağrip ülkesi sayılmaktadır. Nitekim Tunus, Rusya ve Ukrayna'dan buğday ihtiyacının %51'ini karşılamaktadır. İhtiyacının geri kalanını ise Fransa, İspanya, Bulgaristan ve Yunanistan'dan karşılamaktadır. Dolayısıyla Fransa'nın Tunus'ta da Rus ve Ukrayna kaynaklı buğday sevkiyatının kesilmesinden yarar sağlaması beklenmektedir. Libya ise Rus ve Ukrayna buğdayının kesintisinden etkilenmeyecek tek Mağrip ülkesidir. Çünkü ihtiyacının tamamını sırasıyla %52,7 oranında Kanada’dan, %29,8 oranında ABD’den, %12,3 oranında İspanya’dan ve %5,18 oranında Fransa’dan karşılamaktadır.

Beklenen Etkilerin Bir Özeti
Özellikle askerî operasyonlar henüz başlangıç aşamasında olduğundan, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının sonucu tahmin edilememektedir. Bununla birlikte, önceki verilere dayanarak savaşın uzaması ve Rusya’nın uzun vadeli bir yıpranma sürecine girmesi hâlinde, savaşın Mağrip ülkeleri üzerindeki etkileri, Moskova ve Kiev’le olan siyasi ve ekonomik bağların derecesine göre değişecektir. Bu etki üç ana unsur bağlamında ortaya çıkacaktır: Silah, enerji fiyatları ve buğday. Mağrip ülkelerinin buğday açıklarını kapatmak için Fransa, Kanada veya ABD üzerinden hızlı alternatifler üretmesi kolay olsa da silah satın alma konusunda alternatifler bulmak daha zor olacaktır ve daha uzun zaman alacaktır. Bu durum Cezayir için bir zorluk yaratacaktır. Öte yandan, enerji fiyatlarındaki yükselişten hem Cezayir hem Libya faydalanacakken bu artış, zaten ekonomik sorunlardan mustarip olan Tunus, Fas ve Moritanya'nın pek çok kaynağını tüketecektir.